Thread by @MaresalManstein

BIR DEMET UMUT

"Deniz cekilince baliklari yiyen karincalari deniz yukselince baliklar yer."

Paylastiklarim tatsiz tuzsuz konular. Okuyanlarin bir kismi dogrudan yasayanlar olunca daha da tatsizlasiyor. Bu sefer rejim magdurlari icin madalyonunun obur yuzune dair bir seri olsun.

Bu seri kanunlarla tarif edilmis hicbir suca bulasmamakla birlikte birilerinin sinirsiz iktidara ulasma yolunda engel goruldugu icin hedef haline getirilmis, otekilestirilmis, magdur edilmis insanlara.

Irk, inanc, ideoloji ayrimi olmaksizin Erdogan rejiminin magdurlarinadir.

Kore Savasi'ndan bir ornekle baslayalim.

iki kutuplu nukleer dunyanin ilk savas tecrubesi olan Kore Savasi 3 yil surmus ve kanli catismalara sahne olmustu.

Savasta ele gecirilen esirler Cin'deki toplama kamplarinda cok zor sartlarda hayatta kalma mucadelesi vermisti.

"Çinlilerin Amerikalı, İngiliz ve Türk olan esirlere uyguladiklari işkenceler sonucunda İngilizlerin yüzde 37’si açlıktan öldü, yüzde 35 Çinlilerle işbirliğini kabul etti. Bu oran Amerikalılarda yüzde 30’a yüzde 25 oldu. Türklerden ise ölen olmadı. Bir kişi ise işbirliği yaptı.”

Amerikali ve Ingiliz esirlerdeki olum ve isbirligi oraninin yuksekligine ragmen Turk askerlerdeki sayinin dusuklugune yonelik degerlendirmeler iki onemli farkliliga dikkat cekmekte idi.

Ilk olarak Cinliler bilincli olarak butun askerlerin uniformalarini almis ve rutbelerini sokmustu.

Amerikali ve Ingiliz askerler arasinda rutbe ortadan kalkinca guclunun hakli oldugu bir duzen ortaya cikmisti. Zaten az verilen yemekler boylece zayiflara kalmadan tukenir olmustu.

Turk esirler arasindaki hiyerarsi ise, uniformalar ve rutbeler olmamasina ragmen bozulmamisti. Askerlerin gunluk rutin faaliyetleri vardi ve aralarindaki hiyerarsi ve disiplin bariz bir sekilde farkediliyordu.

Yemeklerin esit paylasildigi ortamda dayanisma yuksek seviyedeydi.

Turk askerler arasindaki hiyerarsi ve otoriteye saygi hem grup icerisinde duzenin yerlesmesini saglamisti hem de birbirlerine destek olduklarindan yasama olan inanclarini artirmisti.

Ikinci olarak, esirlere verilen yemegin azliginin yaninda temel besin olarak sadece pirinc corbasi veriliyor olmasi bu sekilde beslenmeye alisik olmayan Amerikali ve Ingiliz esirlerin duzenli beslenememesine, hastalanmalarina ve olumlerine sebep oluyordu.

Oysa zaten yokluklar icerisinde buyumus Turk askerleri bu yemege alisikti ve esir kampindaki sartlara alismakta digerleri kadar sorun yasamamisti.

Sonuc olarak Turk askerleri o zorlu sartlarda hayatta kalmayi basarmisti.

Gunumuze donecek olursak, bugun genis kesimlere kendi ulkesinde layik gorulen yasam sartlarinin Cin'deki esir kampindan cok da farkli yok pek cok yon itibariyle ve magdurlar butun zorluklara ragmen ayaktalar ve yasam mucadelesini birakmis degiller.

Tarihin tekerrur etmesi dedigimiz olgu aslinda sebep-sonuc iliskisi icerisinde benzer olay paternlerinin meydana gelmesidir aslinda.

Tarihi perspektif Turkiye'nin gittigi istikamete dair de ihtimalleri ortaya koymaktadir aslinda. Yolun sonu cokustur.

Bugun Erdogan rejiminin davranislari disari ile hava alisverisi olmayan kucuk bir odada bulunan bir insana benzetilebilir. Aldigi her nefes kacinilmaz sona bir adim demek.

Yalniz gidisat duz bir cizgi uzerinden gitmeyecek.

Baslangicta yeterli oksijen oldugu icin butun vucut fonksiyonlari normal calismasina ragmen, oksijen azaldikca hikayenin geri kalani da dramatiklesecektir.

Alinan oksijen miktari yeterli gelmemeye baslayinca vucut panik yapacak, sonucunda vucutta daha fazla adrenalin salinacak ve beyin akcigerlere daha hizli calismasi icin talimat verecektir. Vucut bu caba ile daha fazla enerji tuketmesine ragmen daha fazla oksijen alamayacaktir.

Oksijen azaldikca panik artacak, beyin fonksiyonlari zayiflayacak ve vucut disari cikamayacagini bilmesine ragmen duvarlari yumruklamaya falan baslayacaktir.

Bu panik kacinilmaz sonu hizlandiracagi gibi cekilen aciyi da artiracaktir.

Ulkenin gittigi istikamette muhtemel senaryo bu.

Iktidar ahalisi o kadar cok suca bulasmis durumdadir ki, herkes yargilanmamak icin iktidara dort elle sarilacaktir. Erdogan olsa da yapacaklardir, olmasa da.

Bu durum bir noktada ulkeyi siddete itecektir.

Ya zorla kazanacaklar, ya zorla kaybedecekler.

Iste ulke o siddet sarmalina girdiginde, iktidarin siddet eylemlerinin hedefinde artik bugunun magdurlari olmayacaktir.

Bu mucadele ya rejimin dusman belirledigi mahalleden cok daha fazla insanin magdurlar kervanina eklenmesi ile sonuclanacaktir ya da siyasal islamcilarim iktidari son bularak alayi magdur edilecek, bugunden beter sartlari gorecektir.

Rejim kimse ile iktidar kavgasina girmese bile kurduklari rejim surdurulebilir degildir bir noktada kendi kendine de olsa cokecektir. Bugunun muktedir kesimleri de cokuntunun altinda kalarak yeni model magdur halk yiginlari olarak kervana katilacaktir.

Sonuc olarak, iktidar mucadelesi alevlendiginde (basladiginda demiyorum cunku o safhayi gectik) mevcut hukuksuzluk ulke capina yayilip dikkatler baska kesimlere cevrileceginden bugunun magdurlari icin goreceli bir rahatlama muhtemeldir.

Bundan daha onemlisi ve yukaridaki Kore Savasi orneginden cikarilabilecek ders ise iktidar savasinin magduru olacak kesimlerin durumunun Amerikali ve Ingiliz esirlerin kamptaki durumu gibi olmasidir.

Bir miknatisin mevcudiyetinin civileri hizaya sokmasi sonrasi miknatis aradan cekilince butun civilerin saga sola sacilmasi gibi bugun Erdogan etrafinda kenetlenmis gorunen kesimlerin Erdogan iktidardan gitmesi durumunda kaosa suruklenmesi kuvvetle muhtemeldir.

Bugun devletin ve milletin kaynaklarini sinirsizca somuren bu kesimlerin, kaynak ellerinden alininca krizi tutmus esrar bagimlisi gibi saga sola saldirdigina da sahit olacagiz muhtemelen.

Iktidarin butun kotuluklerine ve hukuksuzluklarina ragmen ayakta kaldiginiz ortamda bu kesimlerin hayatta kalmak icin siddete sarildigina, sokaklari kana buladigina ve pek cogu itibariyle de hayatta kalmayi basaramadigina sahit de olacagiz gorundugu kadariyla.

Ikinci olarak, ulkenin icine daldigi firtina belki herkesin kovasini dolduracak kadar magduriyet sacacak etrafa ama isin sonunda suc islememis, hukuksuzluk yapmamis, iktidarin hukuksuzluklarini ellerini ovusturarak izlememis kesim bugunun magdurlari olacaktir.

Rejim milyonlari kendi suclarina ortak etmisken, halkin geri kalani da problemler kendi mahallelerine ulasana kadar uc maymunu oynayarak millet olmanin geregini yerine getirmemis olmanin ezikligini ve iktidarin hukuksuzluklarina alet olmanin utancini yasayacaklar belkide.

Ucuncu olarak, guc zehirlenmesi yasayan bir iktidarin hedefi oldugunuz cunku onlarin pesinden bilincsizce suruklenen kitleler olmadiginiz, onlarin islerine yarayacak halk yiginlari degilsiniz ve sizi kendilerinden gormuyorlar.

Belki butun bunlardan daha onemli olarak hedef alindiniz cunku ortaya koydugunuz kaliteye, entellektuel bilgi birikimine, calisma disiplinine ve daha pek cok seye sahip degiller.

Dusman gorulmeniz bir noktada kalite tescilidir.

Nasil ki dunun parametreleri ile bugunu hayal etmek mumkun degildi, yarini da bugunku sartlarla hayal edip umutsuz olmayin. Her iktidarin, her kara gunun ve her hastaligin bir sonu vardir.

Ulkenin bugun dusuruldugu duruma bakip milletten de umidiniz kesmeyin.

Hastaliga yakalanmis bir vucudu zayif, celimsiz, gucsuz gorup hep oyle oldugunu dusunmek gercekci olmadigi gibi bugun yasananlar da Turk milletinin genel karakteri degildir. Yasanan bir hastalik surecidir.

Bugun basbakanindan yan binadaki yasli teyzesine kadar insanlarin takdir ve hayranlikla izledigi Almanlar ile Hitler'in pesine takilip Avrupa'yi kana bulayan, milyonlarin olumune sebep olan Almanlar ayni millettir.

Bugun mutlaka gecer ama yarinin guzel olmasi kendiliginden olmayacaktir. Birlikte yasama bilincine ulasmis bireylerin yorulma bilmez cabalari yarini guzel bir gun yapabilir.

Unutmayin. Deniz yukseldiginde butun gemileri yuzdurur. Hazir olmak lazim. (son)