Bu beyzade arada sırada böyle Atatürk'ün malvarlığından bahseder. Isıtıp ısıtıp tekrar yazar. Bir de manidar şekilde "kaynağını sorarsam suç mu işlerim olurum" diye sorar...

Merak etme beyzade, sana kim soruşturma açabilir ki? Ama hatırın kalmasın diye cevap vereyim. Okuyuver... ImageImage
1* Bir kere Türkiye'nin kurulduğu dönemde toprak ucuzdu. Değerli olan paraydı. Haliyle arsa almak hiç de öyle pahalı şey değildi. Hatta 40 yıl önce bile hasat yapan köylü, kazandığı parayla İstanbul'da arazi alabilirdi.

Önce bunu bilmek gerekir.
2* Mesela 1922'de Türkiye'ye gelen Sovyet Elçisi Aralov'un Samsun'daki incelemelerine bakalım...

Aralov zenginlerin 2000 dönüm, ortalama köylülerin 200 dönüm, fakir köylülerin de 20 dönüm toprağı olduğunu söylüyor.

Bugün hangi fakirin 20 dönüm toprağı var mesela? Image
3* Ayrıca Türkiye kurulduğunda tarım bitik haldeydi. Savaşlar yüzünden genç nüfus azalmıştı. Eğitim kötü olduğundan, tarım bilimi de yok denecek kadardı. Aşar diye köylünün belini büken vergi vardı.

Anadolu insanı toprağı "Sümer döneminden kalma" modelle ekip biçiyordu.
4* Bunu da ben söylemiyorum. Atatürk'ün Hitler zulmünden koparıp ülkeye getirdiği tarım uzmanı Hans Wilbrandt "Türkler fakirdi, ekmekten başka pek fazla yemezdi, ziraat halkının %90'ından fazlası cahildi" diyor.
5* Atatürk, tarım ülkesi olan ama nüfusu iyi tarım bilmeyen bir devletin başkanı olarak ne yapması gerekiyorsa onu yaptı.

Hindistan'dan gelen yardım parasıyla İş Bankası'nı kurdu, arsa alıp çiftlik kurdu. Bataklık olan bölgeyi Orman Çiftliği halinde getirtti.
6* Aldığı araziler de öyle çok fazla para değil. 100.000-120.000 lira civarı. Bu paranın neden az olduğunu ilerleyen tweetlerde yazacağım.

Bu çiftliklerde topluma bir tarım modeli oluşturmak istedi Atatürk. Hans Wilbrandt'ı tekrar dinleyelim:
7* Ayrıca Atatürk 1925'te vergilerin önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen köylüyü ve çiftçiyi rahatlatmak için Aşar vergisini kaldırdı.

Mavi çubuğa baktığınızda 25'teki düşüşü görürsünüz. Ve bütçede oluşturduğu açığı da...

Buna rağmen kaldırıldı. ImageImage
8* Yani karşımızda tarım sorununu çözmek isteyen hatta bu uğurda "çekirdeksiz üzüm" konusuyla bile ilgilenen birisi var.

Atatürk'ün aldığı arazilerin ve kurduğu çiftliklerin altında tarımı geliştirmek için rol oynamak fikri yattığı bu kadar açık, bilenen bir gerçek. Image
9* Bu çiftlikler ilerleyen dönemde sadece topluma tarım öğretmekle kalmadı. Para da kazandırdı.

Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu verilerine göre sadece Ankara Orman Çiftliği 1936 yılında 103.000 TL, 1937'de ise 109.000 TL para getirdi.
10* Yukarıda arsaların bedeli 100-120 bin TL derken çok büyük bir para olmadığını söylemiştim. Bu parayı çiftliklerden biri 2 yılda çıkardı.

Çok merak ediyorum fena mı oldu? Kötü mü oldu? Beyzadeyi rahatsız mı etti?

Şimdi gelelim mal mülk kısmına...
11* Bugün yöneticilerin çocuklarını, damatlarını, torunlarını ve yaptıkları ticareti biliyoruz. Çünkü çoğu ticaretle ilgili ve güzel kazanıyorlar.

Peki Atatürk'ün akrabalarını neden bilmiyoruz? Neden ön planda görmüyoruz? Acaba zenginleşmedikleri için olabilir mi?
12* Bir asır önce bitip gitmiş bir hanedanın torunları bile bugün ortalıkla ailesinin üzerinden para kazanmaya, padişah kostümü ve kokusu satmaya çabalarken neden ortalıkta Atatürk'ün akrabalarını, Atatürk pazarlarken göremiyoruz?

Tesadüf değil. Onun da bir nedeni var.
13* Türk miras hukukunda "saklı pay" diye kavram vardır. Bu kavram bir insanın mallarını nasıl vasiyet ederse etsin, yasal mirasçılarının daima belirli bir pay alabilmesini sağlar.

Cumhuriyet tarihinde bunun tek bir istisnası vardır. Evet, Atatürk.
14* Atatürk bu saklı payın kendi mirasçılarına kalmaması için özel yasa çıkarttı. 19 Haziran 1933'te yürürlüğe giren yasa nedeniyle Atatürk açıkça mirasçılarına mal varlığı gitmesinin önünü tıkadı.

Kaynak: resmigazete.gov.tr/arsiv/2431.pdf Image
15* Atatürk'ün bahsettiğim Hindistan yardımıyla aldığı arazi ve kurduğu çiftlikler dışında belediyeler vb kurumlar tarafından hediye edilen taşınmazları da vardı.

Beyzade bilmez, Atatürk'ün İş Bankası dışında Zonguldak Maden Kömür AŞ'de de hisseleri vardı.

Peki ne oldu bunlar?
16* Atatürk Haziran 1937'de Trabzon'a gittiğinde bu arazi ve çiftliklerin amacına ulaştığını anladı ve bunları devretme kararı aldı. Image
17* Atatürk aynı gün Başbakanlığa bir mektup yazarak mal varlığını hazineye devretmek istediğini açıkladı.

Beyzade burayı iyi okumalı. O listelediği varlığı satmadı. Akrabalarına dağıtmadı. Hazineye devretti. Yani devlete...
18* Çok merak ediyorum, bugüne kadar devlet görevine girdikten sonra kazandığı malı mülkü, görevi bırakırken devlete devreden birileri olmuş mu?

Bugünkü iktidarın mensupları giderken kazandıklarını bırakacaklar mı? Beyzade, sen bunları sor. Sorabilirsen tabi...
19* Atatürk mal varlığını devlete yani millete bıraktığını açıklarken duygulanıp ağlıyor. İkinci Katip Zühtü Uray, Atatürk'ü ilk de burada ağlarken gördüğünü anlatıyor.

Memleketi için çabalamış. Ve o gün yaptıklarını millete devrederken duygulanıp ağlamış.
20* Başbakanlık Atatürk'ün mektubunu meclise taşımış. Meclis de Atatürk'e bunun için teşekkür etmiş. Atatürk'ün bu teşekkür mektubuna cevabını şuraya paylaşıyorum: Image
21* Bu arada meclis zabıtlarını da okudum. Vekillerin hepsi bu çiftliklerin millete hizmet için açıldığını söylemiş.

Yani Atatürk'ün mal varlığının ne amaç için kullanıldığını herkes biliyordu. Bu bir sır değildi.

Kaynak: www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUT… ImageImageImage
22* İnönü de Atatürk'e özel olarak mektup yazıyor. Atatürk de uzun bir cevap yazıyor. Bu mektubu yazarken neler hissettiği adeta satırlara dökülmüş. Son cümle şöyle bitiyor:

Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim. Image
23* Atatürk arazi ve çiftlikleri hazineye devrettikten sonra hediye edilmiş olan taşınmazları da belediyelere devretti.

Son olarak 1938'de bankadaki parasıyla hisselerini vasiyetname ile Tarih ve Dil Kurumu'na bağışladı.
24* Atatürk bu vasiyetnamede manevi kızlarına yaşadıkları sürece aylık bağlanması, İnönü'nün çocuklarına okumaları için yardım yapılması gibi bağışlarda bulundu.

Esasen Atatürk'ün bıraktığı vasiyet budur. Zaten ona yetecek şahsi parası da vardı.
25* Sonra yıllar geçti, İsmail Cem çıkıp, dönemin Kemalizm'e burun kıvıran politik dalgasına kapılıp Atatürk'ün mal varlığının listesini kitabında yazdı.

Ama bunların ne amaçla kullanıldığından bahsetmedi. Beyzadeler de bu listeyi malzeme bulup kuru sıkı atmaya başladı
26* İşte, beyzadenin arada sırada paylaşıp sonuna da "bunu sormam suç mu" diye paylaştığı mal varlığı listesinin serüveni böyle.

Sevgili Beyzade. Suç değil. Çünkü cevabı var.

Artık biraz da ben sorayım, bugünküleri listeleyebilecek misin?
Unutmadan...

Atatürk'ün kurup işlettirip millete bıraktığı çiftlik ve fabrikalarla Devlet Ziraat İşletmeleri diye kurum kuruldu.

Gerektiğinde ordunun ve halkın ihtiyacını karşılamak için...

Bugün hala yaşıyor.

tigem.gov.tr/Sayfalar/Detay… Image
Açıkçası, insanların Atatürk'ün mal varlığı hakkında soru sorması ve kaynağını bilmek istemesi son derece normal. Yeter ki niyeti iyi olsun, merak etsin. İlla gerçeği öğrenir.

Ama amacı gerçekler olmayıp iftira ve fitne peşinde koşanlara cevap verecek birileri illa çıkıyor işte.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Con Sinov

Con Sinov Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @lordsinov

9 Nov
Atatürk vefat ettikten sonra dünyanın pek çok yerinden Ankara'ya mektuplar geldiğini biliyor muydunuz? Devlet başkanları veya resmi görevlilerden bahsetmiyorum. Sıradan insanlardan gelen onlarca mektup... Öyle satırlar var ki...

Az sonra okuduklarınıza inanamayacaksın. #10Kasım
1* Öncelikle şunu söylemek gerek. Ünlü bir liderin ölümünü dünyadaki pek çok insan duyabilir. Pek çok insan, saygı duyulan bir liderin ölümüne üzülebilir. Ama mektup yazıp gönderme gereği hissetmek?

Bunun için gerçekten derin bir bağlılık gerekiyor.
2* Atatürk'ün cenaze töreniyle ilgili yaptığım araştırmaların birinde 11 Kasım'dan itibaren Ankara'ya dünyanın pek çok yerinden gelen mektuplara rastladım.

Atatürk'e tüm dünyada saygı duyulduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin edemezdim.
Read 46 tweets
7 Nov
Bazı arkadaşlar çok şaşırıyor şu son küfür olayına. Ne bekliyorsunuz ki? Siyaset maalesef böyle. Zengin ve konumlu olmak yerine isimsiz bir siyasetçi olsaydı, parti "bizde böyleleri barınamaz" mesajıyla ihraç ederek olaydan puan kazanmaya bakardı.

Siyaset böyle kirli bir dünya.
Bir vakitler şehitler verdiğimizde meclis tatildeydi. Toplum meclisin toplanmasını beklerken bir vekil çıkıp "bir kaç mehmet öldü diye meclis toplanmaz" dedi.

Unutuldu gitti. Şimdi o partinin mensupları şehit edebiyatı yapıyor. Siyasetçi bunlar. Her haltı yerler.
Bu ülkede bir şehit anasına türlü davalar açtırdılar sırf muhalif diye. O davayı açtıranlar da şimdi şehit edebiyatı yapıyor.

Bunlar siyasetçi arkadaşlar. Şehit anası da demezler yakını da demezler, bazen şehit bile demezler, gözlerinin yaşına bakmazlar. Maalesef.
Read 7 tweets
7 Nov
Emrah bey, bak kaç aydır kıvranıyorsun. Böyle tuhaf tuhaf şeyler yazıyorsun. Çık, açık şekilde hem katmerli bir Atatürk karşıtıyım, onu hiç sevmem, yaptıkları batıyor falan de. Sen de rahatla. Böyle örtülü, dolaylı tweetlerle nereye kadar. Utanma. Kadir dedeni düşün.
Herif ciddi ciddi Atatürk'ün batılılaşma rotasını alfabe değiştirmekle eş görüyor. Emrah beye göre Atatürk bir gün oturmuş, Batılılaşmak için naapmak lazım diye düşünmüş. Sonra, buldum, harfleri değiştireyim demiş. Ahahah.
Olayın cehalet olmadığı, bildiğiniz hazımsızlık olduğu tam olarak bu tweette ortaya çıkıyor.

Dahi Emrah, Atatürk'e cevap veriyor "Alfabe ile batılı olunsaydı..."

Yahu iyi de, Atatürk'ün böyle bir iddiası yok ki. Niye sanki varmış gibi yazıyorsun?

Read 15 tweets
2 Nov
Türkiye'nin, uğruna ortadoğu politikasını alt üst ettiği, Mısır'la neredeyse düşman olduğu, bu politikayı eleştirenlerin darbeci ilan edildiği Müslüman Kardeşler örgütünün liderliğini yürüten İbrahim Münir'in "dış güç" İngiltere'de yaşadığını biliyor muydunuz?

Dikkatle okuyun.
1* Ülkede ortalama bir politikacı Londra'ya veya Washington'a gittiğinde, anında "dış güçlerin piyonu" ilan ediliyor ama uğruna Mısır'la yıllardır çekiştiğimiz İhvan'ın lideri yıllardır Londra'da yaşayabiliyor.

Ve dış güç edebiyatı yapanı göremiyoruz. Daha da tuhafı var.
2* Sisi darbe yapıp Mursi'yi devirip İhvan'a karşı büyük bir operasyon başlattıktan sonra Türkiye İhvan'a kucak açtı ve lider kadroların bir çoğu İstanbul'a yerleşti. Kendi medya organlarını kurdular ve iktidar tarafından ciddi şekilde desteklendiler.
Read 31 tweets
1 Nov
YouTube kanalı açmadan, canlı sohbet yapmadan, kitap yazmadan, twitch yayını olmadan ve anonim kalarak sadece bilgi sunarak 600.000 kişiye hitap etme imkanına erişmiş oldum.

Kolay olmadı ama çok da keyif aldım. Herkese teşekkürler.
Benim için hep bir merak konusuydu:

İsmi, cismi, yaşı, işi, konumu vb bilgileri bilinmeyen, isimsiz ve kimliksiz bir kişi, sadece bilgi sunarak nereye kadar gidebilir?

Ne yalan söyleyeyim, bunun bir yerde durup kalacağını düşünmüştüm.
Fantastik bir dizi karakterinin resmi ve lordsinov gibi bir alakasız bir isimle, sıfır kişisel bilgiyle, sadece bilgiyi ön plana koyarak Türk tarihi, Atatürk ve dış politika yazan tuhaf bir hesabın sesini en fazla kaç kişiye duyurabileceğini hep merak etmiştim.
Read 6 tweets
31 Oct
1 Kasım 1922 günü komisyon odasındakiler, uzun tartışmalara rağmen saltanatın kaldırılması için çözüme varamıyordu. Atatürk, beklemenin boşuna olduğunu düşündü ve sıranın üzerine çıkıp konuşmaya başladı. Son cümlesi çok sertti:

Fakat, belki de bazı kafalar kesilecektir.
1* Atatürk Samsun'a çıktığında öncelikli gayesi vatanı parçalamakta olan işgale son vermekti. Çevresindeki herkesi bu gaye için topluyordu. Etrafında saltanatçı, hilafetçi, sosyalist, milliyetçi ve cumhuriyetçi pek çok insan vardı. Bu nedenle bir süre yalnızca buna odaklandı.
2* Fakat ona yakın olan bazıları, onun ileride saltanatı kaldırıp Cumhuriyet'i ilan edeceğini tahmin ediyordu. Temmuz 1919'da Erzurum'da sabaha kadar süren bir toplantı yapıldı. Orada bulunan Mazhar Müfit, Atatürk'ü adeta sıkıştırmaya başladı.
Read 34 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(