Thread by @AhmetyozgatDD

2021’den 22’ye Geçer ve 23’e giderken
“GELİYOR (mu?) GELECEK OLAN”
Ya da “Gelecek Olan Ne?”
Ahmet YOZGAT

1. Bugün, #Aralık 14 - 2021 #Salı Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#AhmetyozgatDD
#MilliHesaplarBurada

2. #MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#DevletimizinYanındayız
#HanedanlarSavaşı
***
DD’nin Kardeşlerinden Sevgili Hasan Basri Çetin: “Türkiye’de ciddi bir hareketlilik var.” diye başladı söze.

3. Ve dedi ki “Yakın gelecekte, Türkiye’de bir Darbe gerçekleşeceği görülüyor. Erdoğan, (2021 Aralık’ın ikici haftasında yaptığı) Siirt Ziyaretinde şöyle dedi: ‘Her türlü Darbe girişimine hazırlıklıyız.’

4. Malum; Erdoğan ‘PKK, YPG, FETOS vs. topunuz gelin!’ dediğinden beri toplanıp geliyorlar. Ayrıca; bu geliş, Darbeden öte bir şey gibi görünüyor.

5. Bu gelişin içinde Feto’nun yancıları, Süleymancılar da olacak sanki. Hatta kanım o ki ön cepheye sürülecek olanlar, Süleymancılar (ve diğer cemaat yapılanmaları) olacak gibi sanki. Bu yüzden; konunun, ciddi anlamda deşifre edilmesi gerektiği kanaatindeyim.

6. Yani Feto’nun yancıları olan Süleymancıları deşifre ederseniz, çok güzel olacak! Bu bir. İkincisi ise… Zaten; CHP tabanında, son yıllarda bir hareketlilik vardı malum.

7. Öyle ki “Halkın Trolleri” yorumlarında, hararetli bir şekilde ‘Sizi yargılayacağız, asıp keseceğiz!’ demeden geri durmuyorlar. Üç…Bu arada; Erdoğan’ın çevresindekiler, Üç Maymunu oynamaya başladılar. Herkes; Erdoğan’dan kaçarak, sığınacak liman arıyor.

8. Son olarak Devlet Bahçeli dahi, ‘Biz Muhalefetiz!” dedi. Galiba bu açıklamasıyla o da sıyrılmak istedi. Ama görülen o ki umduğunu bulamadı. Ki dananın kuyruğunu kopardı. Hatta dananın kuyruğuyla yetinmeyip sürüyü, parça pinçik etti.

9. Daha da ötesi, İsyan Bayrağını açtı denilebilir. Son olarak, bir de şu var: Başkan Biden, Son Mesajını kime verdi? Hülasa abi, gidişat nereye?”
***

10. Devam edeceğiz İnşallah!
#HanedanlarSavaşı

11. DD'nin Kardeşlerinden Bence, diyor ki: "Ben de aynı fikirdeyim. Gidişat nereye? Ekonomi ciddi anlamda sıkıntıda. İnsanlar, ilk önce ceplerine bakarlar.

12. Erdoğan için artık, ilk defa umutsuz hissediyorum. 2023'te, Reis'in olmaması ise benim için önü sisli bir yol. Yüce Allah, hakkımızda hayırlısını versin!"
***

13. 2021 Yılının son ayı, Aralık’uın ortasındayız... Yazının ilk cümlesi olarak, her zamanki gibi diyelim ki: Korkmayın! Bizim (Hanif) açıdan, endişeye mahal yok!

14. Bu itibarla Ülkemizde gözlemlenen endişe, başkalarının korkularının yansıması sadece. Yani kendi korkularını, Milletimize yaşatarak; “Ekol tercihi” yaptırmak istiyorlar, Yeni Yüzyılda ve Yeni Binyılda… Kronik dertleri, yine yular takmak...

15. Ne yazık ki… Bu “Korku Algısı”na yenilen Muhalefet, “Ekol” tercihini yapmış durumda. O nedenle “Geliyor, Gelecek Olan!” sloganı, onlardan çıktı. Ancak kim geliyor, gelecek olan ne?

16. Cevap yok' Bu manada; “Muhalif Bohçanın Yamaları”nın, bu suale verdiği cevap da tek ve net değil, farklı farklı… Doğal olarak; Dünyada ne kadar “Dış Ekol” varsa, o kadar “İç Lobi” var ülkelerin siyasetinde. Özellikle Türkiye'nin...

17. Bu çerçeve içinde; Edilgen Ülkelerin Siyasetleri stabil ancak Türkiye'nin Siyaseti, vıcır vıcır kaynamakta. Bu “Cadı Kazanı” içerisinde yer alan, biçim biçim “Yerel Lobiler” Şimdilik, “Erdoğan Düşmanlığı” paydasında hemfikir olmuş durumdalar.

19. Bu sebeple “Gelecek olan Geldiği” anda payda bozulmak zorunda. Çünkü “Gelecek Olan” şey, Ekollerin; Türkiye Tasavvurları olacak. Ve her Ekol; kendi tasarladığı Türkiye'yi oluşturmak için “Lobi Sazanları”nı sürecek Muhalefet alanındaki savaşa, sürmek zorunda.

20. Bu durumda; oradan çıkacak olan da “İç Savaş” gibi görünüyor... Velakin yine korkmayın! Endişeye mahal yok! Zira gözünü ve "İstikbaldeki Büyük Türkiye"yi kendi yararına kullanmaya dikmiş olan Ekoller, bir İç Savaşla istikbal hayayllerini yıkamazlar, yıkmayacaklardır.

21. Yani onlara "Güçlü Türkiye" lazım; zayıflamış hele hele parcalanmış bir ülke değil. Birde şu: İç savaş aşamasına varıncaya kadar çok basamaklar var arada, belki 15 Temmuzlar bile... O halde...
**

22. Asıl konumuza, Başlıktan girelim: Gerçekten geliyor mu “Gelecek Olan” şey? Evet geliyor! Öyleyse, burada ’Gelecek Olan’ ne?” suali, pencerelerimizi açacak ve “Troll Ezberleri Algısı”nı bozacak!
Malum, bu slogan Muhalefetin buluşu...

23. Lakin söz konusu “Slogan/Motto” sadece, Muhalefeti alakadar eden bir cümle değil; herkes için geçerli bir Peleseng diyelim.

24. Yani Muhalefetin, bir “Gelecek Olan”ı olduğu gibi İktidarın da bir “Gelmekte Olan”ı var.
Hatta meseleyi, dünya ölçeğine çıkaralım mı?

25. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi; Bin Yılda bir gelen ve girilecek olan Son Yüzyılın ve tabii 3. Binyılın kapılarının üst üste çakıştığı bir hususiyet taşımakta. Bu anlamda; gelmiş geçmiş tüm Binyılların fevkinde, bir Binyıl-Yüzyıl örtüşmesi ve çatışması dönemindeyiz.

26. Allahualem; bundan sonra, belki yüzyıllar olabilir fakat bir daha Binyıl olmayacakmış gibi ivmeleniyor çatışmalar… Sanki bu zamanın yaydığı koku, böyle hissetmemize sebep olmakta.

27. Bu sebeple Dünya, olmadığı kadar bir kaynaşmanın ve hercümercin ortasına düşmüş durumda. İnsanlık, fıkır fıkır kaynıyor; Kavimler oradan, oraya savruluyor ve Devletler, belki de kendi Kıyametlerini yaşıyorlar derinliklerinde.

28. Bu manada; Amerika'nın da (bir değil üç tane) “Gelecek Olan”ı bulunmakta. Birleşik Krallığın da (bir değil üç tane) “Gelmekte Olanı”nın var olduğunun altını çizelim. Alman Dünyası/DW’nin de (bir değil, birçok) “Gelmekte Olan”ını da yazalım buraya.

29. Rusya'nın da (bir değil iki tane)... Çin'in de Hindistan'ın da AB'nin de... Afrika, Asya, Güney Amerika, Okyanusya’nın da... İran'ın da Avrupa Birliği'nin de Latin Dünyasının da beklediği “Gelmekte Olanları”nın ayak sesleri yankılanıyor, kendi Siyaset Dünyalarında.

30. Velakin en çok da Türkiye'nin...

Çünkü... Nihayet bütün Dünyanın, İnsanlığın, Kavimlerin ve Devletlerin varıp dayandığı yer, “Son Duvar” durumunda. Yol bitti yani tosladık... Ya da “Duvar” yolu kesti. Malum Ahirzamanın da "Ahir"idir burası Allahualem!

31. Beşeriyetin; Yolu kesen bu “Son Duvar”dan öteye yolculuk yapabilme kabiliyeti de tükenmiş durumda.

32. Lakin “Duvar”dan öteye yolculuk yapabilecek, “Üç Güç” bulunmakta: Bir Türkiye ve iki adet Binyılcı Odak... Bu Binyılcı Odaklar, Küreselci değiller artık. Zira bunlardan biri; artık Emperyal Anglosaksonlar için çalışan Zuckerberg’in “Metaverse”si olarak meydana çıktı,

33. Bilindiği gibi bir ay kadar evvel.
Diğeri, Marsçılar olarak biliniyorlardı zaten.
(Ki bu ikisini de “Kaçacak Delik Arayan Klanlar” diye tarif edelim şimdilik. Tariflerini ve menzillerini yazmayı da daha sonraya bırakalım.)
**

34. Dönelim, Türkiye'ye yani “Son Duvar”dan öteye gidebilme gücüne sahip olan, “Tayyi Mekan”cılara...

35. (Bu cümlede geçen, “Tayyi Mekan Ezberi”ni, Mistizm’deki gibi algılamayın lütfen! Dünya Siyaseti Somutluğunda ve Türklere açılan kapılar ve de kapıların arkasındaki Yeni Coğrafyalar olarak düşünün. Şimdilik. Mistizm ötesindeki hali de başka yazıya...)

36. Aslında, “Fettah Olan”ın lütfettiği kapıların açılışında; elbette “Fiziksel Gerekçeler” ve “Yeryüzünün Kapıdarları” olmak durumunda.

37. Yani sözünü ettiğimiz, Ekol Sahibi Ülkeler; Ankara İktidarının önünde, kapı açmanın yarışındalar. Bu bir! Aynı Ekol Sahipleri, Muhalefet üzerinden de Rakiplerinin açtığı/açacağı kapıları kapatmak için hamallarına, hamle yaptırmaktalar,

38. O nedenle Muhalefet alanında, “5 + 2 Benzemezler” aynı kapı kapatma işinin parçaları durumunda bir görev üstlenmiş vaziyetteler!

39. İşte, bütün meselemiz bu! Yani Mücadele, bizim değil esasında; Ekol Lobilerinin Mücadelesini yaşaya yaşaya seyrediyoruz.

40. Peki, bu Mücadelenin sonunda ne olacak? Tüm kapılar önünde açılmış olan bir “Etken Türkiye Profili” mi çıkacak Dünya Sahnesine? Yoksa tüm kapılar yüzüne kapanmış, bir “Edilgen Türkiye” mi kalebent olacak, kendi 780 Bin Km2’sinin içinde?

41. Adımız gibi eminiz ki “2023’ün Türkiye”si bunlardan birincisi olsa gerek! Yani “Kapıların Kralı” bir Ülkenin/Devletin/Milletin kapılar içre yürüyüşünü görür gibiyiz duvarı (duvarları) dele dele...
Niye?

42. Çünkü dedik ya İnsanlık, Devletler, kısaca tüm dünya vardı dayandı “Son Duvar”a. Son Duvar’sa Kıyamet ve her şeyin sonu anlamını taşımakta.

43. Peki, Ekoller ve Lobileri, buna yani “Son Duvar”a toslayarak telef olmaya razı olabilirler mi? (Tanrıyı Kıyamete zorlayanlar hariç) tabii ki hayır!
Ya?

44. Tüm taraflar; “Son Duvar”ı delip “TransDuvar” (ki bu Duvarı, Nuh Tufanı’nın Su Duvarı gibi anlamak durumundayız) ötesinde yol almak ve bir “Yeni Dünya”ya çıkmak arzusundalar doğal olarak.

45. İşte, bunun için Duvar’ı delip Yeni Dünya’ya, somut olarak geçebilecek tek güç: Nuhoğulları Hanif Türkler…

46. Ve onların, “Kutlu Atalar”dan (Nuh, İbrahim, Muhammed Aleyhisselamlar diyelim bu atalara.) kendilerine miras kalan bir “Ahirzaman Gemisi (13. Bilgi)” ve o Geminin Dinamiğiyle koşan “Duvar Delici Kızılelma Cengaverleri” ya da ...................

47. Ya da (dümdüz) Türk Devleti/Milleti ve Ordusu diyelim o “Tek Güç” için... Yani bir kez daha “Savaşçı ve Teşkilatçı Genetik” sahneye çıkıyor/çıkartılıyor/çıkartılmak zorunda ve çıkmak durumunda...

48. (Dün, Sosyal Medyadan, alıntı olarak bize gönderilen bir çıkarmada okuduk: Bir Amerikalı yetkili diyor ki “Şayet Türkiye, 2023'ün ötesine geçerse Osmanlı gelir.” Alın size bir “Geliyor Gelecek olan” haberi daha!

49. Lakin biz fakir, bu Geleni “17. Empergamlık” olarak tarif ediyoruz; 16. İmparatorluk Osmanlı şeklinde değil.)

50. İşte, bütün meselesi; Türk Milletinin “Savaşçı Genetiği”ni ve “Savaş İştahı”nı ve de “Vurucu Gücü”nü bir şekilde ya “Büyüterek” ya da “Küçülterek” Mankurtlaştırmak emelinde olan Ekollerle muhatabız ve onların Mahalli Lobileri ile...

51. Ki o Ekoller, bu hamleleriyle; “Mankurtlaştırılmış Türkiye”nin, kapanın elinde kalacağı dev halini, duvarı delip “Müstakbel Dünya”ya geçmekte yol açıcı olarak kullanacaklar: Fakat kullandıktan ve “İstikbal”e geçtikten sonra o “Dev”in yaşamasına fırsat tanıyacaklar sanmayın.

52. Ya? Tabii ki imha/telef etmek, herkesin nihai amacı. Unutmayın; “En iyi Türk, ölü Türk’tür!” diyen Batı Aklını. O Akıl, kime aitti peki? Kime ait olursa olsun! Batı’da ve “Batıl”da yer tutan herkesin kafasındaki Türk Tipolojisi bu: Ölü Türk...

53. Zira “Hakk”ı temsil eden Hanif Türklerin karşısında duran herkes, (ki onların arasında Mankurtlaşmış Türkler de var ve Muhalefet oradan devşiriyor “Beyaz Efendiler”ini) ..............

54. ......... kendilerine dikte edilmiş tek amacın, “Türksüz bir Dünya” oluşturmak olduğunu, binlerce yıldan beri, beyinlerinin merkezlerinde taşımaktalar, inatla.
**

55. Yazımızı; “Ya Büyüterek ya Küçülterek” ifadesinden yürütelim... Şu an, Türk Siyaset Sahnesinde, Ülkeyi ve Devleti “Büyütme” işi İktidarda; “Küçültme” rolü ise muhalefete verilmiş görünüyor. İşte, Ülke içerisindeki Siyasi kavganın ana fikri bu.

56. Peki, bu “Büyütme-Küçültme Mücadelesi”nde kim göğüsleyecek ipi, dersiniz?

57. Nice zamandan beri, her mecrada dillendirile gelen “Erdoğan Gidici” Algısı ve bu Algıyı pekiştirmek için hayatın içine salınan, Operasyonlara (Dolar, Market, Stok vs. Hamlelerine) rağmen, İktidar önde görünüyor.
Niye peki?

58. Çünkü muktedir olan o yani Ülkenin ipleri İktidarın elinde... Bununla birlikte; “Küçültücü Büyük Ekoller”in ataklarına karşı “Büyütücü Büyük Ekoller”de boş durmuyor. Onlar da Türk Devletinin (hatta Milletin) zararını karşılayacak enstrümanlar veriyor Ankara'nın eline...

59. Mesela sıcak Döviz akışı sağlıyor, Teknolojik Şifre ve Teknik destek veriyor, Rezerv Kuyuları bilgisi sunuyor, İktidarı Siyaseten arkalıyor Dünya Politik Mecralarında... Durmuyor: Kafkasya, Karadeniz, Arap Ortadoğu'su, Asya ve Afrika vs. kapılarını açıyor Türkiye'nin önünde.

60. Yani her “İki Büyük Ekoller İttifakı” tarafı da Siyasi Terazi'nin dengesinin bozulmaması için elinden geleni yapıyor ve dengenin devamını sağlıyor.

61. Tabii, bunlara rağmen; Denge bozulduğunda, her iki taraf da “Yedek Atraksiyonlar”ını devreye sokacaktır, diyelim. Yani iki tarafın da Savaşı kaybetmeye niyeti yok. Ama yine de Muktedir olan İktidarın ta kendisi...

52. Şimdi gelelim… “Kim bunlar?” sualinin cevabına… Yani Türkiye'yi, kim/kimler büyütmek istiyor; kim/kimler küçültmek istiyor? Söyleyeceğiz! (Zaten biliyorsunuz ya) fakat emin olun, bildiklerinizin kim olduklarının önemi yok.

53. Bu anlamda; Olumlu ya da Olumsuz olarak, Türkiye ile ilgilenenlerin kimlikleri Konjonktürel yani Günübirlik yani Şimdilik... Esasında, “İki Güç/İki İttifak” da “Türkiye'yi büyüten, ben olayım!” derdinde.

54. Yani bugünlerde, Türkiye'yi Küçültmeye uğraşanların derdi de Ülkemizi “Küçültmek” değil; aslında, ”Büyütmek” demeye getiriyoruz. Yani ülkeyi, “Küçülten” görevini üstlenmiş olan Ekol, Günübirlik Küçültme Politikasını; “Büyüten” olamadığı için uyguluyor.

55. Onun, Olumsuz yüklenişlerinin nedeni, Erdoğan'ın; “Gel beri!” demeyişinden kaynaklanıyor sadece. Dönse de Erdoğan, biyol el sallasa da geri duran beri gelse onun yapacağı iş de Türkiye'yi büyütmek olacaktır.

66. Büyütenler ve Küçültenler... Bunların, kim oldukları malumunuz: En basit tarifle Bir süreden (14 Haziran, Brüksel NATO Zirvesinden) beri Anglosakson İngilizleri ve Almosakson Alemanları... Hanedanlar bağlamındaysa Windsorlar ve Habsburggiller...

67. (Tabii bu, İki Ana Unsurun Müttefikleri de var: İki Amerika, İki Yahudi, İki Vatikan ile Babil ve Kadim Mısır ve ufak tefekler... Hatırlatalım: Bir süreden beri; Alman ve İngliz İttifak Gruplarını “Dijitalciler” ve “Nükleerciler” olarak etiketlediğimizi de biliyorsunuz.

68. Türkiye'deki İktidar; şimdilik Anglosaksonlarla yoldaş görünüyor. Almosaksonlar ise Muhalefeti Dizayn etmekle meşguller; özellikle Eski Şansölye Merkel’in, Ankara Ziyaretinden sonra…

69. Zaten Muhalifle, o ziyaret nedeniyle rüzgârı arkalarına ve gemi, azıya almış durumdalar. Sesleri, o nedenle çok çıkmakta.

70. Yine o bahis mevzuu ziyaretin akabinde; mevzubahis “İki Dünya Ekolü”nün kapışma alanı Türkiye... Son Muharebeyse Türkiye Siyasetinde, beklenen 2023 Seçimleri...

71. Esasında bu noktaya, 2023 Seçimleri demek de doğru değil. Hafif kalır çünkü. Mesela “2023 Makası, 2023'ün Fayhattı, 2023'ün Fırtınası/Kasırgası” gibi yakıştırmalar yapılabilir.

72. Yani her şey mubah gibi bir durumdayız. Yani unutmayın, "Muktedir" olan hala İktidar!

73. Son kez, burada durup “Başlık”a gidelim: Ve diyelim ki “Geliyor Gelmekte Olan” yani gerek içerdeki “İki Türkiye” için ve gerekse dışarıdaki “İki Dünya” için 2023'ün bizatihi kendisi... Yani “Geliyor 2023!” diyelim.

74. Geliyor da ne getiriyor? 2023'ün getirdikleri ve götürecekleri merakla beklenmekte, dünyanın 7 Milyar insanın, iki çift gözünün açısı içerisinde. Yani Türkiye'deki durum, bu kadar önemli!

75. Demişti ya yukarıda bir Amerikalı; “Erdoğan, 2023 Köprüsünü geçerse Osmanlı gelir!” diye.
Doğru!
Numarası, 17. İmparatorluk olan yeni “Empergamlık” gelirse şayet; Dünya altüst olur ve bir “Yepyeni Cihan” kurulur!

76. Sevgi, Kardeşlik ve Barış içerisinde; bir Adil Dünya! Turkuvaz Dünya! Hanif Dünya! Alın size bir daha “Geliyor Gelmekte olan” hakikati. Hanif Türkiye’nin “Z Planı” bu da…
***

77. Burada başlık değiştirelim mi?

2023'ün Amacı Ne?
ERDOĞAN GİDİCİ Mİ?
Kılıçdaroğlu (mu?) Gelici!

Ahmet YOZGAT

78. Bu başlıkta duralım ve soralım: Yazının, okuduğunuz (girizgah) bölümüne göre hangisi ne?
***
Devam edeceğiz inşallah!
***
#Derindunya
#AhmetyozgatDD
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#DevletimizinYanındayız
#HanedanlarSavaşı
***