1 saat öncesi itibarıyla Bosna Hersek içindeki Sırp Cumhuriyeti meclisi, Bosna Hersek devlet yetkilerini Sırp Cumhuriyetine devredecek paralel kurumları oluşturma kararı almıştır.Bu sözde bir kurumsal yedekleme olarak yapılsa da savaş başlatacak kıvılcımdır.Bosna'da işler karışır
Tartışmaları biraz izledim. Burada yargı,savunma, güvenlik ve dolaylı vergilere dair yakın gelecekte tamamen bağımsız hareket edecek idarelerin organize edilmesi kararı alındı ki bu, resmen Dayton antlaşmasının açık ihlali. Boşnaklarsa yapıyı korumak için yine Avrupa'ya bakıyor.
Bosna Sırp Cumhuriyeti başkanı Dodik, muhalefeti dış mihraklarla irtibatlı olmakla suçladı ve her zamanki gibi kuru milliyetçi söyleme geçti. Konuşmasında birkaç defa muhalefete, yabancılara ve Bosna Hersek'teki üst yapıya salladı(kendisi de üst yapının parçası) bu klasikti zaten
Muhalefet ise oylamaya katılmadı. Bazı gaziler de Dodik'i oportünist olmakla suçlayarak Gazilere, savaşmış askerlere para diye ne veriyorsunuz ki ordu kurulsa ne vereceksiniz? Dediler. Dodik'in halkın refahını artırmak yerine yolsuzlukla anılan haberleri zaten biliniyordu.
Bu adamın yolsuzluk dosyaları ayyuka çıktıkça milliyetçi söyleme ve dış güçler ezberine sarılması da herkesin malumu. Evvelce savaş karşıtı biri iken şimdi resmen çetnik oluverdi. Ama ne önemli biliyor musunuz? Türkiye'nin tavrı. Türkiye maalesef şu anda hiç ses yükseltmiyor.
Türkiye resmi olarak Bosna Hersek için oluşturulan PIC yani barış uygulama konseyinin bir üyesi. Bu konsey Dayton antlaşmasının uygulanması noktasında kontrolden sorumlu.Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin konseyi olağanüstü toplantıya davet etmesi gerekiyor. Ayrıca Dodikle görüşmesi
Bosna Hersek'te konuştuğum bazı siyasal analistler Türkiye'nin mevcut sessizliğini, Türkiye'nin Sırbistan'daki yatırımları ve Sırbistan ile işbirliğinin gelişim seyrini bozmamak gayretine bağlıyor. Bir nevi Sırplar Türklere ülkede ihale verip susturdu diyorlar. Bu söyleme dikkat!
Bu söylemler yakında Boşnaklar tarafından daha güçlü dillendirilirse, şimdilerde sözde Türkiyeci eski fetö bozması ve zaman yazarı olan 3-5 borozandan devşirilen birkaç Boşnak trolün mavralarını kimse dinlemez. Millet Türkiye'den soğur. Dışişleri Sırp Cumhuriyetine tepki vermeli.
Patrona Halil isyanı 5-10 kişiyle başlamış. 6-7 saat bağırıp çağırmış çarşıda gezinmişler. Sonra bir anda binlerce kişiyi bulmuş. Boşnaklar uzun süredir Türkiye Sırbistan yakınlaşmasından rahatsızdı ama şimdilerde daha rahat konuşuyor ve eleştiriyorlar. Bu bize isyana dönmesin!
Gelelim madalyonun diğer kısmına. Bir gerçek var ki Sırbistan ile işbirliği bizim için faydalıdır. İşbirliği içerisinde biz fazla satan,onlar az satan taraf. Ama Sırbistan'da da kazanan kişiler oradaki Boşnaklar değil, Türk inşaat şirketleri ve bu da Boşnakların dikkatini çekiyor
Sırbistan'da 200 binden fazla Boşnak var. Türk yatırımlarında Türklerin Boşnaklara değil Sırplara iş verdiklerini söylüyorlar. Bu konuda kontrol ettim arada Boşnaklar da üç beş kişi de olsa ekmek yiyor ama Türk şirketleri Sırpları ürkütmemek için Boşnak pek almıyor ki bu doğru
Sırbistan'la aramız kesinlikle iyi olmalı çünkü Avrupa'nın omurgası Sırbistan'dır ama Boşnakları bizden uzaklaştırmak için bir klik var ve yakında şunu diyecekler.Bak Türkiye tek ses etmedi ama yine arkamızda Avrupa durdu, Almanya durdu, Sırpları vazgeçirdiler.
Sessizliği bozalım
Evvelce kapatılan hesabımda da söylemiştim.Dodik,parayı seven biri. Satın alınması da kolaydı ama ona ya havuç ya da sopa göstermek şart. Şu anda Türkiye'nin PIC üyesi bir ülke olarak Bosna'da rolünü AB ve ABD'ye kaptırmamak için Sırp Cumhuriyetine sağlam bir uyarı yapması şart.
Balkan Savaşı'nda Yunan Selanik'e dayandığı vakit şehri savunmak konusunda düşünülmüş ama şehrin beyleri, musevi ve Türk iş adamları diyeceğimiz eşraf, Paşa'nın yanına gitmiş. Şehir harap olur işlerimiz bozulur teslim et demiş. Tahsin Paşa biraz da bu sebepten satmıştı şehri
Şimdi Türkiye'nin işleri bozulur diyor isek ve parasal çıkarlar için ortama sert giriş yapmayalım diyorsak, anlarım. Ama şunu belirtirim ki, stratejik çıkarlar, ekonomik çıkarlara göre önceliklidir. Öncelik ise en batıdaki Türk askerinin bulunduğu ülke Bosna'yı tek parça tutmak.
Türkiye'nin Sırbistan politikasını ve Bosna Hersek politikasını da kim veya hangi daire belirliyor bilmiyorum ama bu arkadaşlara tarihî bir hata arefesinde doğru taşları oynamaları gerektiğini hatırlatmak isterim. Kalbi bizim için atan bir ilke bizim için ebediyyen askeri üstür.
Sırplar biraz daha azıp kudurursa AB ve ABD, şu gördüğünüz yeşil bölge olan Brçko bölgesini üst yapıdan alıp direkt federasyona bağlayabilir. Sırplar Bosna'da bölgesel olarak bağımsız olamazlar ama Doğu Bosna Sırbistan'a dayanarak yaşayabilir.Acilen dışişleri bir tepki vermelidir
Bosna Sırplarına verilecek bu tepki sonrasında Sırbistan'da bizim aleyhimize hiçbir yaprak kımıldamaz. Ayrıca AB'nin güdümündeki temsilcilikten de hakkımız olan rolü geri çalmış oluruz. Balkanlar'da 10 seneye nefesi kesilir bırakır gider Türkler diyorlardı. Onları haksız yapalım
Bugünlerde daha etkin bir diplomasi şarttır. Sırp Cumhuriyetine ve onun liderine ambargo koyulması aşamalarında toplantı üzerine toplantı yapan AB'den daha girişken olmalıyız ve Sırbistan ile iyi ilişkileri kullanıp Sırbistan'a soft power gösterelim ve arabulucu olsun. Hayati bu.
Bu arada son 20 senedir batı ve Soros destekli Bosna'dan alınıp yetiştirilen zehir gibi gençler ve küresel sermaye borozanı analistler var bunlar boşuna eğitilmedi. Hem zeki hem jön ve manken gibiler. Biz de son 20 sene bolca p..pi kesip güzel mehter gezdirdik ve iftarlar verdik.
Misal Bosna'dan et ithalatı ile Boşnak kardeşlerimiz ekmek yiyecek onlar kalkınacak dendi ya? Türk yedi o parayı ve Bosna Ziraat bankasına da ciddi bir para taktı.Medyada haber oldu mu? Hayır. O hayvanların bir kısmının Bosna dışından getirilip belge düzenlenmesine hiç girmiyorum
Parayı takanı bilen biliyor zaten.
Şimdi yetiştirilen o analistler, gençler zamanı gelince Türkiye aleyhine konuşacak ve ne mehter ne p*pi ne de iftar akıllarda vefa kalacak. O vakit toplumda karşılığı olmayan iki müptezel Türkiye mezunu analisti de kimse dinlemez ağalar.
Batının bir politikası var ve işliyor. Bosna'da yapılan hataları 40 başlık altında topladım her yetkiliye de anlatırım.Oraya gönderilen aptal saptal tipler ve nelerle meşgul olduklarını da biliyorum ama benim işim muhalefet değil.Bunları bugün düzeltsinler alkışla elimi kanatırım
Derdimiz Türkiye'nin parlaması, akıllarda,zihinlerde, sokaklarda, çarşıda,pazarda konuşulması ama iyi konuşulması.1974'ten 1980'e dek Kıbrıs'ta işler iyi gitse de sonra yapılan hatalarla halkın yarısı bizden soğudu. Aynı hatalar olmasın ki onca iyi işlerimiz boşa gitmesin. Sayglr
Not: Balkanların omurgası diyecektik, sehven Avrupa'nın omurgası demişiz burada. Affola.
📢Dünyada insanların birbirini yönetmesini sağlayan belli başlı yalanlar vardır.Bunlardan biri de eşitliktir. Eşitlik, gerçekte asla yoktur.İnsan toplulukları birbirinden farklı dönemlerde medeniyet(şehirleşme) ve uygarlık (devletleşme) ve uluslaşma yaşarlar.Eşitlik hiç olmadı
⬇️
Peygamberin de belirttiği gibi,bilenle bilmeyen bir değildir.Bilenin bilmeyenle eşit olmadığını o da söylemiş. Kimlik kartları ve akıllı sistemlerin olmadığı dönemlerde insanların birbirinin soyunu ayırt etmesi için belli başlı ayrımlar söz konusu olmuş. Peki niçin gerekliydi?
⬇️
Milletlerin bir yöneten sınıfı bir de yönetilen sınıfı olur. Yönetilen sınıfı yöneten yaparsanız, eline bakkal dükkanı geçmemiş adamın eline holding vermiş olursunuz. Yönetim işi öteden beri bir sınıfın elinde pişmek, olgunlaşmak ve kültür isteyen karmaşık bir uğraş olmuştur.
⬇️
Bir kelebek için yapılmış dünyadaki en güzel şarkı olabilir. Tatar Türkçesinde bir klasiktir. Kübelek. (Kelebek demekmiş) Bu, Tataristan versiyonu. Fin Tatar versiyonu daha slow gidiyor...
Bu da Finlandiya Tatarlarının versiyonu. Şakir Deniz Bedredttin'in "Başkarma" adlı müzik grubu gerçekten de 1990'larda harika işler yapmıştı. Grubu ülkemizde hiçbir milliyetçi davet etmediği için bilmemeleri doğal. @denizzone 'a da buradan selamlar diyelim
Müzikleri, Tatarların Finlandiya'da gururla var olmaları adına çok şey ifade ediyor. 2 bin kadar Fin Tatar, günümüzde Finlandiya'da dillerini yaz kamplarında öğrense ve çok iyi konuşamasa da yine var olmaya çalışıyorlar.Bashkarma grubu şarkılarını dinleyin
1920'lerde 1.Dünya savaşının vergilerini ödemek için Para basma ekonomisi ile halkını kandıran Almanya, bir el arabası kadar para ile bir somun ekmek aldığı Weimar döneminden geçti. Bu fukaralık döneminde insanlara "Faşizm" satan Hitler, onları yok oluşa götürecek adam olmuştu
⬇️
Tüm ekonomi, 15-20 Musevi iş adamı ve bankerin elindeydi. İhaleler, yatırımlar bunlara veriliyordu ama onlardan başkasında para olmadığı içindi. Almanya o kadar çaresizdi ki burnunun dibindeki adalara (?) yok pardon Ruhr kömür havzasına Fransa çökerken ses bile çıkaramamıştı
⬇️
Durum böyle iken ülke içerisindeki kimi bölgeler, kendi başlarının çaresine bakmaya başlar. Örneğin Münih merkezli Bavyara'da bir Sovyet Cumhuriyeti ilan edilir. 36'sında bir Rus Yahudisinin peşine takılanlarla ilan edilen bu devlet, 1 ay yaşar. Ülke adeta çiftliktir.
⬇️
🇨🇳Çin, Dünya'nın en büyük pirinç üreticisi olmasına rağmen uzun yıllar pirinci satmadı ve ülkesinde ucuza verdi.Pirinci hep Hindistan sattı.Çünkü Çin'de halkın temel gıdası buydu. Türkiye'de de temel gıda maddelerinin sınır ticareti adıyla tüketilmesine acilen bir kota konmalı
👇
Edirne'de pazarda konuştuğum bir peynirci, Bulgarların her hafta 15-20 kg peynir, bir o kadar da zeytin ve tereyağı alıp gittiklerini söyledi. Bir diğeri de manda sütü ne varsa alıp götürüyorlar dedi. Biri de somun ekmek, sucuk, et ne varsa alıyorlar diyor. Sınırda kota yok.
👇
Normal şartlarda her ülkenin belli bir alışveriş kotası olur. İhtiyacı aşan anormal alımlar gümrüğe takılır. Bir araçta 1-2 kg normaldir ama 8 peynir tenekesini aracına alan adam var. Edirne gibi bir şehrin İstanbul'u beslemesi gerekir Bulgaristan'ı değil. Öncelik iç pazardır.
👇
Rus Çarı bir bölgeye bir kavmi getirip yerleştirdiğinde oraya bir yazıt ekletirmiş.
"Çar Büyük Petro tarafından, Soğuk Valday'dan getirilip verimli Kuban ovalarına yerleştirilen bu kabile, yaşadığı sürece Çar'a minnet etsin"
Zamanında yazmazsan tabi adam K*rdistan diye dırlanır
Bunun benzeri bir şekilde ülkenin belirli noktalarına şu yazı konsa;
"Türk hükümdarı Yavuz Selim, 1500'lerde Şiilik tehdidine karşı, Şii olan Türk kardeşleri ile araya tampon olarak dursun diye Zagros dağlarından "Kürt kardeşlerini" getirip, bu topraklara yerleştirmiştir....
...Ey Kürt, bir zamanlar Türk'e tercih edilerek Türk tarafından bu topraklara yerleştirildiğini bil ve unutma! Seni buraya yerleştiren milletle el ele, kardeş kardeş yaşayıp koyun koyuna bu topraklarda yattığın gibi kal! Bayrağımız bir, Düşmanımız birdir! Bil ve öğret!"
yazsak?
Soldaki yeşil kubbeli bakır camiye ne oldu? derseniz, TİKA sayesinde Balkanlara has bakır kubbe, İstanbul tipi beton rengi kurşun kubbe ile değiştirildi.Soldaki orjinal kesme taşlar yerine de Bosnalı dedelerin kışın kayıp kıç üstü düşmeleri için dümdüz taşlar. Tşk @Tika_Turkey
⬇️
Başçarşı'nın önceki ve şimdiki halini bilen herkesin hatırlayacağı üzre,sebile yakın 2 ağaç bulunurdu. Tramvay durağına gelmeden önce bu iki ağacın birini de Sebil'i daha iyi göstermek üzere yıktı tabi bizim ihalecilerimiz. Ne de olsa ağaç, daha az kaplama taşı döşemek demekti
⬇️
Yıkılan, kesilen ağacın yakınına da bizim sevgili TİKA'mız ve bu gereksiz işi organize eden Osmangazi Belediyesi buraya bu gereksiz anıtı dikmiş. Bu saçma anıtı dikeceğiniz yere,oradaki ağacı kesmeyip üzerine pirinç bir levha yazarak da gayet tabi bu hizmeti gösterebilirdiniz
⬇️