Thread by @AhmetyozgatDD

1. İki Yahudi Son Tercihini Yaptı!
Beyaz Türklerin İtleri Sahipsiz!
Türkiye, Oyunu Bu Ortamda kurdu!
Ahmet YOZGAT

1. Bugün, #Aralık 21 - 2021 #Salı… Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#AhmetyozgatDD
#CemilYanıkDD

2. #HanedanlarınSavaşı
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#DevletimizinYanındayız
#HanedanlarSavaşı
2021 Sonbahar Eko-Operasyonun Aralık 20’de çöktüğünün işareti olarak okunan bir durumun haberini gönderdi DD'nin Stratejik Kızkardeşi E.Merva ve dedi ki:

3. "Cumhurbaşkanı Erdoğan; KarşıOperasyon günü, Türk Yahudi Toplumu ve İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı üyelerini, Külliye'de kabul etti. Görüşmeye İstanbul, Kuzey Kıbrıs, Azerbaycan, İran, Özbekistan, Arnavutluk, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Uganda ve ............

4. Rusya'dan Hahambaşı ve hahamlar katıldı. Toplantı sonrasında, Cumhuriyet Tarihinde bir ilk yaşandı: Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Anoten Kutsama Duası okundu.
Anoten Kutsama ne anlama gelmekte?
Bir bakalım...

5. Anoten ya da Hanoten; Türkiye Yahudilerinin, Ülkenin başındakileri kutsama duası olarak okunmakta. Aslında Anoten Geleneği, 15 Yy'dan sonra (1492) İspanya'dan kaçan Sefarad Yahudileri'ne kapılarını açan Osmanlı Devleti'ne, bir şükran duygusu duası etme şeklinde başlamıştı.

6. Buna göre, Sefaradlar Türkiye'de... Niye?"

7. Günümüzün en önemli sorusu: Erdoğan'ın, Sefaradlarla arası düzeldi diyebilir miyiz? Malum, Erdoğan'ın, Sefaradlarla arası iyi idi zaten. Her iki taraf da “Mısır Ekolü” kökeninde paraleldi. Ayriyeten, bunun öyle olduğunu Arınço’dan da Maduro’dan da biliyoruz.

8. Fakat bir buçuk yıl kadar önce; Sefarad Tayfası, (Erdoğanofobyanın mucidi) Habsburgları tercih edip karşı safa geçince külahlar değişmiş oldu.

9. Bu fırsatı değerlendirmek isteyen (ve Sahipsiz kalmış olan) Aşkenazlar; son bir yıl içerisinde, Türkiye'nin etrafında kur yapa yapa dolanıyorlardı. 20 Aralık Tarihli “Dolar KarşıOperasyonu,” her unsurun konumunu, yeniden gözden geçirmesini gerekli kıldı.

10. Ve herkes, yeni bir müttefik seçti. Bu nedenle Erdoğan'la Sefaratların arasının düzelmiş olduğunu söylemek mümkün.

11. Bu İttifaklaşma çerçevesi içerisinde; Seferaf Yahudisi olduğu söylenen Elon Musk, son Türk Uydusunu uzaya çıkaran SpaceX firmasının patronu durumunda, malum. Erdoğan, Musk için; “Tüm engellemelere rağmen, kimseyi dinlemedi ve uydumuzu uzaya çıkardı!” diyerek övmüş .........

12. ve kendisine teşekkür etmişti.Buradan anlaşıldığına göre; Sefaradlarla Erdoğan yakınlaşmasının arka planı, geriye doğru (mesela bir ay diyelim) gidiyor gibi.Zaten, Sefarad Hahamlarının, Erdoğan'ı ziyareti de uydu fırlatılışının akabinde ve AntiDolar Operasyonun sonunda geldi

13. Sefarad Ziyaretinden bir ay kadar önce; Abu Dabi Emiri, Türkiye'yi ziyaret etmişti, malum. O sırada Erdoğan'ın, İsrail'le ilişki kurmaktan söz ettiğini de hatırlıyor olmalısınız.

14. Demek ki her iki kavim unsuru tarafından da karar, bir ay önce verilmiş gibi. Gerçi; İsrail'le Türkiye'nin kontağı konusu, Karabağ'a günlerine kadar gidiyor ya... Buna rağmen, Erdoğan'dan cevap alamıyorlardı.

15. Nihayet, bir ay önce Aşkenazlara verilen olumlu karşılığı duyan Sefaradlar atladı. Elon Musk’ı, Türkiye'nin emrine vererek, Erdoğan-İsrail yakınlaşmasını durdurmak ya da bu manada Siyonistlerin önüne geçmek için hamle yaptılar diyebiliriz. De...

16. Bu noktada sual, şu olsa gerek! Erdoğan'ın AntiDolar Operasyonu başarısında katkıları var mı? İşte sorulması gereken soru! Zannımızca cevap, “Evet” görünüyor. Peki; bu katkıyı sağlayan, Kavmin hangi unsuru dersiniz? “Her iki unsuru da!” diyelim gitsin!

17. Kanaatimiz o ki... Türkiye; 20 Aralık'tan sonra, “Dünya Oyun Sahası”nın bir numaralı oyuncusu olmak üzere kendini ortaya atınca… Temelde yapması gereken şeyi, nihayet yapmaya karar vermiş görünüyor. Neyi mi? İki Yahudi’yi de Türk Periferisine bağlamak ve o örkte tutmak.

18. Çünkü…Her “İki Yahudi” derken, "Bilim ve Para"dan söz ettiğimizi söyleyelim. Yani Türkiye'nin iki temel eksiğinden... “Bilim-Bilgi ve Para”yı artık “Türk Kasası”na koyma zamanı gelmiş görünüyor.

19. Ya da İki Yahudi; uhdelerindeki “Bilgi ve Para Hazinesi”ni, (kendilerinin koruma gücü, zaten olmadığı için) Tarih boyunca emanet ettikleri herkes tarafından, çalınıp çırpılmanın acısıyla döneleyip duruyorlardı.

20. Şu an, nereye gideceklerine karar vermiş görünüyorlar: Dürüst Emanetçiye nihayet. Çünkü doludan kaçmanın en emin yolu, saçak altına sığınmak. Herkes için saçak da her daim Türkiye.
Bunu biliyorlar!

21. Bu manada, Erdoğan ve Aliyev ikilisi; Sefaratları, Ankara'ya emanet edip Aşkenazları da Bakü'ye bağlayacak ve böylece Oğuz Türklerinin kontrolünde tutacaklar, diye düşünüyoruz.

22. Bu konuya dair, dün yaptığımız açıklama ve açıklamanın devamı olarak; T.Oğuz’un sualine verdiğimiz cevabı da ekleyelim. Aşağıda…
***

23. DD’nin Sevgili Kardeşlerinden T. Oğuz: "Ahmet abi, bir sualim olacaktı. Küresel Yapı, kendi içinde ikiye ayrıldı izlenimi var bende. Bu Yapının bir kanadı, bizimle anlaştı tahminimce; bu İngiliz kanadı...

24. Ayrıca aileler, birbirine karşı savaş halindeler, diye düşünüyorum. Savaş içinde olan bu Küresel Unsurlar; içeride, karşı kanatta olan kişi ve kurumlara karşı...

25. Bu anlaşmalardan sonra, büyük bir temizlik/operasyon olacağını düşünüyorum. Düşüncem doğru mu bilmiyorum. Lakin böyle bir izlenimim var ve size sorma ihtiyacı hissettim. Ne dersiniz?"
**

26. Sevgili Oğuz’un yukardaki kısa gözlemi, 20 Aralık '21'e kadar doğruydu. 14 Haziran’dan beri Siyasetin Merkezinde İngiltere ve Papa ile Kraliçe vardı. Lakin Erdoğan'ın (AntiDolar ve AntiFaiz) Atağı, durumu sarstı ve herkesin ve her şeyin koordinatı değişme sürecine girdi.

27. Artık Merkeze Erdoğan ve Türkiye yerleşti. Koordinat değiştiren ilk unsursa "İki Yahudi" oldu ve Kavim adına birinci adımı Sefaradlar atarak, bölgedeki Hahamları, Erdoğan'a biat ettirdi. Malum; aynı Erdoğan; arka kapıdan da Aşkenazlarla temasta bugünlerde.

28. Bu arada, Almanya'dan da Beyaz (Binyılcı) Amerika ile kurulmuş olan "Dijital İttifakı" bozma ve Ankara'ya yakınlaşma istidadı görünür hale geldi. (Hatırlayın, tam da bugünlerde ifşa edilen Eski Şansölyelerden Willy Brand’ın, Amerika adına ajanlık yaptığı haberini.)

29. Bu üç Unsur: Sefarad-Aşkenaz ve Almanya'yı, “Dünya Siyasetinin Temel Taşları” olarak değerlendirebiliriz. Doğal olarak; Temel Taşlar yer değiştirirse mevcut bina yıkılır ve bir "Yeni Ev" kurulur, Türk Evi... Şu an; o dilimdeyiz.

30. Tekraren diyelim ki... Tarih Sürecinde "Çağları, Süper Güçleri ve Medeniyetleri değiştiren Dinamik, her devirde "İki Yahudi" olmuştur. Şimdi ise o Yahudi Dinamiği, son oy’unu İstanbul'a kullanmış görünüyor. Hem de ikisi birden!

31. Can Düşmanı diye tarif ettiğimiz "İki Yahudi" Tarihlerinde beşinci kez bir araya geliyorlar. Bir, Hz Musa’nın Mısır’dan çıkışı ve 40 Sina gününde... İkincisi; Hz Davut ve Süleyman Peygamberin 75 Yıllık Devletinde... Üç: Roma İmparatorluğunda... Dört, Osmanlı İmparatorluğunda.

32. Ve sonuncusu da şimdi 2022 Türkiye’sinde... Bu son! Bundan sonrası yok Allahualem...
***

33. DD’nin Kardeşlerinden, Dostumuz, Doktorumuz Ahmet Bozyiğit dedi ki: “Soru malûm... Erdoğan, 25 Aralık '21 günü Antep'te, Beyaz Türklere resmen savaş mı açtı? Eğer, açtıysa güvendiği dağlar, çok güçlü diye mi düşünmeliyiz? Oğuzlular, artık kuşatmayı yardı mı?"

34. Kardeşlerimizden Merva ve T.Oğuz’a, üstte yazılan karşılıklarının devamı olarak okuyalım Sevgili Bozyiğit’in mesajına verdiğimiz şu mesajı da…

35. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021’in Aralık Ayında; Türk ve Dünya Tarihini değiştirecek İki Hamle yaptı: Bunlardan biri “Faize karşı savaş” ve ona bağlı olarak, “Dünya Doları’nın Darağacı”nın kurulması kararlılığı…

36. “Faiz ve Dolar” hamlesi; Türk Devletini “Hanif”leştirdi. Çünkü Şanı Yüce Allah'ın, hiç hoşnut olmadığı bir husustu Riba... Bu yüzden, artık Türk Devleti; artık, “Riba/Faiz Dosyası”nı kapatmak istiyor.

37. Ve böylece Yüce Allah'ın rızasını kazanma yolunda, dev bir adım atarak Hanifleşiyor. Allahualem! İnşallah!

38. Erdoğan'ın ikinci hamlesinin öznesi ise sözü edilen, 25 Aralık Gaziantep Konuşmasındaki “Beyaz Türkler” ifadesi. Erdoğan; bu ifadeyi, ilk defa kullanıyor. Ve Türkiye Devletinin kurucusu sayılan bu, “Yadırgı ve Menfi Güruh”a karşı kılıcını sıyırıyor:“Sizi tanıyorum!” diyerek.

39. Peki, “Kim bu Beyaz Türkler?” sualinin cevabını biliyorsunuz. Ama biz, iki cümleyle hatırlatalım yine de. Tek kelimeyle ifade etmek gerekirse Beyaz Türkler; Osmanlı'nın Rumeli-Balkan Bölgesinde şekillenen bir “Saldırı Felsefesi” olarak karşımıza çıktı.

40. Elbette yekpâre değildi. Rumeli'deki Kavim çeşitliliği, beyaz Türkleri de çok unsurlu ancak tek iddialı bir örgüt haline getirdi. Bu örgütün, temel saikinin Selanik ve Manastır şehirlerindeki “Mason Locaları” olduğunu biliyoruz.

41. Daha sonra bu Localara, devrin Hükümdarı olan Abdülhamit'e karşı cephe almış herkesin yolu düştü. Masonluk paydasında toplaşan Genç Osmanlılar daha sonra, Jön Türkler oldu. Günümüzde de Beyaz Türkler (Beyaz Rumeliler) diye bilinen bu güruhun içerisinde kim var?

42. Yahudiler, Yahudi dönmeleri, .....Yeniçeri devşirmelerin arkada kalan çocukları, Karamanoğulları'nın Balkanlar'a Sürgün edilmiş Karamançoları, Balkanlar'a çok önceden ve kuzeyden inmiş olan Kıpçak Türkleri'nin Kumanları, ...

43. ve Balkan Milletlerinin Müslümanlaşmış unsurları Arnavutlar, Boşnaklar, Torbeşler ve Pomaklar; bu “Beyaz Küme”nin Elemanları haline getirildiler, (kendi halinde yani işinde gücünde olan, Bizim Rumeli köylülerini ayırarak söyledik tabii.)

44. Peki, Osmanlı dağılırken; bu kadar unsuru kim, bir araya getirmişti? Dedik ya Mason Locaları... O Mason Localarının temelini atanların da “Dönmeler ve Yahudiler” olduğunu söyleyelim.

45. Ve bunlara, o aklı kim vermişti? İngilizler ve Almanlar... Geçen gün anlattık ya Almanlar adına, sahadaki Karbonari ve Miro Teşkilatlarını... Ve İttihatçı bağlantısını...

46. Osmanlı üzerindeki, Alman ve İngiliz mücadelesi; aynı zamanda, Rumeli Localarında da sürüyordu. Localardaki Savaşı, Alman Ekolü kazandı nihayet. Ve Devletin başına geçti. On Yıllık süre zarfında da İmparatorluğu batırdı.

47. Türkiye Cumhuriyeti, Karşıt Locanın mahareti ve İngiliz İcazetiyle kuruldu. Yani 1923'te, “İki Türkiye” ortaya çıktı; Yönetgen Beyaz Türkler ve Yönetilen Oğuz Anadoluları...

48. Tek Parti Dönemini atlayarak söylemek gerekirse Çok Partili Dönemde Anadolulular, köylerinden çıkıp şehirlere doğru, yürüyüşe geçtiler. Sayıca kalabalıktılar.

49. Bu nedenle Çok Partili Dönemin Siyaset Enstrümanları olan Partilere, ihtiyaç duyulunca; (sayıca, bir avuç olan) Beyaz Türkler, (kapalı kapılar arkasında,) tüm Partileri planladı ve kurdular. Böylece Oğuzlu çoğunluk, Siyaseten kamplara bölünmüş oldu.
(Hala bölük...

50. ... Başkanlık Sisteminin getirdiği "İki İttifak" zorunluluğu, Oğuzların konsolidasyonunu/Toplaşmasını beraberinde getirdi. İşte, bu anlaşılınca, Beyaz Türkler, canhıraş bir şekilde, Parlamenter Sistem diye tutturdular. Hem de kaybedeceklerini bile bile...

51. Başkanlık Sistemindeki Oğuzlu Toplaşması yarım... Sağcıların ya da "Sünni Oğuzlular"ın toplaşmasını sağlaya bildi ancak. Eksik olansa "Alevi Oğuzlular" olarak hala ayrı.

52. Bu nedenle bir an önce, Oğuzlular; Alevi Sünni ayırımının altındaki büyük oyunu çözüp "Türkmen Paydası"nda buluşmak zorunda. Yoksa bir Yüzyıl ve hatta bir Binyıl daha kaybetmeye mahkumlar.

53. "Dünyanın tüm Türkmenleri Birleşin!" manifesto çağrımızı hatırlıyor ve nedenini anlamış oluyorsunuz böylece... Diyelim İnşallah!)

54. Bin yıldan beri dertleri; Aman Oğuzlar toplaşıp uyanmasınlar da... O halde Alevisi ve Sünnisiyle bizim derdimiz de "Aman, toplaşıp uyanalım. Ve Devletimize sahip çıkalım artık! Allah aşkına...

55. Dönelim... Yukarıda sözü edilen; Sızıntı Beyaz Türklerin Siyasi Kamplarındakileri yönlendirmek adına, gerekli olan Milliyetçilik, İslamcılık, Sosyal Demokratlık, Sosyalistlik ve orta karar Merkezi Siyaset anlayışında Tüzükler yazıldı.

56. Ve bu Tüzüklere uygun olarak kurulan Partilerin başına; “Takiyye”de başarılı Kripto Beyaz Türkler geçirildiler, Oğuzları gütmek için…

57. Etraflarında Beyazlatılmış hayvanlarıyla... Bu “Beyaz Çobanlar” koyunlarını (ya da Goyimlerini) yemlemek adına, Kutsal İdealler, Üstün Düşünceler ve Parlak Siyasetler üreterek, Ülkeyi ve Sürüyü, kendi istedikleri kulvara soktular…

58. Hayvanlar hala etrafta ve Oğuzlu çocuklara saldırıyorlar. PKK'lısı, PKK'sızıyla... Erdoğan bu nedenle dertli.

59. Ve böylece Oğuzlu Halkı Aryanlaştırarak, kendilerine hizmet ettire ettire günümüze kadar getirdiler, şimdi de gitsin istiyorlar.

60. Aryanik Milliyetçiler, Ari İslamcılar, Aryan Sağcılar ve Solcular; hep Oğuzlu çoğunluktan hatta çocuklardan devşirildiler.

61. Lakin Devşirme Oğuzlar; Aryanlaştıklarının ve Beyaz Türk Efendilere, Siyaseten hizmet ettiklerinin farkına varamadı ve kendilerine yutturulan Sahte İdealleri doğru sana sana, 20. Yüzyılı tükettiler. Öldüler, öldürüldüler…

62. 2000'li Yıllar itibariyle “Aryanik Sırlar”ın ortaya çıkması; Alman ve İngiliz Ekollerinin danışıklı dövüşüyle sergilenen “Sahte Siyasi Tiyatro”yu gerçeğe dönüştürdü. Ortaya çıkan “Hakikat” Oğuzluların uyanmasını sağladı.

63. İşte; o zaman fark ettiler; kendilerinin “Esmer”liğini ve Beyaz Türklerin, asıl düşman kimliklerini.

64. (En tepede anlayan Erdoğan oldu "Beyaz Türk"ün kimliğini ve neciliğini. Diğer Beyaz Kavim Kriptolarını anlayacağını da ummak istiyoruz İnşallah! Zira "Beyaz Tehdit/Tehlike" bir değil.)

65. Yani dememiz o ki... Hakikati anlama süreci; 20 yıl sürdü. Nihayet 2023'e bir kala; Devleti, müsaadeyle idare ettikleri için kendilerini de “Beyaz” zanneden Oğuzlu VE Oğuzperver Yöneticilerin de aklı başına geldi nihayet.

66. Dedik ya... İlk uyanan, yine de Erdoğan oldu. Galiba meselenin sırrını, “AntiDolar Operasyonu esnasında, temas kurduğu anlaşılan Sefarad Yahudileriyle Ankara'da buluştuklarında anlamış olmalı.

67. Çünkü Sefarad Ziyaretinin bir gün öncesinde, TÜSİADlı (Beyaz Yakalı) Elçileri kabul etmişti. Ertesi gün huzura alınan Sefaradlı heyet, iki ziyaretçi grubu arasında, turnusol görevi görmüş olmalı.

68. Bu yüzden; Kökleri, “Galata Bankerleri”ne kadar giden Boğaziçi Kabilesinin rengi, yavaş yavaş ortaya çıkmış ve biçimleri şekillenmişti Erdoğan’ın zihninde. İşte, Sefarad kabulünde de o rengin adı da kondu: Beyaz Türkler...

69. (Niye orada, o gün ve onların ziyaretinde? Çünkü, Yahudi meşrebi; kendi çıkarı için kardeşini dahi satar! Da ondan…)

70. Kanaatimiz o ki Erdoğan; “Beyaz Türk” ifadesini, “Özgün Sefarad Yahudilerinin Sözlüğü”nden okudu. Böylece öğrendi Selanik ve Kırım Kriptolarının ne anlama geldiğini.

71. Bir gün önce; TÜSİAD ziyaretçilerine (samimiyetlerine inanmadığı ve yeni bir oyun kurmak için zaman kazanmak istediklerini tahmin ettiği için) verdiği muğlak cevabı, Gaziantep'te kesinleştirdi ve apaçık etti.
Ve de ilk kez dedi ki: “Sizi tanıyorum Beyaz Türkler!”

72. Böylece Beyaz Türkleri tanıyan Erdoğan; aslında, kendi kimliğini de tanımış oluyordu ya da Anadolu'yu, Oğuzların Anadolu’sunu ve tercihini yaptı diyelim...

73. (Lakin bir rezervimiz var:Erdoğan’ın etrafındaki birkaç paralel (ve Dinsel Beyazlık) grubu, onun bidayetinde kalan intisabını kullanarak,“Oğuzlu Menzil”i saptırma konusunda, Siyaseti ve Devleti ince ince işlemekteler… Erdoğan,bu işlemeyi,“iyi niyet” sanmakla malûl deniyor)

74. DD’nin Sevgili Kızkardeşlerinden Nuran Şahin, bikaç gün önce cevapladığımız, “Koç ve Şahenk” Erdoğan’ı ziyaret etti, haberine verdiğimiz karşılıktan hareketle soruyor: "Satmak derken, kullanılışlı Aparatlar mı satıldı?

75. Ya da söylemek istediğiniz; 'Her işadamı, 100 Milyon dolar bozdursun.' denilirken kastedilen, Operasyon yapan TÜSİADcıların ellerindeki ameliyat aracı olarak, Dolarcıklarına mı olan oldu?"

“Satmak” ifadesini, “terk etmek” olarak okuyalım olmaz mı?!

76. Ve devam edelim… “Kullanılışlı Aparatlar mı satıldı?” Evet, terk edildi o Siyasi Aparatlar! Düne kadar, TÜSİAD Tayfasının, Muhalefet saflarında durduğu tahmin ediliyordu, son açıklamalarıyla “taraftarlık”larını beyan etmişlerdi.

77. Bu beyanın ömrü, üç gün sürdü. Yani berbat bir zamanlamayla “Kötü Vakitte”te yakalandılar. Ve apar topar, tamire koştular kırdıklarını. Tıpkı, düne kadar Habsburg Almanlarının yanında duran Sefarad Tayfası gibi…

78. Bu noktada şöyle diyelim; bu iki ziyaret, birbirlerini tamamlayan ataklar gibi görülse de değil; tam da karşıt hamleler. Şöyle ki…

79. Bu iki Ziyaretin görünen kısmının ardında; tabii ki (Dünyayı da içine alan) iki “Dev Gücü” yatmakta: Bu yazı bağlamında onlara; Beyaz Devle Siyah Dev diyelim.

80. Hani sık sık söylüyoruz ya: Seferad ve Aşkenazlar, “İki Yahudi”nin iki can düşmanı kardeşidir, diye… Ve bir de (“Üçüncüsü”nü atlayarak) “Dördünci Yahudi”den söz ediyoruz ya...

81. İşte, bu “İki Dev”in “Birincisi” ve “Dördüncüsü” aynı günde Erdoğan’ı ziyarete koştu, birbirlerini atlatmak istercesine ve tüm nahoş bağlantılarını terk ederek. Bu hikayedeki Seferadlar, “İki Yahudi”den birincisi, malum,,. Yani “Birinci Dev” dedik ona bu yazı bağlamında.

82. Ya “İkinci Dev” veya “Dördücü Yahudi” kim?
Cevap Kriptolar…

83. Ki bu Kriptoların Aşkenazi kökenli Dönmeleri olduğu gibi Seferad Dönmeleri de bulunmakta. Ve ilaveten, diğer unsurlardan “İnisiyasyon” yoluyla Masonlaştırılarak Kripto Güruhuna dahil edilmiş olanlar da…

84. Peki, bu “Üç Ayaklı Kripto Yapı”yı bir araya getirip dünyanın tepesine oturtan ne ve kim? “Para ve Hiksos Sızıntısı” (yani Üçüncü Kavim).

85. Şimdi, gelelim mesajdaki ikinci kısma… Şöyle bir cümle dillendirilmekte orada: “Ya da söylemek istediğiniz; 'Her işadamı, 100 Milyon Dolar bozdursun.' denilirken kastedilen, Operasyon yapan TÜSİADcıların ellerindeki ameliyat aracı olarak, Dolarcıklarına mı olan oldu?"

86. Yo, olmadı. Zaten TÜSİAD Ziyareti, “Aman bize bir şey olmasın!” diye yapıldı.

87. Yani “Dolarcıklar” ellerinden alınmasın ve bundan sonra o “Dolarcıklar”ı daha da çoğaltma hususunda, (21. Yy’da) “EkoErdoğan Metodolojisi”ne (göreceli ve şimdilik) teslim olma ziyareti yaşandı orada.

88. Hani demişti ya Cumhurbaşkanı; “Para Ticareti” yapmayın! Sizden istenen sadece Yatırım, üretim ve İstihdam!” Ki “EkoErdoğan Metodolojisi” de bu üç ayak üstünde yükselecek: “Yatırım, üretim ve İstihdam!” ve de Dünya Ticareti…

89. TÜSİAD, bu manada teslim olmayı kabul etti Erdoğan’a… Peki, Erdoğan kabul etti mi onların teslimiyetini? Cevap yukarıda, Ahmet Bozyiğit’e verdiğimiz karşılıktaki “Beyaz Türkler”in sırrında saklı.

90. Ama Beyaz Türkler, niye hayvanlarına sahip çıkmıyor? Zira sonu gelen hayvan, mabet duvarına pisler!

91. Son olarak; Sevgili Dostumuz Recep Özbay, yine en kısa, öz ve vurucu öngörüsünü yaptı: “Kendine güvenen buyursun ve Dolar ile oynasın bakalım! Oyun, daha yeni başlıyor. Binyılcı Amerika, Erdoğan ile anlaşmak zorunda ya da anlaşır olmak istiyor.

92. Sözcüleri, Külliye’ye gelip “Emrinize amadeyiz!” diyorlar. Almanya, Binyılcı Amerikan Aklı ile yollarını ayırdı. Nedeni; Dolar Operasyonu, istedikleri gibi olmadı. Geliyor, gelmekte olan 2023 Seçimleri hem de şimşek hızıyla.

93. Kaçınılmaz olarak; Amerika’nın 2024 Seçimlerini de etkileyecek. Erdoğan, 2023 sonrası devam ederse Amerika’nın dağılma süreci, daha da hızlanacak.” Çünkü “Dağılan Dünya”nın, sersemliğini atlatıp tekrar toparlanıp etkili hamleler yapabilmesi için zaman kalmadı.

94. Önümüzdeki bir yıl, bir yıl değil; göz açıp kapama süresi… Şu an, kim gözlerini nasıl kapatacaksa öyle açacak 2023’e… Erdoğan sakin, onun dışındaki herkes panik halinde… Bu arada Milletimizden istenen, birazcık Sabır!
***

95. Şu mesajı da alta sıkıştıralım Dipnot olarak...
DD’nin Sevgili Okuyucularından Aydın Dinç, bakın nasıl tarif etmekte “Dolar Saldırısı Meselesi”nin son durumunu: "Bu üçkağıt oyunu nedir?

96. Bankadan düşük faizle kredi çekiyorsun. Sonra bu krediyle Dolar satın alıp dövizi şişiriyorsun. Döviz şişince onu satıyorsun. Daha sonra bankadan aldığın borcu ödüyorsun. Ve arta kalan para cebinde kalıyor ya da yine, Dolara hücum ediyorsun.

97. Mükemmel bir soygun taktiği! Tabi; kişi, bunu tek başına yapamaz. Bu tamamen örgütsel ve büyük bir soygun..."

Ee, ne diyelim, Aydın haklı!

98. Efendim! Kitabı burada noktalayalım. Ve her zaman olduğu gibi diyelim ki… Fakir, yine bir Pinokyo masalı anlattık siz büyüklere. Oysa hakîkati, Aliym Olan Şanı Yüce Allah biliyor! Azze ve Celle…
***