ALLAH HAKKINDA HÜSNÜZAN 1. Şüphe yok ki en büyük ibadetlerden biri, Allah hakkında hüsnüzan beslemek (iyimser düşünmek) olduğu gibi, en büyük günahlardan biri de Allah hakkında suizanna girmektir (kötümser düşünmektir).
PekiNerede Buİnsanlar
2. Çünkü Allah, adil-i mutlaktır, sonsuz merhamet sahibidir, tüm kemal ve cemal sıfatlarıyla muttasıftır, şanına yakışmayacak her türlü noksan ve kötü sıfattan da münezzehtir.
3. Üstelik Allah’ın kullarına muamelesi, kulların O’nun hakkındaki zanlarına göre olabilir. Nitekim kutsi bir hadiste şöyle buyrulur: “Kulum Beni nasıl zannediyorsa Ben öyleyim.” Başka bir hadise ise “Allah’a karşı hüsnüzan besleyin” buyrulur. (Müslim)
1. İslamın ilk asırlarında din; bir dünya görüşü sunuyor, yeni bir kültür ve medeniyet inşa ediyor, varlık ve insana karşı yeni bir bakış açısı kazandırıyor, sosyal hayatı tanzim ediyordu. Günümüzde ise salt inanç ilkelerine ve ritüellere indirgenmiş durumda.
SıraSana Gelmeden
2. Bütün boyutlarıyla yaşanmayan bir din hakkında isabetli yorumlar ortaya koyabilmek gerçekten çok zor. Tatbik edilmediği ve hayata taşınmadığı için ne gerçek ihtiyaçlar görülebiliyor ne de söylenilenler anlaşılıyor. Bu yüzden çoğu tartışma, teori ve polemikten öte geçemiyor.
3. Kimileri onu vicdana veya cami duvarları arasına hapsetmeye çalışıyor, kimisi de sadece teorik ve felsefi cephesiyle ele alıyor. Bir türlü bütüncül bir bakış yakalanamıyor, dinin ruhuna vâkıf olunamıyor, zaman ve şartlara uygun yorumlar yapılamıyor.
Âlimlerin dünyevî çıkarlar peşinde koşması, savundukları hak ve hakikate gölge düşüreceği gibi, herhangi bir dünyevî otoriteye kayıtsız şartsız boyun eğmeleri veya onların güdümüne girmeleri de sahip oldukları ilme ihanet demektir. tr724.com/zalim-yonetici…
Ulema, şunun bunun değil hakikatin sözcüsü olabildiği, zayıf ve mazlumları savunduğu, her tür baskıcı otoriteye meydan okuduğu nispette kendisi olarak kalacaktır.
Âlimler, korkacaklarsa zalim yöneticilerden değil, asıl Allah’tan korkmalıdırlar. Çünkü, “Allah’ın gücü yegâne üstün, cezası da daha şiddetlidir,” (en-Nisa, 4/84).
“Her kim ilmi şu dört şey için talep ederse Cehenneme girer. Âlimlerle karşılıklı öğünmek, cahillerle çekişmek, insanların ilgi ve alakasını kendisine yöneltmek ve yöneticilerden bir şeyler almak.” (Darimî, Sünen, 1/374; Tirmizi, İlim 19) tr724.com/zalim-yonetici…
İlim, bu tür şeyler için öğrenilmez. İlim öğrenmenin maksadı ne kişinin egosunu güçlendirmesidir ne statü kazanması ne de birilerinin gözüne girmesi.
İlmin maksadı, insanlığa hayırlı ve faydalı işler yapabilmek, insanlara gerçek özgürlüğe giden yolu gösterebilmek, onların hayatına anlam katabilmek, yeni bir kimlik inşa edebilmek, zihnî ve ahlakî bir dönüşüm gerçekleştirebilmektir.
1. İktidara yakın duran ve onların politikalarını meşrulaştırma görevini üstlenen ulemanın, elde edeceği makam ve mevkilerle dünyasını mamur hale getireceğinde şüphe yoktur. Fakat aynı ölçüde onların ahiretlerini tehlikeye atacaklarından da şüphe edilmez. tr724.com/zalim-yonetici…
2. Zira bütünüyle siyasete eklemlenen ve yöneticilerin emri altına giren ulema hem kendileri için en büyük vazife olan emr-i bi’l-maruf nehy-i ani’l-münker vazifesini yerine getiremeyecek hem de dine aykırı fetvalar vermeye mecbur kalacaktır.
3. Bu yüzden Efendimiz şu hadislerinde sultanlara yakın olmanın tehlikelerine dikkat çekmiş, iktidar mensuplarıyla içli dışlı olmayı yasaklamıştır:
“Sultanların yanına giden, fitneye düşer.” (Ebû Dâvud)
“Kimin sultana yakınlığı artarsa, Allah’tan uzaklığı da artar.” (Ebû Dâvud)
1. Habil ile Kabil, ikisi de Hz. Âdem’in evladı! Biri, öz be öz kardeşinin canına kıyacak kadar tefessüh etmiş bir vicdana sahip; diğeri ise “Beni öldürmek için el kaldırsan bile, ben seni öldürmek için el kaldırmam.” (el-Maide, 28) diyecek kadar mürüvvet ve insanlık sahibi.
2. Cenab-ı Hak, Kur’an’ı Kerim’de bu hikayeyi bize nakletmek suretiyle hem kıskançlık ve hasedin insanı nasıl gözü kanlı bir cani haline getirebileceğine hem de ademoğlunun esfel-i safilin ile âlây-ı illiyyîn arasındaki değişken konumuna dikkat çekiyor.
3. Mevlananın ifadesiyle insan bazen öyle manevi dereceler elde ediyor ki melekleri imrendiriyor, bazen de öyle derekelere düşüyor ve insani değerleri öyle ayaklar altına alıyor ki şeytanları tiksindiriyor.