Galiba üçüncü bir flood lazım.
Hem Fenerbahçe hem diğer sitesi 12 Numara, bir video ve grafikler dolaşıma sokmuş.
Tabii ki, onlar kadar teknik imkanım yok.
Ama gerçeği o yanar dönerli videolarla gizlemek mümkün değil.
Sadece gerçek bilgiyle cevap vermek istiyorum.
Şöyle diyorlar: “Milli Küme ve Türkiye Futbol Birinciliği, 1924-51 yılları arası Türkiye’deki TEK ULUSAL futbol organizasyonlardır. Tamam, 7 yıl aynı anda yapılmış olabilir (aslında 9-mş) ama “takımlar aynı anda yarışmadılar”. Maçlar “çakışmadı”...
Yani tezleri şöyle:
1- Bu 2 organizasyon, dönemin tek ulusal organizayonlarıdır.
2- Yedi kez aynı yıl içinde oynansalar da farklı zamanlardaydı.
3- Bir yılda 2 şampiyon olabilir; Arjantinde de 2 lig var mesela.
Sırayla başlayalım.
Büyük harfle de yazmışlar ama bir bakalım mı bu 2 organizasyon gerçekten tek ve ulusal mıydı?
Eğer bir organizasyon Türkiye Şampiyonu çıkaracaksa;
1. Tüm Türkiye takımlarının katılımı,
2. Her takımın birbirleriyle oynayarak güç sıralamasına girmeleri gerekir.
Bahsettikleri 2 organizasyon da maalesef bu kriterleri karşılamıyor.
Sırayla ve ayrıntılı örnekleyeceğim ki “şampiyonluk” dediğimiz, onca emek ve zahmetli süreç ürünü elde edilen bir ünvanın değeri ortaya çıksın.
Ve nasıl bu kadar kolaylıkla istenebildiğine şaşıralım...
Türkiye Futbol Birinciliği ile başlıyorum.
Bu, eleme usülü bir Kupa organizasyonudur. İstanbul’dan tek takım katılır. Formatından dolayı sıralama yapılamaz.
Şimdi iyi okuyun lütfen;
Fenerbahçe’nin istediği 3 şampiyonluğun (1933, 1935, 1944) açılımını tek tek vereceğim.
1933. Oynadığı maç sayısı, rakipleri:
20 Ekim 1933 Fenerbahçe 12-0 Adapazarı İY
21 Ekim 1933 Fenerbahçe H-0 Bursa Sanatkaran (maça çıkmamış)
25 Ekim 1933 Fenerbahçe 4-1 Gençlerbirliği
27 Ekim 1933 Fenerbahçe 3-0 Trabzon İdman Ocağı
10 Kasım 1933 Fenerbahçe 8-0 İzmirspor
Görüldüğü gibi, 1 haftada, biri hükmen 4 maç...
Toplam 20 günde 5 maç yapmış.
İstedikleri şampiyonluklardan biri bu....
1935:
25 Ağustos 1935 Fenerbahçe 8-0 Çanakkale Türkgücü
29 Ağustos 1935 Fenerbahçe 5-1 Balıkesir Spor Yurdu
4 Eylül 1935 Fenerbahçe 9-0 Adana Torosspor
8 Eylül 1935 Fenerbahçe 3-1 Altınordu
Bu daha hızlı. 14 günde 4 maç ve ve Fenerbahçe’nin istediği bir şampiyonluk daha...
Bu da 1944. Daha da rezalet:
27 Mayıs 1944 Fenerbahçe 2-1 Harp Okulu
28 Mayıs 1944 Fenerbahçe 5-1 Göztepe
30 Mayıs 1944 Fenerbahçe 4-2 Mersin İdman Yurdu
4 günde 3 maçta şampiyonluk!
İşte istedikleri 3 şampiyonluğun arka planı bu.
Bunun “Türkiye’nin tek ulusal organizasyonu” olduğu iddiası ancak bir şaka olabilir...
Geçiyorum Milli Küme’ye...
Bu organizasyon, başından kadük. Ulusal olması için gerekli asgari şart yok.
Çünkü sadece 3 şehirden takım ve üstelik onların sadece ilk 4’ünün “davet” usülü katılımı var.
Oysa Adana’da oynanan bir lig var. Trabzon’da var...
Konya, Bursa, Eskişehir, Adana, Antalya, Adapazarı, Balıkesir....
Hepsinin o sene çıkan şampiyonları var.
Niye katılamıyorlar Milli Küme organizasyonuna?
Cevabı içinde saklı. Çok vahim bir temsiliyet sorunu var.
Nasıl kuralsız bir organizasyon olduğuna dair bir başka örnek.
1939’da Galatasaray ve Ankara Demir maçları aynı puanla bitirince ikisi arasında 2 maçın daha ilki yarda kalıyor. Devlet tebliğ gönderiyor: “maç yapmayın, averajı iyi olan takımı (Galatasaray) şampiyon yaptım!”
Sakın Milli Küme maçlarını da aylarca süren bir organizasyon olarak düşünmeyin.
Mart, Nisan veya Mayıs’ta yapılıyor tüm maçlar. 2 günde bir maç yaparak hızla (en fazla 1,5 ayda) bitiriliyor Milli Küme.
Niye?
Cevabı herşeyi anlatıyor...
Çünkü futbolcular yorgun. Esas liglerinden çıkmşlar. MK de tamamen İstanbul Futbol Ligi’ne göre ayarlanıyor.
Bazen İstanbul liginde maçlar bitmezse, kulüpler başvurup bu angarya organizasyonu istemiyorlar.
Devlet bazen “tamam, yorgunsunuz yapmayalım” bile diyor (1942).
İncelerken gördüm ki; 1940 yılındaki maçlarda Fenerbahçe 25 Mayıs’ta Altay’ı 9-2 yenmiş. Bir gün sonra, yani 26 Mayıs’ta bu sefer Altınordu’yu 7-0 yenmiş! İki günde 2 maç, 16 gol.
Böyle işte Milli Küme maçları.
Bunlardan Türkiye Şampiyonu ne kadar zorlarsan zorla çıkmaz.
Esas soru aklınıza gelmiş olabilir.
“Yahu madem ulusal ligdi bu, niye devam etmedi?”
Güzel soru.
Bu büyük angarya olan Milli Küme, İstanbul kulüplerinin rica minnet devlet büyüklerini ikna etmesiyle kaldırılıyor!
Yani örneğimizden gidersek, Fenerbahçe de istemiyor 😀
Sadece bu 2 organizasyon mu var?
TFF sitesine baktım, interneti taradım ama 1923-59 dönemi bütün organizasyonları birarada gösteren bir grafik bulamadım.
Oysa TFF’nin bunu çoktan derlemesi gerekirdi. Asıl görevi bu olmalı onların.
İş başa düştü, oturup hazırladım.
İsimden giderseniz de yanılırsınız.
Adına bakarsanız çok haşmetli duruyor Türkiye Futbol Birinciliği...
Ama takımlar kupa usülü oynandığı ve önemsenmediği için ikinci takımlarını gönderiyor. Zaten gerçek lig başlayınca da amatör takımlara kalıyor.
Mesela Milli Küme dediğimiz organizasyon, 1942-44 arası Maarif Kupası imiş.
Daha sonra adını Milli Eğitim Mükafatı diye değiştirmişler.
En sonunda Milli Eğitim Kupası olmuş.
Yani adı içeriğini yansıtıyor.
Son 2 not:
7 değil 9 kere aynı sezon oynanmış bu iki organizasyon. 1937’deki Eskişehir, 1938’deki Bafra’yı niye atlıyorlar; anlayamadım.
Oysa kendilerinin öbür organizasyondaki birinciliklerini saymışlar ama (1937 Fenerbahçe)
Ee; hani ikisini birden sayıyordunuz??
İkincisi; Arjantin’i örnek veriyorlar. Orada Açılış Ligi/Kapanış Ligi var diye.
Orada var diye, 120 yılı aşan futbol tarihimizde ve hemen tüm dünyada bir kere bile uygulanmamış bir sistemi niye kabul edelim ki?
Dahası, o sistemin bile kendi içinde farklı varyasyonları var. Mesela Uruguay, Peru, Venezuela ve Nikaragua’da her sezonun tek şampiyonu Apertura/Clausura birincilerinin birbirleriyle maç yapmalarıyla çıkıyor.
Meksika ve Kolombiya da, birbirleriyle maç yaptırıyor mesela...
İki tane link vereceğim konuyla ilgili.
Bir tanesi TFF’nin meclise gönderdiği konuyla ilgili görüş.
Diğeri de tanımadığım bir sitenin emekçilerinin hazırladığı çok güzel kupürlerin bulunduğu bir site...
Bir tanesi TFF’nin meclise gönderdiği konuyla ilgili görüş.
Zaten karar vermiş 2014’te...
@ilkeryaziyor
Diğeri de tanımadığım bir sitenin emekçilerinin hazırladığı çok güzel kupürlerin bulunduğu bir site...
galatasaraysampiyonluklari.com/2019/09/12/fen…
Bu iki linkteki belgeler, aslında benim bu kadar gevezelik yapmama gerek kalmayacak kadar açık ve herşeyi anlatıyor.
Evet, üçüncü Flood da burada bitiyor.
Umarım dördüncüye gerek kalmaz.
Herkese sevgiler...