Dünya büyük bir krizin eşiğinde. Rusya tehdit halinde nükleer silah kullanabileceğini açıkladı. Princeton Üniversitesi'nin simülasyonuna göre nükleer savaşın başlaması halinde birkaç saatte 90 milyon insan ölebilir.
Nükleer savaş riski hiç olmadığı kadar yakın. Gelin anlatayım.
1* Savaşın sadece Ukrayna'da sürdüğü, ABD ve Rusya'nın birbirine saldırmadığı bir ortamda nükleer savaş ihtimali kulağa pek inandırıcı gelmiyor olabilir. Fakat durum göründüğü gibi değil.
Uluslararası çevrelerde Putin'in nükleer saldırısı gittikçe daha çok konuşulmaya başladı.
2* Nükleer saldırı ihtimali ilk olarak savaşın başında Putin'in nükleer kuvvetleri alarma geçirmesiyle başladı. Bu adım Batı'da gerilimi artırmaya yönelik simgesel bir blöf olarak karşılanmıştı.
Fakat bugün çok ciddi bir risk haline geldi.
3* Carniege Uluslararası Barış Vakfı nükleer uzmanı Dr. Ulrich Köhn gelinen durum için "Bunlar hakkında konuşmak korkunç hissettiriyor ama bir olasılık haline geldiğini düşünmeliyiz" dedi.
Riski görebilmek için süreci anlamak gerekiyor.
4* Bu nedenle en başa dönmek gerekiyor.
Rusya, savaşı en fazla iki hafta sürecek şekilde yıldırım taarruzu olarak tasarladı. Kiev düşecek, Zelenski devrilecek ve Ukrayna ele geçirilecekti. Fakat yıldırım taarruzu fiyasko ile sonuçlandı.
5* Batı yaptırımları Rus ekonomisini vurduğunda Putin fazla zamanı olmadığını anladı ve taktik değiştirerek şehirleri bir an önce düşürebilmeye yöneldi.
Daha acımasız saldırılar, daha fazla yıkım ve sivil ölümü...
6* Fakat Ukrayna ABD tarafından sağlanan silahlar ve askeri yiğitlik sayesinde yıkıcı Rus saldırılarına direnmeyi sürdürdü.
Bu esnada Türkiye'de barış masası kuruldu. Zelenski Donbas ve Kırım'ı gözden çıkarabileceği sinyalini verdi. Görüşmeler iyi seyrediyordu.
7* Görüşmelerin sürdüğü sırada Biden ilginç şekilde Putin'i savaş suçlusu ilan etti. Rus tarafı ise Ukrayna'yı kötü niyetli olmakla suçladı. Böylece masa dağıldı.
Masadan barış çıkma ihtimali yoktu. Çünkü iki tarafın da oynayacağı kartlar bulunuyor.
8* Masa dağıldıktan sonra savaş denklemleri büyük ölçüde Çin üzerinde toplandı. Rusya, savaşan ordunun %10'unu kaybetti ve ekonomik olarak köşeye sıkışmış durumda. Bu noktada Putin'in öncelikli çıkış yolu Çin'in yaptırımları delmesi ve yardım eli uzatmasıdır.
9* Biden ise Xi ile yaptığı görüşmede Çin'i yaptırımları delmemesi için alenen tehdit etti.
Bu noktada Çin'in atacağı adım çok önemli. Yardım eli uzatması halinde ABD, yaptırımları Çin'i kapsayacak şekilde geliştirebilir.
10* ABD en başından bu yana uygulanabilecek pek çok yaptırımı uygulamış durumda. Geriye sadece AB'nin Rusya'ya enerji yaptırımı uygulaması kalmış durumda. Fakat bu yaptırımlar Rusya kadar AB'ye de zarar vereceğinden şimdilik cesaret edilemiyor.
11* Haliyle Çin'den Rusya'ya yardım eli uzatıldığında ABD köşeye sıkışacak ve iki seçenek arasında kalacak: Rusya'ya enerji yaptırımı veya Çin'e ekonomik yaptırımlar... Hatta belki de ikisi birden...
12* Çin ise böyle bir ekonomik savaşa hiç hazır değil. Esasen Çin, Rusya'nın savaşı yıldırım taarruzu ile kazanabileceğini umuyordu. Savaş uzadıkça, durum Çin'i de rahatsız etmeye başladı ve Pekin'den "diplomasi" çıkışları yükselmeye başladı.
13* Çin mevcut durumda bu kavgayı kendi kavgası olarak görmüyor ve "beceriksiz" Rusya için ABD ile ekonomik bir savaşa tutuşmak istemiyor. Fakat Rusya'ya da sırt çevirmek niyetinde değiller.
Çin yaklaşık on gündür deyim yerindeyse zamana oynuyor. Ama zaman tükenmek üzere.
14* Çin, Rusya'ya yardım eli uzatmazsa Putin iyiden iyiye köşeye sıkışacak. Çin yardım eli uzatırsa Biden muhtemelen AB'nin enerji yaptırımları uygulaması için elinden geleni yapacak ve Putin yine kapana kısılacak.
15* Bu hamleler sonucunda Putin yüksek ihtimalle hem ekonomik hem de askeri açıdan çaresiz duruma düşecek.
İşte bu noktada hızlı, tedirgin edici ve askeri üstünlük getirecek bir yola başvurmak zorunda kalabilir: NÜKLEER SALDIRI
16* Oslo Üniversitesi nükleer proje üyesi Dr. Ven Putin'in durumunu paradoks olarak niteliyor.
Putin, ABD'nin savaşa girmeyeceğini bildiğinden Kiev'i işgal edebileceğini, Biden ise 3. Dünya Savaşı riski nedeniyle Rusya'nın Batı askeri yardımlarına saldıramayacağı görüşünde.
17* Fakat Dr. Ven'e göre nükleer saldırı halinde paradoksun kırılacağını ve iki tarafın da girdaba düşüneceğini düşünüyor.
Bu nedenle nükleer saldırının çok ciddi sonucu olacağı yönünde görüş belirtiliyor.
18* New York Times haberine göre üç Beyaz Saray yetkilisi, ABD istihbaratının Putin'in nükleer tehdide sıcak baktığını düşünüyor. Buna "Köşelenmiş Putin Sorunu" diyorlar. Putin, kazanamayacağı anladığında geri çekilmek yerine nükleer saldırı yapabilir.
19* ABD eski savunma bakanlığı yardımcısı J. Lawrence, Ukrayna'da olası dört ihtimalden biri olarak Putin'in yenilgi nedeniyle küçük düşmeyi önleyebilmek için taktik nükleer silah kullanabileceğini düşünüyor.
20* Rusya'yı sadece Putin yönetiyor ve kendi toprağı olarak gördüğü Ukrayna'da bir komedyene karşı kaybetmeyi kabullenmesi pek kolay değil. Bu küçük düşürücü sonu yaşamadan önce elindeki tüm kartları oynamadan çekilmeyecektir.
Bu da nükleer saldırı ihtimalini artırıyor.
21* Rusya nükleer kuvvetleri üzerinde araştırma yapan Pavel Podvig Rus komuta ve kontrol sisteminin nükleer saldırı siparişine hazır olduğunu söyledi.
Putin'in elindeki kartlar gün geçtikçe eksiliyor. New York Times'a göre ABD bu nedenle Putin'den atomik bir hamle bekliyor.
22* Brown Üniversitesi'nden Nina Tannenwald da Putin'in Ukrayna'da yolunu bulabilmek için nükleer caydırıcılığı kullanabileceğini söyledi. Bu durumda Batı'nın müdahale etmesinin engelleneceğini söylüyor.
23* Peki nasıl olacak?
Öncelikle şartlar Rusya'nın nükleer doktrinine oldukça uygun. Doktrine göre nükleer saldırı "azaltmak için tırmandırmak" esasına dayanıyor. Yani düşmanı geri çekilmeye ve boyun eğdirmeye zorlayabilmek için nükleer saldırı.. Böylece barış masası kurulacak.
24* Böyle bir saldırıdan önce Rusya'nın gerilimi tırmandırması ve nükleer saldırı tehdidini bir kaç defa deklare etmesi gerekiyor. Kremlin ilk tehdidini dün deklare etti. Akabinde çekici bir gerekçe sunulması gerekiyor. Saldırı varoluşsal bir tehdide dayanmalı...
25* Kremlin dün gece nükleer saldırının varoluşsal bir tehdit halinde yapılacağını açıkladı. Fakat tehdidin ne olacağı hususu henüz belirsiz. Önümüzdeki günlerde Rusya bu tehdidi bahane etmek için bir sabotaj düzenleyebilir. Böyle bir hamle mutlaka gelecektir.
26* Rusya bu doktrine uygun bir tatbikatı 1999 yılında gerçekleştirdi. Tatbikatta Rusya'nın Avrupa'daki kara parçası Kaliningrad'a saldırı gerçekleşti ve Rusya nükleer karşılık verdi. Bugünlerde Suwalki boşluğu/koridoru dikkatle takip edilmeli.
27* Nükleer saldırı açıklamaları ve varoluşsal tehditten sonra sıra muhtemelen "diplomatik talepler" gelecektir. Fakat bunlar karşı tarafın asla kabul edilemeyeceği şeyler olacaktır.
Ve son olarak nükleer saldırı...
28* Rusya'nın elinde nükleer saldırı dışında kimyasal silah kullanımı kartı da bulunuyor. Fakat şimdiye dek hiç gündeme gelmedi. ABD bu tip saldırıyı kırmızı çizgi olarak belirledi. Kimyasal saldırı görkemli olmaktan çok sivil ölümü yaratma açısından kabiliyetli bir tür.
29* Rusya'nın bu yönde girişimi olmadığına göre Putin muhtemelen geniş çaplı bir sivil kıyımı hedeflemiyor. Bu durumda tüm dünyanın tepkisini çekebileceğinin ve ihitmal dahilinde Çin tarafından terk edileceğinin farkında.
Bu nedenle nükleer saldırı ihtimali ağır basıyor.
30* Putin geniş çaplı sivil katliamından çekindiği için kimyasal silah kullanımını düşünmüyorsa bu durumda nükleer saldırıyı da böyle bir gerekçe için dile getiriyor olamaz.
Tüm bu ihtimaller nükleer saldırının taktik düzeyde, etkisi düşük ve ölümsüz olacağını gösterir.
31* Nükleer saldırı büyük olasılıkla ıssız bir alana yapılacak. 2018 yılında bu yönde bir tatbikat yapıldı ve Kuzey Denizi'nin uzak bir bölgesi tercih edilmişti.
Özetle nükleer saldırı birlikleri hedef almayacak, etkisi düşük bomba kullanılacak ve bir tür gösteri çekimi olacak.
32* Putin böylece 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez bir çatışmada nükleer silah kullanan aktör olarak gerilimi maksimum düzeye tırmandırmış olacak. Askeri birimleri vurmayacak ama gerektiğinde vurabileceğinin sinyallerini verecek.
Ve ilk fırsatta masaya oturmak isteyecek.
33* Rusya'nın nükleer silah kullanması halinde doğabilecek sonuçları kestirmek güç. Fakat ABD, bu krizi fırsata çevirmek için kullanabilir. Tüm dünyayı tedirgin edecek böyle bir saldırıdan Rus karşıtı koalisyon oluşturmak isteyeceklerdir.
34* Peki ABD'nin karşılığı ne olacak?
Eski Ulusal İstihbarat Direktörü General James Clapper böyle bir durumda Biden'a nasıl tavsiyede bulunacağını bilemeyeceğini söyledi ve ekledi:
"Öbür yanağı çeviremezsin. Bir noktada bir şeyler yapmamız gerekecek."
35* Clapper'a göre ABD'nin nükleer savaş planları en derinlerde saklanan bir sır gibidir ve ABD'nin cevabının ne olacağını bilmek mümkün değil.
Fakat Clapper'a göre akla ilk gelen ABD'nin benzer bir misillemeyle cevap vermesidir: SİBİRYA'DA!
36* Bu senaryoya göre ABD, Rusya'nın kullandığı türden şiddeti düşürülmüş taktik nükleer silahı Sibirya çöllerine fırlatabilir ve Putin'e "sorunun ciddi olduğu ve tırmanabileceği" mesajını verebilir.
Arkadaşlar, Batı'da bunlar konuşuluyor. Korkunç.
37* Rusya, son seçenek olarak nükleer silah kullandı ve ABD de karşılık verdi. Peki ya sonra?
İşte ondan sonrası meçhul. Rusya'da 2 bin civarı nükleer silah var ve ABD'de biraz daha azı mevcut. Bunların yüz civarı kadarı Avrupa'da bulunuyor.
38* Princeton Üniversitesi taktik nükleer saldırı ile başlayıp nükleer savaşa dönüşecek bir simülasyonda 90 milyon insan ölebileceğini tespit etti.
Belirtmekte fayda var: Nükleer anlaşmalar gereği başlıkların ağırlıklı bölümünün etkisi Hiroşima'da atılanlara göre çok düşük.
39* Sürecin nereye evrileceğini kestirmek güç. Putin, hezimeti kabullenip dönecek türden biri değil ve Rusya'nın boş bir alana etkisi düşük taktik nükleer silah fırlatması ihtimali gün geçtikçe yükseliyor.
40* Ukrayna krizini yaklaşık 13 aydır takip ediyorum ve krizle ilgili 450 analiz/makale okudum. Yaklaşan nükleer krizi sizlere medyadan önce aktarmaya çalıştım.
Okuduğunuz için teşekkürler. Bilgisel bitmiştir. Patreon'da desteklerinizi beklerim. patreon.com/consinov
Sosyal medyada bunların doğru olup olmadığı tartışılıyor. Buna kim doğru diyebilir ki... Ama bu bir savaş realitesidir. Devlet otoritesi azaldığı vakit bireysel cezalandırma, linç, yağma, infaz, tecavüz gibi suçlara alan açılıyor maalesef. İlk değil son da olmayacak.
Doğru yanlış tartışmasına girmenin ötesinde bu yanlışı kabul edip sebep sonuç ilişkisini anlamak daha yararlıdır.
Mesela savaş esnasında bir yağmacıyı kontrol altına aldığınızda polisi kolayca çağıramazsınız. Devlet savaşla meşgul olduğu için yağmacıyı yargılamak işi size düşer.
İnsanlar teknik hukuk bilmediği için yargılamayı çoğu zaman duygularıyla yapar. Cezanın ölçüsünü tayin edemez. Bedeni cezalar uygular. Yani bu yargılama aslında yargılama değildir.
Bazen de bu öfke dalgası masumları da işgalci gibi görüp onları da cezalandırabilir.
Ukrayna'da ilk barış dalgası geride kaldı. ABD çıkarları için barış erken... Rusya, Ukrayna lehine olabilecek barışa boyun eğmek için hala fazla kurşuna sahip. Çin ise savaşa kritik etki edebilecek bir yol ayrımında vakit kazanmaya çalışıyor.
Saha tekrar ısınacaktır.
Taraflar hala oynayabilecekleri kartlara sahip. Biden, önümüzdeki günlerde AB'yi enerji yaptırımlarına dahil edebilmek için çabalayacak. Bunu sağladığı taktirde Çin'i Rusya lehine tutumdan uzaklaştırmak için tehdit etmek isteyecek.
Putin hedeflerinden oldukça uzak düştüğünün farkında ama hala atabileceği adımlar var ve bunları atıp neticelerini görmeden masada barış imzalamak istemeyecek. Rusya'nın atacağı adımlar neticesinde oluşacak kıyım, Biden'a amaçları için yeni fırsatlar tanıyacak.
Partilerin ufku o kadar dar ki, gündelik politik hesaplara yol alıp sosyal tabanı hiç hesaba katmıyorlar. Mevsim kışsa havanın güneşli olmasına aldananlar günün sonunda üşümeye mahkum olur.
Birileri istesin yahut istemesin, orta vadede siyasetin ana akımı milliyetçilik olacak.
Osmanlı Devleti dağılma döneminde toplumu Osmanlılık kimliğiyle tutabilmeye çabaladı ama kaybetti. Çünkü sosyal taban milliyetçiydi ve her ırk kendi devletini kurabilmek için Osmanlı'dan koptu. Sırplar, Yunanlar, Araplar, Ermeniler, Arnavutlar, Bulgarlar...
Osmanlı, Hristiyanların ayrıldığını gördüğünde bu defa toplumu Müslümanlık üzerinden tutmaya çabaladı. Bu da nehrin akışına karşı kürek çekmekten ibaretti. Çünkü sosyal taban bu İslamcılık rotasına da girmekten uzaktı. Neticesinde geriye sadece Anadolu kaldı...
Maalesef böyle bir günü vatan hainlerini anma, terör örgütü liderini kutsama ve bölücü fikirleri yaşatma ritüeli haline getirmiş durumdalar.
Bu bölücü siyasetin meşrulaşması için var gücüyle çalışanlarla en başta fikir mücadele etmek gerekir.
Fakat Kemalizm hazımsızlığı nedeniyle Şeyh Sait'e, Seyit Rıza'ya rahmet gönderenler, oy hesapları için Öcalan'a ve bölücü siyasete alan açanlar olduğu sürece, bu bölücü fikirlerle mücadele etmek zorlaşıyor. Sekteye uğruyor.
Tüm bu hatalar ve zorluklar karşısında fikri mücadele sahasında elverişsiz durumda kalındıktan sonra bu defa kolluğun devreye girdiğini ve engelleme faaliyetlerinin başladığını görüyoruz.
Fikri mücadele kazanılmadığı sürece sahada yürütülen baskılar bu bölücü siyaseti bitirmez.
Hepimiz bu görüntüyü izlediğimizde, terör örgütü lideri lehine slogan atılması nedeniyle rahatsız oluyoruz. Vaka bizi rahatsız ediyor etmesine ama gözden kaçırdığımız çok daha büyük bir sorun var.
Bu tip bölücü sloganlara niye alan açıldığını düşünün: KABULLENME.
Bölücü sloganlara alan açılıyor çünkü alan açılmaması halinde bunun güneydoğu bölgesinde rahatsızlık yaratacağı ön kabulü mevcut.
Sorun tam olarak bu. Türk siyaseti maalesef terör örgütü liderinin bir kısım toplum için kırmızı çizgi olduğunu kabullenmiş durumda.
Yani terör örgütü liderinin bir kısım toplum için önemli olduğu, ona yönelik sloganlara alan açılmazsa bunun o toplumda rahatsızlığa neden olacağı, bunun da seçimlere yansıyacağı kabullenilmiş durumda.
Siyaset Öcalan'ın toplumda karşılığı olduğu ön kabulüne göre hareket ediyor.
Önde Enver Paşa, sağda Cemal Paşa, solda Ahmet İzzet Paşa ve Mustafa Kemal Paşa... 1917 olsa gerek.
Çok ilginç ve mazisi olan bir fotoğraf... Hatta bu fotoğrafın bir ismi olsa "SEN LAZIMSIN" olabilir. Çünkü:
Enver Paşa 1916'ın sonları gibi Harput'a geliyor. Orada bazı duyumlar alıyor. Savaş kötü gittiği için Mustafa Kemal Paşa'nın arkasından onu eleştirdiği, Cemal Paşa ve Ahmet İzzet Paşa'yı onun aleyhine etkilemeye çalıştığı yönünde duyumlar alıyor.
Mustafa Kemal Paşa'nın diğer paşalara Enver Paşa hakkında raporlar gönderdiği, hükümete baskı yapılarak paşayı görevden aldırmak için çabaladığı iddia ediliyor.
Enver Paşa bu iddiaları duyunca hepsini toplayıp bir toplantı yapıyor.