Thread by @ibrahimmturhan2

Devlet hizmeti onurlu bir görevdir; bütün topluma, hatta gelecek nesillere katkınız olabilir.
Bunun hakkını vererek yapmak için aklınızın ve vicdanınızın gösterdiği doğruları, gerektiğinde risk alarak ısrarla savunmak, bilerek yanlış yapmamak ve yapılmasına göz yummamak gerekir.

Bunun mümkün olmayacağını görüyorsanız görevi kabul etmemek evladır.
Kamu görevi bir onur olsa da bazı dönemlerde görev almak değil sorumlu yönetici konumdaki kamu görevinden uzak durmak daha onurluca olabilir.

Bu arada şayet bürokrasideyseniz son sözün, son kararın siyasal otoriteye ait olduğunu, millete hesap verenin ve milletin yetki verdiği makamın siyaset olduğunu unutmamak, bürokratik vesayet hayalleri kurmamak çok önemlidir.
Bunun sınırlarını hukuk ve demokratik teamüller çizer.

Öte yandan makam ve mevki uğruna kişiliğinizden ödün vermemeniz, topluma zarar verecek işlere, sırf üstlerinizi memnun etmek uğruna sessiz kalmak emanete ihanetle eş anlamlıdır.
Adalet pusulanız, şeffaflık elbiseniz, hesap verme boyun borcunuz olmalıdır.

Sizden önceki yöneticiye haksızlık yapılırken susarsanız bir vakit size haksızlık yapılmasının zeminini oluşturmuş olursunuz.
Olmayacak işleri yapmayı içinize sindirirseniz istiskale uğramanız kaçınılmaz olur.
Güç karşısında boyun eğerseniz kişiliğinizle oynanacağı kesindir.

Bir görevi kabul ettiğinizde belli sınırlar çizmezseniz, ne pahasına olursa olsun konumunuzu korumak uğruna kurumsallığın zedelenmesine, teamüllerin çiğnenmesine rıza gösterirseniz, göstermeniz gereken tavrı zamanında göstermezseniz acıklı bir sonu kendi elinizle hazırlarsınız.

Meşhur fıkrada Nasrettin Hoca’nın dediği gibi; kazanın doğurduğuna inanan, öldüğüne de inanmak durumundadır.