Thread by @muratonderman

Tanımadığınız insanlara ortak bazı fikirleriniz var diye kefil oluyorsunuz. Kişiye kefil olma tavrı belki de bir kişinin bir bütünlüğünün olduğu örtük inancından, bilmiyorum.Ama fikirleri demoktatik olmasına rağmen ne eylemleri ne kişilikleri demokratik sayılabilecek çok kişi var

Bunun tersi de doğru. Ç. Kağıtçıbaşı hoca iki araştırmasında, Tr'deki otoriterliğin bireylerin karakter yapılarından çok sosyal normlardan kaynaklandığını (ama ABD'de tersinin geçerli olduğunu) yazmıştı.

Tuhaf ama, fikirleri belirgin biçimde demokratik sayılamayacak olan ama eylemleri, seçimleri ve davranışları diğerini kabul edici, şefkatli vb insanlar da var.

Mesela, taraftarı olduğu "demokratik" kesimin elitlerinin seçimlerinin (kararlarının) eleştirilmesini bir müdahale/karışma saymak da böyle bir eylem. Demek ki bazı dogmaları, dokunulmazları, eleştirilemezleri var. Bu kesimin siyasi sloganını dokunulmazlaştırıyor mu mesela.

Siyasi iktidara talip hatta kısmen siyasi iktidarı kullanan (bazı belediyelerde) bir partinin sloganınını TC yurttaşları elbette eleştirebilir, sorgulayabilir, memnuniyetsizliğini dile getirebilir hatta "Allah bildiği gibi yapsın bu sloganı" vb bile diyebilir :)

Bir ülkede demokrasinin nasıl ve ne biçim(ler)de hayata geçirileceği müzakereye açık değilse demokrasi kavramı zaten dondurulmuş demektir.

Demokrasiyle alakası olmayanlar için bunlar zaten boş laflar. Önemli olan kendine demokratım diyenlerin reaksiyonları. Biraz kazıyınca altta ne çıkıyor yani öyle değil mi.

Bir de, sevincinizi asla silah atarak göstermeyin. İnsanları, kuşları vuruyorsunuz. Hem sivil bir sevinme biçimi de değil.

Kimisinde abartılı bir özerklik hassasiyeti oluyor ki medeni bir işbölümünün yani işbirliğinin gerektirdiği eylemlerde bulunmasına bile engel oluyor. Bu insanların bir kısmı erken ve hemen bireyselleşmek isteyenler ama henüz fazla impulsive olmaları onlara patinaj çektirtiyor

Paranoidler ve borderline insanmarda mesela, bu abartılı özerklik hassasiyetleri ortaya çıkabiliyor. "Dokananı yakarım" reaksiyonerliğindeki gibi.

Ama eleştiri başka müdahale başka. İkincisi bir operasyon. "Cerrahi müdahale"deki gibi.

* demokratik

Tanımadığınız insanlara sadece ortak bazı fikirleriniz var diye kefil olmanız, üstünüzü kazıyınca alttan bir cemaat insanının çıkacağının işareti. Hatta, görünmeye başlamış bile. Dayanışmayı tektiplilikten türetmişsiniz işte. Peki sokaktaki insan kimin umurunda. Herhangi biri...

Mağduriyet ufukları vardır. İnsanlar bu ufkun dışındakileri mağdur saymaz. Muhafazakarlara göre hâla kendileri mağdur, modernleşmenin mağdurları onlar.Milliyetçilere göre kendileri mağdur, yedi düvel bizle savaşıyor. Solcular aynı insanın sağcı kısmını görmez ezilen kısmını görür

Feministler mağdur olarak kadınlara odaklanırlar ama geri kalan mağdurlara ne yapılacağı konusunda kafaları karışıktır. Mağdur seçeriz yani. Peki bir mağduriyet ufuk hattının çizilmesi kendi başına mağdur yaratabilir mi? Bir yazımda yaratabilir tezini savunmuştum.

Çünkü ikili bir mantığın (ya o ya o) peşinden gidiyor ve aynı insanda hem ezen hem ezilenin bir araya gelebileceğini gözümüzde canlandıramıyoruz. Toplumu ortadan ikiye ayırıyoruz: bunlar ezenler bunlar da ezilenler.

Bu ne herkes aynı ölçüde ezen veya ezilendir demek ne de eşitsizliklerin bazı yapısal sebepleri yoktur demek. Ama yine de bir insanın hem ezen hem ezilen olma konumunda olabileceğinin kabul edilmesinin önemli bir adım atma anlamına geldiğini düşünüyorum.

Bir vakit haksız bir kararla işten çıkarıldım. Dava açtım. Davayı kazandım. Geri döndüm.Beni atıldığım sırada tek 1 kişi aradı (yazıyla: Bir kişi). Etraf demokrat kaynıyordu. Beni aradılar diye başlarının belaya gireceği bir tip de değildim.Sokaktaki insan olduğum için aramadılar

Benimki gündelik hayata dair sıradan 1 olaydı. Mağduriyetimin onların mağduriyet ufukları içindeki yeri belirsizdi. Bu yerin o kadar dikkatle aranması gerekmiyordu. İşimden olmuştum. Tam 3 kitabı birden yazdığım dönemde. İstim üstündeydim.Bana atfedecek mağdur kimliği bulamadılar

Bir insanın mağduriyetini onun biricikliğini dışlamadan ele almamızı sağlayacak mağduriyet ufuk hatlarımız var mı? Bunca lafı bu soruyu sormak için ettim. Hayatımın en üretken ve çalışkan dönemlerinden birinde işsiz kalmıştım.
Bu kadar sade vatandaşlar. Okuduğunuz için teşekkür

Timeline da bakıyorum eşitlikçi seçkinler birbirini tanıyor; birbiriyle arkadaşlık ediyorlar. Seçkinci olmayan seçkinlerin de büyük yardımıyla aydınlık günler bizi bekliyor.