Instagram, sansürcü, kadınların sesini kısan, dezavantajlı toplulukları görünmez kılan, kız çocuklarının beden algısına zarar veren, sahte hayatları yücelten bomboş bir platform. Söyleyecek bir sözünüz varsa tüm eksilerine rağmen hala Twitter tek doğru sosyal medya mecrası.
Neredeyse sadece hak ihlallerini paylaştığım hesabıma instagram 2 aydır kısıtlama getirdi. Öte yandan platform üzerinden tacizler, ısrarlı takipler son bulmuyor. Bu platform daha berbat bir dünyaya hizmet ediyor.
Geçtiğimiz ay eşim şöyle güzel bir yazı yazmıştı. Hararetle tavsiye.
"Dünyanın en büyük sosyal platformu, modern toplum için tehdit olarak görüldüğü günlerden mücadele edilmesi gereken bir düşman olarak tanımlanacağı zamanlara doğru koşar adım ilerliyor" gazeteoksijen.com/dunya/facebook…
"Instagram’ın özellikle genç kızlar için zararlı olduğu defalarca tespit edildi. Bu araştırmalar ya kamuoyuna açıklanmadı ya da gelen tepkiler önemsenmedi. Şirket ısrarla etkilerin yaygın olmadığını, gerçek hayatta da benzer durumların yaşandığını savundu."
"Belgelere göre Orta Doğu’daki insan tacirleri de Etiyopya’daki silahlı gruplar da platformu kendi çıkarları için kullanıyor. Facebook moderatörleri şüpheli gördükleri durumları yönetime bildiriyor. Ancak şirket bu uyarılara karşı anlamlı bir tavır göstermiyor."
"Facebook’un personel sayısı halka açıldığı 2012’den bu yana yüzde 38 arttı. Ama bu büyümede veri güvenliği ya da gençleri koruyacak önlemler yerine, gelir ve kullanıcı sayısı odağa alındı."
"Bugün hala milyonlarca VIP kullanıcı normal algoritmanın engellerinden korunuyor. Birçoğu taciz ve şiddete teşvik eden paylaşımlar yaparak bu ayrıcalığı kötüye kullanıyor."
"Snapchat, TikTok gibi platformların hızlı büyümesinden endişelenen ve genç kullanıcılarının sayısı 2 yılda %19 düşen Facebook, 10-12 yaş grubunu izlemek için bir ekip oluşturdu, onlara özel daha çok ürün yaratmak için 3 yıllık hedef koydu. Plan, çocukları işe almayı da kapsıyor"
Instagram üzerinden aldığım ölüm/tecavüz tehditlerini say say bitiremem. Adeta 1 suç makinesi üretim tesisi. Görgüsüzce paylaşılan yemek, seyahat, otel vs fotoğraflarının ardında toksik, tehlikeli ve özellikle kadınlar için son derece güvensiz bir mecra.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
İstanbul Sözleşmesi'nin feshi, metrodaki saldırgana cesaret veren adımdır. Kadınları koruyacak, şiddeti önleyecek sözleşmeden çekilerek AKP şiddet faillerinin sırtını sıvazlamış, onları palazlandırmıştır. #kadıköymetro
Biz "Kadınlar hayatın her alanına katılmalı" dedikçe, onlar kadınları eve tıkmanın, şiddeti eve hapsedip görünmez kılmanın peşine düştüler. Sayelerinde kamusal alan kadınlar için iyice güvensiz bir yere dönüştü. Ama nafile. İnadımız da, dirayetimiz de haklı öfkemizden geliyor.
Veriler kadınların en çok evli oldukları veya boşanmak istedikleri erkeklerin şiddetine maruz kaldığını gösterirken, boşanmaların önüne geçmek için çırpınıp duruyorlar. Kadınlar ölebilir, zarar görebilir, umurlarında değil. Tek dert, erkeğin aile reisi olduğu sefil aile modeli.
Kadincinayetleri.org adresi üzerinden yayınlanan interaktif haritalama çalışması, Türkiye’de 10 yılda en az 2534 kadının öldürüldüğünü ortaya koyuyor. #KadınaŞiddeteHayır
Öne çıkan bulgular şöyle:
📌Kadın cinayetleri 10 yılda en az %25 arttı.
📌Kadın cinayetleri il bazında en çok İstanbul’da, ilçe bazında Seyhan’da (Adana) yaşandı.
📌Cinayetlerin 1 numaralı faili kocaydı.
📌Her 5 kadın cinayetinden 1’i boşanma/ayrılık aşamasında gerçekleşti. +
📌Öldürülen her 5 kadından 1’i şiddet/ taciz mağduruydu.
📌Şiddet gören her 10 kadından 6’sı güvenlik amaçlı korunma başvurusunda bulunmuştu.
📌Kadın cinayetleri en çok evde ve ateşli silahla işlendi.
1-Milas İkizköy yakınındaki Akbelen Ormanı’nın Yeniköy-Kemerköy termik santrallarına kömür temini için kesilmesine karşı köylünün mücadelesi sürüyor. Yarın bilirkişiler bölgeye gidecek. İkizköylülerin sesini duyurmak için hazırladığım 2 flood’ı yaygınlaştırmanızı rica ediyorum.
2- Söze, bölgenin 40 yıldır madencilik faaliyetiyle talan edilmesinin müsebbibi olan iki kömürlü termik santraldan başlamak istiyorum. 2014'te özelleştirildiklerinde, Yeniköy Termik Santralı ömrünü doldurmuş, Kemerköy Termik Santralı’nın ise taş çatlasa 5 yıllık ömrü kalmıştı.
3- Hedef, 2,7 milyar dolara alınan bu 2 termik santralın ömrünün 25 yıl daha uzatılması, bölgede 25 yıl daha kömürden elektrik üretiminin sağlanması ve şirketlerin kâr etmesiydi. Bunlar Milas’tan çıkarılan kömürle işletilmiş santrallardı ve 25 yıl daha madenler işletilecekti.
Orman yangınlarında mesele sadece yangın söndürme uçaklarının yetersizliği değil. Sorun çok: 1. Orman yangınlarıyla mücadelede uzman personel sıkıntısı var; yangın uygulama ve eğitim merkezleri yetersiz. 2. İdari ve teknik hataları en aza indirecek uygulamalar ve önlemler eksik+
3. Orman muhafaza memuru sayısı her geçen gün azaldığı için orman yangınları ile mücadele organizasyonunda sorunlar yaşanıyor. Teşkilatın her geçen gün artan ara personel ihtiyacının ivedilikle giderilmesi gerek.+
Yanan alanın olduğundan küçük rapor edilmesi kamuoyunda mesleki güvenilirlik dışında, orman yangınlarıyla mücadele eden personelin kahramanca çalışmasına gölge düşürüyor ve yapılan tüm çalışmaları itibarsızlaştırıyor.
Amasra’da 2007’den beri termik santral yapmayı planlayan Hattat Holding, hukuka aykırı şekilde yapılmak istenen santrala karşı direnen Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır’a 1 milyon TL’lik tazminat davası açtı. Gelelim gerekçeye... +
Amasra’da Hattat Holding tarafından yapılması planlanan termik santral, Bartın Platformu tarafından yapılan 13 yıllık bir mücadele ile engellendi. Termik santralla ilgili 17 dava açıldı, bunların 14’ü kazanıldı, 3’ü de devam ediyor. +
Bartın platformunun eş sözcüsü Amasra Belediyesi ve Başkanı Recai Çakır hakkında açılan davanın gerekçesi, Hattat Holding'in ticari itibarını zedelediği iddia edilen mektubun Amasra Belediyesi tarafından kaleme alınıp holdingin ortaklık kurmak istediği Çinli şirketlere yollanması
İstinaf mahkemesi, cinsel saldırıdan 4 yıl 2 ay ceza alan Klinik Psikolog ve Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı Kurucusu Murat Paker'e yönelik şikayetçinin iddialarının doğru, eylemin sabit olduğunu gösteren bir karar verdi.
İstinaf mahkemesi, Paker’in 'sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı' suçunu işlediğine hükmetti. Paker'in 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar veren mahkeme, cezayı takdiren 1 yıl 8 aya indirdi; Paker'in duruşmadaki iyi hali ve sabıkası olmaması nedeniyle cezayı erteledi
Mahkeme Paker’in tutumu nedeniyle iyi hal indirimi verse de, Paker başından beri suçunu kabul etmek yerine inkar etmiş, gerçeğin aydınlatılmasına yardımcı olmamış ve danışanının özel bilgilerini -davayla ilgili olmayan tüm detaylarıyla mahkemeye açıklamış, etik yerle bir olmuştu.