Efendim malumunuz uzun süredir kariyer basamaklarından teker teker yuvarlanışıma sebep olan olayları flood şeklinde yazmıyordum. İçinden geçtiğimiz stresli günlerde sizleri bir anlık da olsa belki tebessüm ettirir, bana da bir değişiklik olur diyerek tekrardan yazmak istedim.
Lan gözlük bize ne senin anılarından demiyorsanız ve çaylar hazırsa her şey yolunda giderken tek bir cümle ile 10 saniyede nasıl emperyalizmin uşağı olduğumu anlatıyorum.
Efendim sene 3310 telefonların renkli kapaklarına servet harcanan, deri kılıflı telefonların kemer kenarında ay gibi parladığı seneler. O zaman havacılık aklımın ucundan geçmiyor. Hem lisede radyo tv okuyorum üniversitede de hedefim orası. Okulda elime mikrofonu verdiklerinden+
+beri damarda gazetecilik akıyor ama öyle böyle akmıyor. Okulda her şey güzel gidiyor ama bir süre sonra bize dediler ki sizin staj yapmanız lazım. Öyle düğünde halay çekerken elindeki kamerayla halayın ritmine eşlik eden düğün kameramanı gibi rahat rahat dolaşamazsınız dediler.
O zamanlar sosyal medya yok, iş bulma siteleri emekleme devrinde. İnternetten İrem-Hayalet Sevgilim mp3 indiriyoruz bir de Pıhlamur yazıp 2222'ye gönderince 30 kontör gittiği için manuel olarak Ihlamurlar Altında polifonik melodi kodlarına bakıyoruz. Yani verimli kullanıyoruz
Hal böyle olunca bizi staj yapacak yer bulma telaşı aldı. Tanıdığı olanlar Trt'ye gitti ben de bir tanıdık bulup Trt'ye gittim fakat benim tanıdık muhtemelen çok sevilmeyen birisi olacak ki Trt binasında 15 gün çim biçtim, bahçe düzenlemesi yaptım. Neyse ki sonra bir haber+
kanalında biraz da yüzsüzlük yapıp oldu bittiye getirerek staja başladım. Staja başladım ama staj bitince hadi eyvallah deyip giderseniz bu sektörde iş bulmak zor. Resmi olarak staj bitti ben hala gidip geliyorum. Özel kanal olduğu için iş de yaptırıyorlar.
Mesela canlı yayın aracı vardı benden başkasına yıkatmazlardı sonra ofisin damacanası vardı öyle güzel damacana değiştirirdim ki bütün ofis hayran kalırdı bana. Övünmek gibi olmasın girdiğim sektörün hakkını verir, o sektörde yeni ufuklar açarım her zaman.
Böyle gide gele 1,5 sene geçti. Para yok, yemek fişi yok, yol parası desen yok kameraman ve muhabirler arada ısmarlıyor ama onların da bütçesi belli kimseye bir şey diyemiyorsun. Evden de destek yok 1,5 senedir gidiyorum para almıyorum diyemiyorsun hemen düzgün bir işe girseydin+
+silahı çıkıveriyor ama ben yine de her sabah Ali Kırca gibi çıkıyorum evden. Ama öyle tam Ali Kırca değil yani sabah kahvaltı evden ekmek arası, öğlen kimse bir şey ısmarlamazsa akşam üstü simit. Ali Kırca giriş paketi gibi düşün reklamlı versiyon. Sürekli simit reklamı çıkıyor
Bugün belki birisi işi bırakır da işe alacak adam lazım olur işte o anda ofiste göz önünde olmalıyım motivasyonuyla gidiyorum ben. Haberlere gidiyoruz canlı yayınlara gidiyoruz işi de öğreniyorum bir yandan çevre ediniyorum.
Sabah mecliste çay içiyoruz, öğleden sonra atıyorum dışişleri resmi konutunda pasta ikram ediyorlar ülkenin siyasetine yön veren adamlarla gününü geçiriyorsun hoop akşam evde kurufasulye pilav cepte 5lira var. Ee insanın şirazesi ister istemez kayıyor.
Efendim yine bu şartlar içinde bir gün ofise geldim 1 Mayıs için Sıhhiye meydanından canlı yayın yapacağız. İşte her saat başı haber bültenine bağlantı yapıyoruz sonra da ana haber için görüntü röportaj vs.
Fakat o dönem her 1 Mayıs olaylı geçiyor. Sabah güzel, öğlen halaylar falan akşam ortalık Aşk-ı Memn-u final bölümü gibi karışıyor. Gerçi banane basın özgürlüğü var basın mensubuna dokunmazlar diyerek muhtar gibi alana giriş yapıyorum.
Giriş yapıyorum ama bizim ekibi bulamıyorum. Dedikleri yere gidiyorum evet canlı yayın araçları var ama bizimki yok. Bu arada o dönemler omuzda kamerayla elde mikrofonla dolaşmak büyük hava. Herkes kafayı çevirip size bakıyor. Malum şimdiki gibi değil telefonlarda kamera olayı+
Çok zenginlerde yeni yeni başlamış, metrekareye sıfır youtuber düşüyor doğal olarak halkımız omuzunda 10 kiloluk kamerayla yürüyen birisini görünce şöyle bir kafasını çevirip bakıyor. Mesleğin fazla havalı olduğu zamanlar. Birisi adres sorsa "Ben kamermanım ehe" diyorum o derece
Neyse zar zor bizim canlı yayın aracını buldum ama araç başka bir araç yani dıştan farklı. Ne kanalın logosu var ne yazı var ne önünde duran basın kartı muadili gibi olan kart var dümdüz araba. Şimdi insan uzun süre paspaslarına kadar aynı arabayı yıkayınca ister istemez+
duygusal bir bağ oluyor. İnceden bir moralim bozuldu ama oğlum şekillere takılma bu arabaya da ısınırsın diyerek işime başladım. İşim de kameraman abime çay götürmek arkasında kablosuna kimsenin basmamasını sağlamak ara ara kendisini övmek. Çünkü bunların sonucunda
canlı yayın aralarında kamerayla bir iki teknik çalışacağım kameraya dokunmama müsaade edilecek. Sonuçta sabah akşam simit yiyen insanız kaç bin dolarlık alete öyle hemen dokunulmaz. Ben tabii ki görev aşkıyla verilen her görevi yapıyorum.
Bu arada 1 Mayıs kutlama kalabalığı yavaş yavaş azalmaya başlarken yanıma bir hanımefendi geldi. Hem de öyle böyle gelme değil baya sohbet ediyor. Yani normal şartlarda ben yanına gelip sohbet açılacak çekicilikte birisi değilim. Pencereden kafayı uzatsan 10 dakika içinde benden+
6-7 tane sokaktan geçiyor zaten. Ama ben hemen anladım kamera vs. kız da onun havasına kapıldı. Benden etkilenmese bile ait olduğum iş ve kurum onu harekete geçirdi. Ee aşk da bizi böyle bulacakmış şeklindeki yazı beynimdeki led tabelada yanıp yanıp sönmeye başladı doğal olarak
Sohbet 5 dakika sürdü ama laf lafı açtı tabii ki konu tam da istediğim yere geldi. Müstakbel sevgilim şu araba sizin kanalın mı diye sorunca gururla evet dedim. Aa hangi kanal deyince yine tereddüt etmeden "XXX Türk ya hani var ya" dedim. Kanalın adını tahmin ettiniz sanırım.
Kız teşekkür etti gitti. Yaklaşık 2 dakika sonra 10-15 kişilik bir grup bu araba sizin kanalın arabası mı deyince ben de"Eveeeet XXX Türk" diye yine gurula cevap verince aralarından birisi osmanlı tokadını tertemiz yalattı bana. Hakkını vereyim çok kaliteli tokattı. Tokatın da
etkisiyle ben arabaya doğru diğer ekip arkadaşlarımı uyarmak için koşmaya başladım demek isterdim ama tamamen dayaktan kaçmak için o yöne doğru koşmaya başladım zaten 10-15 adım mesafe var. Ben koşunca az önce tek tokatla birazdan birazdan atacağı dayağın adeta rezervasyonunu+
yapan grup da koşmaya başladı. Tabii bizim ekip ne oluyor ya diyemeden karşı gruptan birisi Emperyalizmin uşakları Amerikan pi*leri diye haykırınca olay koptu. Ben ilk başta bu etiketi üstüme almasam da ani gelişen olaylar beni hemen Amerikan pi*i olduğuma ikna etti
Zaten ikna olmamak elde değil çünkü karşı grup gerçekten dayak atmayı çok iyi biliyor. O kadar seri ve ikna edici dövüyor ki sanki yıllar önce Hiroşima'ya atılan atom bombasının emrini ben vermişim gibi hissediyorum. Bu arada gözüm bizim ekibin geri kalan emperyalist uşaklarını+
+arıyor toplam da 4 uşağız zaten. İkisi canlı yayın aracının içinde ki o aracın arka kısmı camsızdır nispeten korumalı ama teknisyen abi ile ben dışarıda kaldığımız için Türkiye'nin başkentinin merkezinde senkronize dayak yiyoruz. Ee uşaklık kolay değil taşlı yollardan geçiyorsun
Yediğimiz dayak tüm hızıyla devam ederken bir ara kaldırım taşı söken birisi gözüme ilişti. Böyle iki hamlede falan söküyor o an içim biraz rahatladı sonuçta bizi o grup da dövebilirdi ama bizimkiler alet edevatı üzerimizde kullanmıyordu o konuda hala kendilerini takdir ederim
Ben Ankara doğumluyum ama yediğim dayağa baktığın zaman en az bir New Jersey ne bileyim bir San Francisco doğumlu olmam lazım dersin. Her neyse konuyu çok dağıtmadan tekrar dayağa dönelim arka planda dayak boşa akmasın.
Toplamda 4 kişiyi 15 kişi dövünce olaylar da ani gelişiyor. Karşı grup görev dağılımını iyi yaptığı için 8 kişi bizim arabayı taşlarken geri kalan 7 kişi adeta vardiyalı şekilde hem benle teknisyeni dövüyor hem de kameraları kırmaya çalışıyor. İş bölümü de üst seviyede.
Baktım olacak gibi değil kendimi yere bırakıverdim en azından cenin pozisyonunda daha az darbe alırım diye düşündüm ama yerdeyken bunun aslında çok kötü bir fikir olduğunu hemen anladım. Zira karşı grup bizi gerçekten çok kaliteli dövüyordu. Bir ara dayak azalır gibi oldu+
+tam o sırada dayak ortağım teknisyen abi sağolsun karşı gruba küfür edince azalan ve ivmesi düşen dayak eskisinden daha da coşkulu bir şekilde adeta üzerinde Halis Karataş'la son 100 metreye giren yarış atı Bold Pilot gibi şahlanıverdi.
Adam bizi yerde emperyalizmin uşağı diye tekmeliyor "Abi bak bunlar maaş alıyor ama ben bedava çalışıyorum, emperyalizmin uşağı sabah akşam simit yer mi kurban olayım" diyemiyorum. Hayır kaldı ki eğer emperyalizm benim uşaklıma kadar düştüyse zaten 1-2 seneye kendi kendine biter
sen niye beni tekmeliyorsun. Ama bir yerden olay çıkacak ya o gün bizi buldu işte. Eğer burayı bir şekilde okuyorlarsa haklarını helal etsinler 2 sivil polisle civardaki otellerde kalan 2 müşteri geldi de bizim dayak önce hafifledi sonra kesildi. Olayın çıkışı da benim salaklığım
Bizim kanal Amerika merkezli diye arabadaki logolar, kameralardaki logolar, mikrofonlardaki logolar hepsi bir gün önceden sökülmüş olay çıkarsa ilk hedef olmayalım diye fakat kimse bana bu detayı vermedi. Ben de bana yem olarak gelen kıza (ama çok güzeldi) civelek gibi anlatınca
Ankara'nın göbeğinde olayların açılış dayağını yedik. Zaten o ara eş zamanlı ortalık karıştı. Sökülen kaldırım taşları kırılan trafik ışıkları reklam panoları vs. Ama işte bizim dezavantajımız açılış dayağı yememiz oldu. Adamlar diri, yorulmamış.
Adamın vurduğu yerdeki sinirler dokular falan önce uyuşuyor sonra 90'ların sonunda aniden dağılan Sovyetler Birliği gibi dağılıyor. Yani yaptığı işi iyi yapan insanın da hakkını vermek lazım şimdi. Bu arada yemek, maaş, yol vs+
+vermeyen şirketin beni hastaneye götürmesi ve ücretsiz pansuman servisi almam günümü bir nebze neşelendirdi yalan yok. Şirket içinde bir süre dayağa sebep olarak gösterilsem de zaman geçtikçe eski itibarıma kavuşup yine ofisteki damacanaları neşe içinde sebile taktım.
Gel zaman git zaman hem böyle ufak tefek aksilikler hem de maddi sıkıntılar iyiden iyiye paçalardan yakalayınca önce askerlik girdi araya sonra da havacılık sektörüne minik bir geçiş yaptım. Ama bak havası çok güzeldi o zaman herkes bakardı metroya kamerayla falan binince
Sözü şimdi İstanbul stüdyolarına bırakıyorum, evet çok zor şartlarda yayın yapıyoruz, bayram trafiği arefe gününden başladı cümlelerini elimde mikrofonla hafif yorgun gözlerle kameraya bakarak söylemek için çok uğraştım ama olmayınca olmuyor işte neyse çok uzatmayım.
Efendim okurken yorulan gözleriniz için ve gözden kaçan imla hataları için teker teker özür dilerim. Bana tahammül ettiğiniz için de ayrıca teşekkür ederim. Alican Sıcak Gelişme ile kaliteli dayak yeme saati şimdilik sona erdi.
Esen Kalın

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with alican sıcak gelişme

alican sıcak gelişme Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @alicanteee

14 May 17
Hesapsızca yediğim pasta yüzünden uçağın business bölümünü nasıl panayır yerine çevirdiğimi anlatıyorum o zaman. Çaylar hazırsa başlıyorum.
Harika bir sonbahar günü ne çok sıcak ne de çok soğuk en sevdiğim havalar, uykumu da almışım keyfim yerinde uçuşa gidiyorum.
Ben yine üniformayı giyince çok yakışıklı olduğumu zannederek havalimanına geldim ama erken gelmişim ekip odasında oturuyorum.
Read 89 tweets
4 Mar 17
''İyilikten maraz doğar'' sözünü askerdeyken bir komutan ve ailesine nasıl canlı örneklerle ispatladım anlatıyorum. Çaylar hazır mı?
Efendim askerlik zamanları vatani görev dedik düştük yolllara. Dediler ki sen şu sınır kapısını bekleyeceksin aman düşmana geçit verme.
Tamam dedim. Görev yapacağım yere gider gitmez askerlerden birisi beni alıp nerelisin dedi, dedim ki Ankara'lıyım. Aha gel o zaman dedi
Read 73 tweets
20 Feb 17
Basit bir check-in görevlisi ünlü iş adamının evlilik hayatının dibine nasıl dinamit koyabilir diyorsanız çayları koyun anlatıyorum
Efendim havacılığa ilk adım attığım zamanlar havalimanında çalışıyorum yolcu hizmetleri memuru olarak. Güzel bir cuma günü
Cuma günleri normalden daha kalabalık olur doğal olarak, hatta gereksiz bir de detay vereyim Koç Holding ceosu var kendisi İngiliz
Read 61 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!