Ayşe Hür Profile picture
22 Feb, 8 tweets, 2 min read
1/8 Bu konuşma 20 Mart 2016'da yapılmıştı, hemen ardından konuşmayı tarihsel bilgiler açısından analiz etmiştim. Şimdi nedense tekrar gündeme geldi. Bu konuşmadaki tek yanlış Abdülhamit'in sonu değil, daha pek çok yanlış var. Bunlar sırasıyla şunlar:
2/8 (Konuşmayı dinlediğinizi varsayarak devam ediyorum.)

Yanlış 1: Hal Fermanı değil, Hal Fetvası.

Yanlış 2: Hal Fetvası Silahhane’de veya Yıldız Sarayı’nın herhangi bir bölümünde değil 27 Nisan 1909 günü Meclis-i Umumi-i Milli’nin Sultanahmet'teki Meclis dairesinde 240 mebus,
3/8 36 ayandan oluşan bir heyet tarafından alınan karar uyarınca Elmalılı Hamdi Hoca tarafından kaleme alınmış Fetva Emini Hacı Nuri Efendi,Meclis'e davet edilmiş ve onayı istenmişti.

Yanlış 3: Abdülhamit’e Hal Fetvası Silahhane Binası’nda değil Küçük Mabeyn Köşkü’nde okunmuştu.
4/8 Yanlış 4: Hal etmek veya hal edilmek ‘tahttan indirmek’ anlamına geliyor.Erdoğan ‘haletmek’ deyince klasik dönemlerdeki gibi tahttan indirilen padişahların çoğunlukla boğularak öldürülmelerine aldanıp, Abdülhamit’in de idam edildiğini sanıyor, ya da biliyor ve öyle söylüyor.
5/8 Halbuki II. Abdülhamit halledildiği günün gecesinde Sirkeci'den kalkan bir trenle Selanik’e götürüldü ve Alatini Köşkü’ne yerleştirildi. Köşk İtalyan uyruklu bir un tüccarına aitti ama sabık padişahın ikameti için satın alınarak Ordu Köşkü adıyla tanzim edilmişti.
6/8 8 Ekim 1912'de Birinci Balkan Savaşı patlak verince Selanik'in elden çıkacağı anlaşıldı ve Abdülhamit 2 Kasım 1912 tarihinde Alman gemisi Loreley ile İstanbul’a getirildi, Beylerbeyi Sarayı’na yerleştirildi. Burada eceliyle 10 Şubat 1918’de öldü.
7/8 Yanlış 5: II. Abdülhamit’in döneminde toprak kaybedildi. Bunların dökümü şöyle: Elviye-i Selase (üç liva) denen Kars-Ardahan-Batum ile Niş, Dobruca ve Kıbrıs 1878’de, Tunus ve Teselya 1881’de, Mısır 1882’de, Somali 1884’te, Habeşistan 1885’te, Girit 1897'de, Sudan 1899'da,
8/8 Midilli 1901'de (para verilip geri alındı) Bosna-Hersek,Bulgaristan 1908’de kaybedildi. Üstelik bunların ekserisi savaşsız kaybedildi.Ayrıca Makedonya, Arnavutluk,Trablusgarp,Tunus,Kuveyt ve İran’la yaşanan sınır anlaşmazlıkları Osmanlı İmparatorluğu’nun aleyhine sonuçlandı.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ayşe Hür

Ayşe Hür Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @HurAyse

31 Jan
1/5 İslam mitolojisine göre, 543-571 yılları arasındaki bir tarihte, o sıralar putperest mabedi olan Kabe'yi yıkmak için gelen Hristiyan Yemen Valisi Ebrehe ve kalabalık fil ordusunu gagalarıyla taşıdıkları taşları atarak yenilmelerine sebep olanlar Ebabil Kuşları idi.
2/5 "Karmatiler 930'da Mekke'ye baskın yapıp 10 bin hacıyı öldürmüş, 10 yıl sonra ayrılırken Kabe'nin kapısı ile Hacerü'l-Esved'i yanlarında götürmüşlerdi. Bunları Abbasiler 20 yıl sonra 120 bin dinar ödeyerek geri alabilmişlerdi. Bunlar olurken Ebabil Kuşları kimbilir neredeydi?
3/5 1979'da Suudi-İhvancı Uteybi kendini mehdi ilan edip 500 müridiyle Kabe'yi işgal etti, 30 kişiyi öldürüp 90 kişiyi rehin aldı. Ebabil Kuşları gelmeyince, Suudi yönetimi önce Pakistan birliklerini, onlar da başaramayınca Fransız anti-terör timini yardıma çağırdı.
Read 5 tweets
25 Dec 20
1/7 Ayıp çok::)) 1920'de İstanbul’daki Divan-ı Örfi Mahkemesi’nde tehcir suçlusu bulunarak idam edilen Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey, 1922'de Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey ‘Milli Şehid’ ilân edildi ve ailelerine ‘Emval-i Metruke’ faslından maaş bağlandı.
2/7 29 Mayıs 1926’da kabul edilen dört maddelik "Ermeni suikast komiteleri tarafından şehit edilen veya bu uğurda suver-i muhtelife ile düçar-ı gadrolan ricalin ailelerine verilecek emlâk ve arazi veya tazminat hakkında kanun" ile “şehid edilen rical,
3/7 Talât Paşa, Cemal Paşa, Cemal Azmi Paşa, Bahattin Şakir Bey, Cemal Paşa’nın Yaveri Süreyya Bey, Cemal Paşa’nın Yaveri Nusrat Bey ve Sait Halim Paşa ile Kürt Mustafa’nın riyaset ettiği Divanı Harp kararıyla idam edilen, Muş Mutasarrıfı Servet Bey, Urfa Mutasarrıfı Nusrat Bey,
Read 7 tweets
25 Dec 20
+18
1/12 Cepheye giden başkomutan evden ayrıldığı andan başlayarak her gün karısına bunları yazıyorsa "erotik" olumsuzdur: "Bugünkü mektubumu da güzel vücudunun her tarafını öperek, öperek bitiriyorum. Umarım ki siz de şimdi bunları hissediyorsunuz. Ruhum.” (6 Aralık 1914)
2/12 "Elmasım, cicim müsaadenle güzel yanaklarından, dudaklarından, her yanından öpüp, kucaklayayım da uzakta daima sizi düşünen bir vücut bulunduğunu daha yakından hissediniz Naciye'ciğim." (13 Aralık 1914)
3/12 "Müsaade et de her tarafını emip, öpeyim de Enver'ini ömrünce unutma." (14 Aralık 1914) "Güzelim Naciye'ciğim müsaade et de vücudunun her güzel yerini koklayıp, öpeyim. Sizi kollarım arasında bî-huş edeyim. (19 Aralık 1914) (Not: Bu mektuplar baştan sona bu minvalde.)
Read 12 tweets
25 Dec 20
1/7 Tuğgeneral Ziya Yergök anlatıyor: "[Sarıkamış Harekatı'nın kalbi] Köprüköy Pasin Ovası’ndaki öbür Ermeni köyleri gibi bayındır ve zengin bir Ermeni köyü idi. İçinde kadın, erkek, çocuk adına tek insan yoktu. Fakat öküz, inek, manda ve koyunlar ahırlarda olduğu gibi duruyordu.
2/7 Erzurum bölgesindeki kış çok ağır geçtiği ve çevre ile ulaşım kesildiği için çiftçiler kışın çalışmaz, ambarları yazdan hububatla doldururla. Köprüköy’de de aynı şey yapılmış, ambarlar un buğday, gendime gibi hububatla doldurulmuştu.
3/7 Kilerlerinde de hububat dışındaki yağ, peynir, kavurma ve turşular ile kış sebzeleri bol miktarda vardı. Yalnız sular donduğu için kışın değirmenler çalışmaz, kışlık un ihtiyacı yazdan karşılanırdı.
Read 7 tweets
24 Dec 20
1/6 Alptekin Müderrisoğlu, Sarıkamış Dramı (Kastaş, 2006) isimli eserinde ilginç bir tıbbi olaydan söz ediyor: “Son günlerde eceliyle ölenlerin çoğaldığı dikkati çekiyordu. Donmadan, yaralanmadan, herhangi bir hastalık belirtisi görülmeden gencecik savaşçılar ölüveriyorlardı.
2/6 Nedenini anlayan, bilen yoktu. Savaşlarda pek alışılmadık ölüm türü olmasına rağmen, kişisel dosyalarına “eceliyle öldü”, diye yazılıyordu. “Eceliyle öldü”, yazılarak dosyaları kapatılan genç savaşçılar, gerçekte “hızlı yaşlanma” denilen bir tıp olayı sonucu ölmüşlerdi.
3/6 Bu insanlar, üç haftadır hızlı yaşlanmaya yol açan ağır koşullar altında yaşamlarını sürdürmüşlerdi. İlk günlerde sürekli yürümüşler, kısa molalar dışında dört beş günde ancak bir iki saat uyuma olanağı bulabilmişlerdi. Bu aşırı yorgunluğa bir de açlık eklenmişti.
Read 6 tweets
18 Oct 20
1/13 Türkiye'nin tıpta,bilim ve teknolojide,sanatta,sporda, çevrecilikte öncü olmasıyla değil de SİHA'larla övünmesi sadece bana patetik gelmiyordur herhalde. Aslında (her ne kadar Türk denirken kastedilen açık değilse de) Türkleri askerlik alanında övmeyi Araplar başlatmış.
2/13 Mesela 9. yüzyılda yazmış büyük Arap edibi, düşünürü ve din alimi Cahiz’in, Türkler hakkında yazılmış ilk antropolojik eser sayılan "Türklerin Faziletleri" adlı kitabında, “Türkler askerlik konusunda dünyanın en ileri milletidir” denir.
3/13 Gerçi yazar bunları söylerken eski Yunanlıların felsefe ve bilimde, Çinlilerin sanatta, İranlıların devlet idaresinde, Arapların edebiyatta ileri olduğunu belirtirse de “Bir Türk tek başına bir millettir” diyerek milliyetçilerin kıvanç duyacağı şekilde noktayı koyar.
Read 13 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!