Ankara'dan yöneten çapsız siyasetçiler yüzünden #SorunlarLEBALEB bunlara önce Ankara'nın başkent yapıldığında verilen şu Türk isimlerin manasını öğretmek şarttır.
Dünya'da kendi Ulusuna düşman partiler kurulamaz, kurulsa da yönetim yetkisi verilemez, bizdeki temel sorun budur.
1-ANKARA TARİHİ
"Kızılay Meydanında Oğuz Töresi
Ankara başkent olduğu zaman, Kızılay diye bir semt yoktu. Atatürk Bulvarı ve çevresi bayındır hale getirilirken, Kızılay Kavşağı merkez olmak üzere, burada kurulacak sokak ve mahalle adları için çok anlamlı bir yola başvurdular:
2-+++Buralara Oğuz töresine göre verilecekti, isimler...
Oğuz töresi şudur: Oğuz orduları otağ kurduğu yerde iz bırakır, yani adını bırakırdı.
3-Sakarya Meydan Savaşı'na giderken Kuvayi Milliye orduları Kızılay çevresinde toplandılar. Buranın o zamana kadarki adı, "Oğuz Kırı" idi. Burası, ağaçlık, fidanlıklı bir kır alanıydı.
Mustafa Kemal ve arkadaşları 27 Aralık 1919 günü, Dikmen’den aşağı +++
4-+++Kızılcabayır’ı indiklerinde; burada binlerce Ankaralı onlara Oğuz ateşleri yaktı, gelenler atlarıyla ateşin üzerinden atlayarak Ulus’a gittiler. Bu tutum, Oğuz töresine göre bir karşılamaydı ve Kuvvacılar 500 davul 70 zurna ile karşılanmışlardı.
5-Törede davul çalmak, şahlanış demektir.
Oğuz Kırı davul - zurna esleriyle inledi.
6-Zaferden sonra buraların bayındır hale getirilmesine gelmişti sıra... Bu da Oğuz töresine göre olmalıydı. “Bayındır” adı bile unutulmadı; Sakarya Caddesi'ne ad konulduğunda ona açılan sokaklardan biri "Bayındır" oldu.
7-Sakarya Caddesi'ne açılan "Selanik", "İnkilap", "Bayındır; sokakların diğer başında Zafer Meydanı yer aldı. Şimdi burada Zafer Çarşısı ve karşısında Zafer Parkı bulunur.
8-(Yeri gelmişken, İ. Melih döneminde 2010 yılında Zafer Parkı'na konulan ahşap heykeller, giyotin, kuleye hapsedilmiş kafalar, kolları çivilenmiş Artemis, vb, asla Oğuz töresine uygun değil, hiç biri yüzüne bakılacak heykel de değildir.)
9-Yenilenmenin ve genç Cumhuriyetin eserinin izlerini sokak adlarında sürmeye devam ediyoruz: “Bayındır, Selanik ve İnkilap Sokakları, Sakarya Caddesi'nden geçip Ziya Gökalp Caddesi'ne kavuşur. Oradan devam eder, Meşrutiyet Caddesi'ne ulaşır...
10-Sakarya Caddesi ise bir başından Hürriyet Meydanı'na açılırken diğer başından Mithat Paşa’ya kavuşur.
Kimdir Mithat Paşa, kimdir Ziya Gökalp?
11-Zafer Meydanına ünlü Ankara Heykeli Hitit Kursu'ndan girilir. Kurs üzerindeki semboller tamamen Oğuzlu sembolleridir. Kurs, öküzün boynuzları üzerinde yükselir, geyik ve üzerinde üç nokta bulunan güneş...
12-Zafer Meydanı'na Lozan Meydanı'ndan geçerek gelinir. Lozan Meydanı bugünkü adıyla Sıhhiye Abdi İpekçi Meydanı'dır. Bugün Kızılay Meydanı dediğimiz yerin o zamanki adı da Hürriyet Meydanı'ydı. Sıralayacak olursak: Lozan Meydanı, Zafer Meydanı, Hürriyet Meydanı...
13-Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken kurucu irade, ilham aldığı bütün değerleri bu meydanlara ve bu sokaklara yazdı; bunu açıkça görüyoruz.
Atatürk Bulvarı üzerinde, Kızılay Kavşağını, yani Hürriyet Meydanı'nı çevreleyen mahalle adlarına bakalım:
14-a- Kızılay binasının bulunduğu tarafta Kızılay Mahallesi. (Sıhhiye Bölüğü burada toplandı.)
b- Güven Park yönünde Devlet Mahallesi.
c- Sakarya Caddesi çevresinde Cumhuriyet Mahallesi.
d- Gökdelen tarafında Meşrutiyet Mahallesi ve yanında Kocatepe Mahallesi...
15-Güven Park’ın adı Emniyet Parkı.
Parktaki kabartma yazıda “Türk, Öğün, Çalış, Güven” yazıyor olması nedeniyle Güven olmuş adı. Güven Park’ın yanında Müdafaa Caddesi.
Bunları anlayacak kapasiten olsaydı böyle mi olurdu ülkenin hali!? şimdi Japonya'nın Almanya'nın önündeydik.
16-Lozan Meydanı'ndan bir kol ayrılır ve Necatibey Caddesi açılır; Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'nın altından süzülür, Namık Kemal Mahallesi'nden geçer, Devlet Mahallesi'ne ulaşır.
17-Kızılay Mahallesi'nin İzmir, Sümer ve Fevzi Çakmak Sokakları, Devlet Mahallesi'nde devam eder. İzmir ile Sümer sözcükleri sesdeştir, bunu da bilerek koymuş olabilirler...
18-Geçelim Maltepe ve Yücetepe’ye
Antik dönemlerde burada bir Hitit Höyüğü varmış. Tepe sözcüğüyle örtüşen yükseklik var elbette. Ancak buranın kutlu (yüce) bir yer olduğunu bize Mal-tepe adı ve Bilal Şimşir söylüyor. Sümer Tanrısı Ulu Ma’nın oğulları (Uma-Ulu) buraya gömülmüş
19-Oğuz töresine göre sıfatlarını bırakmışlar bu tepede.
Ne büyük tesadüftür ki, yine bir Ulu Oğuz Beyi, U’May’ın Türk Milletine büyük armağanı demek lazım, Yüce Atatürk şimdi burada Yücetepe’de çok doğru yerde yatıyor;
Anıttepe diyoruz adına.
20-Akdeniz Caddesi burada. Gençlik Caddesi ile buluştuğu yerdeki sokak adlarına bakınca tam bir Oğuz töresi buluyoruz:
Ata Sokak, Ordular Sokak, İlk Sokak, Hedef Sokak, İleri Sokak ve bu sokakların açıldığı Akdeniz Caddesi! Sakarya Meydan Savaşına hazırlanan ordulara, +++
21-+++
...Sakarya Meydan Savaşına hazırlanan ordulara, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” komutunun burada verildiğini anlıyoruz.
22-Gençlik Caddesi ile kesişen yerde, İleri Sokak ile buluşan bir sokağın adı Ar Sokak olarak geçiyor. Muhtemeldir, "Arş" Sokak olacaktı, Ş-S sıkışmasıyla (ş) harfi düşmüş gibi. Bu açıdan bakınca, “İleri” komutuyla birlikte “Arş” denilmiş olması muhtemeldir ve hiç yanlış olmaz...
23-Ordular, İlk, Hedef, Akdeniz, İleri, Arş; imza; Ata...
Şifresi bir Oğuz töresidir.
Şöyle ki; Polatlı’ya (Gordion) kadar gelerek tüm Ege’yi işgal eden İskender’in Ege’de bıraktığı yağmacı Yunan ordularını denize dökmek üzere Birleşik Oğuz Ordularını Amasya’da toplayan+++
24-+++1’inci Mitri Date’nin, aynı güzergahtan ilerleyerek otağ kurduğu yer SART idi (MÖ.304). Sart’a giderken mola verdikleri yerler Uşak (Saka), Kula(Ogul), Salihli (Soli eli), Sart (Ata-şehr) olmuştu. Oğuz ordularının başkomutanı Milet Uygarlığı'nın Kios (Oğuz) Beyi Sinoplu+++
25-+++ 1’inci Mitridate (3’üncü Darius’un yeğeni, 1’inci Bedri Dede) idi.
Yine aynı güzergahta yine Yunanlıları kovalıyor, yine adımızı ordular topladığımız yerlere yazıyor, Sakarya Savaşı'yla Polatlı’yı Yunan ordularından temizlerken; adeta Gordion’un rövanşını alıyorduk...
26- ... Akdeniz Caddesi, gerçekten Eskişehir istikametinde uzanıyor. Kesiştiği ilk caddenin adı Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi'dir. Anıttepe’yi çevreleyen üç
cadde; Gençlik Caddesi, Akdeniz Caddesi, Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi...
27-Kızılay Kavşağına dönelim, yani Hürriyet Meydanı'na.
Burada "Sıhhiye Bölüğü" savaş hazırlığı yapmıştı. Yani "Kızılay Taburu...” İşte adı odur.
Ankaralılar verdikleri yün çorapları, yün fanilaları, sargı bezlerini, eski çaputları, kuru üzümleri, yufka ekmekleri, +++
28-+++peynir topaklarını, tendürdiyotları, kısaca ellerinde ne varsa Milli Orduya verilmek üzere bu merkeze getirdiler.
29-Mustafa Kemal’in Başkomutan
Yardımcısı Tabip Miralay Mehmet Arif Bey acil yardım ekiplerini de burada eğitti, savaşta ilkyardım hazırlıkları burada başladı. Önemi nedeniyle burada Kızılay binası yapıldı, yakın zamana kadar üzerinde Kızılay (Hilal) sembolü bulunuyordu. Ta ki,
30-Ta ki, bina Türk devriminden intikam almak isteyen ''içimizdeki hainler tarafından!''
küresel şirketler için AVM yapılıncaya kadar...
31-...Kızılay binasıyla birlikte Bandırma Vapuru'nun kutlu yolcularından Tabip Miralay Mehmet Arif (Finci)'de tarihe gömüldü. Sakarya Cephesi'nde Başkomutan Yardımcısı, Afyon Cephesi'nde de Eskişehir Sıhhiye Birliği'nin komutanıydı, merhum...
32-Yunan karargahlarına kadar köylü kılığı ile sızar ve her türlü riske rağmen sağlıklı istihbarat toplardı.
İçimizde beslediğimiz düşmanlarımız onu hiç affetmedi. O’nu ve Kızılay Taburu'nu tarihten silmeyi maalesef başardılar.
33-Sırada ilginç tarihten silme yolları var: Çünkü Konur, Karanfil ve Yüksel Sokaklarında sağlı sollu inşa edilmiş yüz tane darağacı, üzerlerinde insan, kartal ve timsah benzetmeli kum torbasından cesetler 2009’dan beri sokaktan geçenlere korku salıyor! +++
34-(Belediyeye şikayetimiz üzerine dekoratif cesetler kaldırıldı, ancak darağaçları halen yerinde durmaktadır.)
Tarihten silme cezası verilmiş yerlerden biri de, Sakarya Caddesi'dir. 2005 yılından itibaren burada yapılan ahşaptan, Şanlı Sakarya ile asla örtüşmeyen, İdam Sehpası,+
36-Diğer yandan buraya açılan İnkilap ve Bayındır Sokakların bar sokağı yapılması ise, değersizleştirerek tarihten silme cezasının bir başka versiyonudur.
İnkilap Sokak deyince artık bir devrim gelmiyor akıllara, oradan geçmek bile istemiyor insan.
37-Akdeniz Caddesi'nin adını 2006’da değiştirdiler ama tutmadı, kaldırıldı. Sıra kendi mahallemize ve kendi sokağımıza gelene kadar farketmeyebiliriz, onun için Oğuz töresini diri tutmalıyız. Aksi halde sıra adımızı kirletmeye ve kendimizden utanmaya gelebilir. Onurun varsa tabi!
38- "Türk" adından utanan bir Osmanlı Saltanatı vardı, İngiliz hayranı, vatan şairlerini hapse atıyor ya da sürüyorlardı. Onların halkı aşağılamasına karşılık, Türk olmaktan onur duyan marşlar yazdı Mustafa Kemal’in inkilapçıları. +++
39-Çünkü Türk olmak, ırkçılığı değil tersine halkçılığı ve vatan savunmayı ifade ediyordu. Bir örnek verelim:
40-"Adımız andımızdır, yoluna can koyarız.
Türk olmayı en büyük şeref, en büyük şeref ve şan sayarız...
"Türküz, Türküz" dedikçe kalbimiz almakta hız,
Türk olmayı en büyük şeref, en büyük şeref ve şan sayarız...
41-Ankara-Kızılay’da Sıhhiye Taburu'nun yerine dikilen o ucube AVM binasının karşısına geçip; arkasını Güven Park’a dönerek kitap okuyanlar gördüm. Bu yazıyı onlar okusun isterim: Cumhuriyeti korumak boş boş bağırmakla değil, Ankara'daki sokak adlarını bilmekle başlar ARTIK!
42-Ankara Oğuzlu tarihini merak edenler için, Ulus çevresindeki mahalle ve sokak adlarına dikkat etmelerini öneririm. Örneğin, Ulus’ta Kızılbey Vergi
Dairesi'nin adı size bir şey söylemeli...
43-Çünkü ATATÜRK’e Ulus çevresinde Sümerbank, Ziraat Bankası, Postane, Meclis Binası yapsın diye arsalarını hediye eden Kızılbey Obası'nın adından, vergi dairesinden başka iz kalmadı...TAMAMINI KAYNAKTAN OKU BİTİR BU SEFALETİNİ!
(Kaynak: Muzaffer Örkçüoğlu,
Ankara Klavuzu, 2004)
44-“Türk, Oğuz beyleri, milleti işit: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti? Türk milleti, vazgeç, pişman ol! Disiplinsizliğinden dolayı, beslemiş olan kağanına, hür ve müstakil iyi iline karşı kendin hata ettin, kötü hâle soktun!”
45-Ankara'nın ruhunu karartan parselci İ. Melih'in Ankara maceralarına dair,
1 dakikalık animasyon yaptılar...
Okuyalım madem !
46-Kuvayı Milliye ; Devletsiz ve askersiz kalındığında vatan ve namusu korumak için Türk Milletinin "meşru müdafaa" -Öz Savunma- hakkını, kendi özüne güvenerek kullanma refleksidir.
Ulusun Öz Savunma hakkı ; Kişiler,Kurumlar,Yasalar ve Uluslararası Anlaşmaların üstündedir...
47-GÜVEN PARK, KIZILAY -ANKARA
"TÜRK, ÖĞÜN, ÇALIŞ GÜVEN"
49-IŞIK KAYNAĞIMIZ -ANIT KABİR
ATATÜRK'ÜN SON MAKAMI
Ölümsüz TÜRK !
50-Kızılay'a 15 Temmuz gibi saçma ve ruhsuz bir isim verilmesini kabullenemedim. Demokrasi Meydanıymış, Demokrasi şehitleriymiş ! Demokrasiden anlarmışlar gibi ...Tüm şehirlerimizde cadde ve meydanlara konulan bu isimlerin kaldırılmasını istiyorum. Ankara özüne dönmelidir.
51-Tunalı Hilmi Caddesini bilmeyen Ankaralı yoktur. Kuğulu Parktaki heykelini de. Cumhuriyeti ajite ettikleri için, her yerin ruhunu bozdu
İ. Melih!
Atatürk'ün esir aldığı Yunan Generali Anadolu'yu işgale gelmişti!
Şimdi kimse hatırlamıyor o günleri! Şimdi kimse hatırlamıyor tüm yurdun nasıl işgal edildiğini!
Şimdi kimse hatırlamıyor devletin nasıl iflas ettirilip çöküşe götürüldüğünü! Durum aynıysa dünü de hatırlatmak lazım!
1-Kitap PDF 'sidir.
Yazan: General Nikolaos TRİKUPİS
Çeviren Ahmet ANGlN
Kapak
Dizgi - baskı
Kapak baskısı
Basıldığı tarih
Etem Çalışkan
Hüsnütabiat Matbaası
Ar Matbaası
1967 - istanbul
2-ÖN SÖZ
Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak bastığından bu
yana 48 yıl geçti. Yani, yarım yüzyıla yakın bir
zaman .. Bugün, bizim ((Milli Kurtuluş», Yunanlıların da
<<Küçük Asya>> adını verdikleri harekatta yaşamış ve
bunda fiilen görev almış kişilerden çok azı hayatta.
Herodot Tarihinde Türkler;
Tarihteki ilk Türk Konfederasyonunu kuran aristokrat Türkler/Çar İskitlerdi. Onlara sataşmayan kimseyle savaşmayan, Tıp ve hekimlik bilgileri çok ileri olan İskitler, barış zamanları çok içtiklerinden Soma Kültürü geliştirip muhteşem icatlar yaparlar.
1-İskitlerin yemin için de ayrı törenleri vardı. Özellikle şarabın içine akıttıkları kanlarını içerek kan kardeşi olmaları çok görülen bir tören biçimiydi. Kan karıştırmak ve kan içmek hukuk anlaşmalarının ve kan bağlılıklarının yapıldığı andların en eski örneğini oluşturur.
2-Güney Rusya'da kurganlarda bu tören ile ilgili birçok eser ele geçmiştir. Kuloba'da bulunan başka bir altın kabartma üzerinde birbirine sarılmış iki İskitli, tek bir kaptan kutsal kan içkisini içmektedir.
Yine başka kurganlarda da altın plaketler üzerinde de rastlanmıştır.
“Daha ilk derste belli oldu ki bölükte, hangi dinden olduğumuzu bile doğru dürüst bilen bir kişi yok. Bir gün askerlere sordum:
– Bizim dinimiz nedir?
Hepsinin bir ağızdan, ‘Elhamdü-l-illâh Müslümanız’ diye cevap vereceklerini sanıyordum. Fakat öyle olmadı,
1-++cevaplar karıştı.
Kimisi ‘İmamı âzam dinindeniz’, kimisi ‘Hazreti Ali dinindeniz’ dedi. Kimisi de hiçbir din tayin edemedi. Arada, ‘İslâmız’ diyenler de çıktı ama ‘Peygamberimiz kimdir?’ deyince, onlar da pusulayı şaşırdı. Akla gelmez peygamber isimleri ortaya atıldı.
2-Hatta birisi, ‘Peygamberimiz Enver Paşa’dır’ bile dedi.
İçlerinden peygamberin adını duymuş olan birkaçına da, ‘Peygamberimiz sağ mıdır, ölü mü?’ deyince, iş gene çatallaştı. Herkes aklına gelen cevabı veriyordu. Bir kısmı sağ, bir kısmı ölüdür tarafını tuttu.
ROCKEFELLER'in Başkan Einsenhower'e Türkiye hakkında yazdığı mektuptan, 1956
"...Biz askeri paktımızı kurmaya ve sağlamlaştırmayı hedef alan tedbirlere devam etmeliyiz...
Büyük ölçüde politik ve askeri nüfuz garantileyecek genişlikte ekonomik yayılma planını Asya, Afrika ve
1-++diğer azgelişmiş bölgelerde uygulamak zorundayız.
-Yardım-birinci gruba, bizimle dost olan ve bize uzun süreli askeri paktlarla bağlanmış olan ülkeler girer/gider...
Bu ülkelere yapılacak yardımlar ve açılacak krediler öncelikle askeri nitelikle olmalıdır...
2-Oltaya yakalanmış balığın yeme ihtiyacı yoktur. Bu noktada dışişleri bakanlığıyla aynı fikirdeyim, genişletilmiş iktisadi yardım, -örneğin Türkiye'ye- bazı hallerde düşünülenin tersi sonuçlar verebilir. Yani bağımsızlık eğilimini artırıp, mevcut askeri paktları zayıflatabilir.
Allah sadece Arapça'yı kabul ediyor! Arapça kutsal dildir diyen sözde hocalara DUYURUDUR!
Diyanet, Arjantin'deki Müslümanlar için İspanyolca Kur'an-ı Kerim mealleri ve Türkçe'den İspanyolca'ya çevrilmiş temel İslami kaynak kitaplar dağıttı. (7 bin adet)
1-Oysa, Ezanı da, namazı da ilk kez Türkçe okutan Osmanlıydı. Evet yanlış duymadınız Osmanlı okuttu. Osmanlıca Alfabeyi değiştirelim diyen Tanzimat Aydınları, 1850 den beri tartışıyorlardı Alfabeyi değiştirmeyi. Gelmiş şimdi Arapça kutsal dil diyor mankurt
2-41.DEFA TEKRAR
Yunanistan'da din adamlarının çoğu Yunan Milliyetçisi,
Rusya'da Rus milliyetçisi, Ermenistan'da Ermeni, İsrail'de Yahudi milliyetçisidir. Almanı, İngilizi, Amerikalısı da böyledir.
Bizde de din adamlarımızın çoğu Arap milliyetçisidir! Güler misin ağlar mısın?