1) Ağlamayı alışkanlık haline getirmiş ancak neden ağladığını bir türlü bilmeyen insanların ülkesi Türkiye. Haliyle, Türkiyenin wanna-be Trader'ı da sürekli ağlıyor, ancak niye ağlıyor kimse bilmiyor. Bunu konuşalım.
2) Bugünkü düşüşten sonra iyice emin oldum, çoğu kişi sırf bir gürültüye eşlik edebilmek için, eksi bakiyeyi ve kendi sorununu (onunla yüzleşemediği için) kalabalıkla normalleştirmek için, sorumluluğunu pasifize etmek için ağlıyor.
3) Bir sürü DM geldi Twitter’dan, vay hocam battık, vay hocam bıktık, vay hocam yine elimize verdiler, vay hocam yine eksilerdeyiz. Tamam, güzel, ağlamak işin en kolayı. Ama en azından insan neye ağladığını bilmez mi? Bilmiyor.
4) Ağlıyorsun ama niye, neye? Profit Factor’ün mü sıkıntıda, WLR mi düşüşte, Ortalama kazancın mı düştü, P&L’n eksi mi basıyor, stopların mı patladı? Hep sabit bir setuptan gol mü yiyorsun, normal işlem sıklığından daha mı fazla işlem yapıyorsun? Hayır.
5) Hayır, çünkü ortalama bir trader(!) bunları takip etmeyi bırak, bilmiyor bile. Çoğu kişi profit factor tanımını yeni duydu, şimdi google’lıyor. Çoğu kişi son 10 trade’inin kaçı kazanç, kaçı stop onu da bilmiyor. Çoğu kişinin trade günlüğü yok.
6) Kimse performansını ölçmüyor, bir önceki çeyreğe göre nerede, bir önceki yıla göre year-to-date ne durumda, bu ay nasıl gitti, son zamanlarda üst üste yaptığı hata neydi, en çok hangi setuptan stop oluyor.
7) Bunu bilen var mı aranızda? Bunu ölçebilen, takip edebilen var mı aranızda? Vardır mutlak ancak bir elin parmaklarını geçmez. E bu noktada ağlamak, verisiz, datasız, bilgisiz bir şekilde, neye ağladığını bilmeden gürültü çıkarmak değil midir?
8) Ben işin geyiğindeyim, bazen sizlerle, bazen kendimle dalga geçiyor, eğleniyor, gülüyor, Twitter’a da yazıyorum. Neden? Çünkü kendime güveniyorum, performansımı biliyorum, ay ay neredeyim takip ediyorum.
9) Bir hata yaptıysam bu hatanın sebebi var datalarımda, bu çeyrek ne durumdayım, geçen yılın aynı çeyreğine göre nasılım, bu yıl bu güne kadar, geçen yıl aynı gün karşılaştırmam var. En azından veriyle, datayla, bilgiyle ağlıyorum. Ağlamam gerektiğini bana veriler söylüyor.
10) Sonra da dönüp düzeltiyorum, “neyi yanlış yaptığımı” biliyorum çünkü. Ancak çoğunlukta bu yok. Bunu düşündüğüm zaman, hemen aklımın bir köşesinde saklı duran şu istatistik kendini hatırlatıyor: trading işinde başarı oranı ortalama %20-30.
11) Benim durduğum yerden bakınca, bu o kadar normal bir istatistik ki. Herkes bir “get-rich-quick” sevdasında, ölçen biçen yok, kendine göre kıyafet dikebilen yok, kendi cümlelerini kuran yok.
12) Herkes damadın, ödünç takım elbiseyle düğüne katılan sakil arkadaşı modunda. Herkesin kurduğu cümleler kopya, sistem desen başka bir Trader’ın sistemi, bölük pörçük alınmış. Parmak izi yok, kişiselleştirme yok, karaktere göre yeniden oluşturma yok, çünkü zaman harcanmamış
13) Herkes top çeviriyor ancak top başkasının. Dolayısıyla, herkes boşa ağlıyor, boşa koşturuyor, boşa takılıyor. Olan size ve zamanınıza, en kötüsü de paranıza oluyor. Bu para da terinizle kazandığınız, ay ay biriktirdiğiniz, fırsat maliyeti çok yüksek olan bir para.
14) Yani burada kaybettiğiniz parayla belki çocuğunuzu özel okula gönderebilir, ailecek 5 yıl üst üste bir hafta her şey dahil harika bir otelde tatil yapabilir, belki bir iş kurabilirsiniz. Ancak buraya gelip hesapsız, kitapsız şekilde yakıyorsunuz parayı.
15) Bazen insan tabi ki “olmayacak herhalde” diye düşünebilir. Ancak insan bunu düşünürken bile “olmayacak çünkü elimde şu şu şu datalar var, bunlar bana olmayacağını söylüyor” der. Tez başka türlü savunulabilir mi? Tez başka türlü çürütülebilir mi?
16) Özetle baylar bayanlar, kimse mutfağa girmiyor ancak herkes sofrada dünyanın en lezzetli ekmeklerini istiyor. Ancak olmuyor işte. Ya ekmek pişirmeyi öğreneceksiniz ya da kendinize ekmek pişirmeyi iyi bilen birini bulacaksınız.
17) Her ikisini de yapmayıp burada gelip ağlamak, “yine battık, yine bittik” demek, elinizde bir veri olmadan, bomboş iş. Lütfen büyüyün, bu işi bir profesyonel gibi ele alın ve ölçün. Bir çaycı bile kaç pul dağıttığını, kaç pul geri geldiğini, kaç çay sattığını biliyor
18) Performansınızı ölçün ki, en azından masa başına oturup “ben nerede hata yaptım” dediğinizde karşınızda bazı veriler olsun. Yoksa anca işte Twitter köşelerinde öldük bittik dersiniz ki zaten çok yakın zamanda da oyun dışı kalırsınız. Dost acı söyler.
19) Her şeye rağmen, klasikleşmiş cümlelerimizle bitireyim: enseyi karartmayın, mücadeleye devam. Ancak bilinçli mücadele edin lütfen. İyi akşamlar diliyorum, seviliyorsunuz.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1) Dostlar selam. Uzun zamandır bir endeks analizi yapmıyordum. Bu ortamda endeks analizi yapmak mayınlı tarlada yürümek gibi bir şey, ancak çizgimizi bozmayalım, iyi günde burada olan, kötü günde ortadan kaybolan höstad tayfadan olmayalım, gördüğümüzü yazalım. Başlıyorum.
2) Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, endeks ile ilgili olumluyum. Evet yurt dışı sıkıntılı, market yapısı bearish. Özellikle SP500'de sorunlu ancak ben yabancı endekslerin baskısına ve bozulma ihtimaline rağmen, genel olarak olumlu ayrışma ihtimalimizin olduğunu düşünüyorum.
3) Endeksle ilgili stratejimi de bu bullish senaryoya göre çizeceğim. Şimdi bu görüşümün teknik gerekçelerini sıralayayım.
Endeksi kabaca bu şekilde takip ediyorum. Bu bizim BIST100, yani, nam-ı diğer XU100 endeksi. İyice incelemenizi rica ederim.
1) Hafta sonu bomboş bir şekilde Twitter'da, Feysbuk'ta, Instagram'da zaman mı geçiriyorsunuz, yoksa oturup ders mi çalışıyorsunuz? 2 sene içinde dönüşeceğiniz kişi, bu soruya verdiğiniz cevaba göre değişecek. Buyrun, sitemizden ücretsiz ders paylaşımları, zincire başlayalım.
2) Önce mumlarla başlayalım. Mumlar, Price Action hikayesinin EN TEMEL ÖĞESİDİR. Piyasayı okumak için onun dilini öğrenmelisiniz. Onun dili de MUMLARDIR.
3) Mumlar, tek başına veya diğer mumlarla birleşerek formasyonlar oluştururlar. Bu formasyonlar piyasa katılımcılarının psikolojilerini ve davranışlarını çözebilmeniz için büyük ipuçları barındırır.
1) Herkese selam. Uzun zamandır bilgilendirici zincirlere ara vermiştim, İşler biraz karışıktı bu tarafta. Şimdilerde normale döndük, tren rayına girdi. O zaman başlayalım. Bugünkü konumuz: “analysis paralysis”.
Yani, “fazla kurcalama, bozarsın”.
Hadi bakalım, buyursunlar.
2) Analysis Paralysis, sadece teknik analiz değil, analiz gerektiren her türlü konu başlığında sıkça görebileceğiniz bir terim. Türkçesi: “analiz felci”. Basitçe: karar verme mekanizmasının, normalin de üstünde aşırı GİRDİ ile bir şekilde paralize olması, felç geçirmesi demek.
3) Biz teknik analistler, belki de diğer tüm teknik mesleklerden ve yetkinliklerden daha fazla meyilliyiz bu hataya. Çünkü elimizin altında her an ulaşabileceğimiz onlarca farklı bakış açısı var. Bu bakış açıları da bize sürekli mekanik girdiler yaratıyor.
1) Herkese günaydın. Endeks yorumuna geçmeden önce bir iki kelam edeyim. Dikkat ediyorsanız, burada hafta içi çok fazla analiz paylaşmak istemiyorum çünkü zaten yolunda ve gayet iyi giden bir endekse ve hisselere bazen hepimiz fazla analiz kasarak engel bulmaya çalışıyoruz.
2) Bazılarınız biliyordur buna "analysis paralysis" diyorlar. Türkçesi "analiz felci". Siz çizdikçe ve analiz kastıkça grafik üzerinde daha önce görmediğiniz ve görmemenizin hayrına olduğu bazı gereksiz detayları görüyor ve fiyata engel çıkartıyorsunuz.
3) Fiyat orada hasbelkader en ufak bir tereddüt yaşarsa da, psikolojiniz "tamam abi buraya kadarmış, ben pozisyonları kapatıyorum" diyor. Halbuki fiyatın orada yaşadığı engel olası bir fiyat dalgalanması ancak yaptığınız analizle şartladığınız psikolojiniz size darbe vuruyor
3) Evet, hepimiz tabi ki pozitif bir beklentiyle ve sonunda para kazanmak için trade ediyoruz. Ancak, sonunda başarılı olanlar, paraya değil sürece, zenginliğe değil yeteneğe odaklananlar oluyor.
1) Dostlar, borsa endeksimizle ilgili biraz sohbet edelim. Aylık grafiklerle başlayıp haftalıklara bakacağız. Tabi, henüz AY kapanmadığı için, anything can happen. Ancak Haziran'ın mumu şu seviyeden veya daha aşağıda kaparsa, manzara pek hoş değil. Sırayla paylaşmaya başlıyorum.
2) Şimdi size 4 adet AYLIK endeks grafiği paylaşacağım, hepsini sırayla. Bu grafik, 2008 krizini de içine alan ve yıllardır devam eden bir yükselen trend grafiği. Tepede 3 adet tertemiz temas var. Aşağıda da bolca temas mevcut. İyice inceleyiniz:
3) Yukarıdaki grafikte gördüğünüz gibi, endeks bu kanalın breakout denemesinde başarısız olmuş ve geri kanalın içine girmiş. Şu an fiyat bu kanalın en tepesinde. Son 6 mumun 5'inin tepesindeki gölgelere dikkat. Gölgeler aynı zamanda reddedilen bölgeleri anlatır bize. Unutmayın.