1928'e kadar Tekstil hammaddesi ithal ediliyordu.
Atatürk, yurt dışından iplik yerine Merinos koyun ithal edip Bursa Balıkesir ve Çanakkale illerine dağıtır. Kurulan çiftliklerde tohumlama yaptırır. Koyun ve yün üretimi iplik üretmek için yeterli sayıya ulaşınca fabrikayı kurar.
1-Fabrika ilk açıldığında, 2 vardiya ve 1000 işçi çalıştırmış, sonra 3 vardiya ve 1650 işçiye çıkmıştır. Fabrikada insanların rehabilitasyonu için sinema, tiyatro, küçük bir hastane, röntgen cihazı, eczane, ameliyathane ve labaratuar bulunmaktadır. Almanlar modeli bizden aldılar.
2-Malatya Bez ve İplik Fabrikası,
Ereğli Bez Fabrikası,
Nazilli Basma Fabrikası kurulduktan sonra ihracat da başlamıştır.
1923'de hiç ihracat yokken,
1340 ton yünlü dokuma ithalatı yapılmıştır.
1938'e gelindiğinde ise 640 ton ithalata karşın 3.028 ton ihracat yapılmıştır.
3-Siyasal alanda bağımsızlığı sağlamanın yolunun Ekonomik bağımsızlıktan geçtiğini bilen büyük önderimizi saygıyla anarken, ihtiyacımız olan tek şeyin 1930'lar ruhu olduğunu hatırlayalım, hatırlatalım... Çünkü dünya savaşı ve ekonomik buhran varken bunlar yapılmıştır.
4-SÜMERBANK BİR SOSYAL DEVLET MODELİYDİ.
Bugün,
Fahiş elektrik-gaz faturasını ödeyemeyen, ucuz ekmek kuyruklarında saatlerce bekleyenlerin, sadece Sümerbank gerçeğini öğrenip idrak etmeleri bile ayılmalarına vesile olcaktır. . .
Çanta ayakkabı Paris'den değil, Beykoz Deri Kundura Fabrikasından.
Elbise kumaşı New York'dan değil, Nazilli Mensucat Fabrikasından.
Yaka gülü gözlük eldiven Londra'dan değil, Sümerbank Mağazasından.
Saçları Ayvalık sabunuyla yıkanmış
Yerli Milli Özgür toplum..
1936,Ankara
6-Atatürk'ün yerli yolcu uçağımıza binişi.
Atatürk'ün ve ürettiğimiz gerçek uçağın resimlerini bile ancak 85 yıl sonra görebiliyoruz. İlk uçağın resimleri böyleyken, şimdi sanki önceden hiç bir şey yoktu diye konuşmalar çok saçma gelmiyor mu? ABD'ye Rusya 'ya böyle kafa tutulur
7-1920'lerde Kurtuluş Savaşı yapıp, 1926'larda Uçak fabrikası kurup, 1935'lerde uçak ihraç eden bir ülke kurmuştu, O büyük Bilge Önder, Mustafa Kemal Atatürk.
8-Adeta Osmanlı enkazındaki küllerden herşeyimizi yeniden doğurtmuştu Atatürk.
9-Atatürk'ün en büyük başarısı Türk halkını tasada ve sevinçte birleştirip ortak ülküde buluşturmasıdır.
Atatürk'ün kurduğu Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin omurgası olan Ulus bilinci yok edilmek isteniyor.
Ulus bilincinin erozyona uğramasıyla Milli ahlak da erozyona uğruyor.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
6 gün önce piyasaya çıkan kitabım bugün 2. baskıya geçmiş bulunuyor.
Gösterilen ilgiye şükranlarımı sunuyorum.
ÖNSÖZ
Bu çalışmanın amacı, Türk Tarihinin gizlenen eski çağlarını günümüze aktarmak, gerçek Türk Tarihini yeni nesillerin öğrenmesini sağlamak ve kasıtlı olarak,
1-++karanlıkta bırakılan çeşitli sorulara cevap bulmaktır.
Türk Tarih Tezi'ni okuyan herkesin bildiği üzere, Atatürk ilkönce Sakaları/İskitleri araştırmıştır.
2-Ancak Türkiye'de "devlet teorisi" Atatürk'ün ölümünden sonra maalesef yabancı teorisyenlerin
manipülatif aktarımlarına maruz kalmıştır. Örneğin Türk devletlerinin doğuşunu ve bizim imparatorluklar ve ordu geleneğimizin
bugünkü devlet kurum ve işleyişlerine aktardıkları mirası
HAZARLAR, BİR YAHUDİ TÜRK İMPARATORLUĞU
(Albert MİZRAHİ & Kevin Alan BROOK)
Hazarlar Yahudilerle karşılıklı evlilikler yaparak Yahudi ve Türk dünyalarının bir sentezini yaratmışlardı,
1-Mizrahi: Bir Türk Yahudi’si olarak Yahudi Türklerin varlığı bana hep ilginç gelmiştir. O yüzden kitabevinde üst başlığı Bir Türk İmparatorluğu olan, kapağın ortasındaysa kocaman bir magen david yer alan kitap hemen dikkatimi çekti. Hazarlar merak ettiğim bir konuydu.
2-Özellikle de Hazar ve kısmen Yahudiliği kabul etmiş bir başka Türk toplumu olan Avarlar’ın isimlerinin İbranice anlamlarının olmasının bağlantısı olabilir mi diye merak etmiştim. (Hazarlar: geri dönenler, Avarlar: geçenler) Ama kitapta bununla ilgili bilgi bulamadım.
Şam valisi Esat Paşa sıfırı tüketir ve hazine boşalır. Büyük sıkıntıya düşer. Danışmanları çare olarak Şam’daki dokumacılara fazladan vergi koymasını tavsiye eder.
Bu tavsiye üzerine Esat paşa danışmanlarına:
“Böyle bir vergi koyarsak ne kadar gelir elde ederiz?” diye sorar...
1-Danışmanları “Elli veya atmış kese altın elde ederiz” derler.
Bunun üzerine Esat Paşa “Bu insanlar zaten zar zor ayakta duruyor. Bu vergiyi nasıl ödeyecekler?” diye sorar.
“Evlerindeki altınları ve mücevherleri satarlar Paşam” diye cevap verirler.
2-Esat Paşa “ Ben bu meblağı daha güzel bir yöntemle elde etsem nasıl olur?” diye sorar. Danışmanları sessizliğe bürünür.
Ertesi gün Paşa müftüye bir davet göndererek gece gizlice buluşalım der. Müftü gece paşanın yanına gelir. ...
Susular, Elamlılar ve Medlerin yaşadıkları bölgelerin, Greklerin "Persia" dedikleri eski İran ülkesiyle ilgisi yoktur; çünkü Persia, o dönemlerde Basra Körfezi'nin
G. Doğusundaki küçük bir ülkenin adıdır (Syf:17).
Traktör'ün Atatürk forması için @tractorfcstore 'e Tşk ediyorum
1-Ancak l. Kiros zamanından itibaren eski kavimlerin bölgeleri Persler tarafından işgal edilerek Persia'ya katılmış ve Persia sınırları genişletilmiştir. Coğrafi bölge olarak küçük Persia'nın dışında kalan alanda l. Kiros öncesinde Türk soylular vardır.
2-Herodot, Aristo, Pompeius, Justin gibi eski tarihçiler ve bilginler ile François Lenormant, Jules Oppert, Edwin Norris gibi diğer bazı modern tarihçiler, arkeologlar, dilbilimciler, nümizmatikçiler, Asurologlar, Sümerologlar, Persopologlar... doğrudan veya dolaylı olarak+++
Ekmek kuyruklarında sürünen Rus halkını görmezlikten gelen Yeltsin, 'radikal reformların' süreceğini duyurdu...
Oysa kendi yardımcısı Rutskoy bile bu reform programını 'ekonomik soykırım' olarak niteliyordu..
1-Yeltsin, Parlamentoyu Topa Tutuyor!
Ekonomi çöküp milyonlarca insan işsiz kalınca, Yeltsin'e karşı siyasi hareket başladı. Parlamentoda iki cephe oluştu. Yeltsin'e karşı olanlar üst üste önergeler vererek Yeltsin'i görevden almaya çalışıyorlardı...
21 Eylül 1993'te Yeltsin, televizyona çıktı, ulusa seslendi.
Parlamentoyu kapattığını duyurdu. Yeni seçimlere kadar ülkeyi, özel yetkilerle kendisi yönetecekti!..