3. … Erdoğan ile Kraliçe ilişkisi devam ediyor; malum, Başbakan Boris Johnson üzerinden... Hatırlayın, Ekim Ayındaki, “New York Türk Evi” görüşmesini ve ondan sonraki anlamlı gelişmeleri.
4. Peki… Bundan sonra Kral olması beklenen Velihat Prens Charles’le bağlılığı söz konusu mu Erdoğan'ın? Yok gibi! Zira…
5. (Charles demişken… Araya, şu bilgiyi girelim: Bir Yunan Prensinin oğlu olan Veliaht Charles; birkaç ay önce, bir yumurta kırdı ve Yunanistan'ın Kuruluşunun 200. Yıldönümü kutlamalarına katılmak üzere Atina’ya gitti.
6. Veliaht Prens’in kırdığı ikinci yumurta da şuydu: Karabağ Meselesinden önce; Aşkenazlar ile ilgili olarak konuştuğumuz, “Yeni Siyonist Hazarya” hayalinin merkez ülkelerinden olan Dağıstan’ı da ziyaret etmiş ve bu konuda, ileri geri konuşmuştu.)
Bunlar gösteriyor ki…
7. Erdoğan'la Prens’in arasında, bir bağlılık bulunmamakta. Aslında; (muhtemelen ya da göründüğü/gösterildiği üzere) Kraliçe, hala hayatta olduğu için Erdoğan; Veliaht’la özel bir ilişki kurmayı önemsemiyor.
8. Ama şunu önemsediğini zannediyoruz: Kraliçe’nin ölmüş olma ihtimali ve buna rağmen yaşıyor gösterilmesi ya da yaşıyor olmasına rağmen, hastalanarak/hastalandırılarak İktidarın kenarına itilmesi; Türkiye'nin, A Planıaçısından tehlikeli ama B Planı açısından önemli.
9. Yani Erdoğan; A Planı çerçevesinde daha da yalnızlaşacak fakat B Planı bağlamında “Bağımsızlaşmak” için de son derece uygun bir fırsat yakalamış görünüyor. Peki, hangi durumu kullanacak, diye soralım. Galiba B Planını...
10. Peki “Bağımsızlaşma kulvarını, ne zaman kullanacak?” sualinin cevabı, kullanıyor zaten. Yine de mevcut bağlarını koparmadan fakat gün ce gün aşındırıp incelterek… Yani “Tam Bağımsız Türk Devleti” paradigmasını, bir sürece yaymak niyetinde ya da yaymalı da…
11. Bu nedenle “Son Roma G-7 Zirvesi”ne giden Erdoğan, peşi sıra gerçekleştirilen Glasgow Zirvesini iptal etti, gitmedi. Ve böylece 2006'da Papa’nın Ankara ziyaretiyle başlayan ve 2008 Elizabeth Ziyaretiyle devam eden “Kraliçe Ekolü”ne bağlılığını gösterdi;
12. Kral Adayı Charles’i kenara itti. Kraliçe’yi önemsedi çünkü “2008 Ankara Ziyareti”nde, Kraliçe’yle ikinci bir “10 Yıllık İktidar Sözleşmesi” yapmış olmalı. Bu nedenle Erdoğan, (2012 Yılı yani İlk İktidar Devresinin sonu geldiğinde, çok güçlüydü ve) İkinci Döneminin başında;
13. Almanların yaptıkları Gezi ve Fetöcülerin, (kendi başına yaptıkları) Aralık Ekonomik Operasyonlarını, elinin tersiyle geçersiz kıldı ve de hatta “Çapulcular” diye küçümsedi Yerli Almanistleri ve Alman Aklının hamlelerini.
14. Çünkü elinde, “İkinci 10 Yıl”a ait, kapı gibi bir “İngiliz İktidar Senedi” vardı, diyelim.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
16. Bu “Kraliçe Güvencesi”nin güvenirliğinin arka planı neydi peki? 1923’te başlayan İktidar dönemi içinde; İngiliz Kralı 8.Edvard, Ankara’yı 1936’da ziyaret etmiş ve Mustafa Kemal’e vermişti o güvence belgesini ya da sözünü. 2023 hatta 2025’e kadar...
17. Bir nevi, Edvard’ın Ziyareti, Lozan’ın “İngiliz Teyid”iydi. Bu bağlamda; şayet ömrü yetseydi Atatürk, “Yüzyıl İktidar” olma hakkı almış olacaktı,
18. Kraliçe de; 1923 Devletinin kurucularından olan amcası Edward’dan, yaklaşık 75 yıl sonra Ankara’yı ziyaret ederek, güvenceyi, “bu sefer Erdoğan için” tazelemişti; Gül için değil... O sırada Gül’e, İktidar veren Erdoğan; Erdoğan’a iktidar sunan da Kraliçe’ydi dense yeri var.
2. Bu fasla başlarken, ilk sualimiz şöyle olsun: 23'te, Türkiye gidici mi? Hayır! Çünkü zayıf bir Türkiye; ne İngilizlerin ne de Alman İttifakı'nın işine yaramaz. Bu nedenle 21. Yy'da Türkiye, İlla “Büyük ve Güçlü” olacak gibi görünüyor. #HanedanlarınSavaşı #MilliHesaplarBurada
3. Ve dedi ki “Yakın gelecekte, Türkiye’de bir Darbe gerçekleşeceği görülüyor. Erdoğan, (2021 Aralık’ın ikici haftasında yaptığı) Siirt Ziyaretinde şöyle dedi: ‘Her türlü Darbe girişimine hazırlıklıyız.’
3. Malum, “Faiz-Dolar Savaşı, ortalığı toz dumana boğmuş durumda. Bu anlamda muştuyu sona saklamayalım ve en başta verelim: Türkite’nin 21. Yy’ına çökmeyi kafaya koymuş olan Alman Ekolü, görünenin aksine savaşı, bir kez daha kaybetti. Ama çok kolay kaybetti be abi!
4. Zaten Çapulcuların sokağa dökülmesi, bu mağlubiyetin öfkesiyle son bir çırpınış olarak okunmalı.
Erdoğan; bu sefer savaşı “ters köşe”den saldırarak kazandı. İlginç bir zafer! Bu nedenle anlaşılması zor…
5. Anlayan anladı tabii ki. Ve anlayanlar, halk tarafından henüz gerçek anlaşılamadan “Erdoğan İstifa” çığlıkları atarak, giderayak umudu diri tutmaya çalışıyor/çalışacaklar.
1. Bugün, # 11Mayıs 2021 # Salı. Malum, bugün Şerife… Bu anlamda, günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle “Siyami/Oruçlu olan Milletimizi Selamlıyor ve Rabbimizden bağışlanma ve Rıza diliyoruz. #Derindunya #ahmetyozgat #MilliHesaplarBurada #MilliHesaplarYanyana
2. Yeni bir başlıkla devam edelim:
Kadir Gecesinde Kıyamet!
ŞİMDİ HİLAFETİN TAM ZAMANI
Ahmet YOZGAT
3. Gelelim Hilafet konusuna… O halde; yukarıya koyduğumuz virgüle dönelim: Diplomasinin üçüncü ve en büyük ayağının İngiltere ve Vatikan’a dönük olması gerekir, dedik ya…
2.Giriş: “Rahmet, Bereket ve Vuslat Kapılarının sonuna kadar açıldığı, duaların kabul olduğu, Bin Yıla denk olan Kadir Geceniz mübarek ola! Akabindeki Ramazan Bayramınız kutlu ola! Dualarımıza, ortak olduğununuzdan da haberiniz ola! Müslüman Aleminin istikbali aydınlık ola...”
*
3. DD'nin Kardeşlerinden Sevgili Hayreddin Acar: "Videolarınızı dinlemekteyim. Böylece Batıya karşı, elimizdeki kozları da anladım. Orada sorun yok. Sadece anlamadığım şu... Madem, bir süre, beraber hareket ettik… O halde, neden Masa dışında kaldık; onu anlayamadım?"
***