ekonomiden sorumlu olduğu 2018'den beri tüm göstergeler negatif.. bu gerileme 2013'te başlamıştı. ekonomiyi perde arkasında devralıp kadrolaşması da o dönemde oldu. örneklerle anlatacağım. kaynak olarak kendisinin herkese açık mail kutusunu (wikileaks.org/berats-box) kullanacağım.
o dönem damat olmak dışında görünen tek işi abisinin gazetesinde köşe imzalamak olan biri merkez bankası yönetimini belirliyordu. başkan yapılan kişinin akademik kariyerinde ekonomi yoktu ama berat bey'in sözünü dinliyor, içeride kadrolaşmasını sağlıyordu.
albayrak'ın posta kutusu torpil yazışmalarıyla dolu. denk geldiğim yüzlerce örnekten birini paylaşıyorum. ekonomik çöküşün köklerini biraz da burada aramak lazım. allah'lı dua'lı torpil isteyen ve istediğini alan fatih kocaispir tanıdık gelmediyse sonraki twitte hatırlatacağım.
en tepede albayrak'ın olduğu, şimdi turkcell yk'da yer alan serhat demir ve tahsin yazar ikilisinin çalık holding adına yönettiği ve şimdi yüreğir bld bşk olan fatih kocaispir'in sahadan yürüttüğü şantaj, torpil, rüşvet, yolsuzluk, yargıya müdahale dosyası
hayvan hakları yasası neden çıkmıyor? kimler samimiyetsiz? kimler engelliyor? kimler hükümet üzerinde baskı kuruyor? tekmili birden sıralı tam liste 👇
avcılık dernekleri istemiyor. "evet spor olsun diye hayvan öldürüyoruz ama biz 2 milyon avcı olarak türkiye'nin üçüncü büyük silahlı milis gücüyüz" diyorlar. "devletin bize ihtiyacı var" diyorlar. hayvan hakları savunucularını "dış güçlerin elemanı" ve "terörist" ilan ediyorlar.
yunuspark sahipleri istemiyor. güçlü bir lobileri var. rantı belediyeler ve siyasilerle paylaşıyorlar. örneğin fettah tamince. otelinde işlenen cinayeti (burak oğraş) örtbas etti. açık fethullahçı olmasına rağmen fetö borsasında kendini akladı. erdoğan ailesiyle iş ortaklığı var.
hayvan hakları yasası neden çıkmıyor? toplumda büyük bir beklenti var. itiraz eden ise yok gibi. etliye sütlüye (!) karışmayan sanatçılar bile çok duyarlı. tüm partiler uzlaşmış, oy birliği sağlanmış. erdoğan bile yasa talep ediyor. e peki neden çıkmıyor? anlamaya çalışalım.
2004'te hayvanları koruma kanunu çıkarıldı. iyi bir gelişme gibiydi ama artık değişmesi gerekiyor. çünkü yasada hayvanlar can değil mal sayılıyor. onlara işkence yapmak, tecavüz etmek ya da öldürmek suç değil kabahat sayılıyor. ufak bir para cezası var. başka da bir cezası yok.
2014'ten beri hayvan hakları savunucuları, başta tbmm olmak üzere, her yerde sesini duyurmaya çalışıyor. nihayet yasa değişikliği için komisyonlar kuruluyor, yıllarca hazırlık yapılıyor, tüm partiler uzlaşıyor, rapor son halini alıyor, ekim 2019'da tbmm başkanına teslim ediliyor.
bakanlığın açıkladığı günlük tabloda 28 temmuz'a kadar "vaka" olarak tanımlanan değerler 29 temmuz'dan itibaren "hasta" olarak tanımlandı. o gün pek dikkat çekmeyen bu değişikliğin bir skandalı örtme amaçlı olduğu anlaşılıyor. detayları paylaşacağım. bakanlık açıklama yapmalıdır.
tablonun yenilendiği ilk gün sağlık bakanı başka değişikliklere dikkat çekiyor ancak niçin "vaka" yerine "hasta" sözcüğünü kullanmaya başladığını açıklamıyordu. bugüne kadar da açıklamadı. çünkü aslında uluslararası standarda aykırı bir durum söz konusuydu
vaka (case), dünya sağlık örgütü tarafından "a person with laboratory confirmation of covid-19 infection, irrespective of clinical signs and symptoms." ile tanımlıyor. test sonucu "pozitif" olan, semptom olup olmadığına bakılmaksızın, vaka kabul ediliyor. who.int/publications/i…
günlük tabloda "vaka" sözcüğü son kez 28 temmuz'da kullanılıyor. ertesi günden itibaren tablodaki tüm "vaka"lar "hasta" oluyor. sebebi neydi ki? meğer o kısımlar covid pozitif olanların tümünü değil sadece hastanede yatanları kapsıyormuş. ileride sorun olmasın diye değiştirmişler
bu değişiklik yapılıyor ve ardından yetkili kişiler "vaka" ve "hasta" terimleri arasındaki ayrımı vurguluyor.
tabloda "vaka" sözcükleri "hasta" olarak değiştirildikten sonra fahrettin koca test sonucu pozitif olanları "vaka" diye tanımladıklarını ve "hastanede yatan hastalar" diye ayrı bir kategori olduğunu özellikle belirtme ihtiyacı duyuyor .
selman öğüt nasıl doçent oldu? ekim 2015'te kendisini yetersiz bulan jüri üyelerini ve yök başkanı yekta saraç'ı berat albayrak'a şikayet ettiğini görseldeki wikileaks belgesinden biliyoruz. sürecin devamını da araştırdım. buyrun beraber bakalım.
albayrak'a şikayetinden sonra selman öğüt eser inceleme kısmını bir şekilde hallediyor ama bu kez mülakattan geçemiyor. sızlanmaya devam ediyor. "doçentlik üniversite tarafından verilsin" kampanyası başlatıyor. kendisinin fahrettin koca'nın üniversitesinde olduğunu hatırlatalım:)
bir türlü doçent olamayan selman öğüt ekim 2017'de bir yazı yazıyor. cumhurbaşkanından ve yök başkanından destek aldığını o yazıdan öğreniyoruz. hatta yök başkanı kendisini arayıp doçentlik yönetmeliğinin değişeceğini müjdeliyor. internethaber.com/docentlik-eziy…
ak parti'nin yükseliş döneminin ardından erime başladı. güç kaybediyor. parti içi gerilimler ve koltuk kavgaları var. erdoğan sonrası şahsi bekası için hazırlık yapanlar var. başta süleyman soylu geliyor. barış atay'a saldırıyı da içerecek şekilde yorumlarımı paylaşmak istiyorum.
soylu ak partili değildi. erdoğan'a sert muhalefet edenlerdendi. gülen'in kanalında hararetle gülen'i savundu (gerçi iktidarda olup zamanında bunu yapmayan yok gibi). ayrıca kürt sorununda siyasi çözüm, hdp'nin önünün açılması ve anadilde eğitim gibi düşünceleri dile getiriyordu.
soylu, 2012 eylül'de ak parti üyesi oldu ve üye olur olmaz genel başkan yardımcısı unvanı verildi. ilk seçimde milletvekili yapıldı. ilk hükümette bakanlık koltuğuna oturtuldu. haliyle tüm muhalif söylemler değişti. bunların hepsi önceden konuşulmuş kimi pazarlıkların ürünüydü.