CEHALET
1)Bizim millette bir hastalık var.
Bir yerden bir şey duyuyor ve onu gerçek sanıyor.Ondan sonra onu sonuna kadar savunuyor.Dün sokak röportajlarının birinde seyrettim.
2)K*zmanın biri mikrofona konuşuyor.
Lozan’da imza atmışız.2023 yılına kadar petrol çıkarmayacakmışız.
Olur mu öyle şey diyenlere cevap veriyor:“Asabımızı bozmayın.”
Hadi merak edip okumuyorsun bari savunma.Git araştırmacıların, tarihçilerin kitaplarını oku.
3)Onlar, kendilerine giden bilgileri test ediyor, araştırma yapıyor ve sizin söylediğinizin yüzde sekseni palavra çıkıyor.Bu insanlar bunları neden araştırıyor? Neden kitap haline getiriyor? bir düşünün!
4)Mesela, @SMEYDAN,@tsumut71, @cengizozakinci, Bilal N.Şimsir,Halil İnalcık,Turan Akıncı ve şuan isimleri aklıma gelmeyen pek çok gerçek tarihçilerin güncel sayfalarını, kitaplarını okuyanlara bakıyorum. O kişiler hemen farkediliyor.
5) Çünkü kültür, tarih, araştırma kitabı okuru çok değerlidir.Hakikaten bu sayfada çok bilgili arkadaşlar var.
Bir konu yazıyorsunuz anında mükemmel kitap, belge ile dolduruyorlar.Tavsiye ile aldığım kitaplar var mesela.Bu insanlar hemen kendilerini belli ediyorlar.
7)Ama işte bir de okumayan, araştırma yapmayan her söyleyenene inananlar var.Kardeşim bilmiyorsan sus!Otur @SMEYDAN El-Cevap oku mesela ardından, Cumhuriyet tarihi yalanlarını oku,oda yetmedi mi @tsumut71 Hurafeler'i oku,abart olayı Çarpıtılan tarihle Hesaplaşma kitabını oku.
8)Sonra iyice abart @cengizozakinci'nın Türkiye'nin Siyasi İntiharı Yeni-Osmanlı Tuzağı'nı oku, ardından bir de Turan Akıncı Galata kitabını oku, Bilal N.Şimşir Lozan Telgrafları setini oku...
9)Mesela tarihçi (!) olarak bilinen M.Armağan “Hilafetin Kaldırılmasını İngilizler mi İstemişti?” başlıklı bir yazı yayınladı. Armağan yazısında “hilafetin kaldırılması ve laikliğe gidiş, daha Lozan’da dayatılmış,Türkiye’nin kurulmasına bu şartla izin verilmişti” fikrini ileri++
10)+sürüyor ve bu fikri desteklemek için gösterdiği delillerin arasında,İngiliz arşivlerinde bulduğunu ve ilk defa yayınlandığını söylediği bir belge dikkat çekiyor.Bu belge Armağan’ın ifadesne göre“Kral V. George’un 10Ocak1924 günü Avam Kamarası’na yaptığı belirtlen konuşma”dır
11)Bu yazıda, Armağan’ın sözünü ettiği belgeyle ilgili birkaç düzeltme yapmak ve ardından, Armağan’ın bu belgeyi, yazısının ana fikrini desteklemek için nasıl kullandığına bakmak ve burada görünen bazı sorunlara işaret etmek istiyorum.
12)Son olarak Armağan’dan yola çıkarak eleştirilerimi, Türkiye’de son dönemde iyice ilgi çeken popüler tarih konularının medyada ele alınışındaki bazı aksaklıklara(!) bakalım. Önce Armağan’ın yazısında söz konusu belgeyi nasıl ele aldığına bakalım:
13)“İngiliz Milli Arşivleri’nden (National Archives) bulduğum ve ilk kez burada yayınlanacak olan bir“gizli”belge, Lozan’ın Hilafetle bağlantısını net bir şekilde ortaya koyacak nitelikte.10Ocak1924 tarihinde İngiltere Kralı V. George,Avam Kamarası’na yaptığı açış konuşmasnda,++
14)+Lozan’ı ilgilendiren bir kanun tasarısının derhal görüşülmek üzere Parlamentonun gündemine geleceğini belirttikten sonra şu çarpıcı cümleyi sarf eder:“Bu tasarı kabul edilir edilmez Lozan Antlaşması onaylanmış olacak ve YENİ BİR ÇAĞ AÇILACAKTIR.” ++
15)+(As soon as this Bill has been passed, the Treaty will be ratified, and a new era will open.) (CAB/23/46, s. 424)” Bu satırları okur okumaz, daha belgenin içeriğiyle ilgili hiçbir analize girişmeden bir çelişki dikkat çekiyor.
16)Armağan bu belge için bir taraftan bunun “gizli” olduğunu söylerken diğer taraftan da İngiliz Kralı’nın Avam Kamarası’na yaptığı konuşma olduğunu söylüyor. İngiliz hükümdarlarının parlamentonun alt kanadı olan Avam Kamarası’nda yaptıkları yıllık konuşmalar, ++
17)+ABD’de başkanların Kongre’de her yıl yaptıkları “Devletin Durumu” (State of the Union) konuşmasına, Türkiye’de de cumhurbaşkanının yasama yılını açış konuşmalarına benzer; diplomatların, basının ve kamuoyunun takip ettiği önemli bir konuşmadır ve metni ertesi gün ++
18)+gazetelerde yayınlanır. Bu konuşma nasıl bir “gizli” belgenin konusu olur?Armağan belgenin önemini vurgulamak için, “gizli” olduğunun yan sıra belgeyi İngiliz Milli Arşivleri’nde “bulduğunu” söylüyor; buradan belgenin “bulunması ve Türkiye’den erişilmesi zor” ++
19)+bir belge olduğu imasını çıkarabiliriz. Ne var ki durum hiç öyle değil. İngiliz Arşivleri’nin web sitesine giren herkes (nationalarchives.gov.uk) bu belgeyi hiçbir ücret ödemeden veya kayıt formalitesi yerine getirmeden elektronik olarak hemen indirebilir.
20)Bu belge, arşivde İngiliz hükümetine ait belgelerin yer aldığı CAB kısaltmasıyla gösterilen tasnifte, 23. Klasörün 46. Altklasöründe yer alan bir dizi belge arasında yer alıyor. Kimi daktilo edilmiş, kimi matbu bir dizi belge bu klasörde art arda dizilmiş ve hepsi üzerinden++
21)+yürüyen sayfa numarası verilmiş.Armağan’ın yazısında alıntıladığı satırların bulunduğu belgeye bakınca, bunun kralın Avam Kamarası’nda yapacağı konuşma metni taslağına son şeklini vermek üzere 10 Ocak 1924 tarihinde İngiliz başbakanlarının resmi ikametgahı ++
22)+10 Downing Street’te yapılan kabine toplantısının tutanağı olduğunu anlıyoruz.Bu da bizi Armağan’ın yazısındaki ilk hataya(!) getiriyor. İngiliz Kralı konuşmasını 10 Ocak’ta değil, bu toplantıdan 5 gün sonra, 15 Ocak 1924’te yapmış.
23)Belgeyi incelemeye devam ediyoruz, ve 10 Ocak’taki kabine toplantısında konuşma taslağında yapılan çok sayıda düzeltmeden birinin tam da Armağan’ın alıntıladığı ifade olduğunu görüyoruz. Ne yazık ki Armağan, cümlenin düzeltmeden önceki halini yayınlamış.
24)Oysa, atıfta bulunduğu 424. sayfadan 7 sayfa öncesine, 417. sayfaya baksaydı, “YENİ BİR ÇAĞ AÇILACAKTIR” ifadesinin “YENİ BİR BARIŞÇIL İLİŞKİLER ÇAĞI AÇILACAKTIR” (a new era of peaceful relations will open) olarak değiştirildiğini görecekti.
25)Yani İngiliz Kralı, Armağan’ın yayınladığı cümleyi konuşmasında zikretmiş olamaz; çünkü kabine toplantısında o cümle değiştirilmiş❗
26)Bu sadece bir konunun örneğiydi. Lafı uzatmayayım. Yani diyorum ki, Oku, araştır, sorgula ve bunları yaparken gerçek tarihçileri tercih et güzel kardeşim! Öyle önüne iki kelime yazana kanıp hep kandırılan tarafta olma❗
27)Kaynak:Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü Doktora öğrencisi Kürşad U. Akpınar, Sinan Meydan, Ümit Doğan, Cengiz Özakıncı, Bilal Şimşir,Turan Akıncı...
''Mustafa Kemal olmasaydı, yine kurtulur muyduk?'' sorusuna, ''Ya biz bir şekilde kurtulurduk.'' deyip nasıl olacağını bir türlü anlatmayanlar var. Cahil pişkinliğidir bu.
Kemal Paşa'nın kurmayları bile, ''Biz olmasaydık Kemal Paşa bir yol bulabilirdi fakat o olmasaydı biz bu işin altından kalkamazdık.'' demişler.
Kemal Paşa'yla bile uçurumdan döndük ki Bolşeviklerin destek ve faaliyetleri, Fransız kollaması, Müslüman Afgan ve Hint faaliyetleri olmasa, yine başaramayabilirdik çünkü burada geçen isim Türk.
1)Ankara savaşından önce Timur Türk köylerini yakıp yıkan Ermeni çetelerini yakalayıp, huzuruna getirdi. Ermeni çetecilerine;
Öldürmek iyi midir, diye sordu.
2)Korkudan cevap veremediler.Timur devam etti.
İyi olmasa öldürmezdiniz. Beşiktedeki çocukları kıtır kıtır kesmezdiniz. Yapmaktan hoşlandığınız bir işin size de yapılması caiz değil midir?
3)Kendinize iğneyi sokmadan başkasına çuvaldızı sokmamalıydınız. Mademki halt ettiniz, şimdi siz de çuvaldızın nasıl can yaktığını öğreneceksiniz.
Osmanoğulları’nın Varlıkları ve II. Abdülhamid’in Emlakı’
1)Kitabın yazarı Vasfi Şensözen. Osmanlı’nın son dönemlerinde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında avukatlık yapmış Abdülhamit’in mirasçılarının davalarını 25 yıl takip etmiş, milletvekili seçilmiş, elinden on binlerce belge++
2)+geçmiş, hem de Abdülhamit’in mirasından pay almak için ailenin getirdiği belgeler.Osmanlı Sultanlarının, malda mülkte pek gözü yok. Saray ve hanedanın giderlerini karşılamak üzere ‘Hazine-i Hassa’, ‘Emlak-i Şahane’, ‘Emlak-i Hümayun’ gibi adlarla ++
3)+muhasebeleştirilen taşınmazlardan elde edilen gelirleri harcamışlar ama hiçbiri bu taşınmazları mülkiyetine almayı düşünmemiş.Hatta II. Abdülhamit’in babası Abdülmecit, kendisine belirli bir ödenek tahsis edilmesi karşılığında hepsini hazineye devretmiş.
OSMANLI TORUNLARI İÇİN ÖZEL BİR BİLGİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM! 1)6 bin 980 liraya mal olan Harbiye Kilisesi'ndeki Papa 15.Benoit'nın heykeli için Padişah Vahdettin'de 500 Osmanlı Lirası vermiştir.
2)Heykel İtalyan heykeltıraş Quattrini tarafından yapıldı.
Kurtuluş Savaşı’nın en hararetli günlerinde 1921 yılında dönemin padişahı Vahdettin'in de kendi cebinden yapımına katkıda bulunduğu
dönemin yabancı gazetelerine de haber olan konu ile ilgili bilgiler şu şekildedir:
3) İstanbul'da åti Gazetesi papanın bir heykelinin dikilmesi için kampanya başlattı.
åti Gazetesi, papanın heykelinin Pera'da (Beyoğlu) bir bulvara dikilmesini önerdi.
“Paşa Hazretleri’nin hükümet dairesinden dönüşleri esnasında Rize ve Atina (yeni adı Pazar-SY) müftüleri tarafından kendilerine bir dilekçe verilmiştir. Dilekçede Okul yerine medreselerin tekrar açılması talep ediliyordu.
"... Böyle bir zamanda particilik olur mu ? Ülke olmazsa parti kaç para eder.
Önce ülke esenliğe çıkmalı ki, partiler de toplumsal dayanaklarıyla birlikte siyasi olarak oluşabilsin.
... Millî hareket particilik olsaydı, Sivas Kongresi'ne Ferit Paşa Hükümeti'nin çok sıkı engelleme tedbirlerine rağmen, ülkenin her yerinden temsilciler gelir miydi ?
... Anadolu'nun istek ve ihtiyacına uymayan bir hareketin, Anadolu'nun tam göbeğinde barınabilmesi, yardım görmesi mümkün olabilir miydi ?
... Bütün bir milletin, hep birlikte hakkını istemesine particilik denir mi ?
Denirse bu doğru olur mu ?