Thread by @mrarslanoglu

BÖLÜM1 (toplam3bölüm) :

1⃣ Serbest dalgalı kur rejimine, 21Şubat2001 günü geçtik.. 22Şubat2001, tarihteki ilk, "serbest dalgalı kur rejiminde oluşan fiyatlama" idi..

2⃣ 2001Şubatında serbest dalgalı kur rejimine NEDEN geçmiştik? Bi hatırlayalım: Cari Açık veren bir Ülkeyiz.. Ürettiğimizden fazlasını tüketiyoruz ya da bi başka deyişle, tükettiğimiz kadar üretemiyoruz.. Neticede, bir DIŞ TİCARET açığı, bir CARİ AÇIK sorunumuz var..

3⃣ Üretim-Tüketim dengesizliğimizden kaynaklanan bu CARİ AÇIK sorunumuz bize, "cari açığın finansmanı sorununu" doğuruyor.. Cari açığın finansmanının bir kısmını borçla, bir kısmını da ancak SICAK PARA ile kapatmamız gerekiyor..

4⃣ SICAK PARA denen şey, yabancı fonların sermaye piyasası üzerinden Ülkemize soktukları para.. Tabi sıcak para hiç bir zaman, kaşımıza gözümüze, hatır için, gelmiyor.. TL'ye yüksek faiz vermemiz gerekir ki, SICAK PARA gelsin..

5⃣ SICAK PARA, cari açığın finansmanı için, ilk akla gelen, ancak SICAK PARA iyi hoş da, bedeli ağır.. Nedir bedeli? Yüksek faiz.. (TL'ye yüksek faiz ödenmesi yani.. Onun da, büyüme, istihdam vs gibi makro ekonomik dengeler üzerinde, çok olumsuz etkileri var elbette..)

6⃣ SICAK PARA'nın bedeli sadece TL'ye yüksek faiz verilmesi de değil üstelik.. Bi de bu SICAK PARA, ürkek, çekingen, her şeyden nem kapabiliyor.. İç dinamik yada dış dinamik kaynaklı, en ufak bir olumsuzlukta, arkasında ciddi bir hasar bırakıp, çekip gidebiliyor..

7⃣ (O yüzden de zamanında, SICAK PARA ile büyüyen ancak daha sonra sıcak paranın terk etmesiyle 98Asya krizini yaşayan ASYA KAPLANLARI ülkelerinde, "sıcak para tsunami gibidir, gelişi serinlik verir, ama çıkınca yıkım bırakır" denmiş..)

8⃣ Haa bu SICAK PARA, bi de şımarık.. Verdikçe daha da fazlasını isteyebiliyor.. Bi şey de diyemiyorsun.. Parayı veren düdüğü çalar misali, istedikçe, vermek zorunda kalabiliyorsun😃..

9⃣ İç yada dış dinamik kaynaklı bir olumsuzluk olduğunda "aman nolur çekip gitmesin" diye, TL'ye her seferinde daha da yüksek bir faiz vermek zorunda kalınabiliyor..

1⃣0⃣ İşte 2000 yılı Ocak ayında Dünya borsalarında başlayan kriz, ilerleyen aylarda kaçınılmaz olarak Türkiye'ye de sirayet edince, var olan SICAK PARA, ülkeden çıkmaya başlamıştı.. O tarihte "aman çıkmasın" diye, TL'ye, yüksek faiz ödenir olmuştu.. %1000ler işte öyle görüldü..

1⃣1⃣ 2001 yılı Şubat ayına gelindiğinde de, "SICAK PARA aman çıkmasın bizi terk edip gitmesin" diye diye, en sonunda TL faiz oranları astronomik rakamlara ulaşınca, akla parlak bir fikir geldi.. Serbest Dalgalı Kur rejimi..

1⃣2⃣ Serbest Dalgalı Kur Rejimi TEORİK olarak ne sağlayacaktı? KUR, piyasada alıcılar-satıcılar arasında fiyatlanacak, Devlet, bu fiyata mümkün olduğunca müdahale etmeyecekti..

1⃣3⃣ SICAK PARA çıkmaya kalktığında, dolayısıyla, DövizKuru yükselecek* (*yabancılar TL varlıklarını satıp DÖVİZ alıp ülkeyi terk ettikleri için), bu yükseliş, bir doyum noktasına ulaşana kadar da, devam edecekti..

1⃣4⃣ Döviz Kurunun yükselmesi, hem üretim-tüketim dengesizliğini sınırlayacak, hem de yükselen kur, artık bir doyum noktasına ulaştığında artık o seviye, yeni SICAK PARA girişi için, cazip bir nokta yaratacaktı..

1⃣5⃣ Devlet sıcak para çıkmasın diye, TL'ye yüksek faiz ödemek zorunda kalmayacaktı.. SICAK PARA çıkmak istediği anda, o anki kur seviyesinden alım yapıp çıkacaktı..

1⃣6⃣ o anki kur seviyesi, yükselip de yeniden girmek için cazip göründüğünde, Ülkeye girmek isteyen SICAK PARA varsa da, istediği gibi girebilecekti.. Yani sıcak para girişi çıkışı serbest hale gelmişti ve Devletin aslında üzerinden de, böylece bir yük kalkmıştı..

1⃣7⃣ Serbest Dalgalı Kur Rejimi, bu TEORİK faydaları düşünülerek, bildiğim kadarıyla o günün ekonomi çevrelerinde pek de fazla münazara edilmeden çat diye geldi.. Ve 22Şubat2001 de serbest dalgalı kur rejimine geçilip ilk kez piyasa tarafından fiyatlama yapıldı..

1⃣8⃣ 2001 şubatından günümüze neticede bu "kur rejimi" uygulanıyor.. Geçen 20 senede artık hepimizin bu kur rejimi ile ilgili iyi kötü bi pratiği var..

1⃣9⃣ Bu süre içerisinde, ve hatta yıllar öncesinden de, mümkün olabildiğince finans dünyasını yakından takip etmeye çalışan bir vatandaş olarak ben, pratikte gördüğüm bazı dezavantajları paylaşmak isterim: