Sürekli "kadın cinayetleri" vurgusu, kadını erkeğe düşman etmeye çalışan bir sloganik medya propagandasıdır.
Tweetin tamamı buymuş. Yazdığım kısmını paylaşınca algı oluyormuş. Arkadaşlar uyardı. Baktım. Hiç de olmuyor. Eğer olsaydı özür dilerdim.
Sürekli kadın cinayeti vurgusu erkek düşmanlığı değildir. Öncesinde ne söylenirse söylensin saçma, geri kafalı ve ideolojik bir yaklaşım.
Kadın cinayetlerini ideolojik malzeme yapan falanca örgütlerin yaptığı şey ne kadar yanlışsa, bunu genelleyip, kadın cinayetlerine tepki gösterilmesini topyekün karalamak da o kadar yanlıştır.
Bunlar birbirinden beslenen uç ve ideolojik saplantılar.
Burada, Pkk'nın katlettiği kadınların ağzına alamayan bazı sözde kadın hakları gruplarını nasıl eleştirdimse, kadını hakir gören ideolojik yaklaşımlara göz kırpanları da eleştiririm.
Birileri beğensin veya beğenmesin...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Alfred Kantorowicz, Hitler'in iktidara gelmesinden sonra toplama kampına gönderilen yüzlerce bilim insanından biriydi. Kampta ölmeyi beklerken mucize gerçekleşti ve serbest bırakıldı. Üstelik ülkeyi terk etmesine izin veriliyordu.
Mucizenin ardında tanımadığı biri vardı: Atatürk
1* Bilim insanı Philipp Schwartz Nazi iktidarı açıkça Yahudileri hedef almaya başladıktan hemen sonra İsviçre'ye geçerek Alman Bilim Adamları Yardım Birliği'ni örgütledi.
Hedefleri, Nazi zulmüne uğrayan bilim insanları kurtarmak ve başka ülkelerde yaşamalarını sağlamaktı.
2* Fakat Nazilerden çekinen pek çok ülke, Yahudi bilim insanlarına kucak açmaya yanaşmıyordu.
Bu sıralarda üniversite reformunu gerçekleştiren Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip, Schwartz ile bağlantı kurdu ve ülkeye davet etti.
Geçmişte Apo'nun demokrasi için şans olduğunu, Türk bayrağını tartışmak gerektiğini, Zekeriya Öz'ün heykelinin dikilmesi gerektiğini söylemiş insanların bugün ne söylediğine hiç önem vermiyorum.
Onların bugün söyleyebileceği doğru şeyler olabilir. Ama onların ağzından çıkacak bazı doğru lafları, geçmişi temiz haysiyetli insanlardan öğrenebiliriz.
Bir doğru laf yoktur ki, namuslu insanlar tarafından söylenmemiş olsun.
Bu ülkenin dürüst, geçmişi kirli olmayan gazetecileri doğruları zaten söylüyor. O yüzden, Apo türküsü çığırıp Öz heykeli diken tiplerin bugünkü doğrularına muhtaç değiliz.
Dünya için gidişat çok kötü. 2021 ve devamında dünya genelinde pek çok seçim hilesi, iç karışıklıklar ve askeri müdahaleler görebiliriz.
ABD, 20. asırda otokrasi yanlılarını caydırıcı bir unsur olarak ağırlık merkeziydi. Bu imaj artık kayboluyor. Karmaşa yaklaşıyor.
ABD'nin caydırıcı etkisi darbe heveslilerini (ABD'nin çıkarlarına zarar veren darbeleri kastediyorum) temkinli davranmak zorunda bırakıyordu. Darbeciler uluslararası anlaşmaları koruma ve en kısa sürede demokrasiye geçiş vaadiyle hareket etmek zorunda kalıyordu.
Fakat Trump dönemiyle birlikte ABD'nin (çıkarlarına aykırı olmadığı sürece) güttüğü demokrasi hassasiyeti kayboldu. 6 Ocak'ta Capitol'un basılması bu miti ciddi biçimde yaraladı.
Ve artık otokratik yönetimlerle sorun yaşamayan bir büyük güç yükseliyor: Çin!
Paşinyan, sokak eylemleri sonucunda seçimle gelen ABD yanlısı bir aktör.
Popüler bir başlangıç yaptı ama askeri alanda utanç verici bir hezimet yaşadı.
Kafkasya'da ABD yanlısı hükümet görmek istemeyen Rusya için Paşinyan'ın devrilmesi sevindirici olacaktır.
Paşinyan, başarısız biriydi ve Rusya'nın Kafkasya politikası önündeki bir sivilceydi.
Onun başarısızlığı sayesinde Azerbaycan büyük bir kazanım elde etti.
Paşinyan Türkler için bir nimetti. Darbe ile devrilmesi hem etik olarak hem ulusal çıkar olarak olumsuz olacaktır.
Bu darbe başarılı olursa en büyük zarar ABD için yazacaktır.
ABD'nin geleneksel demokrasi koruyuculuğu önce Trump'ın 6 Ocak hareketiyle zarar gördü. Akabinde Myanmar darbesi geldi. Ve şimdi de Ermenistan'da olursa bu ABD'nin uluslararası imajına ve caydırıcılığına zarar verir.