Ekonomi/ finans alanında yazıp çizenler arasında özellikle bir konuda böbürlenmeye hakkım olduğunu düşünüyorum. 2018'de durgunluk henüz başlamadan önce yaklaşanın kriz değil, buhran olduğunu ve 6-10 yıl kadar uzun süreceğini iddia etmiştim. Maalesef yaşananlar beni doğruladı.+
Krizin henüz ilk aşaması geride kaldı ve şimdiden hayat pahalılığı ile işsizlik son derece can yakar hale geldi. İntiharlar başladı, fakat bu yaşananlar bile korkarım ki henüz iyi günlerimiz. Krizin ilk perdesinin sonlarına geldik ve ikinci perdeye ise çok yaklaştık.+
İlk perdede yaşanan kur ve faiz atağı 'gümüş' vuruş idi, ikinci perdedeki ise 'altın' vuruş olacak. 2 yıl kadar süreceğini ve ardından geriye dönüşü olmaksızın mevcut iktidara veda edeceğimizi düşünüyorum. Tabi bu süreç hiç kolay olmayacak, hepimizin canı çok yanacak. +
Moral bozmak istemem ama iktidar değişimiyle her şey çok güzel olmayacak; sadece hak ve hürriyetlere ilişkin iyileşmeler yaşanacak. Medya ve yargı bir nebze de olsa kendine çeki düzen verecek. Çünkü iktidarın yarattığı tahribat çok büyük ve küresel kriz de kapıda. +
Uzun vadeli beklentiler için çok büyük ve kesin konuşmamak gerek, ancak şu andaki bilgiler sonucundaki görüşüm 3. ve son perdenin de yaşanacağı. Şiddetin daha az ama sürenin daha uzun (4 yıl) olduğu 3. perde. Artık kur ve faiz atakları olmayacak ama işsizlik hep zirvede kalacak.+
İşte bu yüzden birçok kişiden ayrışarak kriz değil, buhran demiştim; haliyle bu buhran bir değil, en az iki hükumeti yerinden edecek. Bunları size krizin geride kaldığının oldukça sık dile getirildiği günlerde yazıyorum. yakında buna ilişkin verilere dayalı bir yazım olacak.+
Tarihsel benzerliklerin açıklayıcı gücüne inanırım. Bugün yaşadıklarımız 1911-22 arasını anımsatıyor. Elbette geride kalan 100 yılda savaşların yerini ekonomik krizlere bıraktığını not düşmek gerek. Şu ana kadar yaşadıklarımız 1911-15 arasıydı, yani en kötüyü henüz görmedik.+
Bu satırları okuyan yandaşlar beni felaket tellallığı ile suçlayacaklar, umurumda bile değiller. Amacım birtakım iddialarda bulunup, gerçekleştiği ortaya çıkınca 'ben demiştim' demek hiç değil. İstiyorum ki bugünü değil, yarını düşünelim ve değiştirmek için bir şeyler yapalım.+
O şeylerin ne olduğunu açıkça anlatamıyoruz. Bu nedenle sizleri 1911-19 arasına bakıp 1919-22 arasında bu ülkenin talihinin nasıl değiştiğini araştırmaya davet ediyorum. Düşmanlar değişse de kurtuluşun özü aynı; size sunulan kaderi reddetmek; kendi geleceğinizi tayin etmek.
