1) İsrail ve BAE ittifak kurup Mısır'daki Süveyş Kanalı'nın etkinliğini bitirecek yeni bir kanal açma kararı aldı. Bu durum Mısır'ı ciddi öfkelendirdi. Türkiye ile anlaşma da yapınca kavga kızıştı. Süveyş Kanalı'nı kapatan gemiye bu açıdan bakın. Dikkat.
2) Mısır Süveyş Kanalı'ndan günde 10-15 milyon gelir elde ediyor. Senelik 5 milyar dolardan fazla geliri var. Kanalda yapılan yeniliklerle bu gelir 13 milyara çıkarılıyor. Süveyş Kanalı geliri Mısır'ın en büyük üçüncü döviz girdisidir. İsrail'in yapacağı kanal Mısır'ı bitirecek.
3) İsrail ve BAE'nin yeni kanal-demiryolu projesi Mısır hükümeti içinde öfkeye neden oldu. Mısır yetkilileri: “İsrail ve BAE'nin bu adımının istişare sürecinde olduğunun farkındayız, ancak BAE'nin bu adımı temel olarak bizi sırtımızdan bıçaklamaktır" dedi.
Gerçekten de öyle.
4) Akdeniz’de büyük doğal gaz rezervi bulan İsrail, Mısır’ı devre dışı bırakan yeni bir kanal oluşturmak için Akdeniz’deki Ashdod limanından Kızıldeniz’deki Elat limanı arasında bir ‘ticaret koridoru’ açıyor. 163 kilometre olacak. Bu kanal Mısır'ın ekonomisini vuracak.
5) İsrail’in Süveyş’i devre dışı bırakma projesine Mısır’dan hızlı hamle geldi. İsrail'in Kızıl Denize açıldığı yerde bulunan Tiran ve Sanafir adaları Suudi Arabistan’a devredildi. Böylece Arabistan İsrail kanal çıkışını kapatma kartlarını elinde tutabilecek.
6) İsrail 2013'ten bu yana Akdeniz'deki 680 trilyon metreküplük doğalgazı çıkarmaya başladı. Doğalgazı yeni kanal ile Hindistan ve Çin’e satmayı planlıyor. Bu kanal ile Süveyş Kanalı ve Mısır’a olan bağımlılığı azalıyor. Hem de dünyanın en önemli yolu oluyor. İsrail'e faydalı.
7) İsrail'in yapacağı kanalın maliyetinin 20 milyar dolar olması planlandı. Çin Kalkınma Bankası finanse edecekmiş. Ve yapımını da Çinli firmalar üstlenecek. Çin, Eliat ve Ashdod limanları arasında ticaret yolu bağlantısı sağlayacak.İsrail Hayfa Limanı işletmesini de Çin'e verdi.
8) Bu sebeple sık sık Süveyş Kanalı'nın otoritesi, itibarı sarsılacak. Bu hafta Süveyş Kanalı'nı kapayan gemi bu operasyonun bir parçası olabilir. Süveyş Kanalı'nda daha büyük operasyonlar yapmak için mesaj vermiş olabilirler. Şuan dünyada büyük bir kanal, ticaret kavgası var.
9) Bir tane daha dev kanal projesi var. Hazar Denizini Basra körfezine bağlayacak kanal. İran üstünden geçiyor. Rusya ve İran projesi. Rusya, Karadeniz, Hazar denizi, Basra ve okyanusu bağlayacak. Projesi yapıldı. Bu ağda Kanal İstanbul devreye girerse Türkiye de kazanır.
10) "Hazar Denizi-Basra Körfezi Kanal Projesi" 200 yıllık proje. ABD bu kanalın yapılmaması için 30 senedir ciddi yaptırımlar yaptı. Kanal 700 km olacak. İstanbul'a yapılacak kanal da "tüm bu bölgedeki kanal hamlelerine karşı geçiş güzergahında bende varım" hamlesi. Stratejik.
11) Büyük kanal savaşlarını anlamadan İstanbul Kanalını da alayamazsınız. Partisel, yerel bakarsınız. Partilerüstü devlet hamlesidir bu. Yapar veya yapmaz, devlet koz olarak masaya sürdü kanalı. Yapmayadabilir.
İbrahim Kalın: "Kanal İstanbul devlet projesidir"(2019)
Sır burada.
1) ABD-NATO bir yeri işgal eder. Ardından oraya Hristiyan misyonerler gönderilir. Yardım,yaraları sarma karşılığında halkı,gençleri Hristiyanlığa çekerler. ABD Irak'ı işgal edince aynı anda binlerce misyoner de Irak'a gidip faaliyet yaptı. Vatikan da gitti zemin kurdu.
2) Afrika'daki gibi. Önce Batılı güçler Afrika'yı işgal edip sömürdü. Halkı fakir, aç, çaresiz bıraktı. Tam bu aşamada misyonerleri gönderip halkın ekmek, su karşılığında Hristiyan olmasını sağladılar. Zekice bir metot. Bu sebeple Afrika'da Hristiyan nüfus çok fazla.
3) Vatikan'ın medyası çok güçlü. Doğrudan veya dolaylı olarak sahibi olduğu ve yönlendirdiği günlük, haftalık ve aylık 200’den fazla gazete ve dergi, 154 radyo istasyonu ve emisyonu, 49 TV kanalı ve kablolu yayını bulunmaktaydı. Bu yayınlar dünyayı bir ağ gibi sarmakta.
1)TV'lerde araba, ciklet, lastik, beyaz eşya ve birçok üründe kadının cinselliği kullanılarak reklam yapılıyor. Ürünleri kadının vucudu ile pazarlıyorlar. Kadın hakları savunucuları samimiyseler kadının vücudunu pazarlama aracına dönüştüren reklam ve düzene dava açsınlar görelim!
2) Kadının kişiliğini yok edip dişiliğini kullanarak, cinselliği ile ürün reklamı yaparak, kadının vücudu üzerinden dizi, film sektörü oluştururak büyük bir ekonomik güç kurdular. Kadını bunlar değersizleştirdi. Bir cinsel obje ve reklam aracına dönüştürdüler. Buna değinen yok.
3) Önce kadının dişiliğini öne çıkarıp cinsel obje yaptılar. Uluslararası vakıf ve toplum dönüştürme enstitüleri bu cinsel obje üzerinden toplumu dönüştürdüler. Kadınları küresel moda şirketlerinin orduları haline getirdiler. Topraklarımızın kadınını tüm bunlardan korumalıyız.
1) Necmettin Erbakan 1996'da başbakan olunca Batı'nın G-8'ine karşı gelişmiş Müslüman ülkelerle D-8'i kurdu: Türkiye, Endonezya, Malezya, Bangladeş, Pakistan, İran, Mısır, Nijerya vardı. Ortak para, pazar, teknoloji, ticaret, silah yapacaklardı.Daha sonra sayı 60'a çıkarılacaktı.
2) Üçüncü aşamada ise bu birliğe diğer mazlum milletler, fakir ülkeler de alınacaktı. Din şartı aranmayacaktı. Tüm dünyaya adalet, huzur, refah getirmek ana amaçtı. Emperyalist güçlerin zulmüne son verilecekti. 15 Haziran 1997’de devlet başkanlarının da katılımıyla D-8’i kurdu.
3) Necmettin Erbakan basın toplantısında ortak parayı tanıtmıştı. "Bu para atom bombasından daha güçlü ve tehlikeli" dedi. Paranın arka tarafında Arapça ve İngilizce olarak "Alışveriş helal, faiz yasaktır" yazıyordu. Dolar,faiz,sömürü düzenini bu para çökertecekti. Paranın resmi.
1) Türkiye'de Derin NATO’yu bilmeyenler yaşananlara anlam veremez. Anlamsızlıkla yaşar. NATO deyince aklınıza asker, savaş silahları geliyor. Yanılıyorsunuz. NATO’ya giren ülkelere bir şart koşuldu: NATO’nun ülkede gizli bir yapılanma kurmasına izin verilecekti.
2) Bu yapılanma iki bölümden oluşuyor: Yeraltı ve yerüstü. Yerüstü tamamen askerlerden oluşuyor. General, albay, teğmen, subay. Yeraltı yapısını hiç sormayın. Çok karmaşık ve gizli. Mesela FETÖ, Derin NATO'nun büyük parçalarından biridir. Peki Derin NATO'da kimler var?
3) NATO sadece askeri bir kurum değildir. Her ülkede;
Gazeteci-Doktor-Hakim
Bürokrat-Mühendis
Yazar-İş adamı
Akademisyen-Sporcu
Sanatçı-Siyasetçisi olan bir kurumdur. Bunlara Derin NATO denir. NATO hedef aldığı ülkede bunları harekete geçirir. NATO'ya giren her ülkede kuruldu.
1)ABD Türkiye'yi çembere alıyor.
Yunan adaları ve Trakya sınırına kadar üs kurdu. PYD'yi silahlandırıp bölgeye üs kurdu. ABD Türkiye'yi tehdit eden Doğu Akdeniz tasarısını senatoya sundu. Türkiye'ye baskıyı artırdı.Türkiye'de lider, otorite ve yönetim boşluğu oluşmasını bekliyor.
2) 2025'e kadar kadar parçalanacak 25 ülkeden biri de Türkiye idi. 2013'ten sonra oluşturulacak bir otorite boşluğu ile Türkiye işgale açık hale getirilip en az üçe bölünme planı uygulanacaktı. İlk hedef otorite boşluğu idi. FETÖ otorite boşluğu oluşturmakla görevlendirildi.
3) Ve bölme mesajını verdiler. New York Times Gazetesi 2016 yılında ABD Başkanı Wilson'un 100 yıl önce çizdiği Türkiye'yi üçe bölen haritayı tekrar yayınladı. Times Gazetesi ABD derin devletine bağlı. Uygulayacakları planların mesajı gazetede verilir. Resimdeki o harita.
1) HDPKK bölgeden İslam'ı silmeden amacına ulaşamaz. 2019'da HDP Diyarbakır Belediye Başkanı sahabe "İyaz bin Ganem" ismini taşıyan caddeye PKK'ya destek veren Dr. İlhan Diken ismini verdi. Halk tepki gösterdi, vali müdahale etti izin verilmedi. Paylaşalım.
2) HDP 2014'te Şırnak ve Mardin’de düzenlediği "Kadına Şiddete Hayır" eyleminde tesettür giydirdikleri kadınları zincirleyerek köle gibi gösterdi ve tesettür düşmanlığı yaptı. Bu eylem, bölgede ciddi tepki çekti. Özür bile dilemediler.
3) HDP'li İpekyolu Belediyesi "Kadınlar size Allah'ın emanetidir" hadisine yönelik olarak "Biz kimsenin emaneti değiliz, biz kadınız" anlamına gelen EM NE EMANETIN, EM JININ pankartı astırmıştı. İslam değerlerini ve inancını bölgeden silinmek istiyorlar.