Thread by @SanatnTarihi

Edward Hopper, ''Gece Kuşları'', 1942 Tuval Üzerine Yağlı Boya, Chicago Sanat Enstitüsü, ABD.

Yıl 1941… İkinci Dünya Savaşı Dönemi…
Japonya, ABD’nin Hawai Adalarındaki Pearl Harbor limanına ani ve güçlü bir saldırı gerçekleştirdi...

Çok sayıda insanın öldüğü saldırıdan sonra Amerikan halkı savaşın korkunç yüzü ile karşılaşmanın verdiği dehşet yüzünden bunalıma girmişti.

Amerikan halkı zaten modern bir depresyon halindeydi ve bu ani saldırı onları daha da depresif bir hale getirdi. Bundan elbette sanatçılar da ciddi şekilde etkilendiler.

Bu dönemleri bizzat deneyimleyen Hopper, sanatında Amerikan halkının yaşadığı depresifliği ve durağanlığı, hem renkleri hem de figürleriyle harika bir şekilde yansıtmıştır. (Otel Odası)

60 yaşında yaptığı bu eserde New York, Manhattan Bölgesinde, Greenwich Village’deki sade bir restoran ve bu restoranın içinde yer alan dört figürü resmetmiştir.

Bu figürlere baktığımızda neşeli ya da mutlu olduklarını söyleyemeyiz. Hepsi son derece depresif oturmaktadırlar. Mekan ve renk seçimi de eserde kasvetli bir atmosfer oluşturmaktadır.

Sanatçı eseri tam 21 Ocak 1942 tarihinde bitirmiş.
Bu restoran evinin yakınlarında yer alıyor.
Yani bir an için başını çevirip gördüğü ve etkilendiği bir sahnedir.

İçeride yer alan figürlerden birinin garson diğer üçünün ise müşteri olduklarını görüyoruz. En solda sırtı bize dönük adam yalnızlığı vurgular gibidir.

Karşısındaki çift de bu figürün ve resim içinde yer alan ‘’yalnızlık’’ temasını daha da güçlendirmektedirler. Bu çift; biraz yakın oturuyorlar. Ama yine de sevgili mi yoksa karı-koca mı olduklarını bilmiyoruz.

Restoranın üzerinde, o dönemde oldukça ünlü olan Phillies sigara markasının reklamını görüyoruz. Ayrıca eser genel atmosfer bakımından sanki sıcak bir yaz akşamı havası veriyor.

Bu detay sanatçının ne kadar iyi bir renk algısı yarattığını gösteriyor. 1940’larda Amerikan sanatında sıkça kullanılmaya başlayan fluorasan ışık tüm sahneyi aydınlatmaktadır.

Garson ise aşağıda bir iş ile uğraşırken bir yandan konuşuyor gibi başını yukarı kaldırmış. Ayrıca başında bir denizci şapkası yer alıyor. Bu denizci şapkası ise Parl Harbor baskınına bir gönderme olarak kullanılmıştır.

Bu resimde en dikkat çekici noktalardan biri yalnızlığı güçlü bir şekilde vurgulamasıdır. Koca şehir sanki bomboştur. Belki savaş dönemi olmasa kalabalık bir mekan olacaktı burası...

Ancak, muhtemelen gece yarısında ya da hemen öncesi veya sonrasında bir araya gelen dört figür görüyoruz.
Kadının bir şeyler atıştırıyor gibi gözüküyor. Ancak gözleri uzaklara dalmış. Yediği şeye bakmıyor. Ya da yanındaki adam ile bir şey konuşmuyor...

Yanındaki adam ise sigara içiyor ve o da kadın ile ya da başka her hangi bir figür ile konuşuyor gibi gözükmüyor. Sigarasını elin sıkıştırmış ve düşüncelere dalmış...

Aynı mekanın içinde, birbirlerine yakın mesafede gözükseler de, aslında birbirlerinden çok uzaklarda, tamamen kendileri ile birlikteler, yalnızlar…

Bu eser Amerikan resim tarihinin en güçlü ve önemli eserleri arasında sayılmaktadır.

Restoranın bir kapısının olmaması ya da garsonun yer aldığı bölmenin bir kapısı olmaması, şehirlerde yalnızlıklarıyla kapalı kalmış bu insanların, burada sıkışıp kaldıklarını vurgulamak için kullanılmış harika bir detaydır…

Resimde güçlü renk geçişleri ve donuk atmosferi bu etkiyi güçlendiren önemli bir özelliktir.

Hopper genel olarak diğer eserlerinde de Amerikalıların günlük yalnızlığını anlatmıştır. Barlar, benzinlikler ve restoranlar onun sanatı için kullandığı mekanlardan bazılarıdır.
Okuduğunuz için teşekkürler, sanatla kalın…