Canlı yayın kesildi. Yayın yapan arkadaşımızı gözaltına aldılar. Şu an öğrencilere yönelik korkunç bir saldırı var kampüste #AşağıBakmayacağız#BoğaziçiAblukada
Nevşin Mengü'nün canlı yayını tek kaldı. Fakat şu an kampüsü göstermiyor:
#AşağıBakmayacağız#BoğaziçiAblukada
Polis güney kapıdan sessizce çıkmalarına izin verdiği öğrencilerin arkasından koşturuyor yokuş aşağı şu an.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Arkadaş twitter'da tarihçiler birlik oldu, 1908 Devrimi nedir ne değildir anlatmaya çalışıyor. Bir yandan güzel, çünkü madem bilinmiyor tabii ki anlatılacak, bilgi yaygınlaşsın, bilmeyenler öğrensin...
Öte yandan üzücü. Toplumsal direniş tarihimizin miladını bile bilmiyoruz+
demek bu... Üzücü, çünkü 1908 devrimini oluşturan anasır, Erzurum'dan Balkanlar'a imparatorluğun dört yanında patlak veren vergi ayaklanmaklarıyla tetiklenen devrim çok iyi çalışılmış konulardan.
Devrime isim hakkını yeniden kazandırıp ona iade-i itibarını sağlayan sevgili hocam
Aykut Kansu'yu da anmak isterim. Herkes 2. Meşrutiyet gevelerken, 90lı yılların başında modern TR tarih yazımının devrime yaklaşımını yerle yeksan ederek ve devrimin arkasındaki toplumsal ayaklanmaları tek tek çıkartıp dizen odur.
Kadının yaptığı iş bu, ne diyeyim? Çocuk bakmaya "aşağılık bir iş" nazarıyla bakıp ifademden kibir devşiren bizzat sizsiniz. Kaldı ki ben İngilizce dersi de verdim, çocuk da baktım üniversite yıllarımda. Emekle para kazanılan hiç bir işte küçümseyecek bir yan bulmam mümkün değil.
Kendi bakış açınızı ve marifetinizi başkalarına yapıştırmayın, kibir olan budur.
Twitter ne acayip yer yahu! Bi çorba tarifinden kavga konusu çıkartıyor millet. Gidin tedavi olun, insanların yoktan devşirdikleri bit kadar mutluluğa musallat olmayın.
Burası ODTÜ kampüsü, sene 1997-8. Yanımdaki bir arkadaşımla bir sene kadar dönüşümlü baktığımız Leyla. Harikulade genç bir kadın, müthiş bir sanatçı oldu, bana da çok güzel anılar bıraktı. Onun hayal dünyasına, yaratıcılığına oynadığımız oyunlarda saç teli kadar katkım olduysa
hamur mayalamaya, hayvan sağmaya kalktığı için... Günün sonrası da aynen bu kadının anlattığı gibi işte, güneşin konumundan saati çıkartmış, ömrünce saate ihtiyacı olmamış.
Ne zaman ki çok yaşlandı, anneannemi şehre, çocuklarının evlerine taşıyıp, bir göz odaya kapattık, o zaman
saate ihtiyacı oldu. Ne zaman saate ihtiyacı oldu, o zaman mutsuz oldu. İç saatinden, hava ve toprakla temastan, ona olağan gelen tüm zaman ve mekan algısından onu kopartmış olduk. Çok acı 1 şey, taşla toprakla çiçekle hayvanlarla bir olup onlarla konuşa anlaşa yaşayagelen insana
Anacuğum bu sabah hasta gibiydi. Ona Gürcü çorbası yaptım. Bu çorbayı 20 sene evvel İstanbul'da özel İngilizce dersi verdiğim bir kadının çocuklarına bakan Gürcü çocuk bakıcısından öğrenmiştim. Bol vitaminli, biraz emek isteyen fakat çok nefis bir hasta çorbası. Tarifi şöyle:
Boğaziçi'nden Mecidiyeköy'e o tıklım tıkış Hisarüstü Mecidiyeköy otobüsüyle varıp fevkalade üşümüş halde ders vereceğim eve vardığımda bu iyi yürekli bakıcı kadıncağız (ne yazık ki adını unuttum!) bana yine özel bir Gürcü turşusuyla birlikte dumanı tüten bu +
nefis çorbadan ikram etmişti. Aman ne hora geçmişti! Bu terbiyeli sebzeli çorbayı yaparken terbiye için yumurta sarısını ayırdığınızda, yumurtanın beyazını da azıcık un ve tuzla karıştırarak yumruk kadar hamur yapıyor, ondan böyle bir miktar taze erişte yapıyorsunuz:
#Bursa Hüdavendigar Camii, daha doğrusu Külliyesi, gerçekten çok özgün, ilginç bir yapıya sahiptir. Bir kere camisinin cami olduğu kuşkuludur, minaresi sonradan eklenen, Orhan Camisi gibi, Yeşil Cami gibi aslında cami değil, imaret olarak yapılan Bursa'nın tipik ters T tipli+
camilerindendir. Bu camiler yapıldığı zaman, yapıldıkları yerler henüz Bursa'da yerleşime açılmamış alanlara inşa edilir, ayende ve revende yani gelip geçen gezgin dervişler, yolcular, konaklasın diye yapılmış imaret yapılardır.
Yıldırım Camisi de mesela bunlardan biridir. Murad Hüdavendigar bu caminin konumu için şehrin batısını, Bursa'nın kaplıca sularının membalarını taşıyan Çekirge'nin sırtlarında, antik bir Roma hamamı yanını tercih ederken Yıldırım Bayezid, şehrin doğu ucunu, antik Hac yolunun