Amerikan Seçimlerinin Ardından...
BİDEN RÜZGARI
Ahmet Yozgat

1. Bugün, # 17 Kasım 2020 #Salı. Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz. Yeniden merhaba… Bir mola için buradayız. Bir buçuk ay kadar yoktuk malum.
***
2. Bu arada yokluğumuzu hisseden ve bize bunu duyuran kardeşlerimiz için verilmiş bir mola… Hepinizin alnından öpüyoruz!
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
3. ABD Seçimlerinin ikinci haftasındayız… Amerikan Rejim Sistematiği, 1861-65 yılları aralığındaki iç savaş/Kuzey-Güney Yankee Savaşı'nın akabinde kurulmuştu.
4. Savaşın sonunda, Kuzeyliler -ki onlar Windsor Hanedanıydı- zafere ulaştıklarında; rakipleri olan Güneyliler ile masaya oturup anlaştılar. Galip Windsorun Siyasi Partisi Cumhuriyetçiler; mağlup tarafın siyasi çehresi de ikincil Parti olarak Demokratlar adıyla etiketlendi.
5. Böylece yeni şeklini almış olan Amerikan Siyasal ünitesinin bu iki kampı, 4 artı 4 eşittir 8 senelik dönüşümlü İktidar hakkı elde etmiş oldu. Bu Kural, bozulmadan, hemen hemen günümüze kadar geldi.
6. Özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki İktidar Dönemleri 8'er yıl olarak "Tahterevalli Demokrasisi" dediğimiz bu Sistemden sapmadı. Yani Partiler; ikişer dönem iktidar olarak, Kurucu Babaların kuralını devam ettirdi.
7. Amerikan Halkı da seçim sandığına giderek, bu partileri seçtiğini zannetti yani aldatıldı. Aslında, Demokrasi denilen Sistemin temel mantığı da buydu. Türkiye de dahil!
8. Her neyse, dönelim konumuza: Amerikan Rejim Sistematiğinin “İki Dönemlik 8 Yıl Kuralı” Rejimin Kurucu Hanedanı olarak Windsorların kırmızı çizgisisiydi.
9. Bu nedenle halk seçmeninin dönüşümlü iktidar dönemlerine uygun olarak oy vermeleri, Medya aracılığıyla Manipüle edilerek sağlandı. Bu duruma mugayir ilk sapma, 2000 yılında yaşandı.
10. Sıra, Cumhuriyetçilerindi fakat 8 Yıllık Clinton İktidarının sonunda Demokratlar, tekrat sandıktan çıkmak üzereyken seçim durduruldu. Ve bir katakulli ile Oğul Bush, Birinci 4 Yılına, şaibeli olarak oturtuldu.
11. Peki, 2000 seçimlerinde Niye böyle oldu?

Çünkü Yeni Yüzyılın ve Yeni Binyılın başlangıcında Demokrat Parti'nin temsil ettiği Arkaik güç, Sistematik anlaşmasını bozup ortaya çıkmak ve kendi İktirad Dönemini/Yüzyılını/Binyılını başlatmak istedi de ondan.
12. Ancak sahneye çıkmasına müsaade edilmedi. Fakat bu güç, bu duruma razı olamdı ve Oğul Bush'un İktidarının başlamasından birkaç ay sonra, mülkiyeti kendilerine ait olan New York İkiz Kuleler'inde, bir Nükleik patlama planladı.
13. Ve Sistematiğin iki tarafı arasında, kıran kırana bir mücadelenin/savaşın fitilini ateşledi.

Derindünya kanalımızda; o günden beri yazdığımız Binyılcı-Yüzyılcı Savaşı, böylece başlamış oldu.
14. Aynı coğrafi bedende yer alan "2 Amerikan Devleti" nin, ülkeyi dönüşümlü kullanması anlamına gelen Siyasal Sistematiğin, Demokratlar tarafına Binyılcılar; Cumhuriyetçiler tarafına Yüzyılcılar dediğimizi biliyorsunuz.
15. Yüzyılcı Cumhuriyetçi Parti'nin, marka sahibinin de İngiliz Windsor Hanedanlığı olduğunu da yazdık. Konu uzun, oraya girmeden, kaldığımız yerden devam etmemiz daha uygun olacak diye düşünüyoruz!
16. Sözünü ettiğimiz 2 Amerika Sistematiğinin Kırmızı Çizgisi, bir kez daha aşıldı: 2020 Seçimlerinde! Fakirin, aşılamaz zannınıza rağmen aşıldığını da İtiraf edelim! Aslında, 2016 Seçimlerinde de zorlanmıştı sözkonusu çizgi.
17. Bu nedenle son iki seçim, Binyılcılar ve Yüzyılcılar açısından birer muharebe niteliği taşımaktaydı. Yukarıda değinildiği gibi Türk Siyaset yorumcularının anlamadığı bir biçimde ve 2001'den beri, iki güç arasında bir örtülü Savaş yaşanıyordu kıran kırana.
18. “İki Amerika, “İki hatta şimdilerde Üç İngiltere” arasında… Hatta Türkiye de bu savaşa dahil olmuştu. 2006’da Kraliçe’nin Ankara Ziyaretinden itibaren hem de.
19. İki Amerika arasındaki savaşta İngiltere, Windsor Hanedanlığının kendi partileri dediğimiz Cumhuriyetçilerin arkasındaydı.
20. Ankara da yukarıda sözünü ettiğimiz ziyaretten sonra olaya buradan dahil edilmişti. Ancak Ankara Aklının, nasıl bir kuyuya düştüğünü fark etmesi, 2013 yılında kısmen; 2016 Yılında, tam anlamıyla anlaşılmış oldu.
21. Ondan beri Kader, Türkiye'yi Yüzyılcıların yanında; Binyılcıların karşısında konuşlandırageldi.
22. Muhteviyatında Türkiye zaviyesinden Parti-Cemaat Kavgası, Gezi Darbe Girişimi, 17-25 Ekonomik Operasyonları,15 Temmuz, Kaşıkçı Cinayeti ve Dolar Operasyonları da bulunan Binyılcı-Yüzyılcı Savaşı'nın; Dünya ölçeğindeki muharebeleri ise Notre Dame Yangını, .....
23. Yeni Zelanda Noor Cami Baskını, Hindistan Pakistan Savaşı'nın Kışkırtıcılığı, Sri Lanka Patlamaları, Bio-Dijital Corona Pandemisi, Doğu Akdeniz, Libya, Yunanistan-Türkiye Savaşı'nın Kışkırtıcılığı ve Karabağ Savaşı benzeri sayabileceğimiz pekçok muharebe yaşandı...........
24. Uluslararası Arena'da...
Önemine binaen bir daha tekrar edelim: Covid Pandemisi de mevzubahis örtülü savaşın, Dijital alandaki Biyo-Dijital Saldırısı olarak hayata geçti. Halen Pandemi, bir süreç olarak devam ediyor.
25. 20 Yıllık Savaş zarfında Binyılcıların, Yüzyılcılar karşısında, seri olarak yenilğiye uğradıklarını söyleyebiliriz. Bu anlamda, Corona Sürecinin; Binyılcı Aklın etkin olduğu bir hamle olduğunu söyleyelim burada.
26. Şu an, Son Amerikan Seçimlerinden, Binyılcıların kazançlı çıkmasının arkasında yatan büyük gerekçenin de virüs karşısında, cumhuriyetçi Başkan Trump'ın başarısız oluşu, önemli bir neden olarak yatmakta.
27. Dünya, 2020 Yılını böyle tamamlarken; 2021 Yılının “Büyük Sıfırlama Yılı” olacağının da açık edildiğini söyleyelim. Kasım Seçimine kadar merak ettiğimiz şeyin, şu husus olduğunu da kayda geçelim burada:
28. Aslında;bir Binyılcı Planı olan Büyük Resetlemenin, mağlup Binyılcılar eliyle mi yoksa galebe çalan Yüzyılcılar eliyle mi yapılacağıydı. Halen öyle! Ama 3 Kasım Seçimlerini; şimdilik, Binyılcıların almış görünüyor olması, dünya siyasetinde bir türbülansı da başlatmış durumda.
29. Şu an dünya, bir belirsizlik içerisinde; “Gread Reset”in, hangi rotada gelişeceğini merakla bekliyor 2021 yılı itibariyle. Bu konuda, en meraklı ülkenin Türkiye olduğunu da söyleyelim.
30. Ve ekleyelim; Türkiye, kendi “Sıfırlama”sını kendisi yapmak niyetinde olduğunu gösterdi/göstermekte bize. Nasıl mı? Pandemi karşısındaki kuralcı titizliği ile… Ve özellikle ABD Seçimi sonrasındaki bir/iki haftadaki Siyasi değişikliklerle.
***
31. Bu uzun girizgahın arkasından geçelim asıl konumuza. Anlatıldığı gibi Amerika; 1945'ten sonra resmen, “İki Amerika” şeklini aldı.
32. Yani Binyılcılaşan Muhaliflerin ve Yüzyılcıların Amerika'sı şeklinde iki devlet, aynı topraklarda, 8'er yıl hükmederek sıralı bir yeni ve tek görünümlü devlet şeklini oluşturdu. Hemen şu cümleyi ekleyelim:
33. Fakir, “İki Amerika” derken, zannedilenin ve yorumcularca söylenenin aksine: bir “Görünen Amerika,” bir de “Derin Amerika”dan söz etmiyoruz!
34. Sözümüz; aynı bedende iki ayrı Devlet Formatı olup “Sızıntı Fetöist Binyılcılar”ın buluşu olarak binlerce yıldan beri, Siyasi Organizasyonlara uyarlanan bir uygulamanın son ve modern varyantıdır.
35. Sözünü ettiğimiz “İki Amerika” bir bakıma “Kadim Mısır ve Babil”in aynı organizasyonda temsil edilmesi olup onların MÖ 1260 Kadeş Savaşında yenişememiş halleridir. Rövanş Ahir Zamana kalmıştı.
36. Bunun gibi “2 Çin, 3 Almanya, 2 İran, 2 Rusya örneklerden de söz etmiştik Derindünyanın “Katmalı Devletler” video kayıtlarında. Hatta demiştik ki önümüzde “ Dubleks Devlet, Tripleks Devlet, Multiplekd Devlet ve Apartman Devletler”e dahi hazırlıklı olun!
Deyip…
37. Devam edelim kaldığımız yerden: Amerikan Distematiğindeki bu sıralı yapıda, aktif olan tarafın, 8 Yıl süren hükümranlığı ve bu esnada; pasif olan tarafın, derin bir uykuya yatarak Siyasetten elini ayağını, olabildiğince çekmekte olduğunu da söyleyelim.
38. 1945 Tarihli bu anlaşma; aslında, 75 Yıllık olup 2025'te bitmek üzere imzalanmıştı. Ancak Bimyılcıların, 2001 Yılındaki başkaldırısıyla başlayan süreç içerisinde, 2016 Yılı Seçimlerinde, somut manada bitti/bitirildi. Ve savaş başladı.
39. Fakat Demokrasinin gereği olarak yapılan Seçimlerin de savaşın bir parçası olarak, sonuncusu yani 2020 Seçimlerinde bu yapının tam anlamıyla sonlandırılmasına karar verilecek.............
40. ve Cumhuriyetçilerin ikinci 4 Yılı ile Sistematik 2025’e kadar gidip orada yeni bir Devleti, “Tek Amerika”yı formatlayacaktı; olmadı. Çünkü Binyılcılar, Beklenmeyen bir atakla 2020 Seçimlerinde, Sistemi tıkadı.
41. Böyle olacağı beklendiği için 2016 Seçimleri gibi 2020 Seçimleri de bir İç Siyaset Savaşı şeklinde gerçekleştirildi. Yüzyılcı Cumhuriyetçi Amerika'sı Seçimi kazansaydı şayet, Sistemi tamamen ele geçirecek .........................
42. ve Binyılcıarla olan 75 yıllık Ortaklık Antlaşmasını yırtıp “2 Amerika”yı “1 Amerika” yapacaktı yukarıda değinildiği gibi ypamadı. Lakin kuşkuluyuz yoksa yapmadı mı? Veya ABD Sistemi gerçekten tıkandı mı?
43. Ya da Yüzyılcı Britanik Kraliçe Aklı ya Temel Planını gerçekleştirdi de Binyılcıları kazanmış göstererek, onların partisine çöküp işi bitirdi mi Ya da bitiremedi ve gerçekten Binyılcılar, bir zafer mi kazandı? Biden’in 290 sayısını geçmiş olmasına rağmen bilmiyoruz!
44. Unutulmamalı ki “Harp Hiledir!” ve ABD’de halen, dünya ölçeğinde bir vuruşma yaşanmakta.
45. Araya, şu küçük parantez içi paragrafını girelim: Madem kuşkuluyuz. Seçimi, bir şekilde alması muhtemel olan Kraliçe Cumhuriyetçileri, neden kaybetmiş görünerek, Demokratlara yol verdi; en azından bir süreliğine? Soru bu!
46. Bu sorunun birinci cevabı; aslında Kraliçe, Demokrat Partiye sızarak, partinin beynini ele geçirdi. Ya geçiremediyse!

Bu konuda, “DD Kengeş Meclisi” Yazarlarımızdan Uğur Cem diyor ki: Biden/Trump ve dolayısıyla Binyılcı/Yüzyılcı Seçim mücadelesinden çıkan sonucu…
47. Ve durumun, Yüzyılcılar tarafından olağan bir sonuç gibi karşılanmasına açıkçası mantığım el vermiyor.Şahsen, Yüzyılcıların 2001’den bu yana süren savaşta, Binyılcıları bu derece sıkıştırmışken, başkanlığı kaptırmaları (ya da şimdilik kaptırıyor gibi görünmeleri) normal değil
48. .... gibi. Burda ince bir nüans var. Biden’ın, 291 oya ulaştığı açıklanıp ağırlıklı olarak Küreselci Medya tarafından, -resmi sonuçlar olmasa da peşinen- Başkan ilan edildiğini gördük. Buna karşın Trump’un birkaç beklendik ama cılız bildirimi oldu.
49. Onun da bir kısmını Twitter sansürledi. Fakat Ardından, 3-5 gün geçmişti ki “Pfizer İlaç Devi”nin Covid1-19 Aşısını geliştirdiği haberi gündeme düştü. Tam da bu aşı haberi sonrası Trump'tan, ciddi bir atak ve “Kazanacağız!” bildirimleri gelmeye başladı.
50. Onun arkasından da Dışişleri Bakanı Pompeo’dan da “Trump'un ikinci dönemine yumuşak geçiş olacak!” açıklaması ve ziyaret edeceği ülkeler bilgisi geldi.
51. Dememiz o ki…
Trump ve Yüzyılcılar, Seçim sonuçları karşısında göstermeleri gerektiğini düşündüğümüz reaksiyonu aşı haberine kadar beklettiler.
Nedense?
52. Burada, “Nedense?”ye karşılık olarak şu geliyor… Birçok kimse gibi Covid-19, bize göre de tamamen labaratuarda geliştirilmiş ve Binyılcılar tarafından; Çin üzerinden dünyaya musallat edilmiş bir illet! Bu illet; beklenildiği gibi hem Trump’ı iktidarından etti; ...........
53. hem de aslının, Covid-19 sonrasında görüleceği gibi insanlığı, “Dijital Kölelik Düzeni”ne uygun şekilde formatlayacak dönemin kapısını açacak şekilde süreç dizayn etti. Ancak daha Covid-19 ortam sürülmeden, aşısının zaten hazır olduğunu düşünüyoruz.
54. Yani aşı; Binyılcıların elinde, ilk günden beridir vardı/bekletilmekteydi. Bundaki amaç, ABD İktidarını geri almaktı. Binyılcılar; İktidarı alana kadar bekleyip sonra, ellerindeki aşıyı piyasaya sürerek; hem iktidarılarını perçinlemek, ....................
55. hem ülke Ekonomisini toparlamak ve hem aşıdan, milyar Dolarlar çarpmak niyetindeydiler. Ve belki akıllarında, hem de İnsan Genomu üzerinde müdahaleler yapmak da vardı.

Fakaaat… Kraliçe ve Yüzyılcı Aklının, bu durumdan haberdar olduğunu düşünmek zor değil.
56. Lakin aşıya ulaşmayı, bir türlü başaramadıkları için bilerek pusuya yatıldı. Ve Biden'ın, kazanmasına izin verildi/Biden, kazandı gibi gösterildi. Ve ta ki aşı haberi, ortalığa düşene kadar…
57. Artık Aşının varlığı biliniyor, bundan geri dönüş yok. Fakat Biden’in, kazandı gibi gösterilmesinden dönüş için zaman ve imkan var. Bekleyip göreceğiz. Deyip parantezi kapatalım.
58. Ve biz fakir, yine de görünenden hareketle konumuza; “Kraliçe, Derin Planında muvaffak olamadı ve Binyılcılar karşısında yenilen Yüzyılcıların dükkanını kapatarak, Amerika'dan çekiliyor!” diye düşünelim. Ve analizimizi, o istikamette yürütelim.
59. Ve diyelim ki… Şayet durum böyle ise… Artık dünyada, tam anlamıyla ayrışmış “İki Düşman Güç” var: Tekrar, 2001 Yılındaki durumuna ve gücüne dönmüş olan Binyılcılar ve güçsüzleşmiş Yüzyılcılar... O halde; bunların Hakimiyetinde, düşman iki devlet bulunmakta artık…
60. Bir: Her şeyiyle Binyılcılaşmaya yürüyen “Bir-tek Amerika” ve onun karşısında Yüzyılcı Hanedanların oluşturduğu ve Majestik Konseyin yönettiği “Yeni İngiltere” ya da “Britanik Birleşik Krallık”tan söz ediyoruz.
61. Dolayısıyla bundan böyle bu iki yapının etrafında kümelenen iki ayrı ittifak oluşmak durumunda. Bü itibarla ABD Seçimleri, belki de “Dünyanın Son İki İttifakı”nın oluşmasının yolunu açmış durumda.

İşte; bu yüzden Türkiye, behemehal yeni durumunu belirlemek zorunda: .....
62. Binyılcılaşacak mı yoksa Yüzyıl İttifakında devam mı edecek yoluna? Veya bir “Üçüncü Yol”un yolcusu olarak “Türkiye Bloku”nu mu oluşturacak? İşte, bugünlerin temel sorusu bu! Ve bu sualin torkuyla daha ABD Seçimi sonuçlanmadan, ..................
63. Ankara'nın harekete geçtiğini görmeye başladığımızı söyleyelim. Dolayısıyla bu manada; büyük sorunun cevaplarının oluştuğunu fark ediyor olduğumuzu da söyleyelim. Bu arada olan bitenler işaret fişeği işlevi görmekte.
***
64. Peki, bu aradaha neler oldu? Buyurun; son bir iki hafta içerisinde, olanlardan bazılarnı sıralayalım... Bir: ABD Seçimiyle hemen hemen aynı günde, İzmir Depremini yaşadı Türkiye. Kanaatimiz, bu yapay bir depremdi ve ülke, İzmir'den uyarıldı; İstanbul Depremini beklerken.....
65. ..... hem de. Peki, ülkeyi kim uyardı? Binyıl ABD'si mi yoksa Yüzyılcı Birleşik Krallığı mı?

Bu soruya en kolay cevap olarak diyebiliriz ki Amerikan Başkanlığını, Biden'in kazanacağını önceden bilen Binyılcılık ABD'sinin, uyarının arkasındaki güç olduğu kanaatindeyiz.
66. "Geliyorum, ayağınızı denk alın!" gözdağı şeklinde bir sarsıntıyı yaşadı ülke. Tabii ki verilmek istenen mesajı aldı Ankara. Ya da almış olmalı ki karşı ataklarının devreye soktu: ...............
67. Mesela, Azerbaycan'da, deprem suskunluğu fırsatından istifade eden Türkiye'nin, Baycan'a doğrudan müdahale uyguladığını söyleyebiliriz. Ve son birkaç gün içinde cephe tamamlandı. Bu nedenle Ermenistan çığırtkanlığını artırdı. Ve yine bunun gibi ....................
68. Amerika'daki Ermeni saldırıları arttı. Bizde de Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyonlara çıkıp "Artık Azerbaycan'da varız!" açıklamasını yaptı. “Varız!” derken, Azerbaycan'a uzaktan destek veren bir ülke değil sözünü ettiği Cumhurbaşkanının.
69. Bu nedenle diyebiliriz ki Türkiye'nin sınırı, an itibariyle Hazar'dan başlamakta! Bu arada; Şuşa kenti, bir gün içerisinde ele geçirildi. Bugün yarın, “Zengezur Koridoru” delinirse hiç şaşırmayacağız.
Bu da iki!
70. Şimdi, gelelim üçüncü atağa: İzmir Depreminde, evleri çökenler için yapılacak dairelerin, 20 Yıllık kredilerle, hak sahiplerine verileceği açıklandı. Açıklamanın anahtar kelimesi; "Faizsiz" olarak kayda geçti.
71. Böylesi ilk defa oluyor! Çünkü aynı anda, Merkez Bankası halledildi. Bankanın Başkanı değişti. Eski Maliye Bakanı Nabi Ağbal, “Merkez”in başına atandı. Yani Türkiye Yüksek Devleti; aslında, bir Binyılıcı şirket olan, Merkez Bankası'na el koydu.
72. Ve orayı, sessizce Millileştirildi. Artık Paranın ve Ekonominin beyni, Beştepe'de, dışarıda değil. Bu nedenle Kredilerde, “Faizsiz Dönem”e geçildi diyebiliriz.
73. Bu dönemin, Yeni Türkiye manzumesinin birinci mısraı, sessiz sedasız, Faizin sahadan çekildiğinin ilk işareti olarak kayda geçti. Bu anlayışın devam edeceği hususunda duyumlarımız da var. Ama yine de “Sorularla hayal kuralım” istiyoruz.
74. Yani bundan sonra, “Faizsiz Türkiye, Devlet Felsefesi Devresi”ndeyiz mi desek? Ve bağlı olarak; Yüksek Devlet, ilk defa kendi Kağıt parasını basabilecek mi?
75. Yani “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Anonim Şirketi” değil; Türkiye Cumhuriyeti'nin (kendi) Merkez Bankası” şeklinde bir ibareyle karşılaşacak mıyız yeni yapı paralarda?
Bekleyelim görelim...
76. Malum, daha önce yazmıştık… Pandemi Dönemine paralel olarak “Kayıtdışı Para” basılarak; çarklar, döndürülmeye çalışılıyordu.
77. Lakin bundan böyle Türkiye'nin Merkez Bankası'nın, sınırsız para basarak, Kamu Bankaları aracılığıyla halkı “Faizsiz Krediler”e boğacağını görmenin imkan dahilinde olduğu hususunda, kulağımıza ulaşan iddialar hakikat olacak mı?
78. Bu kolaylıkla ülke, tam bir şantiyeye dönüşecek mi? Yani İzmir Depremi ile birlikte; Depremin, yine operasyon silahı haline gelme ihtimalinin ivmesiyle/itmesiyle birlikte ve her şeyden önce, Türkiye'nin kentsel dönüşümü meselesi, faizsiz kredilerle kolaylıkla halledilebilir.
79. Ama halledilecek mi? Eğer, bu plan hayata duhul ederse ülkede, tam bir “Yerli Üretim Patlaması”nı da beraberinde getirecek gibi… Bir bakıma Yüksek Devlet, sınırsız parayla kendi yumuşak karnını bizzat kendisi deşmeye hazırlanmakta denilebilir.
Fakat deşebilecek mi?
80. Ve söz konusu yumuşak karnın bir ezber olduğunu, bir oluşturulmuş algı olduğunu göstermek niyeti mi hakim Devlette acaba?
81. Burada duralım… Doğal olarak; Batı Aklının algılara dayanan sömürü tabanlı Ekonomi Bilimi, kendi masalının yıkılmasını önleme adına, ülke Ekonomisinde bir fiyat patlaması ve Enflasyonu körüklemek için Piyasayı kışkırtacak demektir. Ki zaten karıştırıyor!
82. Doları azdıracak! Ki azdırmış durumda. Bu durumda, Türk Parasının değeri, beklenmedik seviyelere kadar düşürmez mi? Bütün bunları sorduk, akıllı bir dostumuza. Dedi ki:Hükümetin, buna karşı önlemi, “Liradan sıfır atmak” şeklinde hayata geçirilecek. Yani örneklemek gerekirse…
83. Doların 10 lira olduğunda, Liradan bir sıfır; 100 Lira olduğunda iki sıfır atmak; Doları, her durumda, “1 Lira” ölçeğinde tutar. Göreceğiz! Bu arada "Ya ücretler?" diye sorulduğunu duyar gibiyiz. Biz de soruyoruz zaten.
84. Yani ücretlerden de mi sıfır atılacak? Bu suale verilecek cevap “Hayır atılmayacak!” olabilir mi? Olmalı! Neticede; Banknotun, tuvalet kağıtlarına, para klişesi basarak; el kadar kağıda, sanal bir kıymet bahşetmek olduğu biliniyor.
85. Hattı zatında Dolar da Amerikan tuvalet kağıtlarına, sınırsız para klişesi basmaktan başka bir şey değil. 1973’ten beri bu böyle! Amerika basınca oluyor da Türkiye basınca neden olmasın? Evet iddialar böyle! Biz de merakla bekliyor olacağı sonucu.
Ohalde görelim İnşallah!
86.
Ve geçelim kaldığımız yere... Türkiye atağının bir diğer örneği şöyle hayata geçti: Maliye Bakanı Berat Albayrak, yayınladığı bir duyuruyla istifa ettiğini açıkladı.
87. Malum, Berat'ın nice zamandan beri sorun olmasının altında yatan gerekçe, onun zeka seviyesinin düşük, yeteneğinin az oluşu değil; sınırsız hırsı ve bu manadaki bazı bağlantıları idi.
88. Bu bağlantılar için Pelikancılık ve Gizli Fetöcülük iddiası, her zaman gündemde kaldı. O ve avanesi ile Amerikan Ekolünün, Parti ve Hükümetteki gizli etkisi, varlığını korudu denilebilir işlerden.
89. Sözün burasında; bu grubun,Fetö bağlantısı ile ilgili bir durum açıklaması yapmak gerekiyor.Bu manada, Fetö'cülüğün bilinmeyen bir çeşidinden söz edeceğiz. Böylece, AK Parti içindeki; AKP'liler olarak bilinen intisaplılara neden operasyon yapılamadığı da ortaya çıkmış olacak.
90. Malum olduğu üzere; 2016'ya kadar Fetö'cüler, ABD Muhafazakarları olarak bilinen Cumhuriyetçiler ile beraber hareket etmekteydiler. 80 Darbesinden beri bu böyleydi... Daha evveline gitmeyelim! Ama bu ittifak, 2016 Seçimlerinde; Demokratlar lehine, açıktan açığa değişti ....
91. ve Fetö güruhu, o Seçimlerde Demokrat Aday Bayan Clinton'a, maddi manevi destek verdi. Halen de böyle! Aslında; Fetö'cü-Demokrat İttifakını, 2009'daki Demokrat Başkan Obama İktidarına kadar çekebiliriz. Zaten Parti-Cemaat kavgası da 2010'da ve Obama’lı yıllarda başladı.
92. 2013'te ayyuka çıktı. 2016'da Darbeye dönüştü. Ancak Fetö'cülerden bir grup, 2009’daki Demokrat İttifakına katılmadı ve Cumhuriyetçilerle olan eski iltisakını devam ettirdi. Böylece onlar, AK Parti içindeki varlıklarını korumuş oldular.
93. İşte onlar, Ak Parti içindeki AKP'lilerdi. Ve Başkan Trump'ın manevi koruması altında, operasyondan muaf tutuldular. Bunların asıl himayedarı da Trump'ın Damadı Kushner'di deniyor.
94. Yani Erdoğan'ın damadının yakın arkadaşı... Yani Suud ve Abu Dabi Prenslerinin akıl hocası olan Siyonist Aşkenaz Kusner'den söz ediliyor.
95. Bu bağlamda gelelim bugüne... Artık öküz öldü, ortaklık bitti! Amerikan Cumhuriyetçi Ekolünün, AK Parti üstündeki varlığı sona erdi de diye biliriz gelinen durumun görünen resmine.
96. Demokrat Ekolle zaten, 2009'dan beri kavgalı olan Erdoğan, Total Amerikan bağımlılığından kurtulma özgürlüğü ile ilk önce, Albayrak'ın ipini çekti mi desek acaba? Ya da buna gerek kalmadı mı?

Her neyse!
97. Onun peşinden, Pelikancılar operasyona maruz ve tümden, AK Parti içindeki AKP'lilerin gidici olduğunu söyleyebiliriz şimdiden. Bu manada, Sabah Medya Grubunda da bir deprem beklediğimizi kayda geçelim.
98. Tabii ki Merkez Bankası gibi Diyanet ve TRT benzeri birkaç Sızıntıya maruz kurum da vurgunu yiyecek gibi geliyor, gelişiyor Siyaset.
Diyelim...
99. Ve devam edelim, son dilimde olan bitenleri sıralamaya. . Bu manada, Ankara'nın, yeni Rotası üzerine dizdiği atlama taşlarından biri de Kıbrıs'taki, Ersin Tatar Operasyonu oldu. Bağlı olarak Maraş'ın yerleşime açılmasını da sayabiliriz.
100. Bir başka husus, Libya'da yaşandı. Dedi ya Cumhurbaşkanı, iki gün önce; "Libya'dayız, Azerbaycan'dayız!" diye. Bu cümledeki Libya mevzu ile ilgili olarak, bir süre önce yaşanan yönetim değişikliği haberi, sanılanın aksine spontan veya Ankara'dan bağımsız bir gelişme değildi.
101. Yani Milli Mutabakat Hükümetinin Başkanı Fayez Saraç, kendi isteğiyle çekilme kararı almadı. Ya? Ankara çekilmesini istedi de ondan. Yo yo, Saraç’tan memnun olunmadığından değil. Değişimden sonra, muhtemelen Saraç yine yerinde kalacak.
102. Ama Türkiye, Libya' da kendi hükümetini kurmanın yolunu açmış olacak. Ve de Mutabakat içindeki ihanete meyal, Sızıntıcı Libya Fetö'cüleri ve Binyılcılarını saf dışı etme hakkını elde etti Ankara, Saraç’ın istifa isteğiyle.

Aynı operasyon, Azerbaycan'da da gerçekleştirildi.
103. Ve İsrail Planı dahilinde, Siyonist Azeri Kriptolarının Derin Devlet kurma planını çöpe attı. “Çekirdek Hzara Devleti Planı” başlamadan bozuldu tıpkı Kuzey Irak’ta kurulması Telaviv’de planlanan “Küçük İsrail Barzanyası” Referandumunun geçersiz kılınmasıyla.
***
104. Şimdi geçelim küçük bir fasla… "2020 ABD Seçimleri, bambaşka bir “Dünya Devri”nin kapılarını aralayacak... Hem de Başkanlığı her kim kazanırsa kazansın! Yukarıda; “Bu değişime en hazır ülkenin, Türkiye olduğu anlaşılmakta.” demiştik ya.
105. Bu nedenle sıraladık yukarıda olan biteni. Ve Diyoruz ki Operasyon, devam edecek. Bu, Türklerin kendi dünyasını kurma Operasyonu...
106. O halde; konunun başında sorduğumuz, “Yeni Devrede Türkiye; iki düşman blok olarak, Binyıl-Yüzyıl Savaşına devam konusunda gardını, ayrışarak yenilemiş olan Binyıl Amerika'sının mı yoksa Yüzyıl Birleşik Krallığı'nın, ittifak çemberinde mi yer alacak?
107. Kanaatimizce; Hayır, hayır! “Ankara, kendi 3. Yolunu deniyor.” diyebiliriz; şu andaki yol haritasının yansımalarına ve olan bitene bakarak. Bu yönelişin adına, “Türk Enpergam Bloku, Türk-Türkmen Ekolü, Cihanşümul/Küresel Türkmen Kutbu” diyesimiz var.
108. Bu durumda; ben fakir, “Şanı Yüce Kadir Olan Allah, Milletimizin, tüm Türkmenlerin, tüm Turkuaz Mazlumların yar ve yardımcısı olsun!” diyeyim siz de “Amin ve İnşallah!” deyin.
***
109. İkinci Bölüm

Efendim, aslında konuyu; burada tamamlamış olmamız lazımdı da.. . Ancak Maliye Bakanlığı'ndaki sorunla ilgili olarak yaşanan belirsizlik devam ediyor. (Not: Yazını kaleme alındığı tarih, Seçimlerin haftasıydı, malum. Yani yayın geç kalmış durumda...)
110. Yani Berat'la ilgili bir açıklama yapılmadı henüz Saraydan. Fakat ağzı olanlar bir kabine değişikliğinden söz ediyorlar. Hatta yeni kabinenin listesini yapan Medya organları da var. Bunlardan birinde, Beratı'ı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atamış görünüyor.
111. Bununla birlikte; Berat cihetinden yayınlanan ve ilk açıklamayı çelen bir tweet söz de konusu. Yani kafaların karıştığı bir noktadayız. Bu nedenle birkaç kelam daha etmek durumu hasıl oldu.
112. Öncelikle bir kaç ay önce yazdığımız bir makalede sözünü ettiğimiz şu öngörüyü, bir kez daha tekrar edelim: "Dünya Siyasetini değiştireceği muhakkak olan Amerika'nın Seçimlerinin sonunda, AK Parti değişecek lakin Erdoğan'ın değişme ihtimali görünmüyor.
113. Zira Erdoğan, hala Dünya Siyasetinin Demirbaş oyuncularından biri olma özelliğini sürdürmekte/sürdürecek gibi..." demişiz. Düşüncemizde hala sabitiz. Hatta Sebatımızın güçlendiğini de söyleyelim.
114. Bu minvalde; ABD Seçiminin, ilk haftasının sonunda Siyasetteki belirsizliğe rağmen; Türkiye piyasasında, beklenmeyen bir durum hasıl oldu. Döviz ve altın düşerken, borsa yükselişe geçti. Oysa herkesin beklentisi bunun tersiydi. Düzü oldu!
115. Bu anlamda; bizim Kengeş Akademi yazarlarının konuya dair düşüncesinin altını, biz de çizelim burada:
116. ABD Seçimleriyle birlikte; Doları ülkesinde toplayan ve içine büzüşen bir Ulusal Amerika Politikası izleyeceğini söyleyen ve bunun gereğini de yapmaya çalışan Cumhuriyetçi Trump'ın yerine; Küresele yayılma ihtimali temel politikalarının gereği olan Biden geliyor.
117. Dünya piyasaları gibi Türkiye piyasası da bu derinliği okuma becerisini gösterdi. Bu nedenle Dolardaki düşüş trendi sürebilir.
118. Bir bu sebeple ikincisi ise Sevgili Mehmet Aktan’ın dediği gibi: Dijital bir Medeniyeti hedefleyen Binyılcılık ve onun Başkanı olan Trump, “Dijital Aparatları” herkesib evine, ofisine ve cebine koymak durumunda/zorunda.
119. Ancak el kadar bir telefonun, Dolar üzerinden ölçeklenen fiyatı sebebiyle binlerce (mesela bir Ifon’un 20 Bin) Liraya satıldığı bir dünyada, “Dijital Hedef”ini nasıl gerçekleştirecek?!
Gerçekleştiremez ki…
120. Sırf bu yüzden, Doların değerini, -Türkiye şartlarından söylemek gerekirse- “1 Liraya” kadar düşürmek zorunda. Bu zor bir şey değil. Doların bu oranda düşmesi, kimsenin zarar etmesini de sağlamaz zaten. Her neyse! Geçelim…
121. Berat İstifasının ardından; Döviz Piyasasındaki Grafiğin, Siyasi-Ekonominin rutininin tersi bir istikamette yani aşağıya doğru dönmesinin bir başka tarifi daha var bizim cihetimizde: .................
122. Azerbaycan'ın sona yaklaşması, Libya'nın kalıcı Ateşkes imzalaması ve Doğu Akdeniz'deki ateşin soğumaya yüz tutması vs... Bütün bunlar; Türkiye'nin istikrarı anlamında, bir fotoğraf verdi Dünya Siyasetine.
123. Yani yapılan menfi Propaganda bağlamında, dünyayı ateşlemek üzere elinde ateş topu tutan bir Türkiye fotoğrafının doğru olmadığı ortaya çıktı/çıkmakta diyebiliriz.
124. Bu nedenle yeni duruma uygun ancak yeni durumun belirsizliklerine karşı duracak büyük Türkiye fikrinde olanlar, "Dünyanın Türkiye'si" ni formatlama dönemine geçmek durumundalar ya da geçmek üzereler/geçtiler. Evet, Galler Masasından söz ediyor gibiyiz.
125. Lakin asıl altını çizmek istediğimiz Türkiye'nin, Malta Şövalyeleri ile olan ve oradan Latin dünyasına uzanan, örtülü ittifakı. Konuyu, daha önce yazdığınız "Şövalye Tarikatları ve Maltacılarla Türkiye İlişkisi" konulu makalede anlatmıştık.
126. Ve de demiştik ki: “Paranın adresi bundan sonra Malta!” Sevgili Dostumuz Recep Özbay'ın da dediği gibi; “Paranın Adresi” harekete geçmiş olmalı. Ancak bir iki şartları olsa gerek: ....................
127. Mesela Merkez Bankası Başkanının değişimi ve tabi Maliye Bakanlığında da bu değişimin bir parçasının olması. Bu bağlamda, uzun süreç içerisinde çok yıpranan Berat Albayrak'ın gidişi...
128. İstifa haberlerinin dört bir yana yayılmış olmasına rağmen; Beştepe'nin, istifa konusunda herhangi bir açıklama yapmamasının… Ve bu belirsizliğe rağmen; piyasaların pozitif görüntü vermesinin sebebi, şu olsa gerek: Aslında, bakan değişti...
129. Yani paracıların istediği isim, Bakanlık koltuğuna oturdu. Lakin şimdilik tam yetkili vekil olarak... Bir süre böyle galiba! Peki neden? Vekil bakanın ismi ve bazı çevrelerdeki algı sebebiyle diyesimiz var da… Biraz da “Pazarlıklar zaman alıyor herhalde!” Allahualem!
***
130. Bütün bunlara rağmen; bundan sonra Türkiye'de, bir “Biden Rüzgarı” eser mi? İşte, temel ve büyük soru bu! Buyurun bakalım..
131. Albayrak'ın ilk istifa açıklaması sonrasında; bununla yetinmeyip bir, “Siber saldırı mağduriyeti”nden bahseden Twiti; operasyonun, Biden Devrinin İzdüşümü kuşkusunu doğurdu fakirde.
132. Bu bağlamda, Biden, bir ay önce verdiği "Erdoğan'ı, muhakkak düşürmeliyiz!" mealindeki beyanatının peşine mi düştü daha ilk günlerde diyesimiz var? Ve bu aradaki pazar günü, tatil olmasına rağmen; CHP'nin beyninin, acil toplantıya geçmesi?
133. Ertesi gün de Saadet'in Karamolla'sının CHP ziyareti, "Erdoğan'ın gidici oluşu" halini mi getirdi akıllara, nedir? Bir süreden beri; Kılıçdaroğlu nun, Erken Seçim tekerlemesi, Biden'in zaferini önceden haber almanın yankısı mıydı acaba? Bu suallere "Evet!" denilebilir.
134. Denilebilir de... Londra Medyasının, “Rus Lider Putin'in, Parkinson hastalığı” ve iki ay sonra görevden ayrılacağı haberi, Moskova tarafından yalanlansada, havadisin vermek istediği Mesaj alındı, alıcıları tarafından. Bu tespit, burada dursun şimdilik.
135. Malum; dünya Siyasetini, "Küreselciler ve Ulusal devletler" ikilemi hatası ile izah eden, 20. Yüzyıl yorumcuları, Trump-Erdoğan-Putin Üçlüsünün kaderini, birbirine bağlamışlardı birkaç yıldan beri. Bugün itibariyle madem Trump gitti...
136. O halde, onun “Kaderdaşlar”ı da gidici tahminini doğurdu aynı kafalarda. Eğer, "Putin hasta!" haberini Amerikan Medyası yazsaydı; bu düşünce doğruydu. Ama yazan, Yüzyıl İngilteresi Medyası.
137. Beri yanda... Berat'ın istifası; ilk duyuruyla sınırlı kalsaydı eğer… Erdoğan gidici değil "Götürücü" olarak değerlendirilebilirdi. Fakat Berat'ın ikinci Twitter açıklaması, işin rengini değiştirdi.
138. Ve Berat'tan çekilen iplik, bir dizi halinde, Erdoğan'a uzanır ve de bir, Biden Operasyonunun başlandığına işaret eder mi?
139. Bu karmaşadan çıkaracağımız sonuç şu: Trump'ı, Binyılcılar götürdü; hadi diyelim ki bu tamam... Ancak Putin'i, Yüzyılcılar götürmek niyetinde gibi; son durumdaki, İngiliz medyasının havadisinden yansıyan algı itibarıyla.
140. Bunun sebebi de son aylar içerisinde, Putin'de gözlemlenen “Binyılcılaşma Eğilimi” diyebiliriz. Erdoğan'da ise Yüzyılcılar yani Galler Masası ile ilgili herhangi bir olumsuz eğilim görülüyor değil henüz.
141. Bununla birlikte, Binyılcılar ile gelişen bir tanışıklık da mevzubahis Beştepe ekranında. Ve en önemlisi; Avrupa'nın ikinci gücü, Latinlerle yakınlaşma, Malta Şövalyeleri ile anlaşma da söz konusu, Cumhurbaşkanının Siyasal dünyasında.
142. Yani dememiz o ki... Trump-Putin ve Erdoğan Üçlüsünün siyasi kaderini baştan sona örtüştürmek ve onların Siyasi sonlarını eşitlemek için gelişen şartlar uygun görünmüyor şu an itibariyle.
143. O halde, Berat'ın iki ayrı anlam içeren, iki mesajının arkasını nasıl okumak lazım?
144. Kaderlerini, AK Parti imkanlarında sabitlemek açıkgözlüğünü göstererek; Fetöcülüklerini, ABD Cumhuriyetçi Parti bağlamında sabitleyenler, bugün itibariyle o kanadın çökmesi nedeniyle yıldızları parlamış gibi görünen ABD Demokrat Fetö'cüleri safına ...............
145. rücu etmek niyetinde yeni bir plan kurmuş/kuruyor olabilirler. Bu nedenle Berat ve AKP'li avanesi; AK Parti, kendilerini kovmadan istifa ediyor ve Demokrat Fetö'cülere yamanak istiyor ve de onlar tarafından kabul edilmeyince de istifaya rağmen, ............
146. Pensilvanya' dan dışlanmışlıklarını, sanal operasyona bağlama hinliğini mi gösteriyorlar acaba diyesimiz var.
147. Yani Berat'ın, birbiriyle çelişen iki açıklaması arasındaki karşıtlık; Cumhuriyetçi Kanattan, Demokratik Kanada göçme arzusunun geri tepmesi diye okunuyor tarafımızdan.
148. Dememiz o ki.. Berat AKP'lilerinin, her ne sebeple olursa olsun, AK Parti ile ilişkilerini koparması; Erdoğan'ın sonunu belirleyen bir işaret sayılmamalı/sayılmaz! Aksine, bir kamburundan kurtulan Erdoğan'ın elini bolartır.
149. Ve AK Partinin; partinin canına kast etmiş gibi davranıyor olmalarına rağmen, üzerlerinde bir türlü operasyon yapamadığı şu AKP'lilerden temizlenerek yeni bir parti hüviyetine kavuşma özgürlüğüne doğru istikamet belirlemesine yol açar.
150. Ne mi o Yeni Parti? Daha önce bir makalemizde söz etmiştik: Galiba Cumhur Partisi... Cumhur Partisi'nin de en önemli özelliğinin Anti Binyılcı, Anti Yüzyılcı ve Anti Bidenci olma sorumluluğu ve zorunluluğu var! İşin güzelliği de burada zaten.
***
151. Şimdi de gelelim, Türk Siyasetindeki Muhalefet Kanadında esmesi muhtemel “Biden Rüzgarı”na. Ya da Trump'tan sonra Türk Muhalefetinin, vaziyeti coğrafyasına! Bu manada, Biden'in verdiği, şu yenilir yutulur yanı olmayan beyanat ortada.
152. Ve hem de daha bir güçlü şekilde, tam da “Orta Sahne”de duruyor şimdilerde de. Hatta beyanat, Teoriden Pratiğe geçmeye başladı Türkiye Sahnesinde.
Amerika'daki şekli, halen Teorikte olsa bile...
153. Onun için Erken Seçim toplantıları başlamıştı günler öncesinden; şimdi de devam ediyor malum. Yani “Biden Rüzgarı, hızlanarak esiyor muhalefet düzleminde!”diyebiliriz gelişmelere bakarak. Ancak soru şu: Bu Rüzgar, Muhalif parçaları birleştirmeye yeter mi? Bunu anlamak için..
154. Madem, yukarıda Fetö'cülerin çeşitlerine dair bir açıklama yaptık... Bu konuyu derinleştirerek, Fetö Dünyasındaki durumu daha da belirginleştirelim burada: Ve Muhalefet-Fetö iltisakı hakkındaki iddiaları ve kendi tahminlerimizi sıralayalım.
155. Buyurun öyleyse en son Fetö'cü tasnifine: Birkaç yıldan beri bu güruhu, “Amerika'daki Fetö'cü Ekolü” ve “Alman Ekolü Fetöcüleri” diye ikiye ayırmış... Buna bir de “İngiliz Ekolü Fetöcüleri”ni eklemiştik hatırlanacağı gibi.
156. Bu anlatımımızda da “Amerikan Tarzı Fetöcüleri” ise Demokrat ve Cumhuriyetçi Ekol Fetö'cüleri olarak ikiye ayırdık yukarıda. Cumhuriyetçi Ekol Fetöcülerinin, ağırlıklı olarak AK Parti içindeki AKP'liler olduğunu da söyledik.
157. Peki, “Muhalefetteki Partiler, hangi Fetöcü zemin üzerine yapışık?” diye soralom ohalde. Ama ondan evvel, şu tespiti yapmamız lazım: Malum; Fetöcülerin, sızmadığı Parti kalmamıştı; geriye doğru makara sarıldığında bunu görmek mümkün.
158. Sadece Ak Parti mi? Hayır tabii, Türkiye'deki her sektöre hatta her Teolojik-Teosofik oluşumlara ve Devlet Kurumlarına bir sis gibi sızan bir yapı ile karşıya karşıya olunduğu herkesin malumu. Tıpkı, Tarihi Binyılcılar gibi!
159. Zaten, o nedenle “Dünya Binyılcılığı”nı da "Binyılcı Fetöcülük" olarak izah ediyoruz ya nice zamandan beri. Türkiye'deki Binyılcılığı ise “Mahalli Fetöcülük" şeklinde resmettiğimizi biliyorsunuz.
160. Devam edelim… Şayet, Muhalefet Partileri, aynı Fetöcü zemine iltisaklı olsalardı, birleşmeleri daha kolay olacak; Millet İttifakı, ikide bir sorun üretmeyecekti.
161. Bu manada; Cumhur İttifakını oluşturan iki partinin arasındaki sıkıntının da AK Parti içerisindeki AKP' liler olduğu biliniyor. Bu yüzden; Berat’la start alan “AKP'liler Operasyonu” başarıyla tamamlanılabilinirse AK Partinin, MHP ile anlaşması çok daha kolay olacak.
162. Ve yukarıda sözünü ettiğimiz, “Cumhur Partisi”nin, aynı tabela altında birleştiğini görebileceğiz 2023 Seçimlerinde.
163. Dönelim Tekrar Muhalefete... Muhalefet Partileri ve Fetöcü Renklendirme Sızıntıları ile ilgili olarak duyumlarımız o ki.. . CHP, İYİP, SP, HDP, GP, DEVA vs... Elbette, kendi Felsefelerinin gereği olarak kuruldu bu partiler; hiçbirini kötülediğimiz yok.
164. Fakat ara yerde, Fetöcülerin Sızıntı Operasyonlarına maruz kaldıkları için işleyiş anlamında, Fetöcü Rotalar ve İstikametlere itildiler/itilmekteler. O halde hangi parti, hangi Fetö Ekolünün boyasıyla renklendirilmiş durumda?
165. Öncelikle şunu söyleyelim; epey bir zamandan beri; her Parti, orta yerinden çatlak biçiminde arızalı. Fatö arızasıyla sabıkalı bir Muhalefet Partileri demetinden söz ediyoruz.
166. Ak Parti'nin İslamcıların yanındaki, - ağırlıklı olarak- Fetö'cü AKP'liler misali; her partinin de bir AKP'lilerinin varlığını haber veriyoruz bu tespitimizle. "Peki, hangi parti, hangi Fetö Ekolüne meyyal?" sualinin cevabı ile alakalı olarak diyebiliriz ki...
167. İYİP Ülkücüleri, temel intisapları anlamında, Alman Fetöizmine irtibatlı gibi geliyor. Ama Parti, Amerikan Cumhuriyetçi Ekol Fetö'cülerinin sızmış olabileceği bir ekip tarafından idare ediliyor diyenler var.
168. Partideki son Muhalif Milletvekilleri çatlağı da bu iki yönelişin karşıtlığı şeklinde okundu tarafımızdan. İYİ Partide, Sızıntı Fetö'cüler olduğunu açıklayan eski MHP kökenli vekil, Frankfurtçuluğun Münih kanadını yani Alman Tapınakçılarını işaret ediyor olsa gerek.
169. Uzun lafın kısası, bu partiden bir “Biden Ekolü” beklemediğimizi, bunun gibi bir “Siyasi İstikbal”de görmediğimizi söylemek istiyoruz. Zira çok yamalı bir Fetö sofra bezinin üzerine kurulmuş bir İYİ ziyafeti, Biden'in damak tadına uymaz diyelim. Ve geçelim…
170. Deva Partisine gelince... İddia o ki bu partinin istikameti Ada'ya dönük. Yani bir kısım analizciler, DEVA için İngiltere'yi ve İngiliz Ekolü Fetö'cülüğünü işaret ediyorlar.
171. Söz konusu partinin akıldanesi durumundaki Exeter çıkışlı 1. Adamın Rengi de galibaİngiliz Fetöizmine bandırılmış görüntüsü vermekte konunun iddiacılarına. Tıpkı “Fetöizmin Kasası” olarak bilinen eski medyacı, altın babası Akıncı gibi deyip geçelim.
172. Şimdi de sırada, Davutlar'ın Gelecek Partisi olsun. Bu partinin, bir hırs ve kibir eseri olduğunu söyleyenler var: Buradaki tarif ise ancak bir "Fetö Çıkarcı Kafkasyacılığı" şeklinde özetlenebilecek bir "Klasik Alman Ekolü" etiketi ile izah edilebilir mi ..........
173. ...... diye düşünenlerin olduğunu söyleyelim. Peki, “Yeniden Siyasete çıkan Viyana ile bir bağlantıları var mı?" sorusuna takılmış durumda kafamız.
Tam bilmiyoruz.
Kendilerine sormak lazım!
174. Tahmin ettiğimiz etiket bağlamda, Gelecek hareketinin, HDP'ye benzediğini söyleyebiliriz. Yani Fetö'cü değil de Fetö'cü gibi davranmanın Siyasi kolaycılığına vurgun bir “Açıkgöz Hinlik Hareketi” demişti bir bilen... Galiba öyle!
175. Ancak Biden’den sonra yeniden uyanan “Alman Amerikanizmi” diyebileceğimiz “Binyıl Frankfurtçuluğu”nun Berlin’deki Merkel ile “Alman Çeşmesi”nden su içerek, aynı damak tadında birleştiğini, “Sultanahmet Patlaması”nda konuştuğumuz Hoca, hala aynı paylaşımda stabil mi?
176. Bizce olmamalı. Ama o durumda, “Ayazda kalmaz mı?” E, kalır tabii!
Bizden söylemesi…
177. Millet İttifakı'nın büyük parçası CHP'nin beyninin, doğrudan Fethullah işgalinde ve kontrolünde olduğunu iddia edenler var.
178. Bu manada, bütün Fetö Ekolleri ve bu bağlamda, “Erdoğan Düşmanları, toptan dostlarımız!” iş bitiriciliğiyle buradaki Potansiyeli kendi İktidar kanalına akıtmak olan bir Başkanın, “Makyavelist Kutup Yolculuğu” filmini seyreder gibi oluyoruz CHP haberlerine bakarken.
179. Fakat bu yolculuk, neredeyse tüm “Ekol Merkezler”nden bir kaşık almış gibi ya da her merkeze bir çeşnici atamış gibi de denilebilir. Eski solcular, birbirini suçlarken “Oportunist!” diye sıvarlardı. Galiba, “Oportunizm!” bu parti felsefesinde bir şey olsa gerek.
180. Hani bir de halk ağzında bir pelesenk var ya “Kıyakçılığın sonu ayakçılıktır!” diye… Nereden aklımıza geldi şimdi bu laf, derseniz; inanın, onu da bilmiyoruz. Öyle işte!
181. Artık "Merhum Hoca"nın Alman Ekolüne dair h,çbir emare kalmayan Saadet Partisi için akla gelen yine İngiliz Klasik Ekolünün, Fetiö soslu hali denilmekte konuya dair analiz yapanların konuşmalarının içinde geçen cünleler bağlamında.
182. Bu arada; partileşme aşamasındaki, “İnce Hareketi”ni, tipik bir "İnönü Sağcılığı" diye okumak lazım diyenler duydum; ne demekse. Ama galiba ince de daha ötesi yok gibi! Doğu Babanın Partisine gelince...
183. Bu partinin dış görüntüsünde, herhangi bir “Fetö Rengi”ne rastlamak mümkün değil. Ancak şu postülatı da söylemeden geçmeyelim: Her yere sızan Fetöcü sisi, Vatan Partisi'nin kapı aralığından içeri girmemiş olamaz!
184. Örnek var önümüzde: Mesela, zamanında polisini ele geçirdiği söylenen Fetö'cü hareketin, TSK"ne sızamadığı övüncü çok yaygındı ya hani. Ancak, 15 Temmuz Hain Darbe Girişimini polis yapmadı; aksine, Fetö'cülerin asla sızamadığı söylenen askeriye yaptı.
185. Yani Fetö'cülerin, böylesi bir ters köşe oluşturduğunun/ yine oluşturmuş olabileceğinin ve bundan sonrasında da oluşturabileceğinin de altını çiziyoruz.
186. Sonuç olarak diyelim ki: Görüldüğü gibi… Türk Muhalefetinden bir “Biden Ekolü” paydasının oluşturulması zor görünüyor... Fakat para sevgisi ve iktidar hırsı; bu payda zorluğunu, başlangıç itibariyle izale edebilir mi? Galiba!
187. Ancak böylesi bir iktidar oluşumu durumunda yaşanan paylaşım kavgası, söz konusu iktidarı, uzun ömürlü kılmaz. Ya da Koalisyon görünümündeki Anti Erdoğan İktidarı; aslında, birçok Partinin değişik kamu alanlarındaki egemenliği şeklinde, garip bir Demokratik yapıyı getirir.
188. Ve onu da “Milletin İstikbali”nin üzerine, birer Dev Anası gibi oturtur. Eğer istikbal kalırsa... O durumda; belki pekçok insan, oy kullanan ellerini bile kesebilir. İşte, böyle bir “Biden Kasırgası” beklemek mümkün Muhalefet Coğrafyasında...
189. Bununla birlikte; Dünya Siyasetinin soğuk ya da sıcak savaş terazisinin, diğer kefesi diyebileceğimiz Galler Masası Hanedanlarının Birleşik Krallığı,her türlü muhalif Fetöleşmeyi, Binyılcılaşma olarak okuduğu için Muhalif Kanat üstüne bir köklü plandan vazgeçeli çok oldu.
190. Yani sağdan soldan, elde var Erdoğan!
191. Ve ezcümle… Biden Seçimlerinden sonrasının ya da 21 yüzyılın eşiğinden içerinin “Al birini, vur ötekine” dünyasında; 15 Temmuz'nu yapmış Türkiye’si için açık kapı, ne Binyılcıların ve ne de Yüzyılcıların izinden yürümek değil... Sadece "3.Yol" olabilir.
192. Olabilir fakat Konjonktürel olarak, eski deyimle Sağda ya da Soldaki Siyasal uygulamaların bir türlü "Aryan Türklüğü” ve “Aryan Müslümanlığı" zemininden kurtulamadığını görüyoruz!
193. Yani Binyılcı yahut Yüzyılcı Rotanın veya her ikisine karşı yürüyor olmanın adı gibi görünen “3. Yol”un yolcusu olan Türkiye'nin, “Aryanik” bir istikbale doğru gittiğini gözlemliyoruz fakir ne yazık ki!
194. Ohalde burada biz, her türlü “Made in Aryan” İthaline şiddetle karşı olduğumuzu kayda geçelim Derindünya adına. Fakir açısından, illa 3.yol! Fakat illa “Hanif Muhammedi Türkmenliği”nin 3. Yolu olmak durumunda Ülkenin Rotası!
195. Öyleyse, burada sorulması gereken soru şu: Peki nedir Aryan Türklüğü ve Aryan Müslümanlığı? Şu kadarını söyleyelim: Türkiye'nin her köşesine sızmış olan Sızıntı Fetöcülük, neticede tespit edildi. Ve Devletle Millet, el ele verip gereğini yaptı!
196. Lakin Fetöcülükten öncesi olan ve derinlikte Fetöyü katlayarak geçen bir başka Sızıntıcılıktan söz ediyoruz yani “Aryan Sızıntıcılığı”ndan! İnşallah bir ara, onu da yazacak ................
197. ve bu derin ve Fetöcülükten çok daha derin ve de tehlikeli olan “Aryanik Sızıntıcılığı” da Deşifre edeceğiz İnşallah!
198. Efendim konuyu burada noktalarken diyelim ki... Fakir, siz büyüklere, yine bir Pinokyo masalı anlattık. Lakin her şeyin hakikatini sadece Aliym olan Şanı Yüce Allah biliyor! Azze ve Celle...
***
199. Üçüncü Bölüm

Bu bölüme, iki kardeşimizin mesajları ve onlara verdiğimiz karşılığı da ekleyelim istiyoruz: Bunlardan biri… Derindünyanın Sevgili kardeşlerinden Zeynel Sönmez… Sordu Zeynel: “Ahmet abi…
200. Amerikan Seçimlerinde, Demokrat Binyılcıların kazanıyor olması; Türkiye'deki gidişatı, nasıl etkiler? ABD Seçimleri bizim açımızdan, hayırlara vesile olacak değil mi? Biden, Türkiye 'nin yürüşünü, doğrudan etkiler mi/engeller mi?"

Devam edeceğiz İnşallah!
202. Bu bölüme, iki kardeşimizin mesajları ve onlara verdiğimiz karşılığı da ekleyelim istiyoruz: Bunlardan biri… Derindünyanın Sevgili kardeşlerinden Zeynel Sönmez… Sordu Zeynel: “Ahmet abi…
203. Amerikan Seçimlerinde, Demokrat Binyılcıların kazanıyor olması; Türkiye'deki gidişatı, nasıl etkiler? ABD Seçimleri bizim açımızdan, hayırlara vesile olacak değil mi? Biden, Türkiye 'nin yürüyüşünü, doğrudan etkiler mi/engeller mi?"
204. Dendiği üzere… Berat Albayrak’ın istifası ile birlikte, hükümetteki Trumpçı Kanat yani Cumhuriyetçi Fetöcülerin temizleneceği anlaşıldı. Bu; Ankara tarafından, Yeni Amerika'ya verilmiş bir mesaj olarak algılanabilir.
205. Yani Erdoğan; “Sizinle anlaşabilirim! Eski Başkan Trump'ın etkilerini, Hükümetten silmeye kararlıyım. Hem de kendi Damadımdan başlayarak. Samimiyetimden emin olabilirsiniz! "mesajı gönderiyor gibi göründü Amerika'ya.
206. Bu mesajın, Amerika tarafından da ciddiyetle değerlendirileceği ve müspet olarak alınacağı kanaatindeyiz. Hem de Azerbaycan Savaşı'nda; Ermenistan üzerinden Rusya'yı bir nevi kendi Siyasetine yakın bir noktaya çekmiş olan bir Türkiye'yi kimse gözardı edemez.
207. Özellikle yeni Binyılcı Amerika asla! Eğer gözardı ederse Türkiye, Rusya kapısını daha da açar. Ve bir başka açık kapı; İngiltere Yüzyılcıları da kapılarını açmış durumdalar zaten. Yani Ankara için açık kapı çok!
208. Sevgili Zeynel’in ikinci ve üçüncü suali de şöyle: “Ahmet abi… Berat, Jeo Biden’e yakın değil miydi? "Rusya, savaş sonrası Azerbaycan da gözlemci durumda ya... Bunu, bize, bir engel olarak okumak mümkün mü?
209. Yukarıda söylendiği gibi… Berat, Trump'ın Damadı, Siyonist Aşkenaz Yahudisi Kushner’le arkadaştı. Rusya’ysa, Karabağ'ın bir bölümünde gözlemci… Yani Ermenilerin en yoğun olduğu orta kuzeyde… Ermenistan, Karabağ'ın etrafından ve güney kısmından tamamen çekilmiş durumda.
210. Kuzeyde kalan, bir kısım Karabağ bölgesinde Ermenistan, hemen hemen yok artık, yerleşik Ermeniler var. İşte Rusya orada gözlemci… Söz konusu bölgenin boşaltılması esnasında, “Laçin Koridoru” denilen göç yolunun güvenliğinden Rus Askeri sorumlu.
211. Bu anlaşma; 5 Yıl süreli olup sürenin bitiminde Rusya, gözlem alanından çıkacak ve gözlem parçası da tamamen Baycanlılara kbırakılacak. Dendiği gibi Ermeni Askeri ve Sözde Karabağ Bakranlı Devletçiğine dair tüm güç, işgal ettiği yerleri, Azerbaycan'a terk ediyor.
212. Peki, “Rusya bölgede tek başına mı gözlem yapacak?” denirse hayır! Ankara açıkladı ya bunu: Barış Gücünde Türk ve Rus Askeri varlığı beraber...
213. Bize göre; en önemli husus ise… Kayıtsız şartsız Baycan’a iade edilen Güney Karabağ ve tüm Karabağı çevreleyen“işgal bölgesi”nde, Baycan Ordusuyla Türk Askerleri beraber bulunacak ve yanıp yıkılan bu toprakları “İki Oğuzlu Devleti” beraber ve yeniden inşa edecek.
214. Anlaşma akşamı, Prezident İham Beg'in açıklamasının içeriği özetle şöyleydi. “Rusya'nın Askerlerinin bulunduğu bölge; Laçin Koridoru denilen… Ermenistan'ın Zegenzur aralığından, iç Karabağ’a doğru uzayan girinti yolu... Ve sadece, içerinin boşaltılmasıyla işlevli bir yol…
215. Bir başka Baycan kazanımını da açıklayalım: İki parçalı Baycanlı Devletinin Azerbaycan kısmıyla Nahçıvan kısmının arasında bir koridordan daha söz ediliyor. Burası; daha önce konu ettiğimiz “Zengezur Kaması”yla ilgili olup................
216. İran sınırı paralelinde ilerleyen bir koridorla bu kama, deliniyor ve Türkiye-Nahçıvan-Azerbaycan arasında sürekli bir yol bağlantısı sağlanmış olunuyor. Bu büyük bir eksiklikti; şükür, izale edildi.
217. Son olarak… Eğer, Rusya müdahale etmeseydi; Baycan Askerleri, “Zengezur Aralığı”na girecek ve iki Azerbaycan parçasını birleştirecekti. İşte; Rusya bunu önledi. Ve 5 Yıllığına Laçin Koridoru ve “Orta Kuzey Karabağ Bölgesi'ndeki –galiba, dört Reyonu- .......
218. Rus Askerlerinin gözetiminde kalmasını sağladı. Peki, “Bölgenin idaresi kimin elinde olacak?” denirse… Malum olduğu üzere, Karabağ, Azerbaycan içinde bir özerk bölgeydi, tıpkı Nahçıvan gibi... Yani Temel Statüsü ile iç işlerinde serbest bir iç devletti, yine öyle olacak.
219. Bu bağlamda;Bölgeyi, bölgenin kendi halkının seçeceği idareciler yönetecek Statü gereği. Tabii; bu yapının oluşması bir sürece matuf. Zaten gerek Rus, gerek Baycan ve Türkiye Askeri varlığı, biraz da bu sürecin, sorunsuz yaşanmasını sağlamak üzere gözlem yapacaklar, diyelim.
220. Başka bir fonksiyonu yok sayılabilir. Hem olsa ne olur! Rusya, bölgeye ikibin kadar askeriyle girdi; Türkiye ise seksen Milyon Milletiyle. Rusya kalıcı değil, muhakkak gidici ama Türkler kalıcı ..........
221. ............ hatta “Bozokluların Nefesi” tüm Rus Coğrafyasına, bir sis gibi yayılacak. Artık Rusya iflah olmaz. Rusya kaybetmeye mahkum; Türkiye şimdilik Baycanı kazandı; bilahare kazanım tüm Şimali Kafkasya’ya ve “Deşti Kıpçak” coğrafyasına yayılma potansiyeli taşımakta.
222. Onun için kazanımı küçümseyenlere aldırmayın. Savaş ilk vuruşta kazanılmaz lakin ilk vuruşu kaybetmeyen, hep kazanan olur.
223. Sevgili Zeynel’in, “Yani Bağımsızlık ve Bütünleşme yarım kaldı mı demek lazım?" sualine karşı, bağımsızlık tamam, bütünleşme ise “Özerklik” şartlarıyla sınırlı diyelim.
***
224. Sevgili Dostlarımızdan Recep Özbay ise mesajında şunları yazdı konuya dair:“Türkiye-Rusya Anlaşması ile Karabağ ile ilgili bağımsızlık tamamlandı. Azerbaycan; Rusya arasındaki gizli ilişki koptu. Fakat bununla birlikte; Bakü, “Türkiye'nin Kader Yoldaşı” halini aldı tekraren.
225. Bundan sonra, herhangi bir Rus müdahalesi söz konusu değil. Azerbaycan Yakası ile Nahçıvan Yakası arasındaki, “Zengezur Kaması”nın çıkartıldığından söz edemeyiz.
226. Ancak Nahçıvan'la karayolu bağlantısı sağlandı. Bu da çok önemli ve kazanılmış bir zafer diyeti olarak yer aldı son anlaşmada.
***
227. Ahmet abi… Gelelim; Amerikan Seçimlerine. Bu gelişmeyle ulaşılan yeni durum karşısında Yüzyılcı Mavikanlı Hanedanlar adına Kraliçe, bundan sonrası için rakiplerine ne cevap verecek? İngiltere Genelkurmay Başkanı, 3. Dünya savaşının yakın olduğunu söyledi.
228. Bu beyanat, Binyılcılara verilecek bir cevap gibi algılanabilir mi? Şu an; 1. Dünya Savaşı öncesi gibi karşılıklı kutuplaşma yaşanıyor dünayı yönetme konusunda... Bu anlamda ziyaretler de planlanmaya başladı.
229. Mesela ABD Dışişleri Bakanı ve eski CIA Başkanı Mike Pompeo, mütefiklerin; Yeni Dönem ABD Başkanı Joe Biden'ı tebrik ettikleri bir günde... "İkinci Trump yönetimine, sorunsuz bir geçiş olacağını" söyledi. Bu iki mesaj ışığında, dünya Siyasetini nasıl yorumlamak gerekir?"
230. Sevgili Recep! Daha önce de dediğimiz gibi, dünyada şimdi iki güç kampı oluşturuluyor ya da oluşmanın eşiğinde. Zaten, varolan Binyılcıların Amerika'sı ve Yüzyılcıların Birleşik ingiltere’si, 2001"e geri dönerek kapışmaya hazırlanıyor bu bağlamda.
231. Recep'in mesajında verdiğin habere göre: İngiltere, bu kapışmanın adını; 3. Dünya Savaşı koymuş durumda. Bu yüzden; elbette, bu iki kampın müttefik elemanları da oluşturulacak demektir.
232. Birkaç gün önce gördüğüm bir haber başlığı şöyle diyordu: ABD Dışişleri Bakanı; Katar ve Türkiye'nin de içinde olduğu bir dizi Avrupa ülkesini ziyarete çıkıyor! Bu demektir ki...
233. İngiltere adına, Amerikan Yüzyılcılarının Son Dışişleri Bakanı, muhtemel müttefikleriyle konuyu görüşme seyahatinde... Fakat Recep, devamındaki mesajında ise ikinci bir Trump yönetimine, sorunsuz bir geçişten söz etmekte.
234. Anladığımız kadarıyla meselenin sırrı, burada saklı olsa gerek! Ne demek “Yeni ve İkinciTrump Yönetimi”ne sorunsuz geçmek?

Daha önce yaptığımız konuşmalarda ortaya çıkan bir hususu hatırlatalım burada: ...................
235. Amerikan Seçimlerinde; Biden'ın kazanıyor olmasının iki anlamı bulunmakta. Bunlardan birincisi: Ya gerçekten Binyılcılar, Yüzyılcılara galebe çaldı ve seçimi, şeksiz şüphesiz alarak, can çekişen Binyılcılıği yeniden ayağa kaldırdı.
236. Ve Savaşı en başa, başladığı yere, 2001'e götürdü. Bundan sonrası 3. Dünya Savaşı hem de en sıcağından! İngiltere ile ilgili 3. Dünya Savaşı haberi işte bunu duyuruyor dünyadaki taraflarına.
237. Lakin Binyılcı Zaferi'nin ikinci bir tarifi de olsa gerek. 20 Yıllık mücadeleden başarıyla çıkmış ve Galler Masası bütünleşmesini sağlamış olan İngiltere; elbette, Amerika'nın Binyılcılarını ve onların Partisi, Demokratları başıboş bırakacak değildi ya!
238. O konuda da bir operasyon tasarladığı kanaatindeyiz. Bu nedenle kazanılan zaferin, esasında gizli bir Kraliçe Zaferi olduğunu düşündüğümüzü de söyleyelim. İşte, yukarıda verilen mesajın, sorunsuz ikinci Trump dönemine geçileceği kısmı da buraya işaret etmekte.
239. Yani işin arka planı, ön planından bambaşka! Esasında, dememiz o ki... Seçimi, Binyılcılar kazanmış görünüyor olmasına rağmen; en derin plan dahilinde, Yüzyılcılar bu Seçimi de almış olabilir.
240. Ancak bir “İki Kutuplu Dünya” oluşumu, Gallercilerin kendi planlarının da bir parçasıydı. Bu nedenle Galler, Amerika'da; göreceli bir “Binyılcı Kutup” oluşturmak üzere, Binyılcıların adını kullanıyor.
241. Buradan hareketle… İngiltere'nin sözünü ettiği 3. Dünya Savaşı, bir sıcak savaş değil; planlanmış bir Soğuk Savaş ya da Yeni Soğuk Savaş'ın girişindeki Ateş Çemberi diyelim biz buna.
242. Lakin daha önce Azerbaycan Karabağ Savaşı için şöyle bir cümle kurmuştuk: Karabağır Savaşı, kendi sınırları içerisinde bir sıcak savaş şeklinde, Baycan'ın Zaferi ile sonuçlanacak...
243. Ancak doğal sınırların dışında, savaşın sadece ısısı hissedilecek. Bu minvalde; Krabağ Savaşı bir nevi 3. Dünya Savaşı işlevi görecek... Galiba, şu an öyle oldu, oluyor, olacak!
***
244. Efendim! Konuyu burada noktalayalım. Ve her zaman olduğu gibi diyelim ki… Fakir, yine bir Pinokyo masalı anlattık siz büyüklere. Oysa hakîkati, Aliym Olan Şanı Yüce Allah biliyor! Azze ve Celle…
***

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ahmet Yozgat

Ahmet Yozgat Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @AhmetyozgatDD

5 Oct
101. Ama ondan önce, “Londra Britanik Masası Senaryosu”nda fark etmişti, Kraliçe’nin gözünde, ne anlama geldiğini: O bir Neo Napolyon’du! Zaten, o toplantıdan beri de “Dünyanın Yeni ve Galip Napolyon”u olmaya can atan bir Macron var Paris Tahtında.
102. Hatırlayın lütfen, Londra Masasının resmini: Kadrajın ortasında bizim Boris Johnson vardı ve kendini, “Britanik Dünyasının Merkezi” yapmış, gururla duruyordu. Tabii ki Kraliçe’yi temsilen… Onun sol yanında Erdoğan, sağ yanında Macron dikilmişti.
103. Erdoğan'ın solunda, Merkel ve onun da solunda; galiba Kara Kıtayı temsil eden, Cezayir Cumhurbaşkanı duruyordu, yanlış hatırlamıyorsak. Şövalye Macron’un sağında kimler mi vardı? Valla unutmuş durumdayız. Ama dişe dokunur birileri yoktu galiba, aklımızda yer etmediğine göre.
Read 442 tweets
5 Oct
Pandora’nın Kafkasya'dan Açılan Kutusu…
Türkmen Delileri, Baycan Sahnesinde!
KARABAĞ SAVAŞININ DEŞİFRESİ
Ahmet YOZGAT

1. Bugün, #5 Ekim 2020 #pazartesi…Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
2. 2020’nin Eylül Ayı bitti…Zaten sıcaktı Temmuz’dan beri Kafkasya… Malum nedenle “İyice ısındı!” demeyeceğiz; birdenbire alev aldı.

#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
#HaddiniziBileceksiniz
#Aleyküm Selam
3. Konuya, üç mesajı girizgah yaparak başlayalım diyoruz. Bunlardan biri; Derindunyalı Dostumuz, Doktorumuz Sevgili Ahmet Bozyiğit’e ait…
Read 100 tweets
27 Sep
Bugün, #27Eylül2020 #Pazar Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
Konumuz...
Ekonomik Sorunun Satıraraları
YENİ NORMAL’de SERBEST PAZAR
Ahmet YOZGAT

#Derindunya
#ahmetYozgat
#Azerbaycan
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
2. Derindunya’nın Kardeşlerinden, Dostumuz Sevgili Deniz İnan, gönderdiği mesajda dedi ki: "Ahmet abi… Para Piyasalarında neler oluyor?
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
3. İçinde bulunduğumuz zamansal koridora dair Ekonomik yönergelerde, bu gidişin getirdiği açıklamalarda, bir tuhaflık olduğunu düşünüyorum.
Read 92 tweets
18 Sep
2. Derindunya’nın Sevgili Kızkardeşlerinden Nurten Şafak: " Abim üç sorum var… Bir: Altın hesabı için ne düsünüyorsun ve gümüş tabii?... Bunlar; şu anda, çok konuşuluyor da…

#TümTürkiye
#SüleymanSoyludan
#mugeanliyalnizdegildir
3. Abi, ikinci olarak da… Türkiye’nin yönünde bir sapma var mı? Yani Devletin el değiştirmesi yine mümkün olabilir mi?

#Derindunya
#ahmetYozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
Read 18 tweets
18 Sep
2. Derindunya’nın Sevgili Kızkardeşlerinden Canan Adsız diyor ki: "Malta ile anlaşma olduysa Akdeniz’de Haminnenin, Winston Churcill Gemisi ile ne yapıyoruz?
3. Şövalyeler, Macron’u harcadılar/harcıyorlar/harcayacaklar desek olur gibi mi? Hay Allah! Abiciim, ben de senin gibi konuşmaya başladım Derindunya videolarını izleye izleye!"

#TümTürkiye
#SüleymanSoyludan
#mugeanliyalnizdegildir
***
Read 12 tweets
18 Sep
1. Bugün, # 18 Eylül 2020 # Cuna… Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz. Cumanız Mübarek ola!

Bugün; Derindünya kardeşlerinin, özellikle Twitter sayfamızda, fakire yazdığı mesajlar ve sorduğu sorular üzerinden, ............
2. ....... durumu tarif noktasında cevaplar vermeye çalışacağız. Çalışacağız da işin en başında söyleyelim: Bizimkisi, yine büyüklere masallar olacak! Zira hakikati; salt, Aliym Olan Şanı Yüce Allah biliyor! Azze ve Celle....
3. Konumuzu; bir soruyla değil, iyi niyet dileği ve temennisiyle açalım, inşallah! Ancak ilk mesajının başında yeralan; “Abi havadis?” ifadesi, bu çalışmamızın da önsözü/girizgahı gibi olsun. O halde buyurun!
#Derindunya
#ahmetYozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
Read 65 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!