,
8 tweets,
2 min read
Read on Twitter
Evrensele bağlanan etik, ilk bakışta hümanizmle uyumlu görünür. Hatta ilkini ikincinin gereği bile görebiliriz. Lakin evrenselci etik bazı gerçek etik sorunların da üstünü örter. Hocalar farklı muamele yapmamış bu öğrenciye. Bilselerdi durumunu, yapmalı mıydılar?
Kuralcı, biçimci etikler kendine özgüyü ne kadar içerebilir? Buralarda ahlaki partikülarizmin söyleyecek bazı sözleri vardır. Tr'de partikülaristik bir etiği savunan entelektüeller belki vardır; bilmiyorum.Batıda epeyce var.Üstelik burası ahlaki partikülarizmin cennetlerindenbiri
Dürüstlüğü ilke haline getirelim ve temele koyalım. Masum birisinin hayatını kurtarmak için bile olsa yine doğruyu mu söylerdiniz, ilkenin mutlaklığını bozmamak adına. Kant idi değil mi bu meseleyi tartışmış olan.Kimsenin yararına olmasa zararına olsa yine doğruyu mu söylerdiniz
Bunlardan yani etik evrenselcilikten de partikülaristik etikten de, bunların ikisinden de vazgeçilemez. Siyaset, ikisi arasındaki gerginliği ortadan kaldırma değil ama idare (handle) etme işidir biraz da.
Masum birinin hayatını kurtarmak için bile olsa yalan söylemez miydiniz demek istemiştim. İfade biraz bulanık olmuş. Pardon.
Arkadaşlar, bu olay üzerinden bir evrenselci etik-partikülaristik etik tartışması yapmak istediğim yeterince açık değil mi. Yoksa sosyal politika yüksek lisans programında ders veriyorum ben. Mesele kızın ölümünün her şartta engellenmesi değil, hocanın tavrı ne olmalıydı. Point.
Şöyle yazayım o zaman: hoca olarak elinizde başka hiç bir imkan olmasa yani o öğrenciyi kurtarmak için elinizdeki tek imkan, hak etmemiş bile olsa o fazladan birkaç puanı vermek olsaydı, verir miydiniz vermez miydiniz. Bu soru da üzerinde düşünelim diye. Literal değil.
Yani farzedelim ki o memlekette telefon veya telsiz yok, sosyal politika teşkilatı kurulmamış hatta zihinlerde sosyal politika kavramı henüz yerleşmemiş vs bu durumda hoca ne yapmalıydı. Başka hiçbir alternatif yok. Kızın tek şansı o not.
