Yok etme gücü devasa boyutlarda olan nükleer patlamalar nükleer reaksiyon ve nükleer fisyonun birlikte kullanılması sonucu yüksek hızda çekirdek tepkimesiyle ortaya çıkan bir güçtür.
Nükleer patlamaların sonucunda atmosferin en alt katmanı olan troposfere ulaşan enerji dört ana gruba ayrılmaktadır. Bu gruplardan patlamanın sonucu olarak oluşan tahrip kısmı, toplam gücün %40-50 sini oluşturmakta,
termal radyasyon ise tüm enerjinin %30-50 sine tekabül etmekte ve geri kalan enerjinin %5-10’luk kısmını çöküntü radyasyon, %5’lik kısmını ise iyonlaşan radyasyon oluşturmaktadır.
Nükleer patlamalar daha çok mantar bulutuyla özdeşleştirilse de bu bulutlar kimyasal patlamalarda da oluşabilir. Çünkü nükleer patlama kendi içinde farklı patlamalar oluşturarak etrafa radyasyon ve ciddi derecede radyasyona maruz kalmış bir enkaz bırakmaktadır.
Nükleer patlama sonucu habitat ciddi zararlara maruz kalmakta, çölleşmekte insan ve bitki örtüsü kıyımının yanı sıra toprağa ve atmosfere yayılan radyoaktif madde nedeniyle kansere yakalanma oranı ve sakat doğum vakalarında da gözle görülür bir şekilde artış gözlenmektedir.
Patlamanın tesirinde kara veya su altında olmasının farklı etkileri olabilir. Şöyle izah edecek olursak açık alanda olmasının aksine nükleer patlama su altında meydana geldiğinde büyük bir kısmı absorbe edildiği ve
etki alanı azalırken fakat patlamanın şiddetinin daha yüksek olacağı unutulmamalıdır. Aynı şekilde ortaya çıkan şok dalgası patlama sonucu ortaya çıkan radyasyonun ortamdaki hava, su veya kaya ile etkileşime girerek onu buharlaştırana kadar ısıtmasıyla meydana gelir.
Fakat örneğin patlamanın su altında oluşması veya çevresel faktörlerle enerji atmosferle etkileşime girerse ateş patlaması oluşur ve çıkan enerji merkezden dışarı doğru genişler, yanma ile ateşlenme meydana gelir ateşlenme olmazsa mantar bulutu oluşur,
Nükleer patlama alışılagelmiş yok etme yöntemlerinden ve silahlardan kıyasla daha büyük tahrip gücüne sahiptir.
2. Dünya Savaşında ABD’nin Japonyo'ya (Hiroşima-Nagazaki) attığı iki atom bombasının etkileri yıkıcı boyutlarından ziyade dünyanın ibret alması gereken bir hükme sahipti, patlama sonucu insanlarda oluşan fiziksel tahribatın yanı sıra ortaya çıkan sıcaklık ve
enerji yüksek boyutlardaydı. Nükleer patlamaya örnek verecek olursak Rusya Federasyonunun topraklarında bulunan Çernobil Nükleer reaktörü’nün aşırı ısınmasıyla oluşan ve bir dizi patlamayla sonuçlanan acı ve vahim boyutlara varan bir olayla hafızalarımıza kazınmıştır.
Elbette ki Dünyada örnekler ve denemeleri yapılan birçok kimyasal ve radyoaktif madde nükleer patlama oluşturabilir.
Instagram hesabımıza sizleri de bekliyoruz orada da buradakilerle birlikte farklı ve güzel etkinliklerle beraber sizlerin yanında olmaya çalışacağız takip ederseniz seviniriz instagram.com/esrarengizdurum
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
TARİHE DÜŞEN KARA BİR LEKE: STANFORD HAPİSHANE DENEYİ
1971 yılında Philip Zimbardo isimli bir sosyal psikolog, insanların sosyal rollere nasıl tepki verdiğine dair bir deney düzenleme kararı aldı
Stanford Üniversitesi'nin Psikoloji Departmanı'nın bodrum katına inşa edilen sahte bir hapishanede, gardiyanlar ve mahkumlar olarak davranmalarını sağlayacak şekilde, 2 hafta sürecek olan deneyi için 24 kişiden oluşan bir grup erkek, üniversite öğrencisini deneyinde kullandı.
Yukarı Karabağ bölgesinin bir kasabası olan “Hocalı”, 936 kilometre karelik alanı ve 11.356 kişilik nüfusu ile ufak bir yerleşim yeri olmasına rağmen bölgede bulunan tek hava alanına sahip olması nedeniyle stratejik olarak çok önemli bir konumdaydı.
Bölge 1991 yılının Ekim ayından itibaren abluka altına alınarak Ermeni Devlet Kuvvetleri tarafından bombalanmıştı. 1992 yılının Ocak ayında ise bölgede uçan helikopterin düşürülmesi 20 Rus ve Kazak uzmanın ölmesi ile sonuçlanınca
Finlandiya'nın En Ünlü Cinayet Serisi: Bodom Gölü Olayları
Finlandiya'daki Bodom Gölü, çok sayıda gizemli olay ve cinayete ev sahipliği yapan bir yer. İlk olay ise 1960 yılında 4 genç sevgilinin Bodom Gölü kıyısında kamp yapması ile gerçekleşti.
Göl kıyısında tek bir çadırda kalan 4 arkadaştan 3'ü sabah ölü olarak bulundu. Dördüncü ise vahşi bir şekilde yaralanmıştı. Böylece yaralanan 4. kişi Bodom Gölü cinayetinin en baş şüphelisi haline geldi.
Hayat Kadınlarını 'Kendi İç Çamaşırlarıyla' Boğarak Öldüren Seri Katil: Jack Unterweger
1950 yılında Avusturya'da doğan Jack Unterweger, hayat kadınlarına karşı bir takıntı beslemekteydi.
Hayat kadınlarını tek tek evine çağırarak onları önce tahta sopa ya da demir çubuklarla darp ediyor, cinsel organlarına zarar veriyor ve ardından sütyen ya da külotları ile boğarak öldürüyordu
İşkence Yaparak Cinayet İşlemek İçin Özel Otel Tasarlayan Psikopat Bir Katil: IBLİS HOLMES
Asıl adı Henry Howard Holmes, lakabı ise İblis Holmes olan ve iki yüzden fazla cinayetin faili olduğu tahmin edilen Amerika’nın ilk seri katili olan bu şahıs, gaz odaları,
asit banyoları ve kireç kuyuları gibi bubi tuzaklarıyla kurulu 100 odalı bir malikâne yaptırmış kendine. 1893 Şikago Dünya Fuarı sırasında da malikânesini insanlara kiralar..