, 41 tweets, 13 min read
My Authors
Read all threads
"Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım?"

1934 yılında Sivas'ın Şarkışla İlçesi'ne bağlı Gümüştepe Köyü'nde dünyaya geldi.

Küçük yaşlarda babası tarafından “gavur okulu” denilerek ilkokula gönderilmeyen
ve çocuk yaşta pek çok din hocasından, şeyhten din konusunda eğitim alan Turan Dursun, babasının hayali olan “Basra'da ve Kufe'de bile görülmeyecek bir alim” olmak istiyordu.

Tutak müftüsünün, mollaların ve şeyhlerin eli altında geçirdi bu yıllarını Turan Dursun.
Köyün camisinde yatıp kalkıyordu ve bu süreç boyunca hem Arapça hem de Kürtçe öğrendi.
Öğrencilik yılları sadece Ağrı’da geçmedi. Muş’un ve Erzurum’un köylerinde de okudu. Hem Kürt hem de Çerkez hocalardan dersler aldı.
Bu sayede Kürtçeyi çok iyi, Çerkezceyi de hatırı sayılır derecede konuşabiliyordu. 15 yaşına kadar böyle dolaşıp durdu. Tanıyan herkes onu çok zeki olarak nitelendiriyordu. Çünkü o yörelerde okutulan tüm İslami metinleri ezberlemişti, başka birçok Arapça metni de rahatlıkla
okuyup anlayabiliyordu. Askere gidene kadar pek çok hocadan “icazet” almıştı.
1955-1957 yılları arasında askerliğini yaptı. Bu sürecin ona kazandırdığı en önemli şey okuma yazma öğrenmesiydi.
İlkokul diplomasını terhis olduktan sonra sınava girdiği İstanbul’daki Mahmut Paşa İlkokulu’ndan aldı.
Askerliğini tamamladıktan sonra İstanbul’da -kendi deyimiyle- “yüksek dereceli talebelere” ve hocalara Arapça ve İslami bilim alanlarında dersler verdi.
Bu süreçte birçok müftü ve vaiz yetiştirdi. Sonrasında kendisi de sınavlara girerek vaiz ve müftü oldu. Önce Sivas’ın Gemerek ilçesinde müftülük yaptı, ardından da Sivas Bölge Müftüsü oldu. Bu arada bitirme sınavlarına girip ortaokul diplomasını aldı.
Sivas’ta nur cemaatinin bir kolu olan Süleymancılarla çatışmaya başladı. Bu çatışma, Sivas’ın zenginlerinin de Süleymancılar tarafında yer alması sebebiyle sürgünle sonuçlandı. Bir telgrafla önce Manisa’ya, oradan da Tokat’a sürüldü.
Ama tayin işlemleri TSK’daki paşaların araya girmesiyle durduruldu ve Turan Dursun Sivas’taki görevine iade edildi. Kendi ifadesine göre bunun sebebi, Turan Dursun’un Sivas’ta 620 imam ve vaizin Cumhuriyet Bayramı’na katılmasını sağlamaktı.
Turan Dursun “Atatürkçü müftü” ya da “komünist müftü” olarak anılıyordu. Sivas’taki Cumhuriyet Bayramı katılımı ve buna benzer girişimleri gazetelerde çok yankı uyandırdı.

“alışılmadık bir müftü” olmaya başlayan Dursun bir röportajında konuya ilişkin şu sözleri dile getiriyor:
“62-65 yıllarına. Alışılmadık bir müftü olmuştum. Nedeni şuydu: Ben, Sivaslı sayıyordum kendimi. Sivas camilerine gidip gördükçe bakıyordum rahleler oraya buraya asılmış, çok berbat. Bunlar niye burada duruyor falan diyordum. Ondan sonra imamları vardı.
Abdestlerini tutamayacak kadar yaşlıydı bunlar. Daha göreve gelir gelmez, haftasında 15 tane imamın görevine son verdim. Bunlar zengin insanlardı. Bunların çoğunun oğulları yargıç, doktor ve daha başka etkin görevlerdeydi. Tabii, bunlar bana orada sorun çıkardılar.
Çirkinlikleri gidermek, camileri park yerine getirmek, Sivas'ın köylerini ağaçlandırmak yoluna gittim. Müftülük lojmanı yapmak yerine, hastane önerdim. O hastane, göğüs hastalıkları hastanesi, ki, şimdi çok güzel bir hastanedir...
Sonra onlardan, imamlardan, beklemedikleri şeyleri isteyince söylenmeye başladılar. Toplu halde sinemaya götürüyordum. Kurs açmıştım. Onlara konferans vermeyi, grup çalışmalarını öğretme yoluna gitmiştim. Milli Eğitim' ile işbirliği yaparak diploma sağlamaya yönelmiştim ki,
sıkıcı bulununca söylendiler, "Bu müftü kafirdir," dediler. Hatta, "Komünisttir," dediler. Arkasından bir baktım nakiller. En büyük darbeyi ben Halk Partisi'nden yedim. Şaşılası bir şeydir ki, kendim de Halk Partili olarak ileri sürülüyordum.
O zaman "Yeni İstanbul", "Yeni İstiklal" diye bir takım gazeteler, mecmualar falan vardı. Orada komünistliğim, içkiyi severliğim yazıldı, sabaha kadar içki içmişim ki, ağzıma damlasını koymuyordum. Yani, içkiyle miçkiyle hiç tanışmamıştım.”
1966’da sözü geçen birinin mektubuyla TRT’ye alındı. Burada bir süre genel evrak kayıt memurluğu yaptıktan sonra yayın bölümüne geçti. 1968’den 1976’ya kadar çeşitli programlar yaptı ve yönetti. Bunların dışında da farklı platformlarda, Posta Kutusu, Dinleyicilerle Baş Başa,
Din ve Ahlak adlı programlar yaptı. 1976’da Şaban Karataş’ın baskısıyla Erzurum Radyosu’na sürüldü.
Sürekli sürgün yedi durdu Turan Dursun. Her sürgün listesinde adı geçiyordu. Hazırladığı programlar genellikle denetimden geçip onay alamıyordu.
Malum çevreler dini programların Turan Dursun’dan alınmasını sağladı, bununla da yetinmeyip TRT’den kovulması için “resmi buyruklar” yayınladı. Bu buyruklardan birisini bizzat Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç, TRT Genel Müdürü Cengiz Taşer’e yazılı olarak gönderdi.
Atılma isteğinin temel sebebi Turan Dursun’un “Başlangıcından Bu Yana İnsanlık” adlı programıydı.
Program önce engellendi, sonra da yayından kaldırıldı.
Turan Dursun 1989 yılında 2000’e Doğru dergisinde yazmaya başladı ve yazıları nedeniyle gericilerin en önemli hedeflerinden
biri haline geldi. Yazarın dergideki yazıları, o öldükten sonra basılan “Din Bu” adlı kitap serisinin de altyapısını oluşturdu.
Turan Dursun, 4 Eylül 1990’da Koşuyolu’ndaki evinden çıkıp işine gidiyordu. İşe giderken uğradığı bir silahlı saldırı sonucu öldürüldü.
Cinayetten sonra, Turan Dursun’un evindeki kütüphanesinden birçok şeyin kaybolduğu ortaya çıktı. En ilginç nokta da, yatağının üzerinde Turan Dursun’a ait olmadığı bilinen “Kutsal Terör Hizbullah” adlı kitabın bulunmasıydı.
Yakınları, söz konusu kitabın, eve giren kişiler tarafından bir “mesaj” olarak bırakıldığını söyledi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, polislerin Turan Dursun’un evinde arama yaptığını doğruladı, ancak arama tutanağında kitaplıktan alınanlar yazılı olarak yer almadı.
Oğlu Abit Dursun konuyla ilgili şunları söyledi: “4 Eylül 1990’da Turan Dursun vurulduktan 40-45 dakika sonra polis geliyor. Çok daha erken gelen siviller evi darmadağın ediyor. Birçok eseri ve çalışması siyah poşetlere konuluyor, onlar çıkarken de resmi giysili polisler
içeri giriyor Biz sivil polislerin götürdüğü eserleri ve çalışmaları Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak istedik Ama 9 yıldır bu girişimimizle ilgili hiçbir sonuç alamadık Kuran Ansiklopedisi’nin 2000 sayfası, ‘Kulleteyn’ isimli kitabın ikinci ve sonraki ciltleri yok

++👉👉
Her şeyi götürmüşler. Bir yaşam boyu büyük emekle ortaya çıkarılan her şeyi. Bütün bunlar sivillerin eve girmesinden sonra kayboldu. Devlet içindeki bazı güçler, yasa dışı devlet odakları bu eşyaları alıp gitti.”
Nasıl oldu da onlarca imamdan, şeyhten ders almış, vaizlik ve müftülük yapmış bir insan, zaman içerisinde ateizmi seçti?

Dursun dine ilişkin fikirlerindeki değişimi şu ifadelerle anlatmıştı:

“… Bende inanç devrimi neden oldu? Ya da neden inançsızlık oluştu?
Onu belirteyim: Doğru bilime yönelmiştim.
Çok büyük kütüphanelere gittim. O zaman ben İslam'ın kökenini gördüm, okudum. Söylencelerden de okudum. Bir gün "Sümer Efsanesi" ile karşılaştım. Sümerler'de bir Tufan efsanesi.
Baktım, Tevrat'ta var, Kur'an'da var. Bu bir efsane, nasıl olur da Tevrat'ta, Kur'an'da olabilir? Milattan önce 3000 yılında kaleme alındığı sanılıyor. İslam' dan, hatta Kur'an'dan çok önce. Peki, bunlarda olan, Kutsal kitaplarda ne arıyor?
Sonra, Hammurabi Yasaları'nın kimi maddeleri Tevrat'a aynen geçmiş, ondan sonra Kur'an'a da yansımış, yani sarsılmalar benim öyle başladı."

Dursun kendisiyle yapılan bir röportajda ise dinleri şu ifadelerle eleştirmişti:
"Bence din insanlığa çok şey yitirtmiştir.
Dinsizlik ne kazanır? Önce bu yitirilen şeyleri bir daha yitirme durumuna düşmemeyi kazanır. Dinler neyi yitirtmiştir? Bana göre dinler insana gözyaşı getirmiştir, ölümler getirmiştir. İslam da bunların arasındadır.
Bugün Yahudiler eğer Filistinlilere birtakım zulümler yapıyorlarsa, bence bunların Yahudiliğin içindeki Yehova'nın, Tevrat Yehovası'nın insanların kafasına aşıladıklarının çok büyük etkisi vardır. "Gidin, vurun, acımayın." en büyük etkisi vardır.
İslam öyle olmuştur. Muhammed döneminde de öyle olmuştur. Ebu Bekir döneminde de, daha sonraki dönemlerde de. Ebu Bekir döneminde, "Riddet" (dinden dönme) olaylarında, belgelere göre, ateş havuzları açılmıştır.
O ateş havuzlarına insanlar inançlarından dolayı atılmış, yakılmışlardır. Muhammed'den sonraki dönemde, Osman döneminde bir Cemel olayını anımsıyoruz. Bu Cemel olayında, iki yanda da Muhammed' in arkadaşları vardı. Bir yanda, 400 kadar "biat-ı Rıdvan"da bulunmuş olan kişi vardı.
Başlarında Ali, Muhammed' in damadı. Öbür yanda, yine cennetle müjdelenmişler vardı. İki kesim birbirine saldırıyorlardı, öldürmek için ve o olayda tarihlerin bizlere kaydettiğine göre, 15 bin kişi hayvan boğazlanır gibi boğazlanmıştır."
1990’da başlayan cinayetler serisi, “İslami Hareket”, “JİTEM”, “Türkiye Hizbullahı” gibi kılıklara bürünerek yol açmaya devam etti. Solcu laik, hukukçular, ilahiyatçılar, gazeteciler; rütbesi generale varan bazı askerler; Kürt aydınları, sendikacıları, siyasetçileri;
Türk ve Kürt yurtseverleri; ya bizzat ‘saha temizliği’ ile ya da ‘ibret infazları’ ile öldürüldü.

Türkiye’nin bugün geldiği nokta, başka şeylerin yanında o cinayetlerle de şekillendirilmiş ‘devlet’ sayesindedir.,
turandursun.com sitesi kapatıldı.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with Kapheros

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!