Dedemin İnsanları filmiyle listeye katkılarından dolayı @HMTKLKN ve @mavininbabasi 'na çok teşekkürler. 70inci tek sizin sıhhatinize dostlar!
#71 VAVIEN (2009)
Bir Taylan Biraderler Filmi .
Filmde Settar Tanrıöğen'in TV ekranından takiple #NeşetErtaş 'la attığı bağlama enfes sahne. Yanına da koymuş rakısı yek başına demleniyor. @AliHMutlu 'nun dediği gibi bu filmdeki tek başrol "YALNIZLIK".
LOC (Amerikan Kongre Kütüphanesi) görsel arşivinde Amerikan yerli halklarından insanlarla ilgili portre fotolar başta olmak üzere pek çok foto vardır. Tüylü başlıklar, bizon derisi kostümler, kürk/ yün çadırlar..yanında, içinde hepsi beyaz adama "zararsız", antropoloji +
çalışmalarına, Hollywood film endüstrisine, hatta çizgi roman vs popüler kültür malzemesi olarak kullanılmaya paketlenmiş ürünler gibi canına okuduğu, topraklarını gasp ettiği, mülksüzleştirip, çocuklarına bile el koyduğu insanları öyle biblolar gibi dizip fotomış, arşivlerinde +
sergiler Beyaz Adam. İşte o fotoğraflara bakarkenki hissiyatımla, ülkemiz tarihinde Ermeni, Rum, Yahudi, Ezidi, Süryanilerle ilgili yazılıp çizilen, resimlenip, fotoğraflanıp, filmi çekilip görsel hafızamıza aktarılıp da adına, "renklerimis, tad, dokularımıs, mozaik vs" başlıkla+
Pazar günü sıkıntısı şenlendirmeye bir oyun oynayalım mı?
Sizce içinden rakı geçen kaç yerli film çıkartabiliriz? Bahisleri alalım 😁 20? 50? 100?
Kurallar şöyle: 1. Söylediğiniz her filmi bir önceki filmin altına numaralandırıyorsunuz. 2. Mükerrer filmler sayılmaz.
listede önceki filmler nelermiş, iyi bakın.
3. Şarap, viski vs. içkili sahneler sayılmaz. Sofrada en az 1 kişi rakı içecek.
4. Videosunu da koyarsınız güzel olur ama şart değil.
İlk 5 filmi ben vereceğim. Gerisini getirebilenlerle Yüzük Kardeşliği ilan edecem 😁
#1 Yerli filmlerde tüm zamanların en klas rakı sahnesiyle başlayalım- Duvara Karşı (tabii ki!) (2004)
Gerçi bu sahnede başrol biber dolmasında mı, rakıda mı, yoksa Cahit'in (Birol Ünel-Rest gani gani in peace) sofrayı hazırlayan sevgiliye O BAKIŞı mı (ahh!) kişiye göre değişir ;)
O saçlı Alamancı bebeklerine çok özenirdim çocukken. Benimkiler hep şapkasının ucuna bi tutam peluş yapıştırılmış Fatoş bebeklerdi. Bi de annemin diktiği koca kulaklı hortumlu bir filim vardı. Özal döneminde TR'de bunlar yaygınlaşmaya başladığında ben bebek oynamayı bırakmıştım+
çoktan. Hızlı büyümek başa bela bir şey :) Ha bana da Macıristan'dan bi tane saçlı bebek getirmişlerdi. Belki Alamancı dayımız amcamız yoktu ama teze macır akraba boldu şükür :) Fakat benim Bulgar bebeği tam bir demirperde ülkesi bebeğiydi. Nasıl soğuk, nasıl sevimsiz!
1. Bunun adı Dumlupınar Salatası. Neden öyle dendiğini bilmiyorum, ama kısıra alternatif, çok sağlıklı, benim çok sevdiğim bir salata. Mutlaka yapın, deneyin. Şöyle:
1 bardak yeşil mercimek ve 1 bardak buğdayı bir gece suda bekletip ertesi gün ayrı ayrı haşlıyorsunuz.
2. Buna limon suyu, nar ekşisi ve zeytinyağı ve tuz ile bir sos hazırlayıp mercimekli buğdayı bu sosla karıştırıyorsunuz. Bu salatanın pezevengi kimyon ve dişe dokunur kıvamda dövülmüş ceviz. Valla işte bir su bardağı, yoksa bir çay bardağı da olur dövülmüş ceviz ve kimyonu da
3. ilave ediyorsunuz. Ondan sonra içine bolca ince kıyılmış maydanoz, isterseniz dereotu, taze nane (yoksa sadece maydanoz da olur), ayrıca ince kıyılmış 1-2 sap taze soğan (yoksa ince kıyılmış bir küçük kuru soğan) koyuyorsunuz.
İki yıl olacak neredeyse, Nilüfer'den çıkıp Bursa şehir merkezine inmedim.
Neredeyse on yıl olacak, şehir merkezine inerken uzun etekler ya da pantolon giymeye özen gösteriyorum, çünkü mutlaka bir şekilde rahatsız ediliyorsunuz.
Manyak dolu, maalesef...şehrin kendisi de tanınmaz halde. 19. yy.'a ışınlansam, karış karış sokak sokak gezebilirim şehri. İpek fabrikası kursam, kazanını hangi adreste yaptıracağıma kadar biliyorum. Ama son 10-15 yılın Bursa'sını tanıyamıyorum.
Dolayısıyla misafirlerim gelince çok isterlerse onlara kent içinin belli başlı turistik mekanlarını gezdiriyorum. Kabul ederlerse mutlaka hamama götürürüm ya da gönderirim, çünkü eski Bursa'dan en güzel hatıra, bir büyük keyif bir meşhur kaplıcalar kaldı.
Read my 5-star review of Sofranız Şen Olsun: Ninelerimin Mutfağından Damağımda, Aklımda Kalanlar by Takuhi Tovmasyan goodreads.com/review/show/42…
Yıllar önce Fransa'dan İstanbul'a gelen benim de Facebook'tan tanış olduğum, sosyal psikoloji alanında doktora yapmakta olan bir Fransız arkadaş, benimle hem yüz yüze tanışmak, hem benimle tezi için bir anket yapmak üzere buluşmak istedi. Kabul ettim.+
Üsküdar'da bir çay bahçesinde oturduk. Anket soruları şöyleydi: "Mutfağında olmazsa olmaz üç malzeme nedir", "en sevdiğin üç yemek", bir soru daha vardı galiba, ama onu unuttum. Sonra aynı soruları annen için, baban için soruyor. "Baban için mutfakta olmazsa olmaz üç şey" vs.