Bundan yüz yıl önce Alman hekim Otto Warburg, kanser hücrelerinin glikoz şekerindeki enerjiyi nasıl kullandığını gözlemledi.
Warburg, ilginç bir durumla karşılaştı. Kanser hücreleri, şekerdeki enerjiyi oldukça düşük verimli şekilde kullanıyordu.
Warburg, kanser hücrelerinin glikoz şekerini maya mantarları gibi fermante ettiğini gözlemledi. Oysa hücrelerin şekeri oksijen kullanarak yakması halinde çok daha fazla enerji üretilmesi mümkündü.
Kanser hücrelerinin bu "verimsiz" tercihi, uzun süre tartışıldı.
Bilim çevreleri bu tercihin ardında, kanser hücrelerinin “enerji merkezleri” diye bilinen mitokondrilere sahip olmadığı hipotezini uzun süre tartıştı fakat konu yaklaşık yüz yıldır açıklığa kavuşturulamadı.
21 Ocak 2021'de hakemli bilim dergisi Science’da Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi’nden immünolojist Ming Li’nin öncülük ettiği bir araştırma ekibinin makalesi yayımlandı.
Tam olarak bu konuyu açıklığa kavuşturan argümanlar ortaya atıldı.
Araştırmaya göre, kanser hücresinde kritik bir göreve sahip PI3 isimli enzim bulunuyor. Söz konusu enzimin, sinyal iletimi gibi önemli bir vasfı var ve bu enzim işaret verdiğinde kanser hücresi büyüyerek bölünmek üzere harekete geçiyor.
Hücrenin glikoz şekerini oksijenle yakarak enerjiye dönüştürmesi halinde bölünme ve çoğalma organizatörü olan PI3 enziminin etkinliğinin azaldığı saptandı.
Özetle, kanser hücresinin önünde "fazla enerji ve geç çoğalma" ile "az enerji ve hızlı çoğalma" seçenekleri bulunuyor.
Kanser hücreleri, bu seçenekler arasından hızlı büyüme ve çoğalmayı tercih ediyor. Böylece glikoz şekerini enerjiye dönüştürürken verimsiz yöntemi tercih ediyor ve PI3 enziminin büyümeyi etkili şekilde organize etmesini sağlıyor.
Moleküler biyoloji veya harp doktrini... Hiç fark etmiyor. Komutanlar her ikisi için de kritik öneme sahip.
Papa ve Leydi Rothschild'in büyük ortaklığı: The Council for Inclusive Capitalism...
Yönetim altındaki varlık: 10.5 trilyon dolar,
Piyasa değeri: 2,1 trilyon dolar,
İnsan gücü: 200 milyon işçi,
Faaliyet alanı: 163 ülke...
Ortaklık, ünlü destekçilerini "muhafız" olarak niteliyor. Muhafızlar kimler mi:
Mastercard Ceo'su Ajay Banga
Allianz başkanı Oliver Bate
Dupont Ceo'su Edward Breen
BM finans temsilcisi Mark Carney
OECD genel sekreteri Angel Guria
Visa başkanı Alfred Kelly
Bu kadar mı? Hayır.
BP baş yöneticisi Bernard Looney
Bank of America Ceo'su Brian Moynihan
Guardian Ceo'su Daenna Mulligan
Rockefeller Vakfı başkanı Rajiv Shah
Ford Vakfı başkanı Darren Walker
Türkiye'nin işgal edilmesi halinde yapılacaklar, direniş için hazırlanan planlar, korunacak üsler, silahlar, cephaneler, erzak ve ilaç depoları, direnişin aktörleri..
Devlet, en kötü günler için hazırladığı sırlar güven içinde saklanıyor-du. Fakat teröristler bir kopyasını aldı.
1* Ordunun en önemli kurumlarından biri olan Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı Albay Erkan, tam 12 yıl önce, Aralık 2008'de bir subayı izlemek için görevlendirildi.
Albay Erkan göreve başladı. Çok titiz hareket ediyordu.
2* Fakat bir süre sonra kendisinin de takip edildiğini fark etti. Durumu üstlerine bildirdi. Takibe devam emri verildi. Temmuz 2009'da görev sona erdi.
Bir süre sonra aynı görev yeniden Albay Erkan'a verildi. Göreve başladıktan sonra yeniden takip edildiğini fark etti.
Türkiye, Libya'da ilerlemeye başladı,
Mısır, gerekirse Libya'da Türkiye ile savaşmakla tehdit etti,
Fransa, Türk donanmasını küçük duruma düşürmek için tehlikeli bir hamle yaptı..
Bölgede kapsamlı bir satranç oynanıyor.
Bilgisel başlıyor!
1* Doğu Akdeniz'de yaşananların temeli 2006'da deniz kuvvetlerinde yer alan beyin takımının ortaya attığı "Mavi Vatan" doktrinine dayanıyor.
Doktrini oluşturanlar FETÖ tarafından "hain" iftirasıyla hapsedilse de Mavi Vatan fikri hapisten çıkıp devlet politikası halini aldı.
2* Mavi Vatan'ı kabaca "denizlerde yaşanan milli mücadele" olarak tanımlayabilir. Bu sadece Doğu Akdeniz'in petrolü için yapılan bir mücadele değil.
Vatanın toprağı neyse, havası ve suyu da odur. Bu nedenle Türkiye'nin deniz hudutları da vatanın parçasıdır.