Ülkedeki sanatçı, oyuncu camiasının durumu gerçekten içler acısı. Maalesef muhafazakar kesim kendi sanatçısını yetiştirmedi. Muhafazakarlar sanat işlerine çok uzun zamandan beri mesafeli duruyor, fazla dünyevi buluyor.O yüzden birkaç istisna haricinde milletini seven sanatçı yok.
Halbuki propaganda savaşları halinde geçen 21. Yy.da Türk Milleti olarak dünyada kendimizi, fikrimizi ve ülkümüzü anlatmak zorunda olduğumuz koskocaman bir coğrafya var. Bizim sanatçımızı batı yetiştirdi. Yetiştirirken de onu toplumun batı kültürü doğrultusunda dönüştürülmesi+
gerektiğine inandırdı. Bizim sanatçımız kendisini bu toplumunun bir bireyi olarak görmez, bu toplumun içinde mahsur kalmış bir batılı olarak görür. Anlamaya çalışmaz, sahiplenmez. Bizim sanatçımıza göre bedeli ne olursa olsun toplum dönüştürülmelidir.
Bunun aynısı Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde yaşandı. Batı tarafından yetiştirilmiş "aydın" kesim önce devleti her yerde acımasızca eleştirip düzenin bozulmasına aracı oldu, sonra ellerinde İngiliz bayrakları ile işgalcileri alkışladı.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra da CHP civarında kümelendi. CHP merkezli vesayet sistemi tarafından beslendi. Bu kitle ürettiği her türlü sanatsal üründe ya batıyı övdü ya da Türk-İslam kültürünü aşağıladı. Devlet ve millet geleneğimizi küçümseyip çocuklarımızı zehirledi.
İşin ilginç tarafı sanatsal üretim anlamında da oldukça başarısızlar. Alkolizm, kadına şiddet, taciz, tecavüz denizinde yüzüyorlar. Biz yıllarca onlara gereksiz bir anlam yükledik. Batılılara has kibirlerini büyüttük. Halbuki hepimizden nefret ediyorlar.
Bu vesayetçi kültür hegemonyasının kırılması gerekiyor. Muhafazakar kesim bu konunun önemini artık anlamalı ve sanata, sinemaya, müziğe de hakim bir nesil yetiştirmeli. Yoksa devlet, yaşadığı her felakette sırtından bu hançerleri yemeye devam edecek.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Furkan Bölükbaşı neden cezalandırıldı? Çünkü Furkan Bölükbaşı kemalist eğitim sistemine rağmen kendisini yetiştirebilmiş ve "ilerici olma" kriterlerinin "atatürkçü olma" ile ilgisinin olmadığını bütün bir ülkeye gösteren sembol bir isimdir.
Furkan bölükbaşı, yüz yıldır atatürkçülerin tekeline aldığı "muasır medeniyet" söylemini atatürkçülerin elinden alan kişidir. Sosyal medyada binlerce küfürbaz atatürkçü ile tek bir küfür ve hakaret cümlesi kurmadan yıllarca tartışmış ve hiç bir tartışmayı kaybetmemiştir.
Furkan'ı cezalandırdılar çünkü devletin temel taşlarının aralarına gizlenmiş atatürkçü çete, millet iradesine meydan okumaya devam ediyor. Bu ülkede makbul bir vatandaş olmak istiyorsan m.kemal'in temsil ettiği düşünceyi hiçbir şekilde eleştiremezsin diye milleti tehdit ediyor.
Furkan bölükbaşı yakın dostumdur. 10 sene önce kendisine uzatılan m.kemal kartpostalını almadığını anlattığı için 1 sene 6 ay hapis cezası aldı. Yani biz m.kemal'i sevmediğinizi herhangi bir şekilde beyan ettiğimizde kemalist faşist klikler tarafından cezalandırılıyoruz.
Chp'nin ölmüş genelbaşkanı hakkında konuşmamız devlet tarafından yasaklanmış durumda. Ceza almanız için m.kemal hakkında söylediklerinizin hakaret içermesine gerek yok, Koskoca bir millet üç beş tane
fanatik atatürkçünün insafına terkedilmiş. 5816 sayılı kanun 2021 yılının kanunu olamaz. Koskoca bir millet 1930ların faşist ve baskıcı zihniyetinin insafına terkedilemez. Keyfî kararlar veren bu kemalist yargıçlar hukuk sisteminden temizlenmelidir.
Bu taciz, tecavüz olayları oldukça can sıkmaya başladı. Özellikle muhafazakarlar arasında kendisine yer bulabilmiş kişiler bu suçları işlediğinde toplumun algısı seçici davranıyor ve çok daha fazla gündem oluyor. Bunun sebebi kontrast etkisi. Yani beyazın içindeki siyahın
daha çok göze batması. Beyaz bir kağıdın üzerindeki siyah nokta gibi. Halbuki cinsel içerikli suçlar %60-80 oranında alkol etkisinde iken işleniyor. Yani aslında bu fiilin failleri büyük bir çoğunlukla alkol kullanan seküler kesimin içinden çıkıyor ama bu göze batmıyor.
tıpkı siyah bir kağıdın üzerindeki siyah nokta gibi. Türkiye'deki cinsel saldırı suçları oranı dünya ortalamasının altında, bu oranı düşüren de aslında muhafazakar kesim. Türkiye'deki sekülerler yalnızca muhafazakarın karıştığı olayları gündeme getirir ve muhafazakarlar
Günün anlam ve önemine binaen bu şiiri tekrar paylaşıyorum. Keyifli okumalar...
EY ANITTAKİ MEZAR
Zakkumuyla ünlüymüş hep o gittiğin yerler,
Aç mısın, tok musun, doyuyor musun?
Yoksa tekbir sesiyle gerildi mi sinirler?
Mozolenenin altını oyuyor musun?
Ateş dolu çukurlar, kızgın lavdan bir dere,
Orayı da demirağla örüyor musun?
Beyazlar içinde imam, çıkıyor bak minbere,
Kör gözün açıldı mı? Görüyor musun?
Sakın üşütme emi, havalar nasıl orda?
Batılı efendini hala övüyor musun?
Tavsiye eder misin peşinden gelene yoksa?
İzindeyiz diyene artık sövüyor musun?