, 58 tweets, 19 min read Read on Twitter
Bugün sizlere Mısır medeniyetinin en ilginç ve en gizemli firavunlarından birinden bahsedeceğim. Hepimiz bir şekilde duymuşuzdur Tutankhamon adını. Gizemler medeniyetinin bu çocuk firavunu neden bu kadar meşhur oldu? Gelin hep birlikte hikayesine bir göz atalım. Başlıyorum. ⚰️
Onu sadece altınlarla dolu bir odaya gömülü olmasıyla kısıtlarsak biraz hakkını yemiş oluruz. Çocuk firavun Eski Mısır Medeniyetinin geleceğini belirleme konusunda da çok önemli biri olmuştur.
Asıl adı Tutankhaton olan bu firavun IV. Amenhotep’in oğludur. Amenhotep ise Mısır’da ilk kez tek tanrılı Aten dinini kurmasıyla bilinmektedir.
(Amenhotep)
Bu dine göre tek tanrı, güneş tanrısı Aton olmuştu. Bu elbette Mısırlılar için dini bir devrimdi. Amon-Ra tapınakları Amenhotep’in emri ile kapatılıyor ve güçlü bir Tanrı olarak kabul edilen Amon’un heykelleri parçalanıyordu.
Tutankhamon babası ölünce üveykardeşi ile evlenerek tahta çıkmıştı. Tahta çıktığında yaptığı ilk iş ise babasının kurduğu Aten dini kaldırmak oldu. Böylece Mısır medeniyeti onun hükümdarlığında eski çok tanrılı dinlerine dönüş yapmışlardı.
Babasının ona verdiği Tutankhaton ismini de değiştirerek Tutankhamon yapmıştı. Yani Tanrı Aton’a değil Amon’a bağlı olacağını da adıyla resmen ilan etmişti. Ancak bu yenilikler tahmin edebileceğiniz gibi kolay olmadı.
Çağı barış içinde geçen genç firavun oldukça erken öldü. M.Ö 1341’de doğan firavun dokuz yaşında tahta çıkmış ve M.Ö 1332 yılında, on sekiz yaşında hayata veda etmiştir.
Binlerce yıl sonra ortaya çıkarılan mezarı ise bugün bir peri masalı gibi anlatılmaktadır. Yaklaşık 3300 yıl sonra inatçı bir Arkeologun, mezarını keşfetmesiyle tekrar ortaya çıkacaktı…
Tutankhamon'un mezarı 1922 yılında Krallar Vadisi'nde Howard Carter tarafından bulundu. Ancak mezarın içinden çıkarılanlar bir anda tüm dünyanın gözünü Eski Mısır'ın üzerine çekti. O dönemde Mısır medeniyetine olan ilgi büyüktü ama bu keşif hayallerin ötesindeydi.
İngiliz Arkeolog Carter, Mısır'da bir süre arkeolojik kazılarda bulunmuştu. Bu çalışmalar onun Mısır Hükümeti tarafından Eski Yapıtlar Müdürlüğüne arkeolog olarak atanmasına neden olmuştu. Carter kafasını hala gün yüzüne çıkarılamamış bir firavun bulmaya takmıştı.
Ancak daha önce bulunamamış firavunları bulmak, tarihe damga vuracak kazılar yapmak istiyorsanız finansal desteğe ihtiyacınız var demektir. Carter bir süre boyunca ufak tefek desteklerle çalışsa da sonunda beklediği finansal kaynak ayağına gelmişti. Lord Carnarvon...
Lord Carnarvon yani asıl adıyla George Harbert ile tanışan Carter, kısa sürede onu kazılarının destekçisi yapmaya ikna etti. Lord, bir süredir başka arkeologlar ile kazılar yapıyor ama başarısız oluyordu. Carter'ın inatçılığını ve azmini görünce ikna olmuş olmalı...
1907 yılında çalışmaya başlarlar. 15 yıl boyunca kazıların merkezi Krallar Vadisi olacaktır. 1922 yılına kadar kazarlar ama henüz bir şey çıkmaz. Lord, kazıların sonuçsuz kalmasına tepki göstermeye başlar. Bir de üstüne Carter ile Lord'un kızı arasında bir aşk başlayınca....
Lord, Carter'a artık kazıyı sonlandırması gerektiğini söyler.Ancak Carter kazıyı bir yıl daha uzatmak için ısrar eder. Sonunda Lord ikna olur ve kazı bir yıllığına uzatılır. Yıl 1922, aylardan Ekim. Carter Mısır'da her şeyiyle, keşfedilmemiş bir firavunu keşfetmek için devam eder
Sonunda 4 Kasım 1922'de Carter, Lord Carnarvon'a bir mektup yazar ve Mısır'a acilen gelmesini söyler. Lord, kızı ile birlikte Mısır'ın yolunu tutar ve sonunda mezara Carter, Lord ve kızı ilk defa birlikte girerler.
Mezara ilk başta girmeye çalışsalar da bunu başaramamışlar. Öncelikle bir ön odaya ulaşırlar. Ön odanın kuzeyinde bir duvar daha vardır. Burası asıl mezar odasıdır. Carter bir delikten mezar odasına baktığında som altından yapılma lahiti görür...
Bu Carter'ın hayatında gördüğü en iyi şey olmalı :) Ancak mezar öyle hemen açılamamış, açılsa da her şey hemen çıkarılamamış. Çünkü odada bulunan birbirinden değerli hazinelerin korunarak, zarar görmeden çıkarılması gerekiyor.
Her şey hesaplanıp bir planlama yapıldıktan sonra 29 Kasım 1922'de bir basın açıklaması yapılmış, 27 Aralık tarihinde de ilk eser taşınmıştır. Bu işlem 10 Kasım 1930 tarihine kadar devam etmiş ve bu tarihten itibaren kazının bitirildiği açıklanmıştır.
Ardından bütün eşyalar toplanarak Kahire Müzesine götürülmüştür. Mumya hariç çıkan tüm değerli eşyalar burada sergilenmektedir. Görselde ise mezarın planları ve bölümleri gösteriliyor.
Bu görselde ise mezarın ilk bulunduğunda nasıl olduğunu görüyoruz. Mezar ve Hazine odası olarak adlandırılan yerlerde gördüğümüz eşyalar mezar ilk yapılırken son derece düzenli ve planlı yerleştirilmiş. Ancak ön ve ek odalarda bulunan eşyalar için bunu söyleyemeyiz.
Krallar Vadisinde bulunan bu mezar Mısır medeniyetine dair yapılan en önemli buluşlardan biridir. Krallar Vadisi olarak adlandırılan bu yer başkent Kahire'ye 635 km uzaklıkta, güneyde bulunmaktadır. Nil Nehrinin batı kıyısının da 5 km. içinde yer alır.
Bu bölgede oldukça fazla mezar bulunmuştur. Zaten Vadinin adından da anlaşılıyor. Tutankhamon mezarı ise KV62 olarak aşağıdaki haritada gösterilmiştir. Aslında tam merkezde olduğu görülüyor. Çevresindeki tüm mezarlarda da başka krallar yatıyor.
Peki madem bu kadar merkezi bir yerdeydi, neden ve nasıl o zamana kadar gözden kaçtı? Çünkü üstünde bulunan mezarların, özellikle KV-9 numaralı V. ve VI. Ramses'in mezarının kazılması sırasında çıkan molozun altında kalmıştır.
Ayrıca Tutankhamon'un mezarı Krallar Vadisinde bulunan en yüksek tepenin, hatta bir piramit gibi görünen 250 m. yüksekliğindeki bu tepenin yakınındadır.
Tutankhamon'un Lahit odasında ise kuzey, batı ve doğu duvarlarında üç resim bulunmaktadır. Kuzey'de bulunan üç sahneli resimden başlayarak açıklayayım. Bize göre sağ tarafta iki figür görüyoruz. Biri beyaz bir mumya kıyafeti giymiş. Normalde bu tarz kıyafet Tanrı Osiris'e aittir.
Ancak burada ''Osiris formundaki Tutankhamon'' demek daha doğru olacaktır. Tutankhamon figürünün sağında duran ve elinde bir alet tutan kişi ise Ay'dır. Ay, Tutankhamon'un veziridir. O öldükten sonra yerine geçip Firavun olmuş ve Tutankhamon'un eşi ile evlenmiştir.
Ay'ın elinde tuttuğu alet mumyalama işlemi sırasında kullanılan ve ağız açma rittüeli sırasında, adından da anlaşılacağı üzere ağzı açmaya yarayan bir alettir. :)) Bu uygulamanın amacı, ölüye sonradan hayat vermektir.
Sahnenin ortasında yer alan iki figüre bakalım şimdi. Burada Tutankhamon'u ve Tanrıça Nut'u görüyoruz. Hatta Tanrıça, Tutankhamon'u selamlamaktadır. Elinde tuttuğu sembollerle ise Tutankhamon'a şans diliyor ve yeni hayatına ''hoş geldin'' diyor.
En sol tarafta ise üç figür görüyoruz. En solda Tanrı Osiris var. Osiris sık sık bedeninin alt kısmı mumyalanmış ve sarılmış olarak resmedilir. Dünya dışındaki alemlerin, yeniden doğuşun ve yargının hakimidir. Kafasında sivri bir külah veya bazen de bir taç ile gösterilir.
Vücudunun sargılı olması ve pullu bir derisi olması da yine ayırt edici özellikleridir. Ellerini göğsüne çapraz olarak birleştirmiş şekildedir. Ellerinden birinde kraliyet kırbacı diğerinde ise firavun bastonu tutmaktadır. Karşısında ona sarılır vaziyette Tutankhamon'u görüyoruz
Tutankhamon'un arkasında ise onun ruhu olan KA gözükmektedir. Burada Osiris, Tutankhamon'u Öbür Dünyaya kabul ediyor ve kucaklıyor...
Lahit odasının doğu duvarında yer alan resme bakalım şimdi de. Buradaki sahne dramatik olsun diye tasarlanmış. Tutankhamon burada mezarına taşınmaktadır. Onu mezara taşıyanlar ise tüm Mısır medeniyetinin önde gelen, yüksek statüdeki insanlarıdır ve hepsi yas içindedir.
Lahit odasının Batı duvarında ise 12 tane Babun resmi dikkati çeker. 12 rakamı ile Tutankhamon'un gece boyunca, 12 saat sonra öteki dünyaya geçeceği belirtilmiştir. Sol tarafta, yukarıda ise bir tekne görüyoruz. Tekne, eski mısır inanışında öbür dünyaya gitmek için kullanılır.
Teknenin orta kısmında ise kutsal sayılan bok böceği ve iki tarafında da Osiris'in formları gözükmektedir. Sağ üst tarafta ise bazı tanrıların resimleri yer almaktadır.
Mezar içinde muhtemelen güney duvarında da bir resim vardı ancak Carter odaya duvarı yıkıp (mecbur) girdiği için bu resim günümüze gelemedi. Sonuç olarak bu duvar resimlerinden çok daha değerli eşyalar da içinde saklıydı. Bunlardan en ünlüsü som altın olan maskedir.
Tabi daha önce de bahsettiğim sol altın lahit...
Firavunun bacaklarında da bir sorun vardı. Bu birazdan değineceğim. Bu yüzden sıklıkla bu at arabasını kullanıyordu. Hem gündelik hayatında hem de ava veya yarışlara katıldığında...
Tutankhamon'un zaferi simgeleyen savaş resmi...
Bu da altın tahtı... Tahtın sırtlık kısmında bir resim bulunuyor. Bu resimde Tutankhamon'u tahtında otururken görüyoruz. Ayaklarının altında ayrıca bir sehpa bulunuyor. Karşısında eşi Ankhesemon'u görüyoruz. Ayakta durmuş ve sağ eliyle eşinin omzuna dokunuyor, sol elinde ise
bir merhem kutusu tutmaktadır. Bu da yine Tuthankhamon'un ciddi sağlık problemleri ile uğraştığını bize gösteriyor. Bu iki figürün üzerinde ise bir güneş kursu görüyoruz.
Peki neden ölmüştü? Sağlık sorunları tam olarak neydi? Öncelikle ensest ilişkiden doğduğu için pek çok sağlık sorunu ile uğraşıyordu. Neredeyse genç bir kadınınki kadar geniş kalçaları vardı, bacağındaki bir yamukluk nedeniyle bir ayağı tam olarak yere basmıyordu ve dişlekti.
Genç firavun yürümek için bir bastona ihtiyaç duyuyordu. Bu yüzden de mezar odasından 130 kadar baston çıktı.
Ölümü hakkında pek çok teori varken bugün en kabul edilen ölüm şekli, at arabasını sürerken bir kaza geçirdiği ve bacağının kırılarak yaralandığı ve bir iltihap sonucunda öldüğü yönündedir.
Evet, Binlerce yıl önce öldü ve 1922'de gün yüzüne çıkarıldı. Ortaya çıkarılışı Arkeoloji dünyasının gündemine oturdu doğal olarak ama mezar kazıldıktan sonra gerçekleşen olaylar da tüm dünyanın ilgisini çekmeye başlamıştı. Tutankhamon'un Laneti...
Firavunun Lahtinde hiyeroglif yazılarda dikkat çeken bir yazı var. Bu yazıda ''Firavunun mezarına her kim dokunursa ölümün kanatları onu saracaktır'' yazmaktadır. Elbette bu Carter ve Lord Carnarvon'u durdurmak için yeterli değildi...
İlk olay Carter'ın başına geldi. Çok sevdiği kanaryasını bir yılan yemişti. Ancak bu öyle sıradan bir yılan değil, Firavunların Sembolü olan bir kobraydı... Kazı alanındaki Mısırlılar bunun lanet olduğunu ve hayra alamet olmadığını söylediler...
Ardından Lord Carnarvon'un kan zehirlenmesi geçirerek aniden ölmesi hem kazıdaki insanları hem de Arkeoloji Dünyasını şok etmişti. Artık herkes Lord'un ölümünden ve Tutankhamon'un Lanetinden söz ediyordu...
Ardından Geroge Gould adında bir adam mezarı ziyaretinin hemen ardından 16 Mayıs 1923 tarihinde yüksek derece ateşlenerek hayatını kaybetmiştir.
Ardından Lord Carnarvon'un üvey kardeşi Albay Aubrey Herbert da kan zehirlenmesinden ölmüştür.
Mumyanın x-ray filmini çeken Sir Archibald Douglas Reid ender görülen bir hastalığa yakalanarak ölmüştür...
Howard Carter’ın sekreteri Richard Bethell, 15 Kasım 1929 tarihinde yatağında
boğulmuş bir şekilde bulunmuştur.
Mısır eski eserler bölüm müdürü Dr. Gamaleddin Mehrez ise Mumya Lanetine saçmalık demiş ve ;'' Bana bakın, bütün yaşamım boyunca mezarlar ve mumyalar ile uğraştım, bütün bunların bir rastlantı olduğunun en büyük kanıtıyım'' dedikten dört hafta sonra ölmüştür.
Howerd Carter mı nasıl öldü? O da Lenf Kanserinden 64 yaşında hayata veda etti. Ancak çoğunuzun da tahmin ettiği gibi binlerce yıl kapalı kalmış bir odada çok fazla zehirli gaz birikmiş ve ölümlerin çoğu bu sebepten gerçekleşmiş olabilir. Zaten sonrasını da basın hallediyor..
Mumyalarla ilgili ayrı bir yazım da var. Buradan okuyabilirsiniz. Zaten mumyalama işlemi sırasında kullanılan malzemelere bakarsanız ve binlerce yıl oksijensiz kaldığını düşünürseniz ne denli zehirli olduğunu göreceksiniz.
Son olarak Tutankhamon ile ilgili en sevdiğim detaylardan birinden bahsetmek istiyorum. Eşsiz bir madene sahip olan bu hançeri Firavun'a uzaydan geldi... Bir metoroitten yapılma bu hançer koleksiyonun en eşsiz eserlerindendir....
Mezardan çıkmadığı için o bölüm içinde anlatmadım. Bu hançer mezarın keşfinden tam üç yıl sonra 1925 yılında, Firavunun mumyası üzerinde inceleme yaparken, sağ kalçasındaki sargıların içinde bulundu. Günümüzde Kahire Müzesinde sergileniyor.
Sapında altın süslemeler bulunan hançerin neceftaşından bir de topuzu var. Hançerin bir yüzü zambak desenleriyle, diğer yüzü ise kuştüyü motifleriyle süslüdür. Ayrıca altın da bir kını vardır.
Tutankhamon hakkında söyleyeceklerim bu kadar. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sanatla ve sevgiyle kalın... 😊😊
Missing some Tweet in this thread?
You can try to force a refresh.

Like this thread? Get email updates or save it to PDF!

Subscribe to Sanatın Tarihi
Profile picture

Get real-time email alerts when new unrolls are available from this author!

This content may be removed anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!