İşlediği Cinayetlerin Beynindeki Bir Tümör Yüzünden Olabileceği İddia Edilen Seri Katil: Charles Whitman Image
Charles Whitman 1966 yılında Teksas Üniversitesi gözlem kulesine çıkarak eşi ve annesi dahil 16 kişiyi öldürüp, 30 kişiyi de yaralamış. Bu cinayetleri işlemeden önce de bir not bırakmış.
Beyninde bir şeylerin olduğundan şüphe etmiş nitekim haklıymış da. Beyninde bir tümör varmış ve iddialara göre bu da bazı davranışlarında etkili olabiliyormıuş.
David Eagleman'in Beynin Gizli Hayatı adlı kitabında geçen bir olayı alıntıladık. Olayın ilginçliğinin yanı sıra asıl suçlunun, kişinin kendisi mi yoksa beynindeki hasar sonucu dışavuran bir başka kişilik mi olduğuna dair sorular ise gerçekten can sıkıcı.
Kafamızın içinde taşıdığımız 1.5 kg ağırlığındaki organ, nasıl oluyor da kuzu gibi bir insanı acımasız bir seri katile çevirebiliyor? İnsanoğlu gerçekten bu kadar korunmasız mı?
Charles Whitman, 1966 ağustosunun sıcak ve nemli ilk gününde, kendisini Austin’deki Teksas Üniversitesi kulesinin en üst katına götürecek olan asansöre bindi. Image
25 yaşındaki genç, daha sonra bir bavul dolusu silah ve cephaneyi de peşinden sürükleyerek üç kat merdiven çıktı ve gözlem alanına ulaştı.
Burada önce silahın dipçiğiyle danışma görevlisini öldürdü, ardından merdiven aralığından çıkmakta olan iki turist ailesine ateş açtı, en sonunda da aşağıdaki insanlara gelişigüzel ateş etmeye başladı.
Vurduğu ilk kadın hamileydi. Ona yardım etmek için koşanlar da Whitman’in silahından nasibini aldı. ve sonra da sokaktaki yayalar ve onları kurtarmaya gelen ambulans şoförleri.
Whitman, bir gece öncesinde daktilonun başına geçmiş ve bir intihar notu yazmıştı: Image
"Kendimi şu günlerde tam olarak anlayamıyorum. Aklı başında ve zeki bir genç olarak tanınmaktayım ama son zamanlarda (ne zaman başladığımı hatırlayamıyorum) birçok sıra dışı ve mantıksız düşüncenin kurbanı olmuş durumdayım."
Saldırının haberi yayılırken austin'deki bütün polis memurları da yerleşkeye yönlendirildi. Birkaç saat sonra üç memur ve hızla görevlendirilen bir vatandaş merdivenleri çıkmayı ve Whitman'i öldürmeyi başardı. Whitman hariç on üç kişi öldürülmüş, otuz üç kişi de yaralanmıştı.
Ertesi gün bütün manşetlerde whitman’ın saldırısı vardı. Polis, ipucu bulmak için evine gittiğinde ise, tablonun göründüğünden de ağır olduğu ortaya çıktı: Image
Whitman, saldırı gününün çok daha erken saatlerinde önce annesini, ardından da uykusunda bıçaklamak suretiyle karısını öldürmüştü. Bu ilk cinayetlerden sonra intihar notuna geri dönmüş ve bu sefer el yazısıyla devam etmişti.
"Karım Kathy’yi bu gece öldürmeye, ancak üzerinde çok uzun süre düşündükten sonra karar verdim. Onu çok seviyorum, ayrıca her erkeğin düşlediği türden, çok iyi bir eş de oldu bana. Bunu yapmama neden olacak mantıklı hiçbir neden gelmiyor aklıma."
Cinayetlerin yarattığı şokun yanında, daha gizli, yeni bir sürpriz de vardı: Sapkınca davranışlarıyla sıradan kişisel hayatının üst üste binmişliği. Eski bir izci olan Whitman, deniz piyadesi olarak çalışmış, ardından da banka memurluğu yapmıştı.
Austin izcileri 5. grup izci başılığı için gönüllü de olan Whitman’ın çocukluğunda Stanford binet zekâ testinden aldığı 138 puan ise, onu ilk yüzde 0,1’lik dilime yerleştirmişti.
Bu nedenle Teksas Üniversitesi kulesinde ayrım gözetmeksizin gerçekleştirdiği kanlı saldırının ardından, herkes bir açıklama bekler olmuştu.
Aslına bakılırsa, Whitman’ın da beklediği buydu. İntihar notunda, beyninde bir şeylerin değişikliğe uğrayıp uğramadığını belirlemek üzere kendisine otopsi yapılması isteğinde bulunmuştu; çünkü kendisi de bundan kuşkulanmaktaydı. saldırıdan birkaç ay önce günlüğüne şöyle yazmıştı:
"Bir keresinde bir doktorla iki saat kadar konuşup, ona çok güçlü biçimde hissettiğim şiddet duygusunun altında ezildiğimi anlatmaya çalıştım.
O seanstan sonra doktoru bir daha görmedim. O zamandan beri bu zihinsel çalkantıyla tek başıma mücadele etmekteyim ve görünen o ki, hiçbir yararı yok."
Whitman’ın cesedi morga götürüldü, kafatası kemik testeresiyle açıldı ve beyin çıkarıldı. Otopsi incelemesini yapan doktor, beyinde bozuk para büyüklüğünde bir tümör buldu. Gliyoblastom adı verilen bu tümör, talamus denilen yapının alt kısmından çıkıp hipotalamusa uzanıyor Image
ve amigdala olarak bilinen üçüncü bir yapıyı sıkıştırıyordu. Amigdala, özellikle de korku ve saldırganlık merkezinde olmak üzere, duygu mekanizmasının düzenlenmesinden sorumludur.
1800’lerin sonlarında, araştırmacılar amigdalanın hasar görmesiyle duygusal ve toplumsal rahatsızlıklar yaşandığını keşfetmişlerdi.
1930’lu yıllarda ise Heinrich Klüver ve Paul Bucy adlı biyologlar, amigdalası zarar gören maymunlarda korkusuzluk, duygusal körelme ve aşırı tepki gibi bir dizi belirti ortaya çıktığını gösterdiler. Amigdalası hasarlı dişi maymunların annelik davranışları bile bozuluyor,
bu maymunlar sıklıkla yavrularını ihmal ediyor ya da onlara fiziksel tacizde bulunuyorlardı. Sağlıklı insanlarda ise amigdalanın etkinliği, özellikle ürkütücü yüzler gördüklerinde, korkulu anlar ya da toplumsal fobiler yaşadıklarında artar.
sonuçta Whitman’ın kendisiyle ilgili sezgileri, beynindeki bir şeylerin davranışlarını değiştirdiği gerçekten de son derece isabetliydi.
"Çok sevdiğim bu iki insanı da vahşice öldürmüş gibi göründüğümü tahmin ediyorum ama ben işi hızlı ve tam biçimde yapmaya çalıştım yalnızca. Eğer yaşam sigortası poliçem hâlâ geçerliyse lütfen borçlarımı ödeyin.
Geri kalanını da ismimi vermeden bir akıl sağlığı kuruluşuna bağışlayın. Bu tür trajediler, belki de araştırmalar sonucunda önlenebilir."
Whitman’daki değişimi fark eden başkaları da vardı. Yakın arkadaşı Elaine Fuess “Tümüyle normal göründüğünde bile, içindeki bir şeyleri denetlemeye çalıştığı izlenimini veriyordu” diye anlatmıştı.
O “bir şeyler” tahminen Whitman’ın içindeki öfkeli, saldırgan zombi programlar topluluğuydu. Daha sakin ve akılcı olan taraflar, tepkisel, şiddete eğilimli taraflarla mücadeleyi sürdürse de tümörle gelen hasar dengeyi öyle bozmuştu ki, savaş artık adil olmaktan çıkmıştı.
Peki, kendisi o gün ölmemiş olsaydı, onun için normalde uygun göreceğiniz cezaya bir etkisi olur muydu?

Whitman, bizi aslında suçtan “sorumlu tutulabilirlik” sorununa götürmektedir. Adli bir ifade kullanacak olursak, bu adam yaptıklarından sorumlu tutulabilir miydi?
Fikirlerinizi yorum olarak belirtebilirsiniz :)

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Esrarengiz Olaylar

Esrarengiz Olaylar Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @esrarengizdurum

5 Jan
Rusya'nın Şeytanı Olarak Bilinen, Öldürülemeyen Bir Ölümlü: Grigory Rasputin Image
İlginç kişiliklerle dolu olan Rus tarihinin belki de en ilginç karakteridir Rasputin. Özellikle ikna yeteneği ile ön plana çıkan Rasputin, kadınlara olan düşkünlüğü ile birlikte ‘seks makinası’ olarak da bilinen ve
bu söylentiler sonucunda öldükten sonra penisi alınarak, deneylerde kullanılmak üzere bir kavanozda saklanan birisidir.
Read 39 tweets
1 Jan
Silah Türü ve Mermi Hızına Göre Ateşli Silah Yaralanmasının Vücutta Bırakacağı İzler
Ateşli silahla yaralanmanın nasıl bir resim ile sonuçlanacağı; tahmin edilebileceği üzere kullanılan silah türü, mermi, merminin hızı ve isabet ettiği kısım gibi faktörlere bağlıdır.
Belirli bir mesafede yivsiz tüfeğin sebebiyet vereceği yaralanma ile yivli av tüfeğinin veya tabancanın sebebiyet vereceği yaralanma eşdeğer olmayacaktır.
Read 19 tweets
31 Dec 20
Yaşanan Paranormal Olaylarla Bilinen, Bermuda Şeytan Üçgeninden Çok Daha Tehlikeli Yerler
Bass Strait Üçgeni
Avustralya'nın Bermuda Üçgeni olarak bilinen Bass Strait, Avustralya'nın güney kıyısında Viktorya ve Tazmanya arasında bulunan bir su kaynağı
Read 34 tweets
30 Dec 20
13 Yaşında Kaybolan Çocuğun Yerine Geçerek Ailesini Aylarca Kandıran Genç: Frederic Bourdin Image
13 yaşındaki Nicholas Barclay, 1994 yılında arkadaşlarıyla basketbol oynarken kayboluyor. Image
Nicholas ilk kaybolduğunda ailesi polise başvurmuyor. Çünkü Nicholas sorunlu bir çocuktu ve kaybolduğu tarihin ertesi günü bir mahkeme duruşması vardı.
Read 16 tweets
13 Dec 20
Zirvenin karanlık yüzü: Everest’te 270’den fazla ceset
Dünyanın en yüksek dağı Everest’e tırmanan her 10 kişiden 1’i can veriyor.
Yaklaşık 8 bin 850 metre olan dağa tırmanmaya çalışan dağcılara, şartlar çok zor olduğu için başka dağcılar da yardım edemiyor ve cesetler dağın üzerinde terk ediliyor.
Read 21 tweets
11 Dec 20
DENİZİN 30 METRE ALTINDA 3 GÜN YAŞAYAN HARRISON OKONE'NİN İNANILMAZ HİKAYESİ Image
2013 yılının mayıs ayında, 12 kişilik bir deniz mürettebatıyla denize açılan petrol arama platformuna ait üç römorkör teknesinden birinde Harrison aşçı olarak görev almıştı. Amaçları çoğu Nijeryalı gibi para kazanmaktı. Ancak bu iş oldukça zordu.
Mürettebat koskoca okyanusun içinde başlarına gelebilecekleri tahmin etseler de işlerini yapmak için yine de denize açılmıştı. Mürettebatın bu deniz yolculuğunda, okyanusun bilinen hava koşullarının dışında yaşayabilecekleri başka bir risk de vardı; korsanlar.
Read 60 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!