Calabria'da kurulmuş Ndrangetha adlı Mafya ailesine girişte okunan metin. İtalyan Mafyası, büyük ölçüde masonik ritüeller takip ediyordu.
Mafyaya giriş Compadre (vaftiz babası/Godfather)'nin riyâsetinde gerçekleştirilmiş bir ayinle oluyordu. Bazı ailelerde Hz.İsa tasvirine silahla ateş açılıyor, bazılarında bir aziz tasvirine yeni üyenin kanı akıtılıyor ve tasvir yakılıyordu.
Uditore mafyası, reisleri Antonina Giamonna riyasetinde şöyle bir muhavere ile giriş kabul ediyordu;
A: Tanrı’nın Kanı Üzerine (bir lanetleme cümlesi, yemin ünlem)! Dişim Ağrıyor
B: Benim de
A: Ne zaman ağrımaya başladı
B: Meryem Anamıza Meleğin geldiği günden beri.
A: Neredesin
B: Passo di Rigano.
A: Orada kim vardı
B: İyi insanlar
A: Kimlerdi onlar
B: Antonino Giammona, number 1. Alfonso Spatola, number 2, etc.
A: Nasıl kötü harekette bulundular
B: Kura çektiler, Alfonso Spatola kazandı.Bir azizi aldı Elimizi çizdiler kanımla azizi boyadılar, parmaklarımın arasına koyup onu yaktılar, külünü havaya savurdular
A: Kime tapmanı söylediler
B: Güneşe ve Aya
A: Peki tanrın kimdir
B: Hava
A: Hangi Krallığa aitsin
B: İşaret Parmağı
(Son kısmın Mafya ailesinin hangi bölükten, hangi gruptan olduğuna dair bir şifre olduğu düşünülüyor.)
Edirne'den çıkınca ne olduğunu anlamak için herhangi bir konuda literatür taramak için ingilizce öğrenmek şart. İngilizce marifet de değil artık. Collonial Efendiyle falan alakası yok. Dünyaya bir mesaj verecekseniz iyi bilen bir memur bulacaksınız bu kadar basit.
Bir siyasetçi, akademisyen, bürokrat ingiliz aksanı ile konuşamayabilir. Kelimelerin ne olduğu anlaşılsın yeter. Ama dünyaya mesaj vermek istiyorsanız, böyle bir videoda işinin ehli bir memur bulacaksınız. İyi aksanla konuşmak marifettir. Yapan adama iş vereceksiniz. Basit gayet.
Bu kardeşimiz kimdir necidir bilmiyorum. Ama bu kızcağıza "muhafazakâr camiâdan" yönelen nefreti çok iyi biliyorum. Bu hiç şaşmaz,"karakoyun"lar "kurt"lardan daha çok hırpalanır. "Birliği bozan" "cemaati bölen" affedilmez.
Dindar kesimi çantada keklik gören bir teşkilat ve bu teşkilata dine bağlanır gibi bağlanmış mensuplar ordusu için en büyük tehdit bu kızımız gibi insanlardır çünkü. Milleti karpuz gibi ortadan bölme ak/kara, mümin/kafir dikotomisine sıkıştırma faaliyetine taş koyar böylesi.
Bir insan hem dindar/(ya da) muhafazakar hem muhalifse adeta ona şu teklif edilir; "sen en iyisi dinden çık". Çünkü Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'teki cemaati kendi dar çevreleri ile mahdut bir kavram olarak kabul ederler. Mahalleden çıkmaya kastediyorsan dini de orada bırakman lazım.
Polislik mefhumu modern bir mefhumdur. Daha önce Subaşılık,İrenarki gibi kurumlarla sağlanan şehir emniyeti aydınlanma ile kurumsal bir kimlik kazanmıştır. Devletin "kendi vatandaşı"na karşı düzeni/statükoyu koruma aracıdır.
Polisler her yerde zaman zaman müdahale sınırlarını aşar. Bu nedenle her ülkede "polis vazife ve salahiyetleri" mevzuatla tanzim edilir. Polisler toplumsal eylemlere müdahale ederken ölçülere riayet etmek durumundadırlar.
Polislik başlı başına "kutsal" bir meslek değildir. Polis ve asker daima yanyana anılsa da aynı kategoride değildir. Asker dış tehditlere karşı ülkeyi koruduğundan hemen her ülkede saygı duyulan bir meslek grubudur. Beri yandan polis bizzat vatandaşa karşı bir tedbirdir.
" Ey Sodom yöneticileri, RAB'bin söylediklerini dinleyin;
Ey Gomora halkı,Tanrımız'ın yasasına kulak verin.
“Kurbanlarınızın sayısı çokmuş,
Bana ne?” diyor RAB,
“Yakmalık koç sunularına,
Besili hayvanların yağına doydum.
Boğa, kuzu, teke kanı değil istediğim."
"Huzuruma geldiğinizde
Avlularımı çiğnemenizi mi istedim sizden?Anlamsız sunular getirmeyin artık.Buhurdan iğreniyorum.Kötülük dolu törenlere,Yeni Ay, Şabat Günü kutlamalarına ve düzenlediğiniz toplantılara dayanamıyorum.Yeni Ay törenlerinizden,bayramlarınızdan nefret ediyorum."
"Bunlar bana yük oldu,
Onları taşımaktan yoruldum.Ellerinizi açıp bana yakardığınızda gözlerimi sizden kaçıracağım.Ne kadar çok dua ederseniz edin dinlemeyeceğim.
Elleriniz kan dolu.
Yıkanıp temizlenin,
Kötülük yaptığınızı gözüm görmesin,
Kötülük etmekten vazgeçin"