“Şu andan itibaren,hapishaneye benzeyen birbirinin aynı pürüzsüz kutularda oturan herkesin,bu kutuları kendi elleriyle yeniden biçimlendirmek,hakkı ve yükümlülüğüdür.İçeride ve dışarıda,tam da oturduğu yerde.” Bu çağrıyı yapan, ekteki yapının da mimarı Friedrich Hundertwasser idi
“Böylelikle kendi beyaz tek biçimli giriş kapısını, kendi beyaz tek biçimli pencere çerçevesini kırmızıya, yeşile ya da hangi rengi seviyorsa ona boyamaya başlıyor. Özellikle dışını, böylelikle, yorgun argın eve döndüğünde kendi penceresini tanıyabilsin diye.” Mimar Hundertwasser
Mimar ve ressam Hundertwasser’in son proje-uygulaması Magdeburg’daki Grüne Zitadelle (2005) yapısı. Bu örnekte mimar, ev sahiplerinin içinde yaşadıkları evleri zamanla değiştirtip onlara en uyan haline getirmelerini özellikle istiyor.
Klasik mimariye ve tarihi eserlere karşı bir kural olarak “Grüne Zitadelle” binasında yasayanlar pencerelerini, balkonlarını renklendirebiliyorlarmış. Tek bir kural var, kollarının pencereden dışarı uzandığı yere kadar boyayabilirlermiş. Ayrıntılı bilgi: mimarsiv.com/article/almany…
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Bodrum Dereköy’de, Bodrum Kadıkalesi doğumlu Kamil Gök’ün eseri ev bugün ne hale gelmiş. Gerçekten klişe söz söylemek istemiyorum ancak başka bir ülkede olsa soldaki yapı için turlar düzenlenir, adına yayınlar yapılırdı. Bu hale çevirecek olan bu evi neden aldı? Kaynak: @pettke
Kamil Gök yağhanesi imiş. Ne ilginç ne önemli bir sanatçı. İşte ülkemizde böyle bir sanatçının keşfedilmesini, baş tacı edilmesini, bu değerin tanıtılmasını engelleyen bir mekanizma var. Yerel yönetimlerin bilgisizliği, akademilerin ilgisizliği, var işte... *Kaynak: @gozdekeskin
Kamil Gök ve “yolda kaldığı için yıkılan” çeşme. Bu yollar ne önemliymiş binlerce eser yıktık bu yolların uğruna. Bu işler, dönemin aynı akım sanatçısı Jean Dubuffete'in kulagina kadar gitmiş ve Jean Dubuffete, bu eseriyle Kamil Gök’ü keşfetmiş. *Torunu Mehmet Ali Yıldızhan’dan
4. yüzyıla tarihlenen Trabzon Surları bulunmuş. Bu kalıntılar, şehrin tarihinin, geçmişinin belgeleridir, zenginliktir. Belediye bunları pazar yerine engel, taş parçaları olarak görmemeli, Trabzon halkı da bu tarihi değerleri koruma konusunda bilinçli olmalıdır.
İstanbul’da 1316 yılında inşa edilmiş Podesta Sarayı’nı, atlı tramvay geçirebilmek için traşlama hikayemizi anlatmıştım. 30 yıl sonra yerinde olmayacak bir Pazar yeri için 1700 yıllık (4. yy dan kalma) Trabzon şehir surlarını tahrip etmeyelim. Projeyi dönüştürün, zenginleştirin.
OTOPARK ve PAZAR YERİ inşası nedeniyle 4. YY DAN KALAN TRABZON ŞEHİR SURLARININ İŞ MAKİNELERİYLE TAHRİBİNE engel olabilmek için lütfen arkadaşlarımızın sesini duyurun. @TrabzonBelTr@TrabzonValilik
Kasımpaşa’daki Turabi Baba Tekkesi’ni, mimar Turgut Cansever’in ailesinden, Mehmed Tûrabî Efendi kurmuş. Tekkenin son şeyhi de Turgut Cansever’in dedesi, Şeyh Ali Efendi imiş. Tekkenin önündeki türbede, Tersâne-i Âmire Kadırga Mimarı Mustafa Ağa’nın da (v. 1599) mezarı yer alıyor
Turgut Cansever’in ailesi, 350-400 yıl önce Asya’dan gelip Edirne’ye yerleşmiş, daha sonra İstanbul’da Turabi Baba Tekkesi’ni kurmuş. Mehmed Tûrâbî Efendi (v. 1812), Tersâne-i Âmire’de çalışıyormuş. Kadırga mimarı Mustafa Ağa’nın (v. 1599) kabrinin yerini özellikle seçmiş olmalı.
Kızkardeşim Yüksek Mimar Restoratör @SemaOzenToth un yüksek lisans tezinin konusu, Beyoğlu Tekkeleri ve Turabi Baba Tekkesi’dir. Bu konuyu seçmesini, şehir muhafızlarından Necat Selimoğlu önermişti. Turgut Hoca ile tekkenin ilişkisini de ilk kendisi anlatmış olmalı.
Size, tramvay yolunu geçirmek için Karaköy Bankalar Caddesi’nde yüzünü traşladığımız Ceneviz Sarayı’nı, “Palazzo del Comune”nin hikayesini anlatayım. Bu yapı, Türkiye’de yaşını bildiğimiz en eski konut. Cenevizli yönetici Montani de Marinis’in Sarayı olarak 1316’da inşa edilmiş.
Ceneviz Podesta Sarayı “Palazzo del Comune” inşa edilirken İtalya’da Cenova’daki “Palazzo del Giorgio” örnek alınmıştır. İstanbul Venedik Büyükelçiliği’nin parçaları kullanılarak, 1260 yılında inşa edilmiş olan “Palazzo del Giorgio”, günümüzde müze olarak işlevlidir.
Galata Podesta Sarayı’na ait gravür, 1847-1856 yıllarında İstanbul’da Sicilyateyn (Sicilya-Napoli Krallıkları) elçisi olarak bulunan Baron Romualdo Tecco’nun çiziminden hareketle yapılmış. Voyvoda-Bankalar Caddesi’ne bakan ön cephenin korunduğu haline dair nadir belgelerdendir.
Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’nin inşa ettirdiği Ankara Sergi Evi binası. Yarışma sonucu ilk defa bu çapta bir kamu yapısı bir Türk mimar, Şevki Balmumcu tarafından tasarlanılmış ve uygulanmıştır. Dün bu fotoğrafa bakarken aklıma takılan bir sorunun cevabını buldum.
Ankara’da Şevki Balmumcu’nun mimarı olduğu Sergi Evi, Paul Bonatz tarafından Opera Binası’na çevrilmiştir. Saat kulesi de bu sırada kaldırılmıştır. Saat kulesi üstünde “Sergi Evi” yazısını gördünüz öyle değil mi?
Yıl 1938, Ankara’da İnşaat Usta Mektebi kurulmuş. Fotoğraf, bu okuldan mezun olanların, Taşçılık, Duvarcılık, Sıvacılık gibi ustalıklarını gösteren bir sergiye ait. Bu sergideki yazı tipografisi ve gösterilen özen hep dikkatimi çekmişti. dergi.mo.org.tr/dergiler/2/58/…
Antalya’nın Ormana köyünden ahşap kafes detayı / Amerika’da ağırlıklı olarak Kızılderili ve Navahoların yaşadığı, New Mexico'nun başkenti Sante Fe’de ahşap kafes detayı. *Antalya fotoğrafları: Mimar Reha Günay #benzerişler
Amerika yerlilerinden Navaholar ile başka bir mimari benzerliğimizi daha paylaşmıştım. Solda Malatya, Arapgir, Onar Köyü, Büyük Ocak cemevi meydanı (tüteklikli yapı tipimiz)/ Sağda Amerika yerli halkı Navajo’ların “Hogan” adlı (dişi olarak nitelendirdikleri) merkezi planlı yapı
Antalya’nın Ormana köyünden ahşap kafes detayı / Amerika’da ağırlıklı olarak Kızılderili ve Navahoların yaşadığı, New Mexico'nun başkenti Sante Fe’de ahşap kafes detayı (kafes, geç döneme ait yukarı sürme pencerenin gerisinde korunmuş).