1)İskilipli Atıf Hoca şapka kanunu yüzünden mi asıldı? Sorusuna bir yanıt vermemiz ve bu konuyu açılmamak üzere kapatmamız gerekmektedir.
2)Öncelikle bakmamız gereken İskilipli Atıf Hoca’nın sicilidir.
* İskilipli Atıf Hoca’nın eserleri nelerdir?
* Şapka Kanunu yüzünden neden yargılandı?
* Yazmış olduğu Frenk Mukallitliği ve Şapka adlı 32 sayfalık risalesi nedir?
3)* İskilipli Atıf’ın Teali İslam ve İngiliz Muhipleri Cemiyetleri ile bağlantısı nedir?
Biz en başta bu ve dahası sorulara yanıt vermeliyiz. Öyleyse cevaplamaya başlayalım.
4)İskilipli Atıf Hoca’nın eserleri ;
İslam Yolu, İslam Çığırı, Din-i İslam’da Müskirat, Nazar-ı Şeriatta Kuvay-ı Berriye ve Bahriye, Tesettür-ü Nisvan, Medeniyet-i Şer’iye, Muayane-tüt Talebe, Mir’at-ül İslam, Frenk Mukallitliği ve Şapka.
5)İskilipli Atıf’ın asılmasına neden olduğu söylenen kitap Frenk Mukallitliği ve Şapkadır.Kitap,32 sayfadır ve küçük bir risaledir.
6)Kitaptaki İskilipli’nin yazısına göre,Müslümanlar dinlerine bağlı oldukları kadar,fes ve sarıklarına da bağlı olmalıdır.Bunu bozmak ise ‘dinsizliktir’.
7)Prof.Yaşar Nuri Öztürk, İskilipli Atıf’ın bu risalesi için, ‘Provokasyon ve aforizma kitapçığı şeklindedir’ demiştir. Ayrıca Prof.Yaşar Nuri Öztürk, İskilipli Atıf için ‘ilim ve din adına bir facia’ dediği bir yazısından, ++
8)+İskilipli Atıf’ın anneye ve kıza ‘şehvet kaynaklı dokunmaktan ve bakmaktan’ bahsetmiş ve bunun zina yerine geçtiğini söylemiştir. Gördüğünüz üzere İskilipli Atıf, anneye ve kıza şehvet duyma hissiyatından söz etmektedir.
9)Diğer bir incelenmesi gereken konu da İskilipli Atıf’ın sicilidir. İskilipli Atıf, 1909’da gerici ayaklanma olarak çıkan 31 Mart İsyanı’nda bulunmuş, yargılanmış ancak belli süre sonra serbest kalmıştır. İskilipli Atıf, Meşrutiyet döneminde de Sinop’a sürgün edilmiştir.
10)Ayrıca İskilipli Atıf, Meşrutiyet karşıtlığı ile bilinen yayın organlarından Beyanü’l Hak adlı dergide yazımda bulunmuştur. Öyle ki, milli varlığa düşman cemiyetlerin başında gelen Teali İslam Cemiyeti’nin kurucusudur.
11)İskilipli Atıf, Mustafa Sabri, Tahirü’l Mevlevi, Bediüzzaman Said-i Nursi 19 Şubat 1919’da Cemiyet-i Müderrisin’i( Müderrisler Cemiyetini) kurmuştur.Daha sonra İskilipli Atıf,Mustafa Sabri, Said-i Nursi,Teali İslam Cemiyetini kurmuş,başkan olark da İskilipli Atıf’ı seçmiştir.
12)Milli mücadele sırasında "Yunan'la savaşmayın,Mustafa Kemal'i öldürün" diyen beyannamelerin atılmasından,Biga'da çıkan isyanların desteklenmesinden,Niğde ve Konya'da çıkan isyanlardan ve Antep'te Fransızlarn desteklenmesinden sorumlu olan Teali İslam Cemiyeti'nin başkanıdır.
13)Teali İslam Cemiyetinin sözde(!) kurulma amacı, İslam’ı yüceltmek, Osmanlı Devleti’ni iman, ahlak, din ile kurtarmaktır. Teali İslam Cemiyeti, kurulduğundan itibaren başında Sait Molla bulunan İngiliz Muhipleri Cemiyeti ile sıkı ilişkiler içerisinde olmuş, ++
14)+öyle ki İskilipli Atıf, Alemdar gazetesine “İslam kilidinin anahtarını, İngiltere’nin güvenilir eline teslim etmekte, İslam alemi için hiçbir tehlike yoktur” diye yazmıştır.
15)İskilipli Atıf’ın başkanlığını yaptığı Teali İslam Cemiyeti sadece Konya ve çevresinde şube açabilmiştir. Bu cemiyet için Albay Şefik Aker ‘FESAD CEMİYETİ’ demiştir.
16)İskilipli Atıf’ın ikinci, Mustafa Sabri’nin birinci başkanlığını yaptığı Cemiyet-i Müderrisin 26 Eylül 1919’da Kuva-yi Milliyeciler için ‘ KUDURMUŞ HAYDUTLAR, CANİ, DELİ, ADİ EŞKİYA’ denilen bir bildiri yayınlamış ve İngiliz uçakları ile Anadolu’ya atılmıştır.
17)İskilipli Atıf başkanlığını yaptığı Teali İslam Cemiyeti’nden de Kuva-yi Milliyeciler için iki ihanet bildirisi yayınlamıştır.
18)Teali İslam Cemiyeti’nin birinci bildirisi Ağustos 1920’de yayınlanmıştır. İskilipli bu bildiride, ‘Siz Allah’ın emrine, halifenin fermanına uyarak bu canileri( Kuva-yi Milliye), bu katil canavarları, daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz. ++
19)+Şu alçaklar ve hempaları bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor. Bunların vücutlarını tamamen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur’ demiştir.
20)Teali İslam’ın ikinci bildirisi de Ağustos 1920’de yayınlanmış, bu bildiride de dinsel vurgular yoğunlaştırılmıştır. İslam’ın ılımlılığı göndermesinde bulunulmuştur. Bu iki bildiri de Yunan uçakları ile Anadolu’ya dağıtılmıştır.
21)İskilipli Atıf’ın takmadığı için asıldığı iddia edilen Şapka Kanunu, 25 Kasım 1925’te kabul edilmiştir. Kabul edilen şapka kanununda ilk olarak, halka değil memur ve mebuslara şapka giyme zorunluluğunda bulunulmuştur.
22)Ayrıca şapka takmayan memur ve mebuslara bir ceza getirmemiş, fes ve sarığın simgesel olarak kullanımını yasaklanmıştır. Dini ve dinin kutsal kavramlarını siyasete alet edenler hakkındaki 25 Şubat 1925 tarihli kanuna göre bu, vatana ihanet suçu sayılmıştır.
23)Bundan dolayı İskilipli Atıf’ın şapka takmadığı için idam edilmesi, 676-526 sayılı ceza kanunlarına aykırı durumundadır.
24)İskilipli Atıf’ın şapka kanunundan bir buçuk yıl önce yazmış olduğu Frenk Mukallitliği ve Şapka Kanunu adlı kitabı, Giresun, Maraş, Rize’de şapka kanunu karşıtı dinsel kışkırtmalarda kullanılmıştır.
25)Bundan dolayı İskilipli Atıf, 16-18 Aralık 1925’te Giresun Mahkemesi’nde yargılanmış, kitabın satışının yasaklanması ve toplanması kararı ile serbest bırakılmıştır. Ancak İskilipli Atıf, kitabı tekrar dinsel kışkırtmalarda kullanmaya başlayıp, ++
26)+isyanlara sebebiyet verince, Ocak 1926’da İskilipli Atıf, Ankara İstiklal Mahkemesi’nde yargılanmış, İstiklal Mahkemesi Heyeti, 3 Şubat 1926 Çarşamba günü 1. celsede İskilipli Atıf’ın idam kararını açıklamıştır.
27)İskilipli Atıf’ın yargılandığı suçlar;
1. Frenk Mukallitliği ve Şapka Kanunu adlı kitabını isyana teşvik edici olarak kullanması. 2. Milli Mücadele sırasında, Yunanlılara karşı halkı direndirmemeye, savaştırmamaya çalışması.
28) 3.İngiliz Muhipleri Cemiyetine destek vermesi, Kuvayi-Milliyecileri vatan haini ilan etmesi. 4. Milli Mücadele dönemi Cumhuriyet karşıtı zararlı cemiyet kurması.
29) 5. 31 Mart olaylarına katılmış ve önceden Sinop’a sürgün edilmiş olması.
6. Her türlü yenileşmeye karşı kışkırtıcı olması ve halkı isyana teşvik etmesi.
30)Sebepleri ile İskilipli Atıf 4 Şubat 1926’da Karaoğlan Çarşısı’nda infaz edilmiştir. İskilipli Atıf ile birlikte aynı suçlardan dolayı yargılanan Babaeski Müftüsü Ali Rıza da idam kararına çarptırılmıştır.
31)Ayrıca Ankara İstiklal Mahkemesi’nin yargıladığı diğer hocalar hafif cezalara çarptırılmış veyahut beraat etmişlerdir.
32)Yani işin özü Atatürk ve devrimlerin aleyhtarı olan bazı çevreler İskilipli Atıf'ın şapka giymediği için idam edildiğini iddia ettiler. Ama bunu kullananlara cevaben Tarihi belgeler açıklandı,İskilipli Atıf suçunu kabul ettiği ortaya çıktı. Şimdi o belgelerden birine bakalım:
33)Hasan Mezarcı, 1992 yılında TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na başvurmuş ve İskilipli Atıf'ın yargılandığı mahkeme tutanaklarını istemişti. Komisyon, tutanakları bazı defterler eksik olmak üzere Hasan Mezarcı'ya verdi.
34)İskilipli Atıf'ın halkı isyana teşvik etmek suçundan idam edildiği anlaşıldı. İskilipli Atıf, idam kararı alındıktan sonra Mustafa Kemal ve İsmet Paşalara ulaştırılmak üzere bazı sözler söylemiştir.
35)İskilipli Atıf, suçunu idrak ettiğini söylemiş, idam cezasının affedilerek gerekirse 101 sene hapis cezasına çevrilmesini istemiştir. İşte ilk kez yayınalan o sözlerin tam metni:
Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa hazretlerinin merhametlerine dehalet ederim ve bizi aflarını rica ediyorum. Hiç olmazsa cezamızın yüz bir seneye iblağını rica ediyorum. Başka bir diyeceğim yoktur. ++
37)+Bendeniz Türk oğlu Türk’üm. Benim gibi bir şahsiyet yirmi otuz senede yetişebilir. İmha bir fazilet değildir. Dağ başındaki şaki de yapabilir, şaki de imha olabilir.
38)Demek ki bu fazilet değildir. Fazilet ihya ve ıslahtır. İmha etmemeli, bizim bilmediğimiz kusurlarımız varsa o cihetten ıslaha sevk etmeli ve aklen söylenilen sözleri idrak [edecek] kabiliyetteyim. ++
39)Bilhassa Gazi Paşa ve İsmet Paşa hazretleri memlekette müdrik insanların çoğalmasını görüyorum ve kendilerinin o kabiliyette olduklarını müdrikim.
40)Bu is’afımız sem’-i devletlerine vasıl olursa çırağen? bizi imhadan vazgeçerek ıslah tarikini emredeceği ümidindeyim. Onun için kararımızın “101” seneye tahvilini emir buyursunlar.
41)2- Müfti Ali Rıza da aynı ifadede bulunmuştur.
İŞTE TBMM ARŞİVİ İSTİKLAL MAHKEMESİ TUTANAKLARINDAN ÇIKARILAN O TARİHİ BELGENİN ORJİNAL NÜSHASI
43)Bugün İskilipli Atıf'ın suçunu inkar edenler, İskilipli Atıf'ın bizzat söylemiş olduğu "kusurlarını idrak ettiği" yönündeki sözlere ne diyecekler❓
44)KAYNAKÇA: 1. Sinan Meydan,El Cevap,İnkılap Yayınevi,İstanbul,2015 2. Bedri Baykam, Mustafa Kemaller Görev Başına, Ümit Yayıncılık,İstanbul,1994 3. Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi,Siyasal Kitabevi,Ankara,1998 4. Sinan Meydan,Panzehir,İnkılap Yayınevi,İstanbul,2016
45) KAYNAKÇA:
5.Ümit Doğan, Aykırı (25 Şubat 2021)
Not:@tsumut71 bu konuda pek çok yazılar yazıp belgeler sundu.
Örneği;
Metehan'ın askeri bir tatbikat esnasında, at binmesini beğenip,
“Çağırın yanıma gelsin...”
diye buyruk verdiği binicinin, genç bekar bir kız olduğu anlaşılınca...
KIZIN;
"Töre mi değişmiştir ki hatunlar er kişilerin ayağına gidecektir?“
çıkışı üzerine, Metehan'ın kızın ayağına gitmesi, kadına verilen değerin en üst düzey göstergesidir, Türk'ün asaletinin tecellisidir...
Özbenliğini yitiren, kadının üç adım geriden gelmesini isteyen ar*p sevicilere ders niteliğindedir...
Kemâlistler kimlerdir❓
1)Yobazların, devşirme ve türedilerinin sık sık dillendirdiği;‘Kemalistleri’dinsiz hâtta ve hâtta vatan haini olarak gösterip milyonlarca gencin beyinlerini yıkadığı günümüzde‘Kemâlistlerin’ aslında kim olduğu sorusunun cevabını gelin hep beraber bulalım:
2)17 Eylül 1922’nin L’Illustration dergisi…
Yani Büyük zaferden yalnızca birkaç gün sonra dış basında zaferi anlatan yazılı ve görsel bir belgeyi görüyoruz. Kapağında Mustafa Kemâl ve İsmet Paşa var. ++
3)+Fransızlarca notlandırılmış bu fotoğrafın altında yer alan ‘Kemâlist‘ yazısına dikkât!
Açıkça görülmektedir ki Kemalistler, İzmir’e giren Türk Süvari birlikleridir, Türk halkıdır, Fransızların deyimiyle Mustafa Kemâl Paşa’dır, Türk milliyetçileridir..
1)Kurtuluş Savaşı Ankara’sını görmeye gelen yabancı gözlemcilerin başında iki bayan gazeteciyi, siyasetçiyi anmamız gerekir; birisi, Mısırlı Prenses Kadriye, diğeri de Fransız gazeteci Berthe Georges Gaulis'dır...
2)İkisi de 1921 başında Ankara'ya gelmişler. Hele Berthe Gaulis 3 kez Ankara'ya gelmiş, Çankaya’da Mustafa Kemale konuk olmuştur. 1920-1921 Ankara'sında yaşayan, Mustafa Kemal'in özlemlerini, ++
3)+Ankara halkının Mustafa Kemal’e desteklerini yakından izleyen ve yazdıkları kitaplarla bunları dünya kamuoyuna yansıtan iki gözlemci.
Doğu ile Batı arasındaki fark; siyahla beyaz arasındaki fark gibi ayan beyan ortada iken; neden Ortadoğululaşmak için çaba gösterirler anlamak mümkün değil.
‘’Ortadoğululuk nedir bilir misiniz?❓’’
*Ölümü yüceltip; güzel yaşamayı aşağılamaktır.
*Hurafeyi yüceltip; bilime kayıtsız kalmaktır.
*Lideri yüceltip; iyi sistem kurmayı aşağılamaktır.
*Duyguları yüceltip; mantığı küçümsemektir.
*Müteahhidi yüceltip; mühendisi aşağılamaktır.
*Üniversiteleri ile değil; camileriyle gurur duyup, övünmektir.
*İmamları yüceltip; filozofları, öğretmenleri aşağılamaktr.
*Ev kadınlığını yüceltip; kariyer yapan kadını aşağılamaktr.
*Kendi çocuklarını yurt dışında okutup; halk çocuklarını imam hatiplerde okumaya zorlamaktır.
ATATÜRK'ÜN, (KIYTIRIKTAN) DÜŞMANLARI,
İYİ DİNLEYİN ŞU SÖYLEYECEKLERİMİZİ...
BOŞVERİN CENAZELERİNİZE 100.000'LERİN KATILMA DURUMUNU, YABANCI ÜLKELER 3.KATİPLERİNİ GÖNDERİNCE BÜYÜK ADAM OLUYORSUNUZ YA;
ATATÜRK'ÜN CENAZESİNE, SAYGILARINDAN
8 ÜLKE ASKERİ TÖREN BİRLİKLERİNİ GÖNDERDİ.....
OKUYUNDA, GÖRÜN, NE KADAR KÜÇÜKSÜNÜZ!
Yıllar önce bir internet müzayedesinden aldığım 1929 baskılı D. von Mikusch'un ''GAZİ MUSTAFA KEMAL'' kitabının arasından 1938 yılına ait, yani sonradan kesilip konmuş bir gazete kupürü çıkmıştı. Atatürk'ün cenaze törenini takip eden bir Alman gazetecinin haberi.
"Neredesin mağrur Komutan Hacı Anesti❗ Gel de ordularını kurtar ❗
BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Yunan orduları Başkomutanı Hacı Anesti, 1922 yılı baharında tüm hazırlıklarını tamamlamıştı. Arkasından hiç eksik etmediği yabancı gazeteciler, fotoğrafçılar, Papazlar ve diğer sık sık davet ettiği kişilerle cepheyi geziyor, mağrur, küstah konuşmalar yapıyordu.
Son taaruzdan evvel, yine böyle bir kalabalıkta cepheyi gezmiş, mevzileri görerek İzmir'e dönmüştü. İzmir Baş Piskoposu Hristotomos, Yunan Başkomutanı için büyük bir karşılama töreni hazırlamış, dini ayinler düzenlemişti.