Osmanlı sarayda, ne haberi saraylının olacak Bursa'nın köyünden :) Misi'nin adı antik Mysia'dan gelir. 19. yy.da Müslüman köyü, ama şaraplarıyla da ünlü öte yandan. İlişki durumu karışık yani. :)
Köyün güneyinde Gerger Dede adak yeri, çevresinde çok sayıda manastır kalıntısı varmış eskiden. Uludağ Keşiş Dağı malum, bir adı da Mysia Olimpos'u.
Bakın Osmanlı dönemi Bursa kentine Osmanlı Bursa'sı derim. Bi kere kent içi padişah hassı. Sancak beyi bile karışamıyor Bursa'daki suçlara, kovuşturmalara. Vergisi doğrudan sultana gidiyor. Ona göre de şehir içine yatırımını yapmış. Fakat Misi vs. köylere ne çivisi çakmış da+
Osmanlı köyü diyelim? Anca köylünün vergisini toplamaya mültezimin yanına tüfekçilerini gönderir.
Şu caanım köyün geçmişine tarihine o kadar meraklıyız da, adını Gümüştepe diye değiştirdik acaba? Misi buranın adı, geçmişi Prusias'ın Prusa'sı kadar eski.
Evleri şıkır şıkır restore edildi ne güzel, içinden geçen Nilüfer Deresi üstündeki cafelerde Bursa için en +
turistik fiyatlarla semaverde çay içip gözleme yersiniz... Helal olsun, köylüye gelir olsun, amenna da, niye Trilye gibi (onun da adı Zeytinbağı diye değiştirilmişti) adınıza sahip çıkmıyorsunuz kardeşim? Köyün Osmanlı'dan önceki 1000 yılını niye çöpe atıyorsunuz, yazıktır.
Bu da Bursa'nın en güzel, en turistik köylerinden biri olan Misi'nin dev site inşaatlarına kurban edilen ve daha düne kadar çamlık olan tepeleri. Romantizmi iyi hoş da, o karlı tepelerin sırtını ne hale koydular onu da bilelim:
Yaa bilseydim, tarlayı tapayı parsel parsel organize sanayiye, TOKi ve site inşaatlarına sattıktan sonra Bursa ova köylüsünün nasıl değiştiğini antropolog yazarın bir de anneannemden dinlemesini çok isterdim :)
Politik doğruculuk 0 yalnız. "Tazelerin g.tleri yiyip içip oturmaktan (bu noktada iki elini 1 m. kadar açıyor) bu gibi" olmuş. Tütün yok, koza yok, harman yok, iş yok güç yok, iki üç günde bir yemesi içmesi bol günler mevlitler mukabeleler düzenlenir olmuş :)
Düğünler dernekler kırk uçurmalar o ölçüde bir gösteriş yarışı, artık öyle köy meydanında düğün dernek tarih oldu çoktan...
"Tazeler" bi yandan mevlitlerde cantık ayrana zeytinyağlı dolmaya abanıyormuş ama, öte yandan köyde aerobik salonu açıldıydı bir ara... :)
Eğer çocuğunuz aldığı eğitimde AKP'nin fetih ve kolonizasyon ideali üzerine bina ettiği resmi tarih indoktrinizasyonuna maruz kalsın istiyorsanız, bunun için onu senelik 80-100 bin TL+
bandında okul ücreti ödemesi olan bir özel okula göndermek zorunda değilsiniz. Devlet okulları bunu zaten bedavaya veriyor sayın veliler. Yazıktır bütçenizi zorlamayın :)
@yektantyilmaz arkadaşımla birbirimizden habersiz pişti olduğumuz haber :)
Ayrıca soru kâğıdında "Ben tebaamdan Müslümanları camide, Hristiyanları kilisede, Musevileri de havrada görmek
isterim. Hepsi evladımdır. Aralarında fark yoktur," şeklinde özetlenen ve II. Mahmud'a atfedilen deyiş Yektan'ın da vurguladığı gibi rivayettir.
Biliyorum, bir takım önyargılar ve basmakalıp Osmanlı tarihi öğretileri yüzünden Osmanlı zamanında şarabıyla meşhur Müslüman köyü olabileceğini çoğunuzun aklı kesmiyor, fakat gerçek bu. Misi o köylerden biri ama yeganesi değil. İster inanın ister inanmayın bu köylerde+
şarapçılığın iğdiş edilerek yok edilmesi 80 darbesi sonrası. Köylünün kendi tüketimi için ürettiği şarabıyla meşhur son köye de (belki başkaları da kalmıştır ama benim Bursa'da bildiğim tek köy) bu sene jandarma bastı maalesef. Bile isteye yüzlerce yıldır şarap üreten +
köylerde şarapçılığın bitirilmesi 20. yy. son çeyreğindeki bağnazlık, inanın Osmanlı bağnazlığı değil.
Arkadaş twitter'da tarihçiler birlik oldu, 1908 Devrimi nedir ne değildir anlatmaya çalışıyor. Bir yandan güzel, çünkü madem bilinmiyor tabii ki anlatılacak, bilgi yaygınlaşsın, bilmeyenler öğrensin...
Öte yandan üzücü. Toplumsal direniş tarihimizin miladını bile bilmiyoruz+
demek bu... Üzücü, çünkü 1908 devrimini oluşturan anasır, Erzurum'dan Balkanlar'a imparatorluğun dört yanında patlak veren vergi ayaklanmaklarıyla tetiklenen devrim çok iyi çalışılmış konulardan.
Devrime isim hakkını yeniden kazandırıp ona iade-i itibarını sağlayan sevgili hocam
Aykut Kansu'yu da anmak isterim. Herkes 2. Meşrutiyet gevelerken, 90lı yılların başında modern TR tarih yazımının devrime yaklaşımını yerle yeksan ederek ve devrimin arkasındaki toplumsal ayaklanmaları tek tek çıkartıp dizen odur.
Canlı yayın kesildi. Yayın yapan arkadaşımızı gözaltına aldılar. Şu an öğrencilere yönelik korkunç bir saldırı var kampüste #AşağıBakmayacağız#BoğaziçiAblukada
Kadının yaptığı iş bu, ne diyeyim? Çocuk bakmaya "aşağılık bir iş" nazarıyla bakıp ifademden kibir devşiren bizzat sizsiniz. Kaldı ki ben İngilizce dersi de verdim, çocuk da baktım üniversite yıllarımda. Emekle para kazanılan hiç bir işte küçümseyecek bir yan bulmam mümkün değil.
Kendi bakış açınızı ve marifetinizi başkalarına yapıştırmayın, kibir olan budur.
Twitter ne acayip yer yahu! Bi çorba tarifinden kavga konusu çıkartıyor millet. Gidin tedavi olun, insanların yoktan devşirdikleri bit kadar mutluluğa musallat olmayın.
Burası ODTÜ kampüsü, sene 1997-8. Yanımdaki bir arkadaşımla bir sene kadar dönüşümlü baktığımız Leyla. Harikulade genç bir kadın, müthiş bir sanatçı oldu, bana da çok güzel anılar bıraktı. Onun hayal dünyasına, yaratıcılığına oynadığımız oyunlarda saç teli kadar katkım olduysa