1/8- Son paragraf önemli. TCMB demiş ki asıl aracım faiz ama ZK’yı aktarım mekanizmasını desteklemek için kullandım. Grafikte mevduat faizi ve TCMB faizi görülüyor👇
2/8-19 Şubat haftasında TCMB faizi %17 iken mevduat faizi %16,14. Ayrıca aşağı yönlü. Krediler artmıyor. Parasal büyüme yavaşladı. Bunun etkisi olabilir. Bir de bu ortalama faiz. 3 aya kadar olan vadede %17,18. Enflasyonun düşeceği bekleniyorsa uzun vadenin düşük olması normal.
3/8-Peki zorunlu karşılık artışı mevduat faizini nasıl TCMB faizine yaklaştırır ya da yaklaştırabilir mi?
4/8-Zorunlu karşılık artışının maliyet etkisi sınırlı. Bankalar ZK yükümlülüğü için rezerv paraya ihtiyaç duyuyor ve teminatları karşılığında TCMB’den borçlanabiliyorlar. Zorunlu karşılıklara faiz ödendiğinden maliyet etkisi sınırlı oluyor.
5/8-Zaten bankalar ilave maliyetten kurtulmak isteseler kredi faizini artırırlar, mevduat faizini değil. Gelelim likidite etkisine. Banka bazında düşünüldüğünde bankalar rezerv parayı TCMB’den veya diğer bankalardan borçlanarak ya da mevduat çekerek elde edebilirler.
6/8-Bankaların TCMB’deki limitleri yetersiz değildir büyük ihtimalle. Zaten TCMB BIST’te de kotasyon veriyor. Bir de swaplar ve teminat döviz depolarla da ₺ borçlanma imkanı var (TCMB’nin BIST ve BPP hazır imkanları gecelik ve haftalık repo faizinin üzerinde).
7/8-Bankaların teminata verebileceği kıymetler yeterli. 22 Şubat itibarıyla bankaların serbest ₺ kamu borçlanma senetleri 209 milyar₺, yp cinsinden olanlar 13,7 milyar$. Teminatlara uygulanan kesinti oranları da düşük.
8/8- Sonuç olarak limit sıkıntısı yoksa, teminatlar yeterliyse beklenen likidite etkisi de sınırlı olabilir. Zorunlu karşılıkların aktarım mekanizmasını nasıl desteklediğini biraz daha açıklığa kavuşturmak da yarar var.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1/12- TCMB’nin döviz işlemleri bilançosunu nasıl etkiler?
2/12- TCMB döviz sattığında aktifte dış varlıkları, pasifte bankaların ₺ mevduatı azalır. Bankaların TCMB’deki ₺ mevduatına emisyon ile birlikte rezerv para denir.
3/12- Bankalar rezerv parayı zorunlu karşılık yükümlülüklerini yerine getirmek ve bankalar arası ödemeleri yapmak için tutar. Rezerv para TCMB’den ya da diğer bankalardan borçlanarak elde edilir.
3/11- İki yılda birikimli olarak cari açık ve net hata/noksan toplamı yaklaşık 38,7 milyar$. Son yıl cari açığının 22 milyar$’ının da altın ithalatından geldiğini biliyoruz.
1/6- Cari açık Aralık’ta 3,2 milyar$ geldi. Net hata ve noksan girişi 0,7 milyar$. Cari açık+NHN 2,5 milyar$. Finans hesabından 9,2 milyar$ giriş var. Böylece TCMB rezervleri 6,7 milyar$ arttı.
2/6- Finans hesabında 9,2 milyar$ girişin 3,3 milyar$’ı banka döviz rezervlerindeki azalıştan kaynaklanıyor. Bu kalem hariç sermaye girişi 5,9 milyar$. ZK artışı ile banka rezervi azalırken TCMB rezervi artmış.
1/9- Fiyat istikrarı üretime bağlı, krediler uygun şartlarda sunulmalı denmiş. Tekrar tane tane hatırlatalım👇
2/9- Enflasyonun temel nedeni talebin (harcamaların) arzdan (üretimden) daha “hızlı” artmasıdır. Yani arz artıyor ama talep artışına yetişemiyor. Talep ise krediler ve bütçe açıkları ile tetiklenir. Kredi ve bütçe açıkları para yaratımıdır.
3/9- Enflasyon tek seferlik değil sürekli fiyat artışıdır.
1/9- İşsizlik oranlarına hem yıllık değişimler hem de mevsim etkilerinden arındırılmış aylık değişimler olarak bakalım.👇
2/9- İşsizlik oranı Kasım’da geçen yıla göre 0,4 puan azalarak %12,9 oldu. İşsizlik oranı düşüşünde işgücüne katılımdaki gerileme etkili oldu. İşgücüne katılım oranı 3,2 puan azalışla %49,3’e geriledi. Bu dönemde istihdam oranı düştü. Oran 2,7 puan azalışla %42,9 oldu.
3/9- Kişi sayısı olarak bakıldığında işsiz sayısı yıllık 303 bin azalarak 4 milyon kişi oldu. Halbuki aynı dönemde istihdam 1,1 milyon kişi azaldı. İşsiz sayısındaki düşüşte işgücündeki 1,4 milyon azalma etkili oldu.
1/6- İhracatçılara da ziyaret iyi olur. Son zamanlarda nasıl hesaplandığını anlayamadığım $/₺’de 7,35₺ kırmızı çizgimiz, 7₺’nin altına inmemeli sesleri yükseldi. Fiyat verirken 8,5₺’ye göre verdim paramı aldığımda zarar edeceğim demek biraz tuhaf.
2/6- Aksi durum da çok kez yaşandı değil mi? 5₺’ye göre fiyat verip tahsilatı 8,5₺’den yapmak gibi. Ayrıca ihracatçılarımızın risk yönetim araçlarından, vadeli piyasalardan bu zamana kadar haberdar olması lazım.
3/6- Gerçi ihracatçı şu görüşü söylüyor: Döviz kuru arttığında ithalatçı fiyat kırmamızı istiyor, kar marjımız o kadar artmıyor. Bu durum ihraç ürünlerimizin niteliğini aslında ortaya koymuyor mu? Hani rekabetçilik?