4 Eylül 1919 Sivas Kongresini anarken...
SEN KALK; "Osmanlı Ordusunu Libya'da Yönet"
"Tobruk'u Kazan.. Derne'yi, Libya'yı İtalyanlardan Gözün Gibi Koru"
"Çanakkale'ye geç... Dört Alayı Birden Yönet, Akıl Almaz Taaruzlarınla Savaşı Kazan"
"PADİŞAH SANA ŞEREF MADALYALARI VERSİN"..
"Oradan Diyarbakır'a Geç.. Muş'u, Bitlis'i Ruslar dan Kurtar"
"Filistin de Komutanı bile Olmadığın; AÇ, SUSUZ, CEPHANESİZ Askerleri Toroslar a Çekip Kurtar"
SONRA..............
Samsun'a Çık...
"AYNI ASKERLE MİLLİ MÜCADELE BAŞLAT"...
Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta Kongreler Yap, "MANDA KABUL EDİLEMEZ.. YAŞASIN BAĞIMSIZLIK" De...
İzmir ve Eskişehirde ki; YUNAN'I;
Konya'daki; İTALYAN'I;
İstanbul'daki; İNGİLİZ'İ;
Antep'teki; FRANSIZ'I
TOPRAKLARINDAN DEFET....
YENİ BİR DEVLET KUR.!
BAŞINA GEÇ, YÖNET, KALKINDIR...
ÇOBANDAN MÜHENDİS, BATAKLIKTAN FİDAN ÇIKART;
SAYGIN BİR VATAN VE BAYRAK ÇIKART....
80 SENE SONRA...
Biri Çıkıp;
Sana,
"AYYAŞ" Desin....
KURBAN OLURUM BÖYLE AYYAŞ'A.
1)Dersim Harekâtı sırasında zehirli gaz kullanıldığını iddiası da Dersim isyancısı Nuri Dersimi ile Dersim Harekâtı sırasında Tunceli'de olmadığı halde harekâtı oradaymış gibi anlatan İ.Sabri Çağlayan'a aittir.
2)Nuri Dersim'i, Kürdistan Tarihinde Dersim adlı kitabında şöyle demiştir: "... Bölgeyi top ve uçakların saçtığı zehirli gaz bombardımanları yoğun bir sis tabakası altına almış,yaşayan hiçbir mahluk kalmamıştı.Yanan evler ve ormanlardan, cehennemi bir görüntü yansıyordu..."(791)
3)İ.Sabri Çağlayangil de anılarında, Dersim Harekâtı'nda "...Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içerisinden bunları fare gibi zehirledi..." demiştir.
Üçbuçuk sene savaştıktan sonra İzmir'e ilk giren kolordunun komutanı, Fahrettin (Altay) Paşa doğruca Karşıyaka'ya, baba ocağına koşar. Onca kan ve gözyaşının üstüne teyzesinin ona ikram edebildiği sadece salçalı ekmektir: "son zamanda elimizde bir bu kalmıştı" #9Eylul1922
Hasan Tahsin'in ilk kurşunu atması üzerine Yunanlılar Orduevini bastı.
Esir aldıkları,Miralay Süleyman Fethi Bey’den,halkın önünde Vito (Yaşa) Venizelos diye bağırması istendi. Son sözü Kato (Kahrol) Venizelos oldu.
Şehit edildi.
Yunana, İngilize, Fransıza kafa tutan ordunun Genelkurmay Başkanının eşini, annesini oturdukları evden çıkartır, sokağa atar işgal kuvvetleri. Ülkenin yarısı tamamen yanmış, yıkılmış, gerisi elindekini orduya vermiş.
Bu şartlarda girilmiş İzmir'e, herif hâlâ "ama adalar" diyor!
İzmir Bergama’da, 14 Eylül Anadolu Lisesi’nin depreme dayanıksız olduğu için yıkım kararı alınınca, bu öğrenciler binaları yan yana olan Kız ve Erkek İmam Hatip Liselerine yerleştirildi.
Ancak, Bergama Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kız İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü, 14 Eylül Anadolu Lisesi öğrencilerini ötekileştirerek izole etti. Kız İmam Hatip Lisesi’nin en üst katına yerleştirilen 14 Eylül Anadolu Lisesi öğrencilerinin, ++
Dil, bir toplum için her şeydir. Toplumların ilerlemesi için sadece anlatmak veya konuşmak yetmez. Bunların kaydı ve konuşulamayan kimselere de yazılı sevki gerekir. Başta da öğrencilere.
Dil, okunup yazılamıyorsa kitap da yazılamaz kitap olmaz ise ne bilim olur ne de sanayi. "Kültür kaynaklarımızdan koptuk" palavrası, son 300 yılda elle yazılan topu topu 80 kitap, zaten matbaa sokulmuyor 300 yıl, neyle kültürel kaynak ürettin de koptun?
Böylece; ülke güçsüz, millet cahil (%3-5 okuma oranı) kalır. Zaten böyle olmasaydı imparatorluk çökmezdi. Tarihi vakıaya sonradan hayali palavralar eklenmesi komedidir.
Her milletin kendisine göre özellikleri vardır. Bu özellikler genetik koda kaydediliyor. Kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Bu aktarımda en büyük rolü, kültür oynuyor.
Kültür, kolay değişmez. Din biraz etkiler. Ama kök değişime uğramıyor. Din ile çarpışan zıtlıklar, optimal bir ölçüde uzlaşıyor. Tipik örnek Türkler ile Araplar arasında görülüyor.
1. Kadına bakış açısından, Araplar ile Türkler arasında tam bir zıtlaşma vardır. Araba göre kadın eşyadan ibaret. Ödünç dahi verilebilir. Türk kültürüne göre kadın evin direğidir. Türk, kadınına yan gözle bakanın gözünü oyar.