Her Yönüyle Tarihin Gördüğü En İlginç Cinayet Vakalarından Biri: "R. V. Parks"
Bugün size hukuk tarihinin en popüler davalarından biri olan 'R. V. Parks' davasından bahsedeceğim. Dava özetle öncesiyle, işleniş anıyla ve sonrasıyla oldukça ilginç gelişmiş olan bir cinayet olayıyla ilgili.
Bol bol beyin fırtınası yapacağımız bu olayın detaylarına hemen girelim.
Zamanda 29 yıl geriye gidiyor ve 1987 yılının sıradan bir bahar gecesine dönüyoruz.
Olayın baş rolünde Kenneth James Parks adlı 23 yaşında bir adam var. Kenneth 24 Mayıs'ta, gece saatlerinde evden çıkıp arabasına biniyor. Eşinin 20-25 km ötede yaşayan ailesinin evine gidiyor ve arabadan iniyor.
Kapıyı kendisinde de bulunan anahtarı açtıktan sonra doğruca yatak odasına gidiyor. Önce eşinin babası Denis'i boğuyor, daha sonra annesi Barbara'yı dövmeye ve sonrasında da bıçaklamaya başlıyor.
Dönüp daha önce boğduğu Denis'i de bir kaç kere bıçakladıktan sonra eşinin kız kardeşlerinin yatak odasına gidiyor, ancak biraz önceki sesleri duymuş olan kızlar çoktan önce alt kata kaçıp sonra da evden çıktıkları için içeride kimseyi bulamıyor.
Bu noktadan sonra işler iyiden iyiye ilginçleşmeye başlıyor.
Parks tüm bu korkunç olaylar sonrasında arabasına atlayıp karakola gidiyor. Polis kayıtlarına göre hiç kendinde değilmiş gibi duran Parks'ın ağzından çıkan sözler ise kayıtlara şöyle geçiyor:
'Sanırım birilerini öldürdüm, ellerime bakın. Kanlılar. Birilerini öldürdüm.'
Eşinin babası bir şekilde olaydan kurtulmayı başarıyor ama annesi o kadar şanslı olamıyor.
Hal böyle olunca her şey sonuçlanmış ve adam hapse atılmış gibi düşünebilirsiniz, ancak işler hiç de öyle gelişmiyor
Nitekim Kenneth Parks hapisten kurtuluyor. 'Akıl hastası mıymış?' sorusu akıllara gelebilir; ancak hayır, Parks akıl hastanesine de gönderilmiyor. Peki nasıl oluyor da bu durumdan kurtuluyor dersiniz? Hemen söyleyelim: Uyurgezerlik savunmasıyla.
Parks savunmasında tüm bu olaylar gelişirken kendinde olmadığını, hiçbir detayı hatırlamadığını ve en son televizyon karşısında uzandığını hatırladığını söylüyor.
Hatta ve hatta teslim olduğu anı bile net olarak hatırlayamadığını söyleyen adamın tüm bu savunması yıllarca mahkemede tartışılıyor, hukuk dünyasını meşgul ediyor.
Tam 5 yıl boyunca süren dava nihayet 1992'de karara bağlanıyor: Parks'ın savunması kabul ediliyor ve serbest bırakılıyor
Bu kararın haklı olup olmadığını anlamak için biraz daha detaylara girmek gerek.
Öncelikle Parks'ın teslim olduğu sırada ellerinde bir çok ciddi yara olmasına rağmen hiçbir şekilde acı hissetmediğinin polisler tarafından kayıtlara geçirildiğini söyleyelim.
Uyurgezerlik sırasında kişilerin acı hislerinin ortadan kalkabildiği bilinen bir gerçek. Bu durum savunmasını güçlendiriyor.
Bunun dışında Parks'ın daha önce de uyurgezerlik deneyimleri yaşadığı, hatta bir keresinde bu nedenle ölüm tehlikesi bile atlattığı bilgisi de mevcut.
Üstelik uyurgezerliğin Parks'ın tam 20 akrabasında da çeşitli miktarlarda bulunduğu ortaya çıkarılmış, yani ırsi bir durum da mevcut.
Kenneth'ın savunmasını güçlendiren tüm bilgiler bunlarla da sınırlı değil üstelik.
Kişisel ve ailevi faktörlerin yanı sıra uzmanlara göre Kenneth'ın o gece böyle bir durum yaşamasının arkasında o zamanlarda geçirdiği zorlu sürecin de etkisi var.
Kendisinin olaydan önce 48 saattir uyumuyor oluşu, oldukça kilolu olmasının da etkisiyle öğle sıcağı altında uzun süre rugby oynamış olmasının verdiği büyük fiziksel yorgunluk,
o dönem yaşadığı kumar bağımlılığının getirdiği problemlerin yarattığı zihinsel karışıklı gibi faktörlerin olayda büyük rol oynadığı düşünüyor.
Özellikle kumar borcu dolayısıyla önce şirketinin kasasından para çalan ve sonra da durum ortaya çıkınca işinden olan adamın psikolojik anlamda çok ağır bir dönemden geçtiği kayıtlara geçmiş, hatta sık sık yaklaşan davası nedeniyle tedirgin olduğu biliniyormuş.
Tüm bunların yanı sıra Kenneth'ın cinayeti işlemek için herhangi bir nedeninin olmaması da savunmasını güçlendirmiş.
Hatta Kenneth'ın eşi tanıştıkları sırada evden kaçmış olan bir genç kızmış, Kenneth kendisini eve dönmeye ikna etmiş ve bu nedenle eşinin ailesi tarafından oldukça seviliyormuş.
Ayrıca genç adam bir çok testten de geçmiş, ancak hiçbiri uyurgezerlik savunmasını yalanlayan sonuçlar vermemiş.
Özellikle EEG değerleri uyurgezer insanlara göre bile oldukça anormal sonuçlar vermiş, bu değerleri yanlış göstermenin herhangi bir yolunun olmaması da Kenneth'ın savunmasına artı puan olarak geçmiş.
İşte hem Kanada, hem de tüm dünya hukuk tarihinin en ilginç davalarından biri, tam olarak bu nedenlerle katilin lehine sonuçlanarak sonlandırılıyor.
Peki durum gerçekten de anlatıldığı gibi mi, yoksa Kenneth herkesi kandırmış olabilir mi? Olaya biraz şüpheyle yaklaşmak gerekirse, evet, kandırmış olabilir. Öncelikle bazı detaylara daha derin göz atalım.
Uyurgezerlerin bu eylem sırasında çok uzun mesafeler kat etmeleri pek de yaygın değil. Hatta Kenneth'ın uyurgezer akrabalarından sadece bir tanesi uyurgezerliği sırasında evden çıkmış; o da bir yere ayrılmadan bahçede oturmuş.
Kenneth'ın 23 kilometre yol gitmesi biraz zor bir ihtimal gibi gözüküyor. Üstelik sürücülerin ufak bir dalgınlık neticesinde bile dönecekleri yeri kaçırıp farklı bir yola girebilmeleri olasıyken, uyuyor haldeki bir insanın,
üstelik gece vakti tamamen doğru yolu izlemesi de bir hayli uzak ihtimal.
Hırsızlık yapınca işinden olan ve eşiyle kumar alışkanlığı yüzünden sık sık kavga eden adam, ertesi gün kumar olaylarından ve
işini kaybettiğinden eşinin ailesini haberdar edeceği düşüncesiyle de beraber televizyon karşısında uyuyakalınca uyurgezerlik haline geçtiğinde onların yanına gidiyor ve korkunç cinayeti işliyor.
Savunmanın şüpheli noktalarını biraz daha irdeleyelim.
Eşinin ailesinin evine giden Kenneth'ın, saldırısı sırasında çiftin çıkardığı sesler nedeniyle uyanmamış olması bir hayli zor ihtimal.
Üstelik oldukça büyük bir boğuşma gerçekleştiği de kayıtlarda yer almış, tüm bu boğuşma sırasında hiç uyanmaması imkansıza yakın bir durum. Nitekim uyurgezer birini uyandırmak o kadar da zor değil.
Bununla beraber Kenneth, küçük kızların da muhtemelen sesleri duyup 'Anne, baba' diye bağırdıklarını hatırladığını ifade etmiş; hatta yanlarına giderken 'Çocuklar, çocuklar' dediğini de belirtmiş.
Çocuklar ise verdikleri ifadede öyle bir şey demediğini, uykudaki birinin çıkaracağı gibi anlaşılmayan sesler çıkardığını ve bu yüzden korkup kaçtıklarını söylemişler. Bu durum iki türlü de ilginç;
uzmanlara göre eğer Kenneth gerçekten o an uyurgezer haldeyse bu olayı bu kadar net anlatması imkansız, ancak ayık halde olsaydı da anlaşılmaz sesler çıkarmaz, tıpkı anlattığı gibi net şekilde 'Çocuklar' diye bağırırdı.
Ayrıca Kenneth eşinin annesinin yüzünü de hatırladığını belirtmiş, ki bu da hatırlamaması gereken bir detay. Yine de bunların nedeni halüsinasyonlar da olabilir, uyurgezerlerin halüsinasyonlar görebildikleri biliniyor.
Yani Kenneth annesinin yüzünü gördüğünü ve çocuklara seslendiğini hayal etmiş olabilir, dolayısıyla yalan söylemiyor olması mümkün.
Suçlu olduğunu düşünenlerin fikirleri bunlarla sınırlı değil.
Bazı uzmanlara göre polis kayıtlarında geçen, ellerindeki derin yaralara rağmen acı hissetmemesi durumunun nedeni de uyurgezerlik değil, pek ala olayın şoku olabilir; bu nedenle savunmasına güç kazandırmaması gerek.
Üstüne üstlük geçmişinde yaşadığı olaylar neticesinde sonunda cinayet de işlemiş olmasının sürpriz olmadığını düşünen uzmanlar da var. Kenneth'ın ailevi sorunlar yaşayarak büyüdüğü, okul hayatında pek başarılı olmadığı, hırsızlık vakasına karıştığı, iş yerinden para çaldığı,
kumar alışkanlığı ve bu nedenle borçlanışı ve anksiyete problemleri yaşaması gibi nedenler dolayısıyla bir anlık kendini kaybedişle cinayet işlemiş olmasının mümkün olma ihtimali üzerinde duruluyor.
Belki de en başından beri uyurgezerliği kullanarak kurtulmayı planlıyordu, kim bilir. Yine de bu büyük riski neden alsın sorusu da akıllara geliyor.
Özetle, tarihteki en ilginç, perde arkası en muallak cinayet vakalarından biri bu vaka... Peki tüm bu bilgiler ışığında sizce Kenneth Park'ın savunması doğru mu, değil mi?

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Esrarengiz Olaylar

Esrarengiz Olaylar Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @esrarengizdurum

9 May
Onlarca İnsanı Öldüren ve Bu Cinayetleri Şifrelerle Anlatan Bir Psikopat: ZODIAC KATİLİ Image
Zodiac Killer, yani Türkçesiyle Zodiac Katili. 1968-1970 arasında Amerika'da faaliyet göstermiş, gizemli ve korkunç bir seri katil.
İsmi bilinmiyor, yaşı bilinmiyor, akıbeti bilinmiyor, elinden kaçan kurbanlarının tarifiyle çizilen robot resminden başka, hakkında hiçbir şey bilinmiyor. Belki de şuanda toplumun içerisinde yaşamına devam ediyor.
Read 50 tweets
8 May
Tarihin En Esrarengiz ve Hala Sonuçlanmamış Kayıp Çocuk Hikayesi 'Madeleine McCann' Image
Mayıs 2007'de Portekiz'de tatil yapmakta olan McCann ailesi, bir gece küçük kızlarının ortadan kaybolması ile önce İngiliz sonra dünya basınının gündemine oturdu.
Algarve'de tuttukları evin penceresi açılmış, çift akşam yemeğine çıkarken evde bıraktıkları küçük kız ortadan kaybolmuştu.
Read 15 tweets
26 Apr
DÜŞÜNMEMEYİ DÜŞÜNMEK: BEYAZ AYI SENDROMU
Kavram ilk olarak bir psikoloji dergisinde yayınlanan makale ile ortaya çıktı. Söz konusu kavramın bilişsel ve sinirsel yönü değişik bilim insanları tarafından çokça irdelense de kavrama ismini veren durum çok daha kalıcı bir üne sahip oldu.
Bahsi geçen diyalog Tolstoy’un bir günlüklerinde şu şekilde geçer:
Read 23 tweets
25 Apr
Türk Mitolojisi'nden 9 İlginç Varlık
Yunan Mitolojisi, Mısır Mitolojisi, Orta Çağ Mitolojisi... 
Peki hiç Türk Mitolojisini duydunuz mu? 
Gelin isterseniz Türk Mitolojisinde yer alan birkaç unsuru tanıyalım.
Erlik Han (Kötülüğün Efendisi)

Günümüzde iblis olarak kullanılan bir tür cin olmasına rağmen kötülüğü simgeleyen bir tanrı ruhudur.
Read 20 tweets
24 Apr
Polonyalıların II. Dünya Savaşı'nda Bulup Bir Asker Gibi Eğittiği Ayı Wojtek'in İlginç Hikayesi Image
İkinci Dünya Savaşı sırasında ülkeleri Almanlar tarafından işgal edilen Polonya ordusundan arta kalan askerler ve gönüllüler bir şekilde kaçıp Almanlara karşı çeşitli cephelerde savaşmak için İngilizlere başvurmuşlardı.
Buna karşın İngilizler Polonyalıları silahlandırmış ve Almanlara karşı savaşmak için bu küçük Polonyalı kuvveti Çöl Tilkisi Rommel’e karşı Ortadoğu’ya göndermişti. Image
Read 11 tweets
24 Mar
İNSANLARIN CANAVARLAŞMAKTA SINIR TANIMADIĞININ ACI BİR ÖRNEĞİ: FERHUNDE Image
Farkhunda Malikzada 27 yaşındaydı, Müslümandı, inançlarına sıkı sıkıya bağlıydı ve öğretmen olmayı istiyordu.
Afganistan'ın başkenti Kabil'de yaşayan Ferhunde, 2015 yılında şehir merkezindeki bir türbeyi ziyaret etmişti. Türbenin önünde muska satan birini gördü, takip etti ve kadınlarla konuşup muska satmaya çalışan bu kişiyi uyardı.
Read 19 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(