Thread by @Erdal_Gisi

ÜÇÜNCÜ SAVAŞIN GÖLGESİNDE
--hırçınca ateşe verilmiş, kalanı hoyratça baltalanan bir orman kuraklığında "itiraf edelim ki içinde çakal ve domuzlar da vardı" dürüstcülleri,
"yetmez ama evet" savar demokratcıllar,
"padişahım çok yaşa" dincil aç öküzleri,
çincilruscul Türkcüller vs--

1- TC kuruldukdan 60 sene sonra bir çok acının üzerine yeni bir düzenleme sürecine girilmiş, serbest piyasa ekonomisiyle Özal'ın dört eğilim partisi yeni bir alan açıyor gibiydi. 90'lara gelindiğinde ise 70'lerin aktörleri kaybettikleri alanları yeniden doldurma derdine düştü

2- SSCB'nin dağıldığı, 100 yılda gelmez fırsatlar arefesinde alevi-sünni, türk-kürt, laik-dindar.. ilkel kördöğüşü yeniden yazılıyordu görünmez eller tarafından.
Hasılı,
bugün "azılı terörist" ilan edilen #Gülen, yeni vizyonu ve bütünleştirici söylemleriyle sahneye çıkıyordu.

3- Eğitimin yaygınlaşması ve halkın her katmanının dahil olabileceği "akran seferberliği", mezhep ve kültür çatışmalarına takılmamak için de "sahabe ruhu", "tasavvuf geleneği" ve aslında demokrasinin de temeli olan "saygı, hoşgörü ve diyalog" kültürünü öne çıkarmaya çalışıyordu.

4- Bazıları küçük ve bir tekmelik görmese, bir kaşık suda boğardı. Özellikle kafir ilan etme hastası siyasal islam, her kerameti ırkta bilen milli cephe, her kötülüğü batıya sürten ulusol, bütün gericiliğin kaynağı din diyen kemalist laikler.. ta o gün de mesafeliydi Gülen'e

5- Bir avuç gönüllüsüyle il il, özellikle de eğitimi sevimli hale getirmesiyle markalaşan Hizmet Hareketi, Orta Asya'ya da okullar açarak, TR tarihinde bir ilki başarmıştı. (ilk 2-3 sene ciddiye alınmasa de, sanırım bazı vizyoner devlet erkanı ve elitlerce takdir ve destek gördü)

6- Demokrasi, laiklik ve serbest piyasasın meyvesi olarak, bu değerler birikimini modern eğitim ve dolayısıyla kültür hizmeti olarak yeni kurulan Ortasyaya götüren bu okullar gerçekten çok önemliydi. Daha önemlisi her yıl daha başarılı sonuçlar alınması, sayılarının artmasıydı.

7- Ülkede merak edilen, "kimdir bu" sorularını; sosyal-siyasal ayrılık ve kördöğüşünü izale etmeye vesile fırsatı gören Gülen, bana göre çok değerli bir söylemle çıktı, "diyalog ve hoşgörü".
Sinekten yağ yontanları da hatırlıyorum:) bu kelimeleri kaba, ard niyetli bulmuşlardı.

8- Herşeye rağmen maya tutuyordu.
Bir araya gelmez denen gazeteci, sosyolog, iş-siyaset-din insanı ve sanatçılar.. 4-5 sene "diyalog-hoşgörü" programlarında bir araya geldi, sunumlar yaptı, ödül aldı-verdi, makale yazdı gündem oluşturdular.👏👇

9- Bu ortam, en çok da iş dünyası ve üniversite gençliğinde yeni bir dil, dünyanın etkin bir ülkesi olabilme ufuk ve motivasyonu geliştiriyordu.
AB süreçleri hız kazanıyor,
Doğudan batıya, kasabadan köye, çocuğunu okutmak hayal olmaktan çıkıp olağan normale dönüşüyordu.

10- 96-97'de, sadece Ankara'da, 5 bine yakın kolej mezunu ortasyalı üniversite öğrencisi Trabzonlu, Diyarbakırlı, Maraşlı, Ispartalı.. kardeşleriyle, Hizmetin organize ettiği öğrenci evlerinde birlikte kalıp ders çalışıyor, kahvaltı yapıyordu. Sonraki 15 seneyi siz düşünün.

11- Üzeyir Garih'in gayretleriyle Rusya'da bile okullar açılmıştı. Sonrasında Putin bu okulları CIA'cı diye kapattı (Üzeyir Garih'de bir mezarlıkta öldürüldü).
Bu sürede birilerinin bir çok şeyi tırpanlamak için hazırladığı 28 şubatı yazmaya gerek yok sanırım.

12- Perinçeği de konuşmaya gerek yok lakin 4 sözü unutulmamalı;
"hukuk siyasetin köpeği"
"tepeleyeceğiz, köklerini kazıyacağız"
"15 temmuzu aylar önceden biliyorduk, darbe olmasa terörist diyemezdik"
"28 şubatın tek hedefi Gülen'di, bu gün 28 şubat devam ediyor"

13- Nereye mi getirmeye çalışıyorum?
2010 yılının eski SSCB coğrafyasını düşünün, kasabalara kadar Türk okulları, Türkiyeli işadamları, Türkiye medyası ve Demokratik dünya vizyonu dipdiri, adım adım gelişen-dönüşen ülkeler.
Aynı atan gönüller, sınırların anlamsızlaştığı günler..

14- Bırakın sadece eğitimi, ailelerin bile kaynaştığı, sadece "birazcık zaman" lazım olan günler.
Dünyada yıldızı parlayan demokratik güçlü bir Türkiye ve gönül, kültür, ekonomi birlikteliğiyle parlayan, demokrasi dönüşümünü aşama aşama tamamlayacak onlarca ülke..

15- 2010'larda, Gülenin "karışmayın" diye yalvarmasına rağmen, ümmetçilik ve hilafet hevesiyle malesef AKP'nin ülkeyi Suriye batağına saplaması, hiç umulmadık bir zamanda Türkiyeyi Putin'in eline düşürdü. Putin ayağına bastıkça, RTE TR deki Rusçularla cemaatin boğazına sarıldı..

16- Putin RTE'nin boğazını sıktıkça, RTE ortasyadaki 15-20 yıllık okulları, iş adamlarını, kurumları ve derin devlet bağlarını aşama aşama kesmeye,
demokrasiye ramak kalmışken Türki Cumhuriyetleri dikdatörlüğe ve dolayısıyla Putinin kucağına attı.
15 temmuz da son darbe oldu..

17- Bugün 3.dünya savaşı konuşuluyorsa önemli bir sebebi de, 90'da Gülen'le başlatılan orta/uzun vadeli modernleşme planlarına, RTE ve Rusçu ortakları ETÖ tarafından 2010'dan itibaren aşama aşama pusu kurularak tepelenmesidir.
Şu an Ukrayna düşerse Ortasya bir ayda düşer..

18- Putin bu savaşa gönül rahatlığıyla giriyorsa TR'de Gülen vizyonuyla yetişmiş 150 bin ehil kadronun zindanda, sürgünde soykırıma maruz bırakılırken, yerine soğuk savaş kafalı, Putin'e göbekten bağlı çete, hırsız ve cahil yandaşların doldurulmuş olmasının etkisi büyük

19- Çölleri-stepleri ormanlaştırma Hizmetiydi bu, elbette "her tohum" yerine istediğin tohumu atarsın, elbette sulaman gerektiğinde cins fidanları öncelikli sular ve elbette imkanın varsa, yangında da bir önceliğin vardır söndürmek için.. ama bakıyorum sorun çok daha naif..!

20- siyasetin ticaretin hırsız-arsızını geçtim, yangından baltadan canını zor kurtarmış bazıları çıkıp;
ormanı talan yakan talan edeni alkışlamamızı, tohum atana, sulayana, savunana da küfretmemizi istiyor, "ama ormanda domuzda dolaşıyordu, sarmaşık flan da görmüş" müş diye..

21- "Her şey pir-u pâk, her adım mükemmeldi" diyecek kadar sarhoş değilim lakin, pireye kızıp yorgan yakan aptal olmamı bekleyecek kadar nasıl ahmak olursunuz?
Hele ki cümle alemin #DomuzÇiftliği dediği yerde #Stockholm nasıl bir sendromsa..

22- Ayrıca;
bir cemaaat emeği inancıyla bir orman kurmuş, bunu yakacak-baltalayacak olan değil, zararlıdan koruyacak, sulayacak, budayacak, geliştirecek olandır devlet. Hem devleti ele geçirmeye çalıştı diye, hem de "neden suçlularını yargılamadın" diye cemaate saldırıyorsun..

23- Hasılı;
talanın ardından "yasin" okuyup defter kapatacak kadar köksüz değiliz umarım.
Gerçek okul, bina.. aydınlanma hizmetine yönelmiş "insandır"
ve yangınlar ormanları sadece daha da güçlendirir.

"yeni bir dünya" yıldızları, yakında yeniden ipil ipil görünmeye başlar.

24- Son söz,
ilk okulda takdir getiren "bilgi", ortaokulda sınıfta bırakır ama merak, disiplin ve çalışkanlık lisede de, üniversitede de takdir aldırabilir o hiç değişmez..
Bugünün bilgisiyle 5-10-20 sene önceyi alaya almak vicdan değil şüphesiz zeka kıtlığına delil sayılır. 👋