Pazartesi piyasalarda ne olacak?..
Herkesin aklındaki soru bu.
Diyelim ki Pazartesi bir şekilde yönetildi (bu arada bu hâlâ mümkün ama doğal olarak maliyeti çok yüksek olacaktır), sonrasında bizi neler bekliyor?
Bir ay, üç ay, yıl sonu?..
İsterseniz yarını bırakalım da geçmişte yaşananları şöyle bir hatırlayalım ya da o günleri yaşamamış olanlara anlatalım.
Hem ne demişti M. Akif;

Tarihi ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
...
Yıl 1993...Özal’ın ani ölümüyle Demirel Cumhurbaşkanı oldu. Kısa süre sonra da Tansu Çiller, (Demirel’in desteklediği adaya karşı yarışı kazanarak) iktidardaki DYP’nin genel başkanı ve Türkiye’nin ilk kadın başbakanı oldu.
Ekonomi politikalarında deneysel bir girişim başlattı.
1993’te yıllık ortalama tüketici fiyat enflasyonu yüzde 66, yıl sonunda ise yüzde 71 düzeyindeydi. Hazine ağırlıklı olarak kısa vadeli (üç aylık) bonolarla borçlanabiliyordu ve artan bütçe açıkları ve finansman gereği yüzünden ortalama borçlanma maliyeti yüzde 90’a yaklaşmıştı.
Çiller bu faizin çok yüksek olduğunu savunuyordu. Çare olarak bulduğu yöntem; Hazinenin finansman gereksinimini piyasadan borçlanmak yerine Merkez Bankasına para bastırarak ve avans kullanarak karşılaması oldu. Dönemin TCMB yönetimi bunu kabul etmedi ve görevden ayrıldı.
Meclisten geçirilen ek bütçe ve Hazinenin TCMB’ye olan borçlarının silinmesini öngören tahkim yasası ile Hükümetin Merkez Bankasından kaynak kullanımı genişletildi. Kısa vadeli avans 2 milyar doları geçti.
İşin nereye gittiğini görenler uyarmaya çalıştıysa da kulak asılmadı.
Hazine finansmanında kullanılan TCMB kaynağı milli gelirin yüzde 2,7’sine çıktı.
Arka arkaya 7 Hazine borçlanma ihalesi iptal edildi. Piyasada endişeler arttı ve döviz talebi fırladı. Daha önce yüzde 1 olan Merkez Bankası kuru-piyasa kuru farkı yüzde 25’e yaklaştı.
O noktada Hükümet kontrolü tamamen kaybetti.
Gecelik faizler %700’e çıktı. Tahvil-bono piyasası çöktü. Hazine TL borçlanamaz hale geldi. Panik havası hızla yayıldı, dövize atak başladı. Döviz rezervleri eridi ve TCMB ‘kırmızı bakiye’ye düştü, yabancı para ödeme yapamaz hale geldi
Ekim’de 12 bin TL olan USD kuru 40 bin TL’nin üzerine çıktı.
Hazine Şubatta yüzde 125 faizle bile borçlanamayınca; tarihe “Çiller bonosu” olarak geçen ve üç aylık net dönem getirisi yüzde 50 olan (yıllık bileşik %406) süper Hazine bonoları çıkarmak zorunda kalındı.
Hükümet; fiyatı kamu tarafından belirlenen ve yönlendirilen ürünlere büyük oranlı zamlar yaptı, olağanüstü yüksek vergiler getirdi ve IMF ile 14 aylık bir stand-by anlaşması yapmak zorunda kaldı.
1993’te kişi başına 3.056 dolar olan milli gelir 2.161 dolara geriledi.
Sonuç olarak;
Yüzde 70’e yakın enflasyon varken yüzde 90 faizi yüksek bularak bunu talimatla düşürebileceğini sanan Hükümet, 1994 yılında yıllık ortalama yüzde 106 enflasyonla ortalama yüzde 150 faizle borçlanmak zorunda kaldı. Bu arada da döviz kuru yüzde 170 arttı.
Türkiye 40 yıldır dışa açık bir ekonomi. Üretim girdileri arasında zorunlu olarak ithal edilenlerin önemli ağırlığı var. Piyasa ekonomisi iş modelleri için vazgeçilmez durumda. 1990’dan beri sermaye serbestisi ve serbest kambiyo rejimi var. 1995’ten beri AB Gümrük Birliğindeyiz.
Türkiye’nin dışa kapanması ya da AB başta olmak üzere dünya ile serbest ticaret yapmaktan vazgeçmesi gerçekçi ve uygulanabilir değil. Dolayısıyla, geçmişte birçok örnekte olduğu gibi sonunda gereken neyse yapılacak, gerçek kendisini kabul ettirecek.
3 vakte değilse 5 vakte kadar.
Sadece, ne yazık ki daha kötü bir denge düzeyinde olacağız...

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ibrahim M. Turhan

Ibrahim M. Turhan Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @ibrahimmturhan2

21 Mar
Son dönemdeki iç karartıcı gelişmelerden, Türkiye’nin boğucu gündeminden, “yarın ne olacak” endişesinden kurtulmak ister misiniz?
Gelin soyut düşüncenin dehlizlerinde kaybolalım.

[DİKKAT: Matematiği ve felsefesini ilginç bulmayanlar sıkılabilir. Ama sonu sürprizli 😉)
Adam Fawer; 2005 yılında yayımlanan ve çok sayıda ödül kazanan romanı ”Olasılıksız”da, kuantum mekaniğine meydan okur. Romanın temeli, Fransız matematikçi  Pierre-Simon Laplace’ın 1814'te yayınladığı makalesinde nedensel determinizmi kavramsallaştırdığı “Laplace'ın Şeytanı”dır. Image
Evrenin şimdiki halini geçmişin sonucu ve geleceğin nedeni olarak gören Laplace, evrendeki her atomun yerini ve hareketini bilen ve bu sayede en büyük varlıklardan en küçük atomlara kadar her şeyi hesaba katarak evrenin geçmişini ve geleceğini bilen hayalî bir varlık kurgular. Image
Read 20 tweets
20 Mar
Beş satırlık bir metinde bu kadar hukuk cinayeti işlemek, yapılan işlemin içeriğine ve ruhuna uygun olmuş doğrusu.
Bir sözleşmenin taraflarından birinin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebileceği belirtilmemişse söz konusu işlem fesih olmaz. Olsa olsa sözleşmeden çekilme olur.
Sonuçta -çok şükür- bu sözleşme yok olmuş (feshedilmiş) değil.

Anayasa, milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına tabi kılmıştır. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası andlaşmalar kanun hükmündedir.
Bu anlaşmalar normlar hiyerarşisinde iç hukuk hükümlerinin üzerindedir (Anayasa md.90).
Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (CBKr) çıkarabilir (md.104)
Kanunda açıkça düzenlenen konularda ise CBKr çıkarılamaz.
Kanun hiyerarşide üsttedir
Read 8 tweets
19 Mar
Sn @naci_agbal @Merkez_Bankasi görevi ve konumu gereği cevap vermeye tenezzül etmez.
Bu karar; geçen üç yılda izlenen politikalar yüzünden bir Türkiye’ye eşit milli gelir kaybeden, fakirleşen bütün bir toplum aynı sıkıntıları bir daha yaşamasın diye alındı.
TL kazananlar adına... Image
Bu ilave sıkılaştırma ekonomi yönetiminin 2018-2020 arasındaki günahlarının bedelini ödemek anlamı taşıyor. Küresel piyasalarda yaşanan çalkantılardan TL’nin belirgin biçimde daha olumsuz etkilendiğini gören @Merkez_Bankasi bütün dünyada yükselen faizlere tepki vermek zorundaydı.
Ekonomiyi bu hale getiren, “gazete” görüntüsü altında yayımlanan yarı-resmî bültenler üzerinden geçmiş yıllarda çekilen “operasyonlar”dı.
128 milyar rezerv şeffaf olmayan yollardan satılır, karşılıksız para basılır, 3 yılda ekonomi sadece %1,8 büyürken susanlardaki cürete bakın!
Read 4 tweets
18 Mar
Ya parti kapatma davası aslında parti kapatma davası değilse?
...
Komplo teorilerinden hiç hoşlanmam ama durum giderek ilginç bir hal alıyor.

Just because you're paranoid doesn't mean they aren't out to get you.
(Paranoyak olmanız takip edilmediğiniz anlamına gelmez)
Şöyle bir senaryo hayal etsek:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP hakkında AYM'de kapatma davası açtı. Bilindiği üzere bir siyasal partinin kapatılması kararı için Anayasa Mahkemesinde üçte iki oy çokluğu şartı var.
Yargılama sonunda bu çoğunluk sağlanamayabilir.
AK Parti ortaklarına dönüp; “bağımsız yargı karar verdi, şeriatın kestiği parmak acımaz” diyebilir. Zaten yüksek düzeyde şimdiye kadar konuya mesafeli bir duruş sergilendi. Bu durumda ulusalcı kanat için ortaklığı bozmak için uygun ortam oluşmuş olmaz mı?
Read 6 tweets
18 Mar
Anayasa; TBMM üyelerinin, Meclis çalışmalarındaki oylarından ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, gizlilik kararı alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamayacakları konusunda açık bir hüküm içeriyor.
Milli egemenliğe ve millet iradesine saygı duyuyorsak, düşünce ve ifade özgürlüğünün milletvekilleri açısından çok daha geniş yorumlanması gerektiği açıktır. Milletvekillerinin ifade özgürlüğü güçlü güvencelerle korunmak zorundadır.
Okuduğu bir şiir yüzünden yargı kararıyla da olsa haksız yere hapse girmiş bir siyasetçinin Cumhurbaşkanı olduğu günümüzde, basında yer alan bir haberi sosyal medyada paylaştığı için -içeriğini onaylamasam da- bir başka siyasetçinin cezalandırılmak istenmesi acı bir çelişki.
Read 4 tweets
18 Mar
Emtia fiyatlarının tepe noktasına ulaştığını düşünüyorum. Yılın ortasına kadar bugünkü yüksek seviyelerde seyredecek emtia fiyatları, yıllık enflasyonu yukarı taşısa da Nisan’dan itibaren aylık (m-o-m) enflasyona katkı yapmayacaktır.
Dolaylı etkileri ise bir süre hissedilecektir.
Döviz kurlarından kaynaklanan enflasyonist etki de Haziran ayıyla birlikte sönümlenmeye başlayacak.
Nisan’dan itibaren daha güçlü portföy yatırımı girişlerini görmeye başlayacağımızı bekliyorum.
Küresel koşullar ve salgının yaz aylarında zayıflaması da TL’yi destekleyecektir.
Bu çerçevede, Eylül’den itibaren politika faizini indirmek için koşullar oluşmaya başlar. Ancak bugünkü karardan edindiğim izlenim, @Merkez_Bankasi ‘nın enflasyona ilişkin yukarı yönlü risklere daha duyarlı hareket edeceği (tightening bias) yönünde.
Read 4 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!