Boğaziçi protestolarına benzer bir Osmanlı döneminde yaşanmış.
Fatih, İstanbul'un ilk belediye başkanı Hızır Çelebi'nin oğlu, müderris (akademisyen) Sinan Çelebi'yi 1476'da bilinmeyen bir nedenden ötürü hapse attırmış.
Bu karar, dönemin alimlerinin tepkisi çekmiş.
Molla Hüsameddin öncülüğünde bir grup alim, Fatih'e çok sert bir mektup yazmış.
Sinan Çelebi'nin serbest bırakılmasını ve gerekli saygının gösterilmesini talep eden alimler, aksi halde toplu halde kitaplarını yakarak ülkeyi terk edecekleri restini çekmişler. Fatih'e...
Fatih, bunun üzerine alimleri asi ilan ederek hepsini zindana attırmış desem inanmayın. Tabii ki de öyle bir şey yapmamış.
Fatih, alimlerin protestosu üzerine Sinan Çelebi'yi serbest bıraktırmış.
Protesto başarıya ulaşmış ve Sinan Çelebi, Sivrihisar müderrisliğine tayin edilmiş. Fakat Fatih, yola çıkan Sinan Çelebi'yi yeniden gözlem altına aldırınca alimler daha sert bir protesto gerçekleştirmiş:
"Ya bu zulme son verirsin, ya da senin ülkeni terk ederiz" resti çekmişler.
Fatih, alimlerin ısrarlı protestosu karşılığında bunu bir isyan olarak nitelemiş hepsini görevden almış, desem inanmayın. Tabii ki öyle bir şey yapmamış.
Talepleri kabul etmiş. Ve Sinan Çelebi, Sivrihisar'a varıp görevine başlamış.
Kaynak:
Bir Cihan Hükümdarı Fatih Sultan Mehmet - Erhan Afyoncu (s. 168-169)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
İskilipli Atıf'ın hain olduğunu biliyoruz. Ama niye hain olduğunu da bilelim. Bu mendebur, nursuz herif neden ihanet etti, bilmek lazım.
İskilipli Atıf ve çevresi, Milli Mücadele'yi istemiyordu. İşgalci Yunan ordusuna saldırmanın milli menfaatlere aykırı olduğunu düşünüyordu.
Önce şunu belirtmek lazım. Atıf, Teali İslam Cemiyeti başkanıydı. Mustafa Sabri'den sonra bu koltuğa oturdu. Atıf ile Mustafa Sabri'nin arası çok iyidir.
Mustafa Sabri, Damat Ferit tarafından şeyhülislam olunca, cemiyetin başkanlığına Atıf geçti.
Mustafa Sabri de Atıf gibi bir haindir. Hatta katmerlisidir. Atatürk ve arkadaşlarının idamı için fetva yazdırılmasının arkasındaki isimlerden biri odur.
Hatta Mustafa Sabri, Sevr'in onayı için Vahdettin tarafından kurulan şuranın üyesiydi. Ve Sevr'i kabul için oy vermiştir.
Bundan yüz yıl önce Alman hekim Otto Warburg, kanser hücrelerinin glikoz şekerindeki enerjiyi nasıl kullandığını gözlemledi.
Warburg, ilginç bir durumla karşılaştı. Kanser hücreleri, şekerdeki enerjiyi oldukça düşük verimli şekilde kullanıyordu.
Warburg, kanser hücrelerinin glikoz şekerini maya mantarları gibi fermante ettiğini gözlemledi. Oysa hücrelerin şekeri oksijen kullanarak yakması halinde çok daha fazla enerji üretilmesi mümkündü.
Kanser hücrelerinin bu "verimsiz" tercihi, uzun süre tartışıldı.
Bilim çevreleri bu tercihin ardında, kanser hücrelerinin “enerji merkezleri” diye bilinen mitokondrilere sahip olmadığı hipotezini uzun süre tartıştı fakat konu yaklaşık yüz yıldır açıklığa kavuşturulamadı.
Papa ve Leydi Rothschild'in büyük ortaklığı: The Council for Inclusive Capitalism...
Yönetim altındaki varlık: 10.5 trilyon dolar,
Piyasa değeri: 2,1 trilyon dolar,
İnsan gücü: 200 milyon işçi,
Faaliyet alanı: 163 ülke...
Ortaklık, ünlü destekçilerini "muhafız" olarak niteliyor. Muhafızlar kimler mi:
Mastercard Ceo'su Ajay Banga
Allianz başkanı Oliver Bate
Dupont Ceo'su Edward Breen
BM finans temsilcisi Mark Carney
OECD genel sekreteri Angel Guria
Visa başkanı Alfred Kelly
Bu kadar mı? Hayır.
BP baş yöneticisi Bernard Looney
Bank of America Ceo'su Brian Moynihan
Guardian Ceo'su Daenna Mulligan
Rockefeller Vakfı başkanı Rajiv Shah
Ford Vakfı başkanı Darren Walker
Türkiye'nin işgal edilmesi halinde yapılacaklar, direniş için hazırlanan planlar, korunacak üsler, silahlar, cephaneler, erzak ve ilaç depoları, direnişin aktörleri..
Devlet, en kötü günler için hazırladığı sırlar güven içinde saklanıyor-du. Fakat teröristler bir kopyasını aldı.
1* Ordunun en önemli kurumlarından biri olan Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı Albay Erkan, tam 12 yıl önce, Aralık 2008'de bir subayı izlemek için görevlendirildi.
Albay Erkan göreve başladı. Çok titiz hareket ediyordu.
2* Fakat bir süre sonra kendisinin de takip edildiğini fark etti. Durumu üstlerine bildirdi. Takibe devam emri verildi. Temmuz 2009'da görev sona erdi.
Bir süre sonra aynı görev yeniden Albay Erkan'a verildi. Göreve başladıktan sonra yeniden takip edildiğini fark etti.