Kadınlar sadece evde, işte değil hayatın her alanında yer almışlardır. Sanayi Devrimiyle artan bilim ve teknolojideki buluşlara kadınlar da dahil olmuşlar ve bugün hayatımızı kolaylaştıran birçok alanda var olan icatları imza atmışlardır. Fakat bu kolay olmamıştır.
Kadınlar yapamaz denilmiş, patent verilmemiş, önlerine engel konulmak istenmiş… Ama onlar bütün bu zorlukların üstesinden gelmiş ve yapmışlardır. Peki, neler yapmışlar?
Mary Walton
Lokomotiflerin çıkardığı gürültüyü önleyebilen ve ses kirliliğini azaltan ses yalıtımını buldu.
Sarah Goode
Mobilya dükkânı işleten Sarah patent için başvuran ve 1885 yılında patent alan ilk Afro-Amerikan kadındır. Evlerinde yeterli alan olmayan insanlar için katlanabilir yatak geliştirdi. Yatak olarak kullanılmadığında ise kaldırılıp farklı amaçlarla kullanılıyor.
Josephine Cochrane
İlk bulaşık makinesi 1886 yılında Josephine Cochrane tarafından icat edilip patenti alındı. Josephine Cochrane evinde büyük akşam yemekleri ve eğlenceler çok sık düzenliyordu.
Bir gün hizmetçi değerli porselenleri yıkarken kırınca Josephine Cochrane bulaşıkları yıkayan bir makine icat etmeye karar verdi. Bu makine musluktan aldığı yüksek basınçlı suyu, içindeki raflara dizilmiş bulaşıkları temizliyordu.
Marie Curie
Yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfetti. 1934 yılında kan kanserinden ölen Marie Curie’nin aşırı radyasyona maruz kalması sonucu öldü.
Bu sebepten dolayı ‘bilim için ölen kadın’ diye anılır. Ayrıca Nobel alan ilk kadın ve iki farklı alanda Nobel ödülü alan ilk insandır.
Mary Anderson
Karlı ve yağmurlu havalarda sürücüler araçlarını durdurup önlerini siliyorlardı. Bunun zorluklarını fark eden Anderson 1903 yılında aracın içindeki kola tutturulmuş bir silecek geliştirdi. Artık sürücülerin camı silmesi gerektiğinde kolu indirmesi yeterliydi
Lillian Moller Gilbreth
İlk kadın mühendislerden olan Lillian pedallı çöp kutusu ve buzdolabındaki rafları ilk düşünen kişidir. Ayrıca mutfak mikserinin de mucididir.
Grace Murray Hopper
ABD donanmasında amiral olan Hopper “bilgisayarın annesi” olarak bilinir. Yazıyı bilgisayar kodlarına dönüştüren derleyiciyi geliştirdi. Bilgisayar hataları için söylenen “bug” kelimesi ve COBOL isimli ilk yazılım dilini 1952 de buldu.
Stephanie Kwolek
Kwolek polimerleri güçlü sentetik liflere dönüştürmenin yolları üzerine çalışıyordu. Kwolek sonunda çelikten daha güçlü bir elyaf olan kekleri elde etti. Kevlar; çelik yelek, asma köprü kablosu, Kayak ve fren balatası yapımında kullanılıyor.
Rachel Zimmerman
1980 yılında okul projesi için yaptığı program, beyin felci gibi rahatsızlığı olan insanların çevresiyle iletişim kurmasını sağlıyor.
Dokunmatik ekranda görülen sembollerinden seçilmesi sonucu Blissymbol yazılımı denilen program bu sembolleri yazılı cümlelere dönüştürüyor.
Canan Dağdeviren
Harvard Üniversitesi tarafından genç akademi üyeliğine seçilen ilk Türk oldu. Kalp pillerinin belli bir süre sonra değiştirilmesi gerektiğini ve bunun riskli bir ameliyat olması sonucunda Dağdeviren giyilebilir kalp pilini icat etti.
Vücudun hareketinden kazandığı enerji, kalbin ve diğer iç organların enerjisi bu pilde toplanıyor ve pilin ömrünün bitmesi gibi bir durum ortadan kalkıyor.
Naşide Gözde Durmuş
Hücrelerin manyetik özelliklerini kullanarak hastalanmış hücreleri tespit eden ve mobil cihazlar yardımıyla kullanılabilen kanser testini bulmuştur.
Bu kadar mı? Tabiki hayır. Daha niceleri var ve var olmaya da devam edecek, ve son olarak
"Şuna inanmak lazımdır ki dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir."
Mustafa Kemal ATATÜRK
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Yeni bir kişilik testiyle karşınızdayız. Bu testimiz 1893 doğumlu Macar psikiyatr ve psikoloji profesörü Dr. Leopold Szondi tarafından hazırlanmış. 1930 ve 40'larda Szondi'nin çalışmaları Freud ve Jung'un çalışmaları kadar dikkat
çekmekteydi.
Szondi'ye göre bazı resimlere verdiğimiz tepkiler içimizdeki karanlık ve bastırılmiş tarafları anlamada bize ışık tutmaktadır. Birazdan göstereceğimiz sekiz fotoğraf akıl hastası kişilere ait.
Arşimet'in yaşadığı dönemde Kral Hieron ile arası çok iyiydi. Hatta o dönemde ya çıplak koşabilmesinin de bu dostluğun rolü olduğu rivayet edilir. Zira MÖ 200’lü yıllarda bunu başka biri yapsa hemen idam ile cezalandırılırdı.
Arşimet’ in kral ile olan muhabbeti babasına dayanmaktadır. Nitekim Arşimet’in babası Kral Hieron’un matematikçisi idi. Dolayısıyla Sicilya doğumlu olan Arşimet çocukluk yıllarını saray çevresinde geçirmiştir. Fakat ne yazık ki Kral ölünce Arşimet’in rahat günleri de sona erer.
Akşamları ne yapsak: Monotonluktan uzaklaşmak için 8 öneri
Hayat gerçekten sürprizlere dolu. Kimi zaman iyi, kimi zaman da kötü... Ama öyle ya da böyle bir
değişimin de ayak seslerini beraberinde getiriyor. Pandemi de bunlardan biri oldu.
Geçen senenin sonlarında bu kelimenin anlamını bile bilmeyenler
varken, şimdilerde dilimizden düşmüyor. Yeni normalimizin bu olduğunu artık kabul edebildiğimizi
düşünmek istiyorum. Ancak hayat da akmaya devam ediyor elbet.
Bazen söylemek isteyip de söyleyemediğimiz ya da söylenmemesi gereken ne çok şey olduğunu fark ederiz değil mi? Söylesek bir dert, söylemesek bin dert olan… Hangisidir doğru olan? Kendine rağmen susmak mı? Yoksa hiç kimseyi düşünmeden, içinde kalmasındansa konuşmak mı?
Hepimizin duyguları, sabrı, olaylara bakış açısı o kadar çeşitli ki bazılarımız her şeyi olduğu gibi, olduğu şekliyle kendini ifade etme çabasına girişirken, bazılarımız o kadar bıkmış ki bırakın kendini anlatmayı istemeyi, karşısındakini dinlemeye bile tahammül edemiyor.
1. Pratfall Etkisi – Eğer mükemmel değilseniz, insanlar sizi daha çok sevecek.
Belki de Jennifer Lawrence’ın iki Oscar töreninde milyonların gözü önünde düşmesinin sebebi budur. Psikolojik araştırmalar gösteriyor ki, başkalarının önünde hata yapmanız, veya bir hatanızı itiraf etmeniz sizi başkalarına daha çok sevdiriyor.