1. Pratfall Etkisi – Eğer mükemmel değilseniz, insanlar sizi daha çok sevecek.
Belki de Jennifer Lawrence’ın iki Oscar töreninde milyonların gözü önünde düşmesinin sebebi budur. Psikolojik araştırmalar gösteriyor ki, başkalarının önünde hata yapmanız, veya bir hatanızı itiraf etmeniz sizi başkalarına daha çok sevdiriyor.
Psikolog Elliott Aronson bir grup insana bir sınav sorusu yanıtlayan öğrencileri dinletiyor. Öğrencilerin bazıları ses kaydında bir fincan kahveyi döküyorlar.
Araştırmacılar, dinleyicilerin hangi kişileri daha çok sevdiğini sorduğunda, sonuçlar gösteriyor ki dinleyiciler, fincan kahve döken grubu daha çok sevmişler.
Bu psikolojik araştırmadan çıkarmanız gereken şey: Hatalı olmak sorun değil. Hatta bu sizi başkalarının gözünde daha sevimli kılacaktır.
2. Pygmalion Etkisi – Başarınız çevrenizdekilerin sizinle ilgili ne düşündüğüne göre değişebilir.
Psikolog Robert Rosenthal birinci ve ikinci sınıfların olduğu bir sınıfa gider ve senenin başında bir zeka testi uygular.
Ancak zeka testinin sonuçlarına bakmaksızın, kendisi rastgele seçerek, sınıf öğretmenlerine sınıftaki bazı öğrencilerin isimlerini vererek çok başarılı olabileceğini söyler.
Senenin sonunda sonuçlar şaşırtıcıdır: Sınıfın en başarılı öğrencileri zeka testinde en yüksek seviyede çıkanlar değil, Rosenthal’in öğretmenlere “Başarılı olacaklar.” diye belirttiği öğrenci grubundadır. Rosenthal’in sene boyunca gözlemleri şunu göstermektedir:
Öğretmenler bu başarı beklentisi öğrencilere daha çok ilgi göstermişler, onlara daha çok olanak sağlamışlar ve başarısız olduklarında da daha kapsamlı geri bildirim vermişlerdir. Yani beklentiler farklı bir gerçeklik yaratmıştır.
3. Bystander Etkisi: Ne kadar çok kişi bir kişinin yardıma ihtiyacını görürse, o kişinin yardım alma şansı o kadar azalır.
Sokakta yardıma ihtiyacı olan biri varsa, ve bunu 3-4 kişi yerine 30-40 kişi görürse o kişinin yardım alma ihtimali daha mı azdır? Maalesef evet. Psikologlar bunu ‘sorumluluk konusunda şaşkınlık’ yaşamaya bağlıyorlar.
Bystander Etkisi’ni sosyal psikologlar Bibb Latane ve John Darley şu şekilde ölçüyorlar: Bir üniversite kampüsünün kütüphanesinde bir sırada sanki bir öğrenci boğuluyormuş gibi bir arbede yaratılıyor.
Eğer bu olay sadece bir öğrencinin önünde gerçekleşirse, bu öğrencilerden %85’i yardıma koşuyor. Eğer bir kişi daha varsa, %65’i yardıma koşuyor. Eğer öğrenciler çevrede iki kişiden fazla olduklarını düşünüyorlarsa yardım oranı %31’e düşüyor.
Grup projelerinde bu sıklıkla başınıza gelir: Grupta en az bir kişi (grubun büyüklüğüne göre değişir) projeye pek bir katkıda bulunmaz, çünkü yapması gerekenleri zaten gruptan bir başkasının yapacağını düşünür.
Bu psikolojik araştırmadan çıkarmanız gereken şey: Yardım için büyük gruplara güvenmeyin ve yardım isterken spesifik olun. Genelde insanlar büyük grupların daha çok yardımcı olacağını düşünür, ancak bu doğru değil.
4. Spotlight Etkisi – Hatalarınız zannettiğiniz kadar başkalarının gözüne batmıyor.
Özellikle Twitter, Instagram ve Snapchat gibi sosyal medya uygulamalarının etkisiyle günümüz insanında sürekli gözlendiği veya kendisinin dikkati çektiği hissi var. Bu bazen öyle bir noktaya varabilir ki, kişi görüntüsü ve davranışları konusunda paranoyaya kapılabilir.
Ancak psikolojik araştırmalar gösteriyor ki, kusurlarınız başkalarının gözüne sandığımız kadar batmıyor. Cornell Üniversitesi’nde bir grup psikolog, katılımcılara utandırıcı bir resmin olduğu T-shirtler giydirirler, ve onlara bu T-shirt’ü kaç kişinin farkedeceğini sorarlar.
Sonuçlar şunu gösterir: Deneye katılanlar, kendilerini gerçeğe göre 2 kat fazla kişinin farkedeceğini belirtmişlerdir.
Bu psikolojik araştırmadan çıkarmanız gereken şey: Sandığınızdan daha az farkediliyorsunuz. O yüzden umumi yerlerde kendinizi çok da kasmayın. Ayrıca küçük bir kusur işlediğinizde yerin dibine geçmenize gerek yok.
5. Odak Etkisi – İnsanlar bir durumun veya olayın tek bir yönüne çok fazla odaklanıp, diğer faktörün etkisini unutmaya meyilliler.
Sizce yüksek geliri olan bir kişi ile, düşük geliri olan bir kişinin duygu durumları arasında ne kadar bir fark vardır. İlk bakışta çok yüksek olduğunu düşünüyorsunuz değil mi? Ancak, aslında gerçek fark birçok kişinin tahmin ettiği oranın 1/3’ünden daha az.
Bu Odak Etkisi’ni gözlemlediğimiz bir durum – duygu durum tahminlerinde geliri odağa koymak – yani kısaca, “Zenginler daha mutlu.” varsayımına kapılmak.
Odak Etkisi günlük yaşantımızda nasıl kullanılıyor? Örneğin, reklamcılar eğer bir ürüne sahip olursanız daha geç yaşlanacağınızı, daha mutlu olacağınızı veya kendinizi daha iyi hissedeceğinizi size tekrar ediyorlar.
Politikacılar ise, onların iktidarı giderse mutsuz olacağınızı, ülkenin kaosa sürükleneceğini size tekrar edip duruyorlar.
Bu psikolojik araştırmadan çıkarılan: Size vaat edilenlere kanmayın. Ayrıca mutluluğunuzu veya mutsuzluğunuzu değerlendirirken bunu tek bir sebebe bağlamaktan kaçının. Hayatınızı lineerden ziyade, multifaktöriyel bir denklem olarak değerlendirin.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Yeni bir kişilik testiyle karşınızdayız. Bu testimiz 1893 doğumlu Macar psikiyatr ve psikoloji profesörü Dr. Leopold Szondi tarafından hazırlanmış. 1930 ve 40'larda Szondi'nin çalışmaları Freud ve Jung'un çalışmaları kadar dikkat
çekmekteydi.
Szondi'ye göre bazı resimlere verdiğimiz tepkiler içimizdeki karanlık ve bastırılmiş tarafları anlamada bize ışık tutmaktadır. Birazdan göstereceğimiz sekiz fotoğraf akıl hastası kişilere ait.
Kadınlar sadece evde, işte değil hayatın her alanında yer almışlardır. Sanayi Devrimiyle artan bilim ve teknolojideki buluşlara kadınlar da dahil olmuşlar ve bugün hayatımızı kolaylaştıran birçok alanda var olan icatları imza atmışlardır. Fakat bu kolay olmamıştır.
Kadınlar yapamaz denilmiş, patent verilmemiş, önlerine engel konulmak istenmiş… Ama onlar bütün bu zorlukların üstesinden gelmiş ve yapmışlardır. Peki, neler yapmışlar?
Arşimet'in yaşadığı dönemde Kral Hieron ile arası çok iyiydi. Hatta o dönemde ya çıplak koşabilmesinin de bu dostluğun rolü olduğu rivayet edilir. Zira MÖ 200’lü yıllarda bunu başka biri yapsa hemen idam ile cezalandırılırdı.
Arşimet’ in kral ile olan muhabbeti babasına dayanmaktadır. Nitekim Arşimet’in babası Kral Hieron’un matematikçisi idi. Dolayısıyla Sicilya doğumlu olan Arşimet çocukluk yıllarını saray çevresinde geçirmiştir. Fakat ne yazık ki Kral ölünce Arşimet’in rahat günleri de sona erer.
Akşamları ne yapsak: Monotonluktan uzaklaşmak için 8 öneri
Hayat gerçekten sürprizlere dolu. Kimi zaman iyi, kimi zaman da kötü... Ama öyle ya da böyle bir
değişimin de ayak seslerini beraberinde getiriyor. Pandemi de bunlardan biri oldu.
Geçen senenin sonlarında bu kelimenin anlamını bile bilmeyenler
varken, şimdilerde dilimizden düşmüyor. Yeni normalimizin bu olduğunu artık kabul edebildiğimizi
düşünmek istiyorum. Ancak hayat da akmaya devam ediyor elbet.
Bazen söylemek isteyip de söyleyemediğimiz ya da söylenmemesi gereken ne çok şey olduğunu fark ederiz değil mi? Söylesek bir dert, söylemesek bin dert olan… Hangisidir doğru olan? Kendine rağmen susmak mı? Yoksa hiç kimseyi düşünmeden, içinde kalmasındansa konuşmak mı?
Hepimizin duyguları, sabrı, olaylara bakış açısı o kadar çeşitli ki bazılarımız her şeyi olduğu gibi, olduğu şekliyle kendini ifade etme çabasına girişirken, bazılarımız o kadar bıkmış ki bırakın kendini anlatmayı istemeyi, karşısındakini dinlemeye bile tahammül edemiyor.