🇨🇳Çin, Dünya'nın en büyük pirinç üreticisi olmasına rağmen uzun yıllar pirinci satmadı ve ülkesinde ucuza verdi.Pirinci hep Hindistan sattı.Çünkü Çin'de halkın temel gıdası buydu. Türkiye'de de temel gıda maddelerinin sınır ticareti adıyla tüketilmesine acilen bir kota konmalı
👇
Edirne'de pazarda konuştuğum bir peynirci, Bulgarların her hafta 15-20 kg peynir, bir o kadar da zeytin ve tereyağı alıp gittiklerini söyledi. Bir diğeri de manda sütü ne varsa alıp götürüyorlar dedi. Biri de somun ekmek, sucuk, et ne varsa alıyorlar diyor. Sınırda kota yok.
👇
Normal şartlarda her ülkenin belli bir alışveriş kotası olur. İhtiyacı aşan anormal alımlar gümrüğe takılır. Bir araçta 1-2 kg normaldir ama 8 peynir tenekesini aracına alan adam var. Edirne gibi bir şehrin İstanbul'u beslemesi gerekir Bulgaristan'ı değil. Öncelik iç pazardır.
👇
Bu şekilde kontrolsüz, kotasız ve yasakaız alışveriş girişleriyle herkes istediği kadar ürünü istediği miktarda alırsa peyniri kısa süre içerisinde 100 liraya, sütün de litresini 12 liradan alacağız bilginiz olsun. Tereyağı ise rüyanızda görüyor olacaksınız. Gıda bize lazımdır
👇
Bizim şu anda sadece tarım politikamız değil gümrük politikamız da nanay. Tarım şeysi arkadaşın, tarım zaten şeyinde(🧠)değil ona eminiz ama bari gümrük şeysi olan biraz ilgili olsun. Şu anda Trakya'da tüm üretimin %40'ı Bulgaristan'a akıyor. İstanbul'un talebine yetişilemiyor
👇
Dünya'nın gelişmemiş ekonomilerinde iktidarlar özellikle gıda maddelerinin bazılarının yurtdışına hoyratça ve hovardaca satışını sıkı kontrol altında tutarlar çünkü bilirler ki temel gıda maddelerini bulamayan toplumlarda toplumsal olaylar belirir ve halk hareketleri başlar.
👇
Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin bir tarım politikası olmadığı gibi gıdayı millî güvenlik kabul eden anlayışı da yoktur.Unutmayın Çanakkale'de askere yemek bulamaması tam bu şekilde söz konusu olmuştu.Bize en kısa sürede ithalat lobilerini karşısına alacak MİLLİ bir bakan lazım
👇
Euro ve dolar yükselirken gıda fiyatlarının yükselişinin sebeplerinden biri de budur. Evet hayvan yemi arttığı için et, süt, yumurta, peynir fiyatları artıyor çünkü hayvan yeminde de yurtdışında bağımlı haldeyiz. O yemi getiren kişilerin bakanlıkla tüm ilişkileri izlenmelidir.
👇
Devlet nasıl fetö ve bölücü örgütlerle mücadele ediyor,telefonları ve WhatsApp yazışmalarını izliyorsa bu lobilerin bakanlık bürokratları ile ilişkilerini, onlara yaptığı baskıyı da istihbarat düzeyinde takip etmesi ve bu çetelerin içeri alınması lazımdır. Ekmeğimiz buna bağlı
👇
Çiftçi mercimeği tarladan topladı tam satacak 3-5 zibidiye mercimek ithalat ihalesi açılırsa bunun manası çiftçiye "sen ürününle geber" demektir. Bu hem çiftçiyi bitirir hem de halkı. Bu zamanlarda kökü dışarıda olan ithalat lobilerinin ve medya kalemşörlerinin ensesine çökün!
👇
Bu lobiler ülkeyi bitirecek. 1920'lerde ülke işgal altında iken Anadolu'da Yunan ordusuna pirinç satan kasaba esnafı zihniyeti ne ise şimdi de ülkenin iç üretimini sıfıra çekip ülkeyi sanki kapütilasyonlar dönemindeki gibi tümüyle sömürgeci güçlerin pazarı yapan zihniyet aynı!
👇
Yemden de bağımsız bir artış var şu anda süt ürünlerinde.Çünkü aynı malı hem içeriye hem de dışarıya Euro ve leva karşılığı satmanın önünde bir kota, bir kural ve bir engel yoksa adam tutar güvenilir bulduğu leva ve Euro ile malını satmak ister. Mal piyasada azalır fiyat artar
👇
Bunun medyadaki kalemşörleri de maşallah çok iyi çalışıyor. İthalat ihalesini geciktirir iseniz hakkınızda bir ihbar ya da haber yaptırıyor sonra içeri aldırıp adınızı lekeliyorlar. Bu haberi yapan satılık kalem ise aynı haftalar ya aracını yeniliyor ya da telefon modelini.
👇
Bu kadar ucuzdur bir ülkede adam yemek.Çünkü her idealist adamın pislikle pis yollardan baş etme ehliyeti de becerisi de yoktur. Şu an bir gıda politikamız kesinlikle yoktur. Yetkililer! Durdurun o araçları. Devlet kurumları işini yapsın ki dökülmesin halk sokaklara açız diye.
👇
Dünyada ancak bir muz cumhuriyetinde isteyen komşu ülkedeki bir malla istediği kadar aracını doldurup ülkesine gidebilir. Biz, muz cumhuriyeti değiliz. 3-5 altın dişli Bulgarın, para birimimizle alay edip ucuz, tüm pazarı alır giderim diye aşağılayacağı bir ülke hiç değiliz.
👇
Sınırlarda ve gümrüklerde görev yapan personele buradan sınır mevzuatını uygulamalarını, uygulamayan ve göz yummalarını söyleyen kişilerin ses kaydını almalarını yakın gelecekte işlerini korumak istiyorlar ise özellikle rica ediyorum. O bagajlar tek tek kontrol edilmelidir!
👇
Tüm bu saydıklarım sadece batı sınırlarımız için değil tüm Türkiye hudutlarında alınması gereken önlemlerdir.Unutmayın! Fakirlik döneminde ülkeler öncelikle gıda ithalatını durdurur ve zorunlu malların ihracını ülke iç talebi öncelikli olacak şekilde düzenler.Hayatidir bunlar!
👇
Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm evlatlarının Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Boşnak, Arnavut, Pomak ne olursa olsun bu topraklarda doymaları bizim milli önceliğimizdir. Bu öncelik hiçbir tarım lobisi veya hiçbir sınır ilindeki 3-5 tüccarın para kazanma önceliğinden daha öncelikli olamaz.
👇
Dediklerimi kontrol etmek isteyen sadece Edirne'de pazarlarda değil marketlerde de bu alımları izleyebilir. Bim, a101, Migros, bizim market gibi yerlerdeki tüm ürünler ile Bulgaristan marketleri dolduruluyor. Vergisiz gidiyor bunlar dışarıya ve ülkemize katkısı yok, zararı vardır
Not: Edirne'de pazarlardaki peynir, zeytin vb. Büyük kısmı da Rami ve Bayrampaşa'dan toptan alınan ürünler. Yani Trakya kendi üretimini satmakla kalmıyor İstanbul'un gıdasını da tüketiyor. Biz leva ve Euro kazanmıyoruz ama tüketen, leva ile GÜMRÜKSÜZ alıyor. Biz sömürge değiliz!
Ayrıca pek yakında tüm floodları AnavatanRumeli.org adresinde de toplayacağız. Arada ziyaret etmekte fayda vardır.
Bulgarlar aldıkları ürünlerle alay ediyor. Her seferinde aynı leva ile daha fazla şey almalarını görgüsüz bir şekilde paylaşıyorlar ve buna da"yağma" demişler. Bu flooddan⬆️ sonra gümrük mevzuatını uygulamayan tüm memur ve idareciler suçludur.Türkiye'nin onurunu kurtarsın birisi!
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1920'lerde 1.Dünya savaşının vergilerini ödemek için Para basma ekonomisi ile halkını kandıran Almanya, bir el arabası kadar para ile bir somun ekmek aldığı Weimar döneminden geçti. Bu fukaralık döneminde insanlara "Faşizm" satan Hitler, onları yok oluşa götürecek adam olmuştu
⬇️
Tüm ekonomi, 15-20 Musevi iş adamı ve bankerin elindeydi. İhaleler, yatırımlar bunlara veriliyordu ama onlardan başkasında para olmadığı içindi. Almanya o kadar çaresizdi ki burnunun dibindeki adalara (?) yok pardon Ruhr kömür havzasına Fransa çökerken ses bile çıkaramamıştı
⬇️
Durum böyle iken ülke içerisindeki kimi bölgeler, kendi başlarının çaresine bakmaya başlar. Örneğin Münih merkezli Bavyara'da bir Sovyet Cumhuriyeti ilan edilir. 36'sında bir Rus Yahudisinin peşine takılanlarla ilan edilen bu devlet, 1 ay yaşar. Ülke adeta çiftliktir.
⬇️
Rus Çarı bir bölgeye bir kavmi getirip yerleştirdiğinde oraya bir yazıt ekletirmiş.
"Çar Büyük Petro tarafından, Soğuk Valday'dan getirilip verimli Kuban ovalarına yerleştirilen bu kabile, yaşadığı sürece Çar'a minnet etsin"
Zamanında yazmazsan tabi adam K*rdistan diye dırlanır
Bunun benzeri bir şekilde ülkenin belirli noktalarına şu yazı konsa;
"Türk hükümdarı Yavuz Selim, 1500'lerde Şiilik tehdidine karşı, Şii olan Türk kardeşleri ile araya tampon olarak dursun diye Zagros dağlarından "Kürt kardeşlerini" getirip, bu topraklara yerleştirmiştir....
...Ey Kürt, bir zamanlar Türk'e tercih edilerek Türk tarafından bu topraklara yerleştirildiğini bil ve unutma! Seni buraya yerleştiren milletle el ele, kardeş kardeş yaşayıp koyun koyuna bu topraklarda yattığın gibi kal! Bayrağımız bir, Düşmanımız birdir! Bil ve öğret!"
yazsak?
Soldaki yeşil kubbeli bakır camiye ne oldu? derseniz, TİKA sayesinde Balkanlara has bakır kubbe, İstanbul tipi beton rengi kurşun kubbe ile değiştirildi.Soldaki orjinal kesme taşlar yerine de Bosnalı dedelerin kışın kayıp kıç üstü düşmeleri için dümdüz taşlar. Tşk @Tika_Turkey
⬇️
Başçarşı'nın önceki ve şimdiki halini bilen herkesin hatırlayacağı üzre,sebile yakın 2 ağaç bulunurdu. Tramvay durağına gelmeden önce bu iki ağacın birini de Sebil'i daha iyi göstermek üzere yıktı tabi bizim ihalecilerimiz. Ne de olsa ağaç, daha az kaplama taşı döşemek demekti
⬇️
Yıkılan, kesilen ağacın yakınına da bizim sevgili TİKA'mız ve bu gereksiz işi organize eden Osmangazi Belediyesi buraya bu gereksiz anıtı dikmiş. Bu saçma anıtı dikeceğiniz yere,oradaki ağacı kesmeyip üzerine pirinç bir levha yazarak da gayet tabi bu hizmeti gösterebilirdiniz
⬇️
Seneler önce bir tanıdığımız, yeni doğan bebeğine b*ku ciciş diye öğretmişti. Esra ciciş mi yaptın? Hemen temizliyor. B*kun adı ciciş. Ciciş aşağı ciciş yukarı. Kız s*çıyor bu ciciş yapmış kızım aaa diyor. Sonra kız az büyüdü b*kunu yemeye başlamış çünkü ne de olsa ciciş ya?
⬇️
Bir kavramı ne kadar cici gösterir iseniz, kavram kendi gerçekliğinden o kadar uzaklaşır. Tekrar etmeme gerek yok ama iyi belleyin bunu. Ayrıca bilinen bir kavramı yabancı bir adla yeniden satarsanız, önceki saygın olmayan imajını da değiştirme maksadı vardır. Politikadır bu
⬇️
Örneğin zam yerine fiyat güncellemesi dersiniz veya ürün kuyruğu yerine ihtiyaca özel miktar satışı dersiniz. Her bilinen kavram, adı değiştirilerek yeniden satılırsa toplumların bunu yeni bir şeymiş gibi algılama eğilimi vardır. Eskiler değil ama yeni nesli yersiniz bunlarla
⬇️
Yıl 2016, Bosna'da yanımdaki arkadaşın aracı bozuldu. Sicim gibi de yağmur var ve Travnik'e 20 km mesafede Trenitsa diye bir köyde mahsur kaldık. Daha önce de geçtiğim için köylüleri tanıyordum. Kahve ve yemek ikramını müteakkip zorla beklettiler. Dur bir Türk var gelecek diye
⬇️
Tam 3 saat oyalandık, köy camii önünde bekledik. Türk gelecek ya? En son bir araba geldi park etti. Baktım arka camda S harfi logosu. Yılan gibi bir şey. O logoyu sevmem ve iyi şeyler çağrıştırmaz bana. İçinden bir amish amca çıktı. S.a sofiler... dedi. Ahah dedim bulduk yine.
⬇️
Adamın giriş cümlesinin ardından dediği şey şuydu:
YAAA! Gawsımın bereketi himmeti olmasa beni burada size buldurur mu? Sizi benle kavuşturur mu? (Ben şiştim ama ne şiştim sinirden)
📢1915 saldırısında Limni'de yığınak vardı. Çanakkale'ye saldırmadan önce açıktaki Limni'de üslenmişti gemiler. Şimdi karada yığınak var. Dün 5 bin ABD askeri Dedeağaç'a geldi. 120'den fazla da helikopter. Yarın, Edirne'nin muhtemel bir durumda savunma dez/avantajını yazacağız
⬇️
Bölüm-1-
Edirne ve Doğu Trakya'nın yeri ve önemi
Arkadaşlar!
Bu coğrafyanın savunma avantajına dair elde tutulması "KOLAY" coğrafi engelleri tutabilse idik işimiz şimdi çok kolaydı. Ancak bu Allah yapısı fiziki engellerden en önemli üçünü uzun zaman önce hovardaca kaybettik.
⬇️
Bunlardan en önemlisi TUNA engeliydi. Karşılıklı mesafesi yani genişliği bazı yerlerde 1,5 ila 2,5 km'yi bulan Tuna nehri, bizim Sınırlarımızı ve tabi ki İstanbul ve Trakya'yı ciddi şekilde korurdu. Bu hattın tutulamaması, apayrı bir flood konusu. Bilin ki bu en ciddi kayıptı.
⬇️