boğaziçi’nde neler oluyor? özetle.. dışarıdan kayyum atandı. üniversite buna itiraz etti. öyle böyle bir itiraz değildi. atanmış rektör ünversite içinden tek 1 destekçi bile bulamadı. işbaşı yapamadı. bu durumun geçici olduğu varsayıldı ama sonradan öyle olmadığı anlaşıldı.
melih bulu atamasına üniversite itiraz etti dedim. bu doğru mu? üniversitenin bir bölümü (veya büyük bölümü) mü demeliydim? sanmıyorum. enteresan bir şey oldu ve üniversitenin tamamı itiraz etti. hoca, öğrenci, çalışan. her kesimden herkes.. siyasi ayrımlar bile devre dışı kaldı.
yanlış bir atama olduğu anlaşıldı. bence herkes anladı. zaten dikkat edin, onca tartışmaya rağmen, melih bulu’nun doğru kişi olduğuna dair yazı okumadınız. en yalaka insanlar bile bunu yapamadı. kimse melih bulu’yu savunamadı. doğru olan, yanlıştan dönmekti. ama bu da yapılamadı.
cumhurbaşkanı’nın önüne 9 adaydan oluşan bir liste gelmişti, içlerinden melih bulu’yu seçti. yanlış karar vermiş olamaz mı? hadi şöyle diyelim, yanlış yönlendirilmiş olamaz mı? elbette olabilir. ama kabul edelim, kriterler farklı. erdoğan için aslolan biattı.
böyle bir atama ilk kez boğaziçi üniversitesi’nde mi oluyor? hayır. böyle bir itiraz ilk kez boğaziçi üniversitesi’nden mi geliyor? evet. bardağı taşıran damla ya da zurnanın zırt dediği yer diyebilirsiniz.
melih bulu açısından bakmaya çalışalım. çoğunuz gibi ben de tanımazdım. kendini pazarlamak dışında bir numarası yok zaten bu sayede tanıyoruz. ama bir şekilde boğaziçi'ne rektör yapıldı. muhtemelen hayalindeki kariyer basamaklarının zirvesine varmıştı. düşüşü de böyle başladı.
ortama göre şekil alabilme becerisine güveniyordu. yeterli olmadı. bir terslik olduğunu anladı. onursuz, omurgasız, liyakatsız olabilirdi ama gerizekalı değildi. fakat geç kalmıştı. istifa etmek istese bile edemiyordu. o artık varlığıyla bile iktidara zarar veren bir metaydı.
metallica dinliyorum diye şirinlik yaparken nefret bayrağını kapıp en önde ilerlemeye başladı. bir kez o yola girdi ya sonu gelmeyecek. öğrencilerin tutuklanmasını istedi. şimdi (ilgili kurulları toplayabilirse) soruşturmalara, okuldan atmalara ve görevden almalara imza atacak.
konuya bir de akparti ve erdoğan açısından bakalım. yanlışı gördüler ama kabul edemediler. çünkü doğruluk ve bilimsellik değil, menfaat ve hamaset ile bugüne geldiler. vazgeçemezler. bir şekilde itirazın yok edilmesi gerekiyor ve bu uğurda her yöntem mübahtır diye düşünüyorlar.
boğaziçilileri din düşmanı göstermeyi tercih ettiler. çünkü melih bulu şöyle başarılı bir bilim insanı vs diyemiyorlar. deseler bile kimse yemiyor. ama itirazları bir şekilde bastırmak lazım. zira reis’in gücü ve kararı sorgulanamaz. reis yanlış yapmaz. itiraz eden kafirdir.
utanmadan devleti seferber ettiler. valiler, vekiller, bakanlar, bürokratlar ve her yana dağılmış yalakalar, sanki melih bulu oraya peygamber atanmış da kafirler kabul etmiyormuş gibi bir dil tutturdular. kampanya yapıyorlar. din’e bağlılık falan değil, din’i istismar ediyorlar.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
sma tedavisine bugüne kadar 2 milyar lira kaynak ayrıldıysa, 75 milyon lira niçin bu kadar sorun oldu? bu soruya kendimce yanıt vermeye çalışacağım.
2 milyar lira, 1100 çocuğun spinraza tedavisi için ayrılan bütçe (aile bakanı açıkladı). eğer aynı sayıda çocuk zolgensma tedavisi alsaydı bu bütçenin 17 milyar lira olması gerekecekti. yani bakanlığın "mesele para değil" demesi gerçeği yansıtmıyor. ama mesele bundan ibaret değil
öncelikle astronomik fiyatın sorumlusu bakanlık değil. novartis. "fiyatı maliyete göre değil, ilacın yaşamsal değerine göre belirliyoruz" diyor. aileler çaresizce ya bağış kampanyası düzenliyor ya da devlet desteği bekliyor. üstelik bu tüm dünyada böyle.
zolgensma. dünyanın en pahalı ilacı. belki de en pahalı şeyi. tek doz 2.100.000 $. sma'lı bebekleri tedavi ediyor. şirket (novartis) fiyatın maliyetle ilgili olmadığını açıkça söylemekten çekinmiyor. aileler çaresiz. hasta sayısı çok değil ama devletler de karşılamaktan kaçıyor.+
geçtiğimiz günlerde paraguay'da sma'lı bir çocuğun anne-babası kendilerini sağlık bakanlığı önüne zincirledi. bakan, yanlarına gelip açıklama yaptı. şirketten indirim istediğini duyurdu. ve sonra tedavinin karşılanacağı ilan edildi. abc.com.py/nacionales/202… hoy.com.py/nacionales/el-…
fransa ilaç fiyatları için üst limit belirlemeyi tartışıyor. brezilya şirketin fahiş fiyatına itiraz etti ve bu ilaca (zolgensma) en fazla 550.000 $ değer biçilebileceğine dair karar aldı ancak novartis buna itiraz etti. mahkeme süreci işliyor. jornalnh.com.br/noticias/pais/…
100 kg eroinle bulgaristan sınır kapısında yakalanmadan önceki gün "bulgaristan'a önem veriyorum çünkü mevzu çok derin" diyen adamın imalı etiketindeki faik bey'i merak ettim ve bakın neler buldum. bulgaristan başmüftülüğü genel sekreteri @celal_faik yanlışım varsa düzeltecektir+
tanış olmaları, abi-kardeş muhabbeti, ailecek görüşmeleri, türkiye'de ve bulgaristan' da birbirlerini sık sık ziyaret etmeleri.. bunları daha ilk haber patladığında fark etmiştim. paylaşmaya değer görmedim. olabilir, herkesin yakınları yanlış yapabilir. ama sanırım mevzu derin.
rabia naz'ın babasına, ekran görüntülerini paylaştığım twitleri nedeniyle, @nurettincanikli tarafından dava açılmıştı. bugünkü duruşmada baba @VatanSaban 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. önümüzdeki 5 yıl içerisinde bir daha benzer şeyler yazarsa cezaevine girecek.
nurettin canikli ne alaka? bu vesileyle tekrar anlatmak istiyorum. bildiğiniz gibi polis ve savcı rabia naz'ın o çatıdan adeta uçarak intihar ettiğini iddia ediyordu. aile buna itiraz etmişti. diğer olasılıkların da araştırılmasını istemişti. dosya açıkça örtbas ediliyordu.
baba şaban vatan bir dedektif gibi kendi araştırıyor kendi buluyor ancak görüşmek istediği emniyet müdürü tartaklayarak dışarı atıyor savcı ise kapısından içeri almıyordu. sonradan verilmiş "intihar süsü" ile, ve maalesef yetkililer eliyle, dosya kapatılmaya çalışılıyordu.
bugün gaziantep'te ne oldu? resmi açıklamayla başlayalım. özel sanko hastanesi covid yoğun bakımında yatan 9 insanımızı kaybettik. virüsten değil. onlara hayat vermesi için bağlanan oksijen cihazının patlaması sonucu.. anteplinin bildiği bizim bilmediğimiz kısımlarla devam edelim
ilk açıklamayı sanko hastanesi yaptı. açıklamada büyükşehir belediyesine övgü vardı ama hayatını kaybedenler, yakınları, yaralılar ve hastalar için tek bir söz yoktu. başsağlı bile dilememişlerdi. onlardan sadece envanter gibi bahsediliyordu.
sonra art arda siyasilerin açıklamaları geldi. çoğu özel hastanenin adını gizliyordu. onlar hiçbir şeyden sorumlu olamazmış gibi davranılıyordu.