, 19 tweets, 3 min read Read on Twitter
Çoğu paranoid, farkedilecek kadar mantıklı düşünür. Akıl yürütmesinde bir hata yoktur (öncüllerinin de doğru olduğunu kastetmiyorum). Akıl yürütmesi geçerlidir. Akıl yürütmeleriyle, kendinin başkalarının ilgisinin merkezinde olduğunu farzettiği bir algı ve zihin dünyası kurar.
Diğer bir deyişle, merkezdedir. Aynısını, kendinden ayırmadığı ve olumladığı ortak sadakat nesneleri, çoğu kez de belirli topluluklar ve kurumlar için tekrarlar. Onlar da ötekilerin olumsuz da olsa sürekli ilgi odağındadır. Bir an bile boş bırakılmayacak kadar önemlidirler.
Böylece, ortaya diğerlerinin olumsuz anlamda da olsa sürekli ilgi merkezinde olduğuna inanan biri çıkar ki bu tablo büyüklenmeci bir yapıya işaret eder. Böyle yapar, çünkü olumsuz da olsa bir ilginin sürekli odağında olmak esamesi okunmamaktan iyidir.
Diğerinin ancak olumsuz bir ilgisinin odağında olabileceğini düşünmesi ise sevgiyi hak etmediğine inanmasından yani özdeğerinin kırılganlığındandır. Böylece savunmacı bir iletişim tarzı oluşturur. O hep haklıdır, muhatabı ise hep haksız. Yani hem savunmacı hem suçlayıcıdır.
Esamesi bile okunmamak, anılarda bile yer almamak yani kayıttan ve izden düşmek belki de insanın ölüm kaygısından da büyük kaygısı. Ama bu kaygının üzerinde pek durulmamış. Durulmaması da bu kaygının devasalığından olabilir. Paranodin asıl kaygısı bu: esamesi okunmamak.
İzi bile sürülememek yani. Varolmamış gibi o hiç.

Bu tablo sürekli diğerinin niyetini okumayı besler mi? Beslemez mi hiç! Bunu olumsuz bir ilginin sürekli odağında olma faraziyesiyle veya sanrısıyla birleştirin, ortaya dört başı mamur bir kinizm çıkıverdi işte.
Böyle bir ethosta birliği sağlayan ortak değerler ve normlar değildir; benzer ama karşı yönlerdeki algı ve tutumlara yol açan, böylece taraflara diğerinin ne yapacağına dair nirengi noktaları sağlayan güvenmezliktir. Güvensizlik ortak bir sorunlar alanı yaratarak birliği sağlar.
Güvensizlik bir duygusal durum ama güvenmezlik bir tavrı ve bir tutumu imler. Bu anlamda ayırt ettim ikisini.
Birbirinin ne yapacağına dair kestirimlerini/tahminlerini paylaşılan bir güvenmezliğin zemininde kuran ve sorunların birleştirdiği taraflara bölünmüş kutuplaşmış bir toplumda, meşruiyet nereden ürer? Seçimlerden mi?
Bu durum herşeyden önce sosyo-kültürel bir meseledir. "Gelişmiş" kapitalist ülkelerde böyle zıvanadan çıkmış yüksek ve kalımlı bir güvenmezlik yok. Tr ise hep "top" listede. Bunu da kapitalizm aşığı olduğu için yazmıyorum; ama bunu da belirtmek ihtiyacını hissetmem neyin işareti!
Bir topluluğun ortak (işbirliğiyle) çalışma ve üretme zeminini tesis etmesi ve bunlar için gereken çok boyutlu altyapıyı kurması, belirttiğim kaygıların zıvanadan çıkmamasına büyük ölçüde yardımcı olur.
Tr'de bu altyapıyı kurduk mu?
Bu işbirliğinin (ki özerklikler de bir işbirliği biçimidir) gereği olan asgari rasyonaliteyi, karşılıklı konuşabilme becerilerini ve kurumlaşmayı tesis edebildik mi?
Hiç olduğunu hisseden herşey olmak ister. O zaman da diğerine yer kalmaz ve bu noktada da özne artık ölür. Çünkü insan diğeri olmadan bir özne olarak yaşayamaz.
Paranoid özne "acaba" diye sormak anlamında kuşkulu biri değil o daha çok kesin fikirli. Güvensizliğinin güvenmezliğe yani bir tutuma dönüşmesi de kesin fikirleriyle ilişkili. Acabası yok onun. Bu anlamda kuşkucu değil. Tersine, kesinlikçi ve emin bir edası, bir aurası var.
Onun geçerli akıl yürütmesinden de beslenen kesinlikçi/emin aurası, hem takipçileri olmasını hem de takipçileri üzerinde yargılarını hatta yargı güçlerini askıya aldırtacak kadar etkili olmasını sağlamaya yeterli. Bir bildiği var demek ki diye düşündürtüyor insanları o eda.
Bunlar da konuyu "kabul etmeme" meselesine getiriyor. Mesele kelimesinin hem sorun hem de konu anlamıyla. Tr'de ciddi bir kabul etme/me meselesi var. Birbirimizi çok yargılıyoruz anlamına geliyor bu. Yargılanan özne kendini diğerine kapatıyor, ister istemez savunmaya çekiliyor.
Sen diliyle yargılanan bir öznenin ister istemez tetiklenen savunmaları iletişimi bozuyor. Diğerine dair bu beklenti kalıbı zamanla yerleşiyor, sertleşiyor. İletişim ve etkileşim bozulunca da diğerini tanıma, tanıdıkça yakınlaşma, yakınlaştıkça sevme fırsatı ve olasılığı azalıyor
Kendimizi sözünü ettiğim ethosta sık sık boğulacak gibi hissediyorsak, bu biraz da, (özellikle de uyuşmazlıklı olaylar ve durumlarda) kabul edilmeyeceğimize dair epeyce geçerli çünkü çok kere doğrulanmış beklentilerimizin inandırıcılığından. Bu beklentiler de paylaşılıyor/ortak.
Bu kadar sade vatandaşlar. Okuduğunuz için teşekkürler.
Missing some Tweet in this thread?
You can try to force a refresh.

Like this thread? Get email updates or save it to PDF!

Subscribe to Murat Önderman
Profile picture

Get real-time email alerts when new unrolls are available from this author!

This content may be removed anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!