1- 1959'da Küba'da devrim oldu. Öncesinde dünyanın en zengin ülkesiydi, tüm Amerikalılar Küba'ya gitmeye çalışırken denizde boğulurdu. Devrimle birlikte bir anda Küba fakirleşti, ABD ise hiç olmadığı kadar zenginleşerek Kübalıların hep yaşamak istediği yer oldu.
2-Gördüğünüz gibi Cem Toker'in yazdığı sığ önermeyi yanlışlamak onunki gibi sığ ve yanlış bir argümanla bile çok kolay, çünkü tarihsel saptırmadan çekinmiyor ve sizlerin tarihi çok iyi bilmemenizden faydalanıyor. Biraz Küba ve SSCB üzerinden detaylandıralım.
3-Küba, devrim öncesinde fakir bir ülke idi ve servet adaletsizliği inanılmaz yüksekti. İsteyen Amerikalıların yaptığı Baba-2 filmindeki ilgili sahneleri izleyebilirler. Çaresiz kalan halk ABD destekli Batista isimli diktatörü devirdi. Alternatif bir sistem ABD'yi endişelendirdi.
4- 2. Dünya Savaşından sonra dünyanın sermaye gücünün yarısından fazlasını toplamış ve toplam ekonomisinin 3'te 1'i büyüklüğüne ulaşmış ABD, Küba'ya ambargo uygulayarak bu ülkeyi sıkıştırdı. Küba, coğrafi ve iklim koşullarından ötürü tam olarak kendine yetebilen bir ülke değildi.
5- Benzer bir bilgi notunu ABD ile SSCB arasında da yapayım. İddia ediliyor ki Amerikan sistemi daha başarılı olduğu için ABD kazandı. Halbuki ABD, bırakın 1945 sonrası Soğuk Savaşı, 1917'deki devrim öncesinde bile Rusya'dan çok daha zengindi. Çarlık kapitalizmi çok verimsizdi+
6-Üstelik 2. Dünya Savaşında SSCB'de çoğu erkek 20 milyondan fazla kişi öldü. ABD'de sadece 400 bin kadar asker hayatını kaybetti. ABD ekonomisi tüm müttefiklere silah satarak büyüdü, SSCB'nin büyük kısmı savaş alanı olunca ekonomisinin 3'te 1'i buharlaştı en.wikipedia.org/wiki/World_War…
7- Bu nedenle SSCB yoğun bir sermaye ve ticaret izolasyonu altında tutuldu. Petrolü çoktu ama uzun yıllar Batı'ya satamadı ve o dönemler petrolün fiyatı da çok düşüktü. ABD ise eşitliğin kendisine sıçramasından korktu ve kapitalizmi törpüleyerek sosyal devletin önünü açtı.
8- Misal 1950-70 arası dönem ABD kapitalizminin en yüksek refah sağladığı dönemdi. Çünkü hem ekonomi büyüyordu hem de çok yüksek vergilerden ötürü oluşan gelir daha eşit bölüşülüyordu. Sıkı durun bu dönemde ABD'de gelir vergisi %70 idi. Hatta savaş döneminde %94'e çıkmıştı.+
9- %99 ihtimalle Cem Toker'in tvitini RT eden kimse bu bilgiyi bilmiyor. 19. yy. kapitalizmini düşünün; Carnegie, JP Morgan, Rockefeller, Mellon gibi silindir şapkalı, viski ve puro içen sakallı zengin kapitalistler. 1940 sonrasında bu isimler etkisizleşti.
10- 1980 sonrası kapitalizminde ise Gates, Zuckerberg, Musk, Brin, Jobs gibi isimleri biliyorsunuz, çünkü vergiler %35'e düşürüldü ve vergi cennetleri yaratıldı. Peki 1940-80 arasında ismi çok bilinen ABD'li zengin biliyor musunuz? Bilemezsiniz, çünkü yok, vergiler çok yüksekti.
11- O dönemde ABD en büyük bilimsel devrimlerinin bir kısmını gerçekleştirdi; tarım devrimi, bilgi çağı, atom çağı ve uzay çağı. Üstü açık arabalara herkesin bindiği ve dans partilerine herkesin gidebildiği dönem işte çoğunlukla o zamanlar, yani Amerikan rüyası.
12-Sadece tarihsel değil ideolojik hatalara da değinelim. Mesela liberalizm özgürlükçülük değil, serbestçiliktir. Herkes eşit koşullarda değilken serbestlik güçlünün zayıfı dövmesidir. Eğer doğanın kanunu böyledir derseniz SMA'lı çocuklar için ölmeyi hakediyorlar demeniz gerekir.
13-Özgürlükçülük liberalizm değil, libertaryanizmdir. Sosyalistler de olabilir serbest piyasaya inanan liberaller de. Ancak unutulmaması gereken nokta eşit koşullar yoksa serbestlikle hakların eşit kullanılamayacağıdır. Bir diğer hata ise kapitalizm ile liberalizm arasında.
14- Kapitalizm devlet mülkiyetinde de olabilir, örneğin kısmen bugünkü Çin. Ancak kapitalizmde esas olan özel mülkiyettir, fiyatlamanın serbest piyasada yapılması daha çok liberalizmle ilgilidir. Yani eğer piyasa verimliliği artırıyorsa, bunun için kapitalizm şart değildir.
15- Özetle, şu ideoloji daha iyidir şeklinde bir önermede bulunmuyorum. Tarihsel koşulları bilmeden, ideolojileri tam anlamadan yapılan böyle sonuçlar bilimsel olmadığı gibi sayısız çelişki ile anlamsız oluyor. Bu yazdıklarım çok temel bilgiler, yani yüksek iktisat gerektirmiyor.
16- Bu konular üzerine kafa yormanızı dilerim. Bizim heveslendiğimiz gelişmiş ülkelerde servet adaletsizliği büyük sorun ve yeni sistem arayışındalar. Geçtiğimiz hafta küresel ölçekte vergi azaltmama anlaşması imzalandı. IMF bile devletlere artık daha çok harcayın diyebiliyor.
17- Üstelik tüm bu bilgiler piyasa yanlısı dergilerde, liberal ekonomistlerce ve Davos'taki en zenginler arasında konuşuluyor, Küba'da değil.
Bu nedenle lütfen sığ tvitlerle büyük çıkarımlarda bulunmayın, bunları atanların niyetlerini sorgulayın, detaya inmeden görünene kanmayın.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Dr. M. Murat Kubilay

Dr. M. Murat Kubilay Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @mmkubilay

18 Jun
1.Mart 2020’de TCMB başkanlığındaki değişimin ardından şiddetlenen ekonomik buhranın 2. perdesi son 3 ayda duruldu ancak yıpratıcılığını sürdürüyor. Kur ve faiz çıkmazı ile rezerv yoksunluğu; hararetli dış ve iç politika ortamında yeni bir finansal istikrarsızlığa yol açabilir.
2.Bu yazı Para Analiz sitesinde ilki Ekim 2019’da yayınlanmış olan uzun bir dizinin 7. bölümü. Önce ülkenin genel finansal durumunu aktaracağız ve ardından olası senaryolara değineceğiz. Önümüzdeki dönemin kısa özeti ise şu: dolar kurunda yeni rekorların normal hale gelmesi.
3.Yazının bu bölümünü kısa tutabilmek için konuya ortasından girelim. İlk gündem TCMB’nin ne zaman ve ne ölçüde faiz indireceği. Şahap Kavcıoğlu ilk atandığında yılsonu enflasyon beklentisi %12 idi ve %1 kadar eksi reel faiz verilebileceği tasarlanıyordu.
Read 54 tweets
29 May
1.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tviti attığı gün Kanal İstanbul'un asla yapılamayacağını söylemiştim. Çünkü böyle bir projeye dış finansman bulunamayacağını mesleğim itibarıyla biliyordum. Ancak hızlı bir ihale ile Türkiye’nin yükümlülük altında bırakılma riskini atlamamak gerek.
2.Çevre ve şehircilik riskleri bir yana; bu proje rekor kıran dış borç sorunun çözülemez noktaya ulaşmasına neden olur. Tvitin atıldığı 2013'te Türkiye ekonomisinin dış finansman kırılganlığı yeni fark ediliyordu, derin bir iktisadi buhrana girileceğini öngörmek kolay değildi.
3.Devlet Planlama Teşkilatı bugün var olsa döviz tüketip döviz üretmeyen bu projeye asla onay vermezdi. Ancak devletteki kurumsallaşma kaybı ve yargının durumu yıkıcı dış finansal sonuçlarına rağmen bu projedeki ısrarı durduramadı. Neticesinde ihale sürecine girişiliyor.
Read 8 tweets
30 Mar
1.Mart 2020’de başlayan ekonomik krizin 2. perdesi, Kasım 2020’deki sürpriz görevden alma ve atamalarla zirveye ulaşmadan dinmişti. Bu yılın ilerleyen aylarında yeni bir istikrarsızlık beklerken, Erdoğan’ın Ağbal’ı görevden almasıyla bu süreç hem hızlandı hem de şiddetlendi.
2.Bu yazı daha önce Para Analiz sitesinde yer alan uzun bir serinin yeni bölümü. Herkesin anlayabildiği dilde son 5 ayda yaşanan olayların önce tahlilini yapıp, özellikle son 1 aya odaklanıp iç ve dış risklerin arttığı şu ortamda olası senaryolarını değerlendireceğiz.
3.Kasım’da Ağbal’ın atanması, Albayrak’ın görevden ayrılması ile para politikasında sadeleşmeye gidilmiş ve buna BDDK da aktif rasyosunu kaldırarak katılmış, Aralık ayında pozitif reel faiz verilmiş ve Ocak ayında sıkı politikanın süreceği taahhüt edilmişti.
Read 77 tweets
24 Nov 20
1.Kasım ayı ekonomi yönetimi ve finansal piyasalar için sürprizlerle geçti; ekonomide yeni bir anlayışa geçildiği beklentisi oluştu. Bu esnada kovid-19 patladı ve Joe Biden ABD başkanı oldu. Sorumuz şu; ekonomik krizde erken final mi yaptık, yoksa finali 2021’e mi bıraktık?
2.Bu bilgiselle ekonomi yönetimindeki değişiklikler, oluşturulan iyimser beklentiler, yabancı kuruluşların bakış açısı, nasıl bir acı reçeteden bahsedildiği, yerlilerin siyaset ve ekonomiyi iç içe geçiren algıları ve bundan sonra olacaklara dair senaryoları değerlendireceğim.
3.Bu sefer az veri ve çok yorum yapacağız; çünkü hikâyenin sonu ekonomi yönetimine değil, siyasi otoritenin kararına bakıyor. Verileri özetleyelim; kamu borcu seviyesiyle bu borcun döviz oranı ve kamu bankalarının kredi hacmi rekor düzeyde. Elde geri adım dışında araç yok.
Read 60 tweets
28 Sep 20
1.2018’de başlayan buhranın 2. perdesine Mart ayında girmiştik. Can derdi öncelik olunca bir süre ekonomiyi sineye çektik, ancak dolar kurunun yeniden yükselişiyle aniden ayıldık. Kur artışlarıyla yoksullaşıyoruz ve bunun en kötüsü olduğunu sanıyoruz. Ancak ötesi de var, YOKLUK!
2.Uzun bir yazı dizisinin 4. parçasını okumakta olduğunuzu hatırlatayım. Bu sefer konumuz 2013’ten beri tekrarlanan döviz kuru atakları ve neticesindeki yoksullaşmanın ikincil öneme düştüğü; yerine dolar yoksunluğunun satın alma gücümüzü direkt buharlaştıracağı.
3.ABD büyükelçisinin Türkiye’nin 2,3 milyar dolarlık ilaç karşılığı döviz borcu var sözünün altında yatanları anlamamız gerek. Apar topar yapılan ÖTV zamlarının yalnızca kamuya gelir sağlama amaçlı olmadığını görmemiz lazım. TCMB’nin şaşırtıcı faiz artışını da buraya bağlamalı.
Read 68 tweets
28 Aug 20
1-Temmuz sonu TCMB rezervleri açıklandı. Ödünç olan swapları çıkardığımızda durum -31,7 milyar dolar. Görüldüğü üzere daha da fazla eksiye pek gidemiyor; çünkü bankalarda da döviz likiditesi pek kalmadı. Zorunlu karşılık ve swap yoluyla önemli çoğunluğu zaten çekildi.+
2-Sürekli yeni gündemden çabuk unutuyoruz; bir ara TCMB swap avına dünyaya çıkmıştı. ABD ön ve arka kapıyı kapatmıştı. Frankfurt ve Londra'dan da olumlu yanıt gelmedi. Japonlarla hastane açıp swap müjdesi alacağız vardı; olmadı. Çin ve Rusya için şehir efsaneleriyse devam ediyor.
3-Aylar oldu tek kanal yine Katar. Özeti şu; kesine yakın yurt içi ve yurt dışından swap ile brüt rezervleri şişik gösterme sürecini de tamamladık. BDDK'nın 'faiz lobisi'ni hizaya getiren kısıtlamalarını da kullandık. Geriye ne kaldı? Faiz ki o da 1 aydır örtülü artırılıyor.
Read 9 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(